bugün

ilkokul yıllarımızdır. ağlayanlar olurdu alamadığı zaman. acaba ne oldu diye düşünürdüm. teşekkür aldığı için takdir alan arkadaşlarının yanına utancından gidemeyenler olurdu. velhasıl ilginç günlerdi. bir keresinde "bu dönem takdir alamayacağım" dediğimde abim dövmüştü beni. ama takdir suratına atınca morarmıştı.
ne günlerdi o günler ortalamamız 4 ün altına inince aklımızı yiyorduk. şimdi 2 nin üstüne çıksa sevinç çığlıkları atar olduk.
(bkz: neşeli günler)
sözlükteki koca koca adamların artı oy, eksi oy diye ağlamalarına benzer, tamamen sonunu düşünerek kahraman olmaktan vazgeçmiş * öğrencileri teşvik eden günlerdi.

Madden sözlükte aldğımız artı ve eksi oylar gibi değeri yok belki ama maneviyatta büyük yerleri vardır o belgelerin.
geçmişin tozlu raflarında kalan günler.
karnenin beşlerden geçilmediği günler.
eskilerin, şimdilerde, alışkanlıkla "getir karneni bakim, almadın mı daha karneni? aaaa sizde karne yok mu evladım, nasıl okul bu?" tarzında sorular yöneltmesine sebebiyet veren günler. *
öss' ye uzak, toplumun katılığını ve soğuk yüzünü anlamadığımız, tekrar yaşansa denilen ama elbette geri gelmeyecek güzel günler.
(bkz: hava aldigimiz günler)
(bkz: beden eğitimi bir geldiği için takdiri kaçırdığım lise çağlarım)
(bkz: kırmızı kurdele)
(bkz: o kadar oldu mu yaq)
(bkz: zaman ne çabuk geçiyor)
verilen emeğin meyvesinin alındığı gündür. mutluktan uçmak haktır.
hayatımda bir kere teşekkür almıştım. onda da okulda teşekkür belgesi olmadığı için öğretmenim karnemin üzerine yazmış benim tek başarımda piç olup gitmişti.
(bkz: karnenin hepsinin beş olması) *
(bkz: takdir belgesi almak) *
(bkz: teşekkür belgesi almak) *
(bkz: sınıfı geçmeye çalışmak) *
(bkz: 20 puanla teşekkürü kaçırmak)
(bkz: derslerinin hepsinin zayıf olması)
hüzzam makami okunacak:

mazi derin bir yaradir içimde,
nerde o günler?
kirmizi kurdeli karneler
cerceveli tesekkurler,
cerveli taktirnameler?
hani nerde?
ala ala simdi aliyoruz
cercevesiz siktirnameler
tenlenni tenlenni tenlenni tenenen
iddaa yı tutturduğum günler.
universitenin ilk yıllarında 'oh be kurtulduk karne belasından.' şeklinde sevinilse de yıllar sonra ** özlenen günlerdir. haftalar öncesinden notlar hesaplanır, bazı kritik derslerin hocanın kanaat kullanmasıyla bir üst not düşebilmesi ihtimali nedeniyle heyecanla karne günü beklenir. cuma gelir, ders olmaz. şimdi kulak tırmalayıcı ve sinir bozucu gelse de vakt-i zamanında bizim de bir üyesi olduğumuz veletler gerzek gerzek 'akdeniz, karadeniz, biz karneleri isteriz!' şeklinde yırtınırlar. takdir/teşekkür alanlar sevinir, karne hediyesini almak üzere evin yolunu tutar. güzel günlerdir. *
(bkz: those were the days) my friend.
vizeden 30 alınca sevinilen günlerin gelmesiyle coktan unutulan günlerdir.
sınıf başkanlığı gibi hep hayalini kurup bir türlü yaşayamadığım. Kırık rekorlarını alt üst etmemin verdiği şevkle, sınıf öğretmeninin verdiği vaazda gülmemek için perdeleri ısırdığım günlerdir.
"hey gidi gunler, meger yasanacak gunlermis o gunler" dedirten gunlerdir. ne projelerle bogusursun, ne finallerle. kadri kiymeti bilinmemis gunlerdir.
(bkz: o gün bu gün)
(bkz: karne günü)
-anneee takdir aldımm
+affffeerriim benim oğluşuma bakayım karnene
-ehe ehe
+bu dört ne? niye hepsi beş değil
-nasıl yaa..
....

-ercan lan karnen nasıl
+takdir aldım.
-vayy ibne ..
+sen?
-iki puanla takdiri kaçırdım lan(hep öyle olur zaten bu takdir hep iki puanla kaçırılır)