bugün

tkp' nin karşı olduğu taraf kürt halkı değil pkk' dır. pkk, sosyalist değil kürt milliyetçisidir. tkp bugün kürt halkının özgürlüğünü amerika verse pkk' nın onlarada yalanacağından emindir. kürt sorununun tek çözümü sosyalizmdir, pkk değil.
kürt halkına değil kürt milliyetçiliği yapan pkk ya karşı olan durumdur.
sadece kürtlerin faşistlik yaparken maske olarak komünizm'i kullanmasına tepki olabilir.

Düşünsenize. TKP kürt sorununda faşizmin karşısında olduğu için komünistliğini yitirdiği gibi bir suçlamayla karşı karşıya sebep?

komünizm'in kendi içinde çelişmesine mahal vermeden şehit edilen asker ve minicik kızların hakkını savunduğu için...
ortaya birşey atılıyorsa eğer bu iddianın kanıtlanması gerekir. siyaset çamur atma mantığıyla değil gerçeklerle yapılır. mesela 'tkp ulusalcı' diyemezsin, tkp şu şu yazdıklarıyla, şu söylemleriyle ulusalcılaşmıştır dersin. onu da 'erkek gibi' alıntıcılık yapmadan, bütünlüklü değerlendirerek yaparsın.
tkp'nin kürt düşmanı olması söylemi sınıf siyasetine bir türlü içi ısınmamış kürt hareketi kuyrukçularının söylemidir. evet tkp sınıfa kürt hareketinden bakmaz, kürt hareketine sınıf siyasetinden bakar. eğer kastedilen düşmanlık söylemi şuysa; ''Kürt hareketi yapması gerekeni yapıyor olsa bile, yapılanların sorunun çözümü açısından işe yaramadığı ortadadır. Eğer tercih edilen taktik silahlı mücadele ise, PKK'nın bugün silahlı mücadele verdiği güç ordu değil Türk milletidir. Süreç ordu ile milletin konsolidasyonuyla sonuçlanmıştır. O nedenle bu mücadelenin bölünme olmaksızın başarıya ulaşma şansı yoktur. Eğer buna başarı denilecekse.'' bende bunun altına imzamı atarım ve bu tkp'nin bugün ortaya çıkmış bir söylemi değildir. tkp hiçbir zaman bölünmeyi savunmamış, türk ve kürt haklarının ortaklaşa kurduğu sosyalist bir ülke için devrim mücadelesi vermiştir. asıl düşmanlığı kürt milliyetçiliğini destekleyerek sınıf siyasetinin önüne geçiren kürt kuyrukçuları yapmaktadır. kürtlerin de türklerin de, diğerlerinin de kurtuluşu küçük ve bağımlı kapitalist ülkelerde değil sosyalizmdedir.
yazıyı bir kez daha okumanızı temenni ederim ve kürt düşmanlığı yapılan yer her neresiyse onu burda tartışalım. ama ''tkp'nin zaten ismi de türkiye komünist partisi'' sığlığında değil, gerçek verilerle..
kürtler için kayıp olmayan bir durum.
köşe yazıları kişilerin şahsına münhasırdır. partileri bağlayan ise resmi açıklamalardır. tkp'nin tutumunun doğru bir tutum olmadığı aşikardır fakat bu makaleyle bunu ilişkilendirmek ve hatta bu makaladen tamamen bu sonuca varmak yanılgıdır.
bahsedilen makalenin neden tkp'yi bağladığını anlamak zordur. resmi bildirilere kulak verilirse daha sağlıklı yorumlar yapılabilir!
halk böyle istiyor olmasın.

türkiye'li bir parti terörün karşısında duruyor işbirlikçilere uzak duruyor diye eleştirilmesin.
sol cenahta kürt sorunu ile ilgili siyaset üretememenin tek sebebi; varolan klasik koşullanmadır. geçmişten bugune, süregelmiş kürt siyasetinde hiçbir değişiklik yapılamadığı gibi, her döneme ve olaya ısıtıp servis edilen klasik söylemler devam etmiştir; çünki türkiye solu klasik koşullanmanın doruğundadır ve bu kemikleşmiş reflekslerin dısına çıkmış her siyasi oluşum (tkp gibi) dışlanmıştır yanlız bırakılmıştır. tkp'nin bu yanlızlaşma içinde rotasını doğru çizemediği doğrudur ve bocaladığı bir çok konuda yok değildir.
tkp'nin pkk şiddetinin toplumu getirdiği çıkmaza karşı oldukça açık ve aydınlatıcı şekilde yaptığı tespitlerden rahatsızlık duyan kürt faşistleri ile sosyalizmin emek eksenli pratiğinden bi haber olduklarından dolayı kürtçü etnikçilik yapmayı sosyalizm sanan bir grup cahilin tkp'ye bok atma girişimi.

ben kürtlere karşı yazıda bir nefret sözü göremedim. ne malsınız lan olum siz. istersiniz ki tekelinizde bulunduğuna inandığınız boktan sol anlayışla herkes pkk'nın cinayetlerini desteklesin. onları ezilen bir halkın temel hak arayışı olarak görsün. katilsiniz siz katil. bu toplumun bu ülkenin katilleri..

tiksiniyorum ulan hepinizden..
bir kere daha bahsetmekte fayda var: bir siyasi partiyi doğrudan bağlayan şeyler partinin programı, merkezi siyasi açıklamalarıdır. diğer yandan bir partinin dolaylı ve merkezi yayın organları arasında açık bir fark vardır. merkezi yayın organları partinin sesi konumunda ve partiyi doğrudan bağlayacak bir yayındır. dolaylı yayın organları partinin ideolojisini ve siyasal çizgisini yansıtmakla beraber daha geniş bir toplamla iletişime geçen bir yayındır. buradaki genişlikten kasıt niceliklsel bir genişlik değil, ideolojik ve siyasal yoğunlaşmasını en yakındakilerine hissettirdiği bir genişliktir.

bu girişinden ardından hepimizin mutabık olacağı şey: sol haber portalının tkp ile açık ve organik bir ilişkisi olması ile beraber sol haber portalı tkp'nin merkezi yayın organı değildir. sol gazetesi tkp'nin bir merkezi yayın organıdır; fakat haber portalı bundan biraz daha farklı bir işleve sahiptir. bu nedenle ısrarla söylenen ifade yazıların bir noktadan sonra partiyi bağlamadığıdır. yoksa sol haber portalında yazanlar partili olmamamkla beraber yazarların tkp ile olan yakınlıkları inkar edilmemektedir. tkp'nin herhangi bir siyasal başlıkta aldığı konumlanışı tartışmak için bu nedenle önce parti programı ve daha sonra merkezi siyaseti tartışılmalıdır. eğer buralarda bir hata, bir eksiklik görülüyorsa ortaya belgesi konularak tartışmak yararlıdır. aksi taktirde yapılan şey açık açık bir çarpıtmadır.

diğer yandan farklı siyasal başlıkları gündeme getirerek tkp'nin kürt sorununda aldığı tutumu eleştirmeye ve hatta bu eleştiriyi geçerli kılmaya çalışanlar siyasal açıdan değersiz iddiaları olduklarını bilmeleri gerekiyor. işin siyasal özünü tartışmamakla birlikte konuyu çarpıtmaya çalışanların yaptıkları şeye demogoji denilir. demogojiyi kökenindeki demostan yani halktan ötürü sevenler varsa bilemeyiz; ancak devrimci siyasette demogojiye yer yoktur. eğer bu tutumu sürdürecek olacaklar olan varsa kendilerinin silahı ile onlara bir kaç yıl önce ambarlı'da çalışan işçilere yönelik saldırılarını ve hatta 3 tanesini öldürmelerini hatırlatırız. eğer kendi yöntemleri ile devam edecek olursak hangi saikler olursa olsun "işçinin sağcısı solcusu olmaz." diyen "emek" dostlarının işçi düşmanı olduğunu iddia edebiliriz. halbuki gerek bu apolitik anlayışları gerekse de bu başlık altındaki tartışma yöntemleri sakat olduğu için bu gayr-ı ahlaki davranışa başvurmak hata olacaktır.

toparlamak gerekirse tkp'nin veya herhangi bir partinin herhangi bir siyasal konuda konumunu sorgulamak eleştirmek veya desteklemek için o siyasi yapının merkezine bakmakta fayda var. eğer tersi mümkün olsaydı bir takım düzen solcularının yaptığı gibi düzen içi gerilimlerden medet ummamız gerekirdi. böyle bir şeyin olmayacağını dostunda düşmanında bilmesi gerekiyor. aksi taktirde bu meseleden medet umup ellerini ovuşturan milliyetçilerin de, liberallerin de birer kara yüz olduğunu ve bu kara yüzler korosuna katılmak isteyenlere dur demeyeceğimizi de bilmeleri gerekiyor.
esp, emep, atılım vs. mikromilliyetçi neosol tayfasının sinirden kudurabileceği durumdur. ne zamandan beri pkk düşmanlığı kürt düşmanlığı oluyor.
(bkz: çakma sosyalistlerin olaya bozulması)

sosyalizm etnisite değildir. kürt-mürt hakkı savunma hiç değildir. tkp, bu bağlamda zaten üniter devlet yapısının korunmasından yanadır, adam gibi adamdır.
ilker belek'in kesk içerisindeki kürtlerden rahatsız olması üzerine, kesk genel başkanı sami evren, anf'den ali barış kurt'a konuşmuş. şöyle demiş:

"Biz, memleketin temel sorunlarını gören bir yerde duruyoruz. Ülkede çatışmalar devam ediyorsa, kan akıyorsa, insanlar ölüyorsa susacak mıyız, barış demeyecek miyiz? insanların kimlikleri yok sayılıyorsa, kimliklerine, kültürlerine sahip çıkmayacak mıyız?"

