bugün

0-12 yaş aralığı: bu aralıkta pipimin sadece işemeye yarayan bir organ olduğunu sandığım için bu yıllar boş geçmiştir diyebilirim.

12-15 yaş aralığı: her türlü porno dergi ve vhs kasetten porno izleyip asıldığımız yıllar hey gidi heyy..ilk defa almanca denen bir dil olduğunu bu yıllarda öğrenmiştim..

15-18 yaş aralığı: her türlü vcd'den vcd player'dan porno izleyip asıldığımız yıllar... artık amerikan pornoları piyasaya çıkmaya başlamıştı ozamanlar... lan ne abazanmışız o zamanlar bee

18-21 yaş aralığı: dvd player almaya karar verip dvd filmler eşliğinde asıldığımız yıllar... o yıllarda artık porno sektörü dünyayı etkilsi altına almıştı... porno endüstrisi demir-çelik endüstrisini bile geride bırakmıştı... yaş 21 olmuş daha porno-osbir modundayımışız beee..

21-24 yaş aralığı: divx player alıp eski dvd lerimi divx e çevirip eski porno filmleri izlediğimiz yıllar... ne günlerdi beee... eskiye bir özlem vardı o günlerde... insan o yaşlarda çok azgın oluyor yahu.. asıl asıl nereye kadar düşünemiyor ki hiç... halbuki ne iğrenç yaa..

has sktir lan yaş aralığı kalmamış anlatcak..
Bizden Sonrasına Ömür Beyanı

Ali ile Esme'den Osman olmuş
Sekizyüz almışdört senesi doğmuş
Altmış iki yaşında vade dolmuş
Dokuz yüz yirmi altıda, bilesin

Onbeş eylül dokuzyüz otuzdokuz
Özkaynar adını o gün almışız
Evvel Dedeoğulları namımız
Sonra Kaynaroğulları, bilesin

Osman'la Hatice'den olma Ali
Kalmamış görmediği savaş yeri
Onbeş yıl cenk etmiş düşmanla gazi
Son nefesi elli yedi, bilesin

Ali Mevlüde oğlu Ahmet Turan
Kırk dokuz yaşında Tekke'ye yatan
Seksen bir senesinde cennet mekân
Göçüp gitmiş bu dünyadan, bilesin

Baba Ahmet Turan, ana Halime
Bir yaş küçük yazdırmışlar kütüğe
Otuz sekiz yaş Yusuf izzetin'e
Yeter olmuş, babam göçmüş, bilesin

Yetmiş sekizde doğmuşum Sivas'ta
Kasım'ın birinde, o çat ayazda
Gecenin karası sönüp beyazda
Nahide'den doğmuşum ben, bilesin

On yaşımda babam Hakk'a kavuştu
Yetim dendi üstümüze yapıştı
Hep komşular hâlimize acıştı
Kader dedik kabullendik bilesin

On dokuzda yakalandım sevdaya
inatlaştık kafa tuttum dünyaya
Güldüm geçtim türlü çeşit belaya
Geçtim bütün hevesimden bilesin

Sıfır birde okul bitti yaz geçti
Ordu bizi kısa dönem er seçti
Geldi geçti günler sanki bir hiçti
Yedi ay da asker oldum bilesin

ikibin ikide çağırdı gurbet
ilk iki senesi tam bir sefalet
Dediler ki gençliğine veda et
Bir an bile düşünmedim bilesin

nevai...
nazim hikmet olmeden 2 gun evvel dogmusum.
68 olaylarinda heidi gibi mutlu mutlu zipliyordum ege'de
lalelerle dolu bir dag basinda.
deniz, yusuf, huseyin asildigi yil da ilkokul siralarinda.
universiteye basladigim yil hala hasan mutlucan turkuleri caliyordu devletin radyosunda.
20 yildir uzaktan seyrediyorum daglarina bahar gelisini yurdumun.
gozume kestirdigim bir parca lidya topraginda zeytin yetistiriyorum dusumde. cocuklarima filan kalsin diye degil, icine ekmek batirip yiyecegim zeytinyagimi kendim yapmak icin.
bir de tohumdan yetistirdigim su keciboynuzunun meyve verdigini gormek istiyorum. 12 yil sonra verirmis ilk meyvesini.
1991: 6 haziranda doğdum.
1992: ilk defa doğum günümde konuştum ve * yürüdüm.
ilk şarkımı babamın verdiği gazla ''raptiye rap rap'' die söyleyerek evde tepindiğimi hatırlıyorum. *
1994: şuanki en yakın arkadaşımla tanıştım. * ilk beşiktaş maçımı izledim.
1997: ilkokula başladım. yazın yoğun istek üzerine bi de kardeş geldi bana.
2003: ortaokula başladım. hiç giymek istemediğim o formanın hesabını soramadım. * * yeni eve taşındık.
2005: kardeşimin sünnetinde bir anlık oks sonuçlarını telaşla beklemeyi unutup çok göbek attım.
2005 eylül: anadolu lisesini kazandım ve bu durumda sevinemediğim tek şey okul formasının ortaokuldakiyle aynı olmasıydı. * *
2006:tm yi seçtim. *
2006 eylül:ilk defa inönüde maç izlemeye gidebildim.
2007:sıra arkadaşım sayesinde * sözlükle tanıştım.
2007(dün):ilk defa pilav yaptım *
bitti...
1987 - 2007 : hamım, pişmeyi ve yanmayı bekliyorum.
17 ağustos' ta doğdum.
13 yasındayken annem beni uyandırdığında;
- hayırdır parti mi var? soruma,
+ deprem oldu cevabı aldım. korkumdan motoru bozdum.
13 yasına kadar cok sey yapmadım. 13 ten sonraki 7 yıl da birsey yapmadım, gitar aldım, adnan saygun , bach çalacak kadar gelistirdim, devam etmedim. simdi sorsalar, sol notasını gösteremem. 3- 5 defa asık oldum, bunlardan sadece bir tanesini istediğim zamanda ele gecirdim. hep istemediğim hatunlar tarafından asık olundum. hayatımın 8 senesi eminönü/ karaköy/ haydarpasa/ kadıkoy vapur hattında gecti. sehirici tüm vapur isimlerini, kac katlı olduklarını, hangisinin neresinin güzel olduğunu, hangilerinin bacalarında imzamın olduğunu sayabilirim. 20 yasına kadar birsey yapmadım. taksim' i hiç sevemedim. okulumu sevemedim. bölümümü sevemedim, sultanahmette okurken halı kilim karpıtçılara gülerken, halı kilim eski kumas tasarımı anasanat dalında buldum kendimi, bir sene gecti üstünden, gitar aldım, almadım aslında gitar geldi, pedal aldım, blues öğrenmeyi düsündüm, hala düsünüyorum. hayatımda üç iste çalıstım, komünist babanın fasizan baskılarla patronluğunu yaptığı lokantada garsonumsuluk, ( birsey yerken burası babanın yeri değil, ise gelmiyorum lan sizle mi uğrascam deyince de oğlum burası babanın yeri), anne zoruyla gönderilen bir mağazada kasiyerle sohbet, ( aslında tezgahtarlık da denebilir ki 3 ayda 2 pantolon satmak iyi bir basarıdır.) amcanın ofisinde mali danısmanlık islerine bakma adı altında uludagsozluk yazarlığı. bu isler hayatımda hicbir zaman önem tasımadı, en istikrarlı isime saat 10: 00 da gittim, hayatta en cok annemi sevdim.
temmuz 90'da dünyaya gözlerimi açmışım. doktorun ilk sözü "maaaşallaah" olmuş. e malum 3,5 kilo mu ne doğmuşum. bu çocuk çok zeki olacak demişler.

3 yaşında müthiş bi karizma yapmışım. belime kadar uzun, kıvır kıvır, sapsarı bi saçım vardı. 4-5 yaşında "denge" ne diye sorduklarında "düşmemek" diye cevap vermişim. o gün bu gündür denge sadece "düşmemek" demektir. 5-6 yaşlarında babamın motoruna binmeyi çok severdim. hele bi de öne oturdum mu yeter. e sonra komşunun kızına bisiklet alınınca bana da bisiklet alındı. tabi o dört tekerlekle uğraşırken ben 3 günde öğrendim.

anneme beni okula gönder diye tutturmuşum. e kadın dayanamadı 1 yıl önceden okula yazdırdı. yok tutturmasam geç yazılmış gibi bişey olacağım. herkes ilk gün zil zurna ağlarken ben anneme "hadi git git" diye kızdım. servise yazdırmışlar, servisten kaçar yürürdüm.

yıllarca yaz tatilini camilerde geçirdim, güzel günlerdi, birçok arkadaşım oldu. caminin takımı gaziantep'te 3. olunca belediye başkanı hepimize kıytırık birer ayakkabı hediye etti. yine de sağolsun. üç okul değiştik, her ne kadar istemesemde. futbolcu kağıtları vardı o zamanlar, beş ortaktık, binlerce vardı, on taneyle aşağı iner yüz taneyle eve döndüğümü bilirim. sabah 10'dan akşam 10 a kadar maç yapardık ama ne hikmetse hiç yorulduğumu hatırlamam. hele o mahalle maçları yok mu? sonra gta, cs, half life ile felan tanıştık. ister istemez kafelerde az sürünmedik. 8.sınıfta biraz inekleyip anadolu lisesini kazandık. hazırlık okurken bildiğim bütün oyunların sonunu getirdim. bomboş bir yıldı, gitar kursuna gitmediğime hala pişmanım. lise-1, lise-2 de teşekkürü zarla zorla aldık. bu sene yine ineklemeye başladım. internetmiş, cartmış, curtmuş herşeyi iptal ettirdik. malum iyi bir üniversiteye gitmek lazım. seneye bugün inşallah istanbul ya da izmir'de güzel günler beni bekliyor.

not: her yıl bugün güncelleşecek, güncellenmeyecek.
edit: 3 yıl sonra bakıyorum neler yazdığıma, herşey doğru ama istanbul, izmir değil de adana ..!
edit : 6 yıl sonra bakıyorum neler yazdığıma, iyi güzel de biraz salakça olmuş sanki..adana günleri de bitti tabi. mezun oldum sayılır. güzel evimden ayrıldım. şimdi herşey belirsiz. her neyse bu süreler zarfında ek olarak: istanbul, izmir derken çukurova inşaat mühendisliğini kazandım. yurttu, evdi derken güzel günlerim geçti, güzel arkadaşlarım oldu, güzel zamanlar geçirdik. 4 yıllık tatilim sonunda okul beni zorla mezun etti sayılır. bu rahatlıkla bu okul nasıl bitti hala şaşkınım. hayat ciddileşti amk geleceğe dair herşey belirsiz. üniversitedeki aşırı rahatlıktan sonra şu anda aile evindeyim. ruh halim karmaşık. hayatımdaki en önemli gün ise 01.04.2013 günüydü. umