bugün

vakit kaybı olduğunu bildiğin halde üzerine fazla düşünmek.
Bazı bencil ve ahlaksız insanların iflah olmadıklarını görmek istiyorum.
Vitrinde herkesin fotoğrafı var. O hariç...
Soru:

Önce biz mi onu dışladık da karşılığında o beni hayatından çıkardı acaba... Yoksa o mu önce terk etti beni de anneannemler böyle mi çıkardı acısını?
Peki, Kimin önce yaptığının önemi var mı gerçekten? Eh yok sanırım. Sonuç böyle oldu işte.
Uyuyamadığım için ağlayasım geliyor.
Geçen gün 2014'te yazdığım günlüğü buldum, gerçi günlük denmez çünkü sadece mutlu olduğum günleri not ediyordum. Bakarken çok duygulandım lan, bi de bazen birileri kalbimi kırmış ama yine de üzülmemek adına defterde kendimi teselli etmişim. Canım kendim ya.
görsel
nasılsın? Sorusuna tebessüm etmeden iyi değilim deyip oradan uzaklaşma ama kimsenin kalbini kırmamış olma lüksüne sahip olmak istiyorum.
Bazen geç kalirsin, bir yere ,birine , bir şeylere. Kader böyleymiş dersin. Bir yanda da keske ler kemirir içini.
bir kez olsun tam mutlu olacak iken mutsuz olmayalım, bu kez tam mutsuz olacak iken mutlu olalım.
Birini sevin.
Ama Bir şişeye bu kadar bağlanmayın.
Başımın içinde zıplayan goriller ve çiftleşen filler var. Boğazım ağrıyor çok açım.
Omuzumda bir yıldır geçmeyen kırmızı mercimek kadar bir beze vardı. Geçen gün iki tane daha ona benzer şey çıkmış. Şuan buna taktım. Çok taktım hem de.
Anına koduklarım böyle baycan kadar ilaç mı yapılır? Boğazımda kaldı. Yırtıldı boğazım duyun sesimi.
Gereksiz bir sinir ve özgüven sahibiymişim.

Bugün maça sinirliydim. Maç altı üstü.
Patlamadığım allah kulu galiba kalmadı.

Maçta ise koca salon tamamen fenerbahçeli.
100 kişi var ama. Meşale bile yakmışlar, sürekli sloganlar..

Biz ise sadece 6 kişiyiz, sessiz..
Golü bir attık yüz adamın içinde "goool, sarıııı kırmızııı, iki iki iki iki" diye bağırıyorum. Herkes bize bakıyor. Bizimkiler korkulu. Ben ise yemişim bunları edasında.

Gereksizlik.
Niye böyleyim ki.
Bugün evimin yakınındaki A101 adlı marketin manav reyonunu görünce isyan etmek geldi artık içimden. görevli ile kavga etmemek için zor tuttum kendimi.

manav reyonunun Fiyatları bir yana, Semt Pazarları toplanınca belediye işçilerinin yerlerden temizlediği sebze ve meyvelerden hiçbir farkı yoktu. öyle ki; birer kilo domates ve soğan seçemedim.

ilkokulda ülkemizin özelliklerini sıralarken ezberlediğimiz o cümlenin, ''türkiye kendi kendi yeten bir ülkedir.'' cümlesinin o zamanlar ne anlama geldiğini bilmezdim. fakat bugün o bana sunulan ''çöp'' diyebileceğim sebze ve meyveden sonra kendi kendine yetememenin ne acı bir şey olduğunu gördüm. bu artık bu millete yapılan büyük bir saygısızlıktır.

Yazık, ne olursa olsun biz bu muameleyi hak etmedik. gerçekten çok yazık.
Bayginlik geciricem bunaldim

Edit: akis akmiyor baslik upliyorum, 400 kisi sexting pesinde sozlukte.
Yapacağınız seçimin, sayacağınız oyların amınakoyayım.

Ekonomi ne olacak?
Mazbata yi verin lan .......... Çocuklari.
oğuz atay kitaplarından çok alıntı okudum sağda solda. bakıyorum hep benim durumu anlatıyor. hem dolaylı olarak değil, doğrudan. Bir tanesi aşağıda.

Fakat, Allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. Fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman. Gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? Sorarım size: Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
Günler, saatler geçiyor ve an be an Bahar geliyor.
Güneş her bir sonraki gün daha sıcak.
Kuşlar da dalları daha fazla dolduruyorlar artık.
Pasif olmayın, seviyorsanız elinizden geleni yapın (yapıyormuş gibi yapmayın), sizin için fedakarlık yapan insanı ihmal etmeyin(arayıp sorun, fısır fısır tuvalette konuşuyormuş gibi yapmayın, hep yemek arasında aramayın, iletişiminizi eksiltmeyin) , sevgisinden emin olduğunuz insan için elinizdeki her fırsatı değerlendirip gidin yüzünü görün(eski kafalı olduğunu bildiğiniz ebeveynlerinize fırsat tanımayın), kargodan gelen paketler bir mana ifade etse de kalıcı olmaz gidin elinizle verin.
En önemlisi seviyorsanız dik durun ve ebeveynleriniz dahil onu sevdiğinizi söyleyin.
Bunları yapmazsanız gece gündüz sözlüğe yazar kendi kendinize debelenip durursunuz.
Ön yargılarınızı kırın. Bakın bunu her yerde her zaman duyuyoruz ama uyguladığımız yok. Ben artık insanların dünyaya at gözlüğü ile bakmasından sıkıldım. Birine veya birinin görüşlerine- ki eğer saygısızca bir görüş beyan edilmediyse- sert bi tepki vermeden önce bir düşünün. Ben tam olarak karşıdakini düşünce şekliyle bakabildimmi diyin kendinize. Belki sizin hayatınıza çok bir kolaylığı olmaz hatta sizi zorlar belki ama dünyanın buna ihtiyacı var. Her şey değişebilir. Tüm fikirleriniz, yaşam tarzınız, dininiz, hayatınızı adadığınız şeylere olan ilginiz... Her şey ama her şey değişebilir fakat bazı temel ahlâkî gereklilikler değişmez. Asırlar öncesinde de gelmiş olsanız dünyaya, asırlar sonra da doğacak olsanız doğru olan budur. Hangi ülkede hangi bölgede olursanız olun insanları savundukları siyasi gurup yada dinlerine göre değerlendirmeyin çünkü karşınızdaki insan hiç bir zaman bunlardan ibaret değildir. insanlar arasında genelleme de yapmayın. Çığlık ata ata bağırdığınızı, bir şeyler anlatmaya çalıştığınızı ama sizi kimsenin duymadığını düşünün. Ya da sizi gördüklerini ama dinlemediklerini. Ön yargı da bu durumdan farksızdır ve biz farkında olmadan can yakar. Velhâsılkelam aklımızı ve kalbimizi acelesizce çalıştıralım ve derin düşünelim ki insan olmaya daha çok yaklaşalım. Sanırım yazıyı burada noktalamam gerekiyor. Kendinize ve çevrenize"güzel bakın".
hepinizden iğreniyorum.
görsel
Bir babanın çocuğunun ilk yaşlarında her istediğini yapması, ergenliğinde çocuğa kendi otoritesine göre bir yol çizdirmeye çalışması, gençliğinde çocuğuna aşırı derecede karışması, dolaylı yoldan karar verme yeteneğini elinden almasına sebebiyet verir ve en sonunda da kendi ayakları üzerinde durabilmesini beklemesi bütüne karşı beklediği büyük bir saçmalıktır.
insanlardan nefret ediyorum. Hepiniz yapmacık, samimiyetsiz, karaktersizsiniz. Kişiliğiniz, kalbinizin yansıması adeta. Yalancı, güven vermeyen pisliğin tekisiniz. Adalet mi? O da yok alayınızda. Bencilsiniz. işgüzar olduğunuz tek şey menfaat. adab-ı muaşeretten bi:haber davarlar sizi. Sizin yüzünüzden kimseye güvenemiyorum. svihs !

Nadir de olsa iyi olanları tenzih ediyorum.