bugün

beyoğlunun meşhur sokak mobilyalarından olan siya siyabend grubu üyelerinin crossing the bridge:the sound of istanbul'da kullandıkları felsefik cümle.
jeoloji mühendisliği' nde geçerli bir kural. pusula ölçümleri sırasında oldukça işe yarıyor, zorla olsada. şöyleki, önce tabakalı bir kayaç bunulur, sonra pusula bu tabakanın doğrultusu boyunca yaslanır , kafa da yine aynı istikamette parelel konularak hem bu kayacın ne tür taş olduğu, hem de konumu belirlenir.
-taşın taş olduğunu başını dayayınca anlarsın mahmut
+walla taş gibi hatunsun verengül
-nerden anladın
+dün gece otobüste başını dayamıştım..

laksdfjasdf
taşın taş olduğunu başını yardığında anlarsın diye gozluklu kedi nin affına sığınarak değiştirmek ve paylaşmak istediğim söz.
(bkz: iran)
(bkz: malezya)
(bkz: taşın taş olduğunu başını yardığında anlarsın)
(bkz: türkiye cumhuriyeti)
(bkz: dede murat)
(bkz: ayşegül aldinç in 18 yaşındaki memeleri)
(bkz: taşın taş olduğunu başını yardığında anlarsın)
(bkz: recm)
- taşın taş olduğunu başını dayadığında anlarsın.
+ sokarım taşa. ne diye başımı taşa dayayacak mışım ki?... (takkkkk)... anam kafammm.. anam anam anammmm...
- sen kafanı taşa dayamassan taş gelir yarar kafanı.
+ anam anam.. ne taş atıyosun lan horspu çocuğu?.. anam anam... kaçma lan kaçma!! anam anam...
- felsefeme bok attırmammmmmm... (topuk)
(bkz: #2032253)
Gökyüzünün başka rengi de varmiş!
Geç faretttim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
insan bu yaşa gelince anlarmış.

Otuz Beş Yaş
Cahit Sıtkı Tarancı