400 vekil verin bu iş huzur içinde çözülsün'ün yeni şafak versiyonu.
en acısı da bu değil mi zaten.

alışmak...

veya alışmak zorunda bırakılmak.
başkanlık gelene kadar bu dayatma ve ölümler sürdürülecek halk yıldırılacaktır.

http://www.youtube.com/watch?v=msEjhAnK12c

söylemeler gayet açıktır ve başkanlığı istediğini her fırsatta söyleyen kişinin almak için elinden geleni yapmamasının bir nedeni de yoktur.
Biz alışmayacağız.

Siz siktirip gitseniz Nasıl olur ?

Diye cevaplanılması gereken cümle...
Alışmıyoruz, alışmayacağız!
Fındık kadar bile, beyin taşıyan, fikri ve vicdanı hür, insan olma vasfını, onurla, üzerinde taşıyan hiç kimse, bu vehamete ve rezalete alışmayacaktır!
Soran, sorgulayan, hesap soran insanlar vardır ve varolmaya devam edecektir!
iyiliğe, doğruya ve güzelliğe, vatan, bayrak ve millet sevgisine alışması ve kabul etmesi gereken, bu vehamete sebep olanlardır!
Nokta!
heran piyango bize vuracak mı diye beklemek gibi bir şey bu.
ne diye alışacakmışım sayın götüne koyduğumun yalaka piçi.

her ay masum sivil insanımız katledilecek ve biz buna alışaçağız öyle mi, piçin dölü.

alışmıyorum... alışmalıyız diyenin de yedi ceddinin onuruna şerefine ruhuna sıçayım.
35 yıldır hala alışamadınız mı?
Terörle yaşamaya alışırım ama orospu çocuklarını dinlemeye görmeye alışamıyorum.
akp ile yaşamaya alışmışız. ona da alışırız. çıkar iki gazımızı alırlar cehape, gezi, dış mihraklar, paralel diye tamamdır.
(bkz: 400 vekil verin ve bu iş huzur içinde çözülsün)
abdulkadir selvi'ye söylettirilen sözdür. zavallıcadır.
Niye alışayım be ben bu milleti anlamıyorum biri "teröre alışmalıyız der" biri "bu ülkede artık yaşamaktan utanıyorum" der bu kadar korkmayın ya unuttunuz galiba bu vatan korkakların yeri değil yada utananların. Namussuzca dağda heval olarak ölmek de var şerefli bir şekilde şehit olmak da.
Yani diyorki pic kurusu başkanlığı verin bu is huzur içinde çözülsün.
Yeterince alışılmışlık sergileniyor.
kendi yandaşlarını kenara çekerek halkı ateşin içine atmak bu olsa gerek.
görsel
Türkiye'nin ilk kadın savaş muhabiri, ki kendisi bosna'da kosova'da uzun yıllar yaşamıştır, şerif turgut Çok güzel anlatmış.

"Bugüne kadar 12 savaşta çalıştım ve diyeceğim budur
Tepki verin, hesap sorun
Aman ha kanıksamayın
Ölürsünüz, sevdiklerinizi öldürürler"

"Savaşların başlangıcında 1 eşik var
O eşik toplu ölümleri kanıksatma ve sistematikleştirme
Şu an TR halkına uygulanan bu
Sakın izin vermeyin"

"Hah işte, bu dil hele de gazetecilerden çıkmaya başladıysa çok tehlikeli
Abdülkadir Selvi: “Bir süre terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor”"

"Niye "terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor"?
Siz hiç bunu bir ABDli ya da ABli gazeteciden duydunuz mu?
Sakın alışmayın SAKIN"
SEN ALIŞ CANIM, BiZ UZAK DURAK, AL ANANIDA GiT TERÖRE DOĞRU.
terörle yaşamaya alışmak diye birşeyi hiç kimse kimseden isteyemez de, bu söz tamamıyla yenilginin, kontrolü kaybetmenin göstergesidir.
Amaçları pkk'yı bitirmek değil, amaçları eşit şartlarda mücadele etmek gibi davranan söylemdir. Kendisini takip etmeyi bıraktırma etkisi yaratmıştır.
en son ne zaman bi otobüs durağında beklediğini sorsan hatırlayamaz. özel güvenlikli sitelerde oturup terörle yaşamaya alışın diyor yavşak.
Hiçbir şeye alışmamız gerekmiyor.
ya seve seve, ya isteye isteye
ya da ağlaya ağlaya ama mutlaka bir başkan sahibi olacağızıdr.
Barutun kokusu düştü burnuma
dört bir yana istiyorum
dibinden patlatayım
adamlar gibi dağlara düşeyim
tutmak istiyorum Kürdistanımı
ya ölüm ya kurtuluş
uyanın uykudan çabuk
artık savaş zamanıdır

*

Bu tür hümanist (!) şarkılar söyleyen Şivan Perver’e “barış güvercini” muamelesi yapılırsa, Akp mitinginde asrın liderimizle el ele sahneye çıkarılırsa, en ön sırada oturan Bülent Arınç duygulanıp hüngür hüngür ağlarsa… Kendini “dibinden patlatan” canlı bombalarla yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

PKK tanık TSK sanık yapılırsa, genelkurmay başkanı “terörist” diye hapse tıkılırsa, Türk ordusu mermi sıkmadan esir alınırken “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diye göbek atılırsa, Hilmi efendi “kasaptaki ete soğan doğramam” derse, garnizon komutanı 30 Ağustos Zafer Bayramı pastasını Akp marşıyla keserse, madalyalı kahramanlar canına kıyarken, kahrından kanser olurken, Necdet bey hükümete iftar vermekle meşgulse, asrın iftirasını bavulla taşıyan herif, gazeteciler cemiyeti tarafından “yılın gazetecisi” seçilirse… Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

Pkklılar örgüt üniformalarıyla Habur’dan girip, otobüs üstünde şeref turu atarken, asrın liderimiz “Habur’daki manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü, çok sevindirici şeyler oluyor” derse, Pkk’yla resmen masaya oturulursa, Oslo’daki pazarlıkta Mit yöneticileri Pkk yöneticilerine “gözünüzü seveyim” derse, devletin valisi “Abdullah Öcalan’ı takdirle karşılıyorum” derse, TBMM başkanlığı bile yapmış olan zat (!) üzüntülü ifadelerle “Abdullah Öcalan oruç tutardı, camiye giderdi, namazında niyazında bir çocuktu, kurban edildi” derse, “ulus devlet ayrıştırıcıdır, ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi” diyen Ahmet Kiziroğlu “bana biji serok Ahmet diyen dillerinize kurban olayım” derse… Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

Asrın liderimiz “ABD’nin Genişletilmiş Ortadoğu Projesi kapsamında Diyarbakır yıldız olacak” derse, Apo’ya Diyarbakır meydanında “ulusa sesleniş” konuşması yaptırılırsa, Diyarbakır belediye başkanı “devlete mesajımız var, hastirin” derse, “Türkiye Kerkük’e karışırsa, ben de Diyarbakır’a karışırım” diyen Barzani, Akp kongresinde onur konuğu yapılırsa, Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışlanırsa… Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

Şehit ve gazi sıfatları yasalardan silinirken, gazilerimizin protezlerine haciz gelirken, asrın liderimizi eleştiren şehit babalarına hapis cezası verilirken, Gaziler Cemiyeti asrın liderimize teşekkür mahiyetinde kalpak hediye ederse… Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

“Ulus devlet Allah’ın belasıdır, Türk üst kimliği bölücüdür, Türk bayrağı demeyelim Türkiyeli bayrağı diyelim, devletten yana değil dağdakiyle birlikte yaşamak isterim” diyenler “akil adam”sa… Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

TC kaldırılırsa, Andımız yasaklanırsa, Apo posteri taşımak suç olmaktan çıkarılırken, otomobiline Atatürk posteri yapıştıranlara trafik cezası kesilirse, kalaşnikoflu heykel dikilirken, Atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklanırsa, 19 Mayıs yasaklanırsa, Sabiha Gökçen soykırımcı ilan edilirse, Kızılay bile sodasındaki Türk ibaresini silerse, Akp milletvekili “Türk yoktur” derse… Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

Yandaş-yalaka basınımız Kandil’deki basın toplantısına koştura koştura giderse, devletin Anadolu Ajansı bile tarihte ilk kez Kandil’e gönderilirse, kendilerini karşılayan kalaşnikoflu teröriste “sevimli delikanlı” diye hitap ederlerse, “güzel bir ceviz ağacının dibinde öğle yemeğindeyiz, etrafta incir ağaçları, pembe pembe açmış Kürdistan gülleri” diye romantik satırlar döktürürlerse, Murat Karayılan’ın yanına oturup, sırıta sırıta hatıra fotoğrafı çektirmek için kuyruğa girerlerse, Karayılan hakkında “sohbet boyunca gülümsüyor, kariyer hırsı yok, bir lokma bir hırka, saygılı, kültürlü, bilimsel konuşuyor” diye yazarlarsa, Pkk elebaşını “tonton, babacan, terörişko” şeklinde ambalajlayıp sunarlarsa… Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

ABD istedi diye, peşmergeye koridor açmak için TBMM’de tezkere çıkarılırsa, Kobani’ye giden peşmerge güçleri takvimde başka gün kalmamış gibi tam 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda topuyla tüfeğiyle topraklarımıza girerse, Kürdistan bayraklarıyla, alkışlarla karşılanırlarsa, havayi fişekler fırlatılır, halaylar çekilirse, Türk silahlı kuvvetleri ayak altında dolaşmamak için kışlasına saklanırsa, milli istihbarat teşkilatı eskortluk yaparsa, dinlenme molasında yedikleri lahmacunun parası bile valilik tarafından ödenirse, Ahmet Kiziroğlu “Kobani’ye selam ediyorum, Kobani’deki kardeşlerimin alnından öpüyorum” derse… Sur’da Cizre’de Silopi’de Nusaybin’de askerimizi polisimizi şehit edenlerin, alnından öpülen Kobani’de eğitildikleri ortaya çıkmışsa… Sınır namusken, sınırlarımız folofoş edilirse, kayıt kuyut tutmadan, kim olduklarına bile bakmadan, üç milyondan fazla Suriyeli hobaraaa diye buyur edilirse, pkklı ve ışidli canlı bombalar sahte kimlikle mültecilerin arasına karışıp, elini kolunu sallaya sallaya Suriye’den giriş yaparsa, bunların kaç kişi oldukları, şu anda hangi şehirde oldukları bile bilinmezse, memleket dingonun ahırına dönmüşse… Terörle yaşamaya alışmamız lazım tabii.

*

Pkk açılımı döneminde açılım’ın bir numaralı şakşakçısı olan, Apo’ya övgüler düzen, hatta, imralı’dan çıkarılmasını öneren, “Öcalan sorumluluk bilinciyle hareket ediyor” diyen yandaş gazeteci, bugün hiç utanmadan “terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor” diyorsa…

*

Ve, bunların hepsi gözümüzün önünde, gözümüzün içine baka baka yaşanıyorsa, armut gibi seyrediyorsak… E alışmamız lazım tabii.

Yılmaz ÖZDiL
o zaman tecavüzcülere de, rüşvetçilere de, mafyalara da alışmaya hazırlık yapmak lazım bundan sonra!