bugün

(bkz: baskan oldun da adam mı oldun)
ilkokul zamanlarında konuşanları tahtaya yazan yakalarında sınıf baskanı rozeti bulunan, lise yıllarında yoklamayı alan kişilerdir.
sınıf başkanı olduktan sonra sınıfın en götü kalkık öğrencisi oluverip çıkan velet.
arkadaşları tarafından en çok sevilen kişiye oylama sonucu verilen ünvandır. * sınıf başkanlıgı bir onur, bir şeref makamıdır. çocugun yürüyüşü degişir, bakışları daha bir anlam dolu olur artık. bir karizması vardır ki akıllara zarar. her baktıgı kız ona aşık olur, peşi sıra gider. *
birde bunların yaka kartları olurdu. kitaplık kolu, tiyatro kolu, sağlık kolu, spor kolu vs gibi... tabi ki en afilli olanı sınıf başkanın ki olurdu. aslında derinlemesine incelendiğinde, sınıf başkanı başbakan, diğer kollar ise bakanlık birimlerini temsil eder, herhangi bir kola seçilemeyen öğrenciler ise ezik halkı. yani bir nevi meclis havası daha çocuk yaşta nakşedilir minik beyinlere. mini mini birler, çalışkan ikiler o çağlarda öğrenir propaganda ile bir yere gelmeyi.
-ahmet olum beni başkan seçin söz sizi yazmicam tahtaya...
+harbimisin rıfatcan tamam sana parmak kaldıralım * o zaman...
karizması olan minik öğrencidir. kızlar ondan mutlaka etkilenir, niye mi? kadınlar daha ilkokul sıralarından itibaren güçten etkilenir de onda.
birzamanlar (üc sene üstüste) yapmis oldugum ve benim memurum isini bilir dusturunu tatbik ettigim ve yolsuzluklardan ötürü zinde kuvvetler (bkz: sınıf ögretmeni) marifeti devrildigim makam.
(bkz: politikacı olacak çocuk) *
icimdeki canavarı harekete gecirme konusunda ihtisas yapmis her an bogazlama hissi uyandiran guzide insan evlatları
genelde caliskan olup cok konusanları sevmez bu tipler
(bkz: yamuk prenses)
çok büyük iş başardığını sanan çocuktur.çünkü çocuklar hep öğretmenlerine özenirler.sınıfı susturmak, tahtaya isim yazıp yanına çarpı atmayı marifet sanarlar.
* genelde kalantor, sulak yerde yetismis tipler secilirdi sinif baskanlari. yada yardimcilari kesin bu tiplerden olurdu. mantigi neyse artik.. bir de ilkyardim kolu vardir ki, ya ben lan neyse bisey demiyorum
lisede pek yararlıdır.zaten konuşanları tahtaya yazma işi gibi bir şey olmaz, defteri de nöbetçi getitir götürür bu adam yayar bütün sene.başkan olunduğu için öğretmenlerle sık sık temas kurulur, bu yolla bütün öğretmenler seni tanır ve sözlü notlarını yüksek verirler başkan olduğun için.bir de ilkokulda inekler, daha sonraki dönemlerde sınıfın piçleri seçilir başkanlığa.
genelde öğretmenin en gözde en popüler öğrencisi olur, öğretmenlerin kendi isimlerini bir çırpıda zikir etmeleri pek hoşlarına gider, kendilerini önemli insan sanarlar, isimlerinin bilinmesi bir süre sonra cansıkıcı olmaya başlar, çünkü topluca işlenen haltlarda da malesef ilk bu şahısların isimleri akla gelir...
En cok kiz arkadasa sahip ögrencidir ayrica sinifin en cok yag cekilenidir. *.
öğrenim hayatım boyunca konuşanları tahtaya yazmak dışında hiçbi skime yaramadığını gördüğüm pozisyon.
*yakında ilkokullarda okulun bir kısmını cami yaptırma vaatleri ile sınıfın başına getirilecek ve her ders başlangıcındabesmele çektirmekle görevlendirilecek öğrencidir.
ilkokulda tahtaya sınıfta rahat durmayanların adının yazılıp hocadan dayak yemelerinin izlenilip keyif alındığı, birkaç psikopatın yerine getirdiği en vasıfsız görev...
zamanında benim de emek harcadığım ve her türk gencinin yaşaması gereken ulvi görev *. lakin dikkat edilmesi gereken bir husus vardır ki, o da eğer fiş değiştirecek arkadaşlara izin verecekseniz, getirdikleri fiş ile okulun yoklama fişi arasında ki boyutun hayvani derecede farklı olmamasını kontrol etmektir. * *
benim de tattığım sorumluluk. 15 gün sonra, yanında 10 x sı olan arkadaşa tepem atıp * öğretmen tam sınıfa girecekken attığım silgiyle sona ermiştir.
arkadaşların arasını bozmaktan başka hiç bir boka yaramayan gereksiz şey.
(bkz: bi öpücük kondur 5 çarpını silim merve)
askerdeki örneği için
(bkz: bölük çavuşu)
bildiğin yalakadır,ünvanını eline gecirdiği an başlayan göt kalkması sonrası en yakın kırtasiyeye gidip sınıf başkanı yazan billboard kıvamındaki iğneli dalgadan alınır dikkatli bir şekilde yakaya takılır.
tahtada durup millet koşturup eğlenirken onları oturtmakla görevli çocukluğunu yaşayamayan, öğretmenin kardeşi kardeşe kırdırma politikasında maşa olan çocuktur.*
eğer sopası ve sopayı kullanma yetkisi varsa, hatta annesi de öğretmense vay sınıfın haline.***