"Sınıf mücadelesi aynı zamanda bunları da içerir. Bu sorunun çözümü aynı zamanda emekçi örgütlerinin destekleriyle de olacaktır. Burjuvaziden icazet beklemeye ya da olmayacak bir tarihe sorunu erteleme lüksümüz yoktur."
siyasi parti, genel kabul görmüş olmak üzere, benzer siyasi görüşlere sahip olan kişilerin belli bir program çerçevesinde bir araya gelerek iktidar olmaya çalışmalarına yarayan örgütlenmelidir. bu siyasi örgütlenmeyi bağlayan şeylerden biri belli bir hiyerarşide örgütlenmiş olan yapısındaki merkezi aklıdır. açmak gerekirse; bir siyasi partinin merkezinde bulunanların kendi programlarına uygun çerçevede yapacakları her açılım o siyasi partiyi bağlamaktadır. diğer yandan her siyasi partinin örgütlenmek ve örgütüne insan kazanmak adına yaptığı bir takım faaliyetleri vardır: bunlardan biri de yayın çıkartmaktır. bu yayınlar siyasi partinin programı ile belli doğrultu gösterebilmekle beraber bazen merkezi siyasi aklın doğrudan sesi, bazen ise daha geniş bir toplamın kendi siyasetlerini geliştirme araçlarıdır. bu noktada anlaşılması gereken şey; bir siyasi partiyi herhangi bir siyasi gelişmede doğrudan bağlayan şey parti programı ve siyasi aklının yönüdür. diğerleri ikincil olarak kalabilecek noktadadır.

yukarıdaki uzun giriş, tkp'nin herhangi bir siyasi olgu üzerindeki siyasetini hangi mekanizmalarla oluştuğunu açıklar düzeydedir. bu nedenle parti programı, merkezi siyaset üreten organlar ve dahası merkezi yayın organlarına bakmak en akıl karı iştir. bu 3 farklı düzey dikkatli bir şekilde incelenirse tkp'nin kürt düşmanı olması söz konusu bile değildir. bu, tkp'nin varlık nedeni olan işçi sınıfını inkarı ve emekçilerin tamamını örgütleme perspektifini yitirmesi anlamına gelecektir. bu nokta tkp, zaten kendi kendini tasfiye edecek süreci açacaktır. böyle bir şeyi bekleyenler ise şimdilik avcunu yalamaları gerekiyor.

ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husus var. sözlükte veya herhangi bir platformda düşüncelerimizi ortaya koyarken belli bir konuya ilişkin sözümüzü söylerken daldan dala atlamak ve bu tür bir tartışma yürütmeye çalışmak bilgisizlerin işidir. konumuz tkp'nin kürt düşmanı olduğuna göre buna ilişkin savların ortaya atılması ve tartışılması gerekmektedir. mesele ezilen uluslar olunca ulusların kaderlerini tayin hakkı meselesi otomatik olarak devreye girse bile bu hakkın belirleyiciliği oldukça düşüktür. tezimizi desteklemek üzere bu mesele üzerine yazılanlar örnek olarak gösterilebilir. ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, konunun amacından saparak başka bir konuyu ana mesele edinmektir. burada hassas davranarak meselenin tkp'nin kürt düşmanı olması tezi olduğunu yinelemekte fayda var. ulusların kaderlerini tayin hakkı üzerinde tkp'nin parti programını ve siyaseti tartışmak isteyenler ukth'nin teorik kalkış noktalarından yola çıkarak tkp'ye ulaşabilirler. ancak; bir kısmı kara yüzlerden* oluşan bu koronun bunu dikkate almayacağı gün gibi ortadır.

toparlamak gerekirse: bu tarz bir iddiayı ortaya koymak için öncelikle iddia edilen siyasi partinin programı, siyaseti ve merkezi kurulları tartışılması gerekmektedir. bu noktadan sonra eğer merkezi yayınların veya diğer yayınlarının herhangi bir "merkezin sesi" olma durumu varsa bağlayıcılık tartışılmalıdır. aksi taktirde söylenenler ya kuruntunun ya da kara yüzlü siyasetin eseridir. genelinin ikincinin cephesinde olduğu açıktır.

* kara yüzler: lenin'in kadet partisi(rusya'da faaliyet gösteren ve liberaller ile monarşistlerin bulunduğu yapı) siyasetçileri için kullandığı tabir.