bugün

özelleştirmeci hükümet ve yandaşı medya tarafından yıpratılmaya çalışılan, 2 aydır ankara nın buz gibi soğuğunda haklarının çalınmasına ezik ezik onay vermektense , karşı çıkan işçilerin yorgun halleriyle dalga geçen insanlık dışı bir mantalitenin ürünü olabilecek bir fikirdir. evet tekel işçisinin mücadelesi desteklenmeyebilir, evet hükümet yanlısı da olunabilir, ancak zor durumda olan, 2 aydır sokaklarda kalan bir insan hakkında aşağılayıcı, faşizan bir ifade kullanmak insanlıktan bir nebze nasibini almamaktır.

Bakın efennim Jose marti ne demiş:

''Gerçek insan başkasının yüzünde patlayan tokadı kendi yüzünde duyabilendir.''

Not:`başlığın üstüme kalması, buna iyice sinir olmam.
insan olmamanın bir göstergesidir. bunu arzulayan bir insan muhtemelen ömrü boyunca da insan olmayı başaramayacaktır.
yaparken dikkat edilmesi gereken bir eylemdir, zira on iki bin tekel işçisi, güçlerini birleştirirse adamın sülalesini bok çukurunda boğar.benden söylemesi.
tekel işçileri tarafından hadım edilmesi gereken çürük zihniyettir.
emek düşmanlığı, orospu çocukluğudur. teoride kalır.
işeyecek başka yer yok mu? sorusunu akla getiren başlık.
ayrıca:
(bkz: senin kafan karismis)
tekel işçilerinin üzerine işemeyi düşünenin üzerine sıçmak. evet alanabilicek büyük bir zevktir bu.
toplu sex ürünü, hayat kadınından olma bir tuzu kuru zihniyetidir.
bu işlemi yaparken en dikkat edilmesi gereken şey göt bölgesini iyi korumaktır. zira sert olur işçilerin yumruğu da...

edit: çok az brainstorming yaptımda. fena.
terbiyesizlik kavramı üzerinden örneklenecek eylem.
orospu çocukluğu denebilir bu eyleme, sütü bozukluk ya da aile tarafından en küçük sevgiye bile muhtaç olan insan söylemi. kızgın kalabalık tarafından tartaklanmak isteyen, intihara meyilli bir insanın da sözü olabilir. kimilerine göre piç lerin, anneleri belli olmayanların ürünüdür belki de. ama ben bunları hiç söyleyemeyeceğim. çünkü duruşum ve bana verilen saygı, bu küçük ve aşağılayıcı, üstüne üstlük haksız eylem düşünsine bile bu kadar ağır laflar söylememe engel oluyor.

ancak bu insancıklara söyleyebilecek bir kaç cümlem yok değil. tekel işçilerinin, kefenler içinde 4/C diye bağırdıkları madde hakkınızda bilginiz var mı? yoksa, anlatayım. 4/C özelleştirme durumunda işsiz kalacak memurlara en fazla 10 ay olmak üzere, ki bu 4 aya kadar inmektedir, asgari ücret civarı maaş vermek ve işçileri istenildiği gibi çıkartılması durumunda kullanılabilecek, güzel bir maddedir. yani kısacası patrona iyi gözükmezseniz, yada patronun kafası bozuksa, sizi işten çıkartabileceğini ve ekmeğinizden yoksun edebileceğini ön gören bir madde. her ne durumda olursa olsun, mesai ücretlerinin verilmeyeceğinin habercisidir. ayrıca 4/c işçileri, başka hiç bir gelir getiren kolda iş gösteremez. işten çıkartılmaları durumunda ihbar, kıdem veya sair adları altında hiçbir tazminat ödenemez.

ey kardeşim, solcusundur sağcısındır. farketmez. kapitalist ol, sosyalist ol, liberal ol, milliyetçi ol. hiçbir şey yine farketmez. tek bir sorum, tek bir feryadım var sana. bu adam evine ne götürecek?

unutmayın, hiçbir mücadeleyi desteklemek zorunda değilsiniz. haklı yada haksız. ama saygı.. önemlidir.
(bkz: tekel işçilerine toplama kampında taş kırdırtmak)