bugün

babadır, amcadır, dayıdır.
her sitede olur bunlardan ve ailelerin çoğu rahatsız olur. büyük dedikodu döner bu amcanın arkasından.
döşünde bol kıvırcık siyah kılları olan, omuz bölgesinde orta halde kıl ve azcık isilikleri bulunan, yuvarlak beyaz masada ailesi tarafından hizmet gören, ayağında mavi sünger terlikle bacaklarını 90 derece açan yurdun babası. az sonra mangal başına rakısı ile geçip ailesine et pişirecektir.
Hayretle izlenilen yurdum insanıdır.
Bilim adamları bu kişinin balkonda beyaz atletiyle doğduğunu düşünmektedirler. Mahalledeki insanlar ve olaylar ondan sorulur. Bilgelik konusunda gandalf bile onu geçemez. Kimse olmadığı zaman haykırarak balgam atar. Balgamla tam ağaç dibine nokta atışı yapan tek insan türüdür.
elinde tüten bir sigarası yoksa eğer o efsanevi beyaz atletli adam değildir.
o atletle gazete almaya gider haftasonu pikniklerinin vazgeçilmez mangalcısıdır. güzel rakı içen atletli.
Balgam onun en güçlü silahıdır.
o adam ki yol soranlara, park edemeyenlere, sokakta kavga edenlere umut ışığıdır.
üzeri çıplak olarak sadece şortla balkonda oturandan daha az görüntü kirliliği yapar.
bir de rakısı ile kavunu varsa önünde, aile boyu sefa sürüyorsa bu ya muğlalı ya da aydınlı bir amcadır. aylardan da temmuzdur.
evrimini tamamlayamamış ve kendini hala ormanda zanneden bir insandır. zararsızlardır muz atmanız yeterlidir.
Arasıra çamaşır asmaya gelen çamaşır asarken şarkı söyleyen bir kadının da sahneye dahil olabileceği kendi filminde dolayısıyla başrol oynayan adamdır.
havaların soğumasıyla artık içeride oturmaya başlayan adam. bir sonraki sezonda sevenleriyle buluşmak üzere huzurumuzdan ayrılmıştır.
bu modelin sürekli pencere önünde oturarak sigara içenide vardır. balkonuma baka baka içer sigarasını amca bey.
elinde sigarası izler ortalığı. halı saha maçlarında defansın göbeğini oluşturan şahsiyettir ayrıca.
bizim komşu hilmi abi de insanlık müessesesinde bu kategoriye giriyordu.

hilmi abi bütün yaz balkonda oturdu. yer yer geldi çekirdek çitledi. kimi zaman karpuz yedi. çekirdeklerini çıkarmadı hiç. atletini bile yıkatmadı hilmi abi. ters yüz etti bi daha giydi. akşamları cigara içti. kah güldü, kah sövdü. bütün haberlere aynı yorumu yaptı. ''ee burası türkiye hanım ..''

hülasa ; herşey yolundaydı onun için. hep balkondaydı. göbeğiyle, atletiyle.

yine sıcak bir yaz akşamı bir çığlık koptu hilmi abinin evinden. nasıl şaşırdık amk. meğer adam otura otura sandalyeye yapışmış. ameliyatla aldılar hilmi abiyi sandalyeden. bir daha da utancından sokağa çıkmadı o. ne gören oldu ne duyan.
ne zaman mor tepelerin ardında bize elveda diyen eylül güneşi görsem , ne zaman bize eskiyi hatırlatan bir eylül akşamı yaşasam hüzünlere gark olurum.

elmacık kemiklerime süzülen gözyaşım damlar sigaramı söndürür de ben bir türlü sönemem hilmi abi.

ne güzel komşumuzdun sen hilmi abi...
üşüyorum.
babamdır. *
hemen hemen her mahallede olan bir adamdır..
saat 3ten sonra kahverengi tombul şişesini alıp demlenmeye başlayan abi. bi de güneş şemsiyesi vardır bunun balkonunda. çarpılmata karşılık.
dünya yı anlamış adam olabilir.sınırlı güçle hiç bir halt edemiyeceğini bildiği için salmış, koyvermiştir.
yüzü de gülüyorsa, kendisi için en iyi iş budur.
atlet meselesi olmamış ama git güzel, hafif bir tişört al ya da mevcut tşörtlerinden birini makineye attır 3 gün yikat hırpalansın gevşesin. tüy gibi olsun. öyle otur.

ha bak daha yolun başındakilere tavsiye edilmez bu, yani 70 in altında olanlara. onlar dünyadaki hiçbir işe güçlerinin yetmediğini görmek için koşturup durmalılar.
emeklidir.
havaların soğumasıyla nüfusu gitgide azalan tiplerdir.
gecen sene yazın kavga ettigim adam. kendi beyaz atletle oturuyordu ve üstüm cıplak oldugu icin bana kızdı. üstüm cıplakken bile ondan daha karizmatik oldugum gercegiyle yüzlesemedi. *
ana ananemin ordaki adam*
bir domates salça kutusu ( küllük niyetine )
her daim orda yarım şekilde duran kola şişesi 3 'ü oturuyorlar *