bugün

içimde hissedip dışıma vuramadığım öyle çok kelimelerim var ki kendimi gizli bir hazine gibi hissediyorum.
Her şeyi yazmak, çizmek, videolaştırmak, paylaşmak istiyorum ama çoğunu yazıp çizmiyor ve paylaşmıyorum.

insanın kendini tanıyamaması şeklinde bir başlık açıp uzun satırlarla ifade edebileceğim kelimeler bütünü kurmak istedim az önce. O başlık altında bitmez dediğim ama bugün itibari ile muphem bir şekilde biten arkadaşlıklarımdan ve kendimi tam olarak tanıyamıyor oluşumdan söz edecektim. Lakin herhangi bir dönüt iç güdüsü ile yazdığımdan dolayı dönütün olmaması ihtimali üzerine bu fikrimden vaz geçtim.
Her şeyi anlatmak istiyorum.
Konuşmak istiyorum.
Şarkı dinlemek değil, söylemek istiyorum. Ne yazıktır ki sağa sola yazdığım ve birleştiremediğim yazılarım, defterlerim gibi içimdekileri de sağa sola anlatıyor -yarım kalmışlıklarla beraber- anlatılırımı bir insan üzerinde birleşitiremiyorum.
Kimisi yalnızca babanemi biliyor kimisi eğlenceli tarafımı. Birisi hüzünlü tarafımı biliyor diğeri sıradanlığımı.
Hep bir telaş ve yarım kalmışlık hissi ile yaşıyorum.
tam ortasındayım. bazılarınız bilir, bir yerin tam ortasında olmak hiçbir yere ait olamamanın ilk durağıdır.
Biriyle şöyle güzel kavga etsem rahatlayacak haldeyim ama halden anlayan mı var? Herkes anlayışlı herkes sen bilirsinci olmuş.
Benim yerime de sev, bekletme hayatı. Bu kadarına razıysan yaşa gitsin. Kaç kişiyiz savunan sevdayı.
Az önce hayatımda gördüğüm en güzel yıldız kaymasına şahit oldum. Sanırım güzel şeyler olmaya başlayacak. Umutluyum.
O kadar çokki neyse boşver söylemekten yoruldum artık.
Bazı şeyler için geç kaldım belkide. Ben hep kendimi suçlamayi severim. Yine aynısını yapıyorum. Bazen içimde tuhaf bir his oluyor. Herşey duzelecek diyorum. Bu sefer farklı. Bekliyorum. Düzelen birşey yok. Neden sorusunu soruyor insan bazı şeyler bu kadar guc olmamaliydi.onlarin hiç cabalamadan sahip oldukları şeyler için neden ben bır tarafını yirtiyorum diyorum.sonrasi yine kendi kendine cevap vermek.
Söylemek istediklerim bu kadar. iyi geceler.
Gözümden akan her bir damla yaşa sebep olanların anasını avradini seveyim*.
Arkadaşlar bir anda hayatınız kayabilir. Hiçbir şey yokken bir anda sevdiğiniz birini kaybedebilirsiniz. Ya da siz kayar düşersiniz kafanızı çarpar felç olursunuz falan. Bu yüzden fırsatınız varken sevdiğiniz insanlara onları sevdiğinizi söyleyin. Bu klişe bir laftır ama hafife alınmaya gelmez. Çünkü beş dakika sonrası bazen sizin elinizde olmuyor.
sarki.

evet bagira bagira sarki soylemek istiyorum ama evimin alt katinda ayni okulda gorev yaptigim kadin din kulturu ogretmeni oldugu ve duvarlar da kagit kadar ince oldugu icin nefes bile alamiyorum..
bir gün dönüp baktığında umarım benim için üzülürsün.
100. entrymi iyi değerlendirmem gerektiğini düşündüğüm için buraya yazıyorum.
işbu entry 100. entrydir, tüm sözlük camiasına hayırlı olsun.
görsel
Vücudunu açıp sergileyen bir kızın gündem olduğu bir sözlükte söyleyecek bir şey bulamıyorum.

Tek söylemek istediğim bu.
insanlardan iyilik, hoşluk depoluyorum ama kimseye söylemeyin. her şeyinizle birer bireysiniz bu bir uyarı!
icimde bir eksiklik var,nedenini bilmedigim. ne mutluyum ne de mutsuzum. neyin arayisinda oldugumu bilmedigim bir arayistayim. güzelce bir dibe batasim, hickira hickira aglayasim var ancak onu da yapamiyorum. icimde birikiyor, aci bir gülümseme konduruyorum yüzüme duygularim yokmus gibi hissediyorum.heyecanim yitip gitmis, sanki bu ben ben degilim gibi. insanin kendine yabancilasmasi cok enteresan.
hayat cok güzel ama ben gülmeyi unutmus gibiyim..
Memlekete dönüyorum, evde misafirler var diye salonda yatıyorum. Sıkılıyorum, bunalıyorum, isyan ediyorum isyan.
yaptığım hatalardan ders alıp bunun pişmanlığıyla yaşamayı ben iyi bilirim. ama sen gerçekten kötü bir insansın. hatalarının farkında olmadın hiçbir zaman. hayatıma bir şekilde girdin,etki ettin.bu etkinin izlerini üstümde taşıyorum hâlâ.doğru düzgün kararlar bile veremiyorum.her gün acı çekerek uyanıyorum.ne kadar uyuyabildiğim de tartışılır gerçi.keşke hayatıma hiç girmeseydin. keşke seninle hiç tanışmasaydım. artık gerçekten böyle düşünüyorum. sen benim en büyük pişmanlıklarımdan birisiymişssin meğer. neden olduğun şeyin farkına bile varamayacaksın bundan da eminim. güzel olmayan her şeyi bir nebze güzelleştirdin sandım. yanılmışım. daha da çirkin hale getirdin. neyse artık sana dair gerçekten bir şey yazmak istemiyorum. yalanların ve tutulmamış sözlerinle beni bir başıma bıraktığın,diplere ittiğin için teşekkür ederim.yazık... gerçekten çok yazık.
Söyleyecek sözüm, dinleyecek insan bol ama giderek daha az konuşur oldum. Çevrem kalabalık ama içimdeki yalnızlık büyüyor. Seviyorum ama sevdiğimi belli edemiyorum. üzülüyorum, sinirden, hırstan gözümden yaşlar geliyor ama tek yaptığım karanlıkta müzik dinlerken sinirlerimin yatışmasını bekleyerek uykuya dalmak. Duygularımı dışa vuracağım diye ödüm kopuyor. Sürekli erteliyor ve yanlışlar yapıyorum. Güçsüzüm, zayıfım, zavallıyım fakat düşünmek beni ayakta tutuyor.
saçlarım dökülüyordu 1-2 senedir geçen baktım sakallarımda beyazlamaya başlamış
galiba iyice yaşlanmaya başladım sözlük geçiyor bizden artık yavaş yavaş.
Buraya yazmalık bir sürü şey geliyor aklıma sürekli. ama o sırada illa meşgul oluyorum, çalışıyor oluyorum, yazamayacak bir durumda oluyorum. Şimdi de uyumam lazım.

Geçici işimde şimdilik mutluyum, ancak temposu çok yoğun. Bu tempoya birkaç hafta içinde ielts kursu eklenecek.

spora da dönmem gerekiyor, askerde ramazan başında bıraktım, 2 aydan fazla oldu, yıllardır hiç bu kadar uzak kalmamıştım.

Neyse. Uyku...
hepinizden nefret ediyorum ama tek başıma canım sıkılıyor.
"bir yas tutarsın ömrün biter"
Müslüm filminden alıntı bir söz ayrıca bunu destekleyen bir alıntı daha goethe şöyle demiştir " En üzüldüğüm şey gençlerin en güzel vakitlerini aptalca dertlerle geçirmekten yaşamaya fırsat bulamamalarıdır...."
yani kendinize dert ettiğiniz şeyi iyi seçin.
Amınakodumun ergenleriyle uğraşıyoruz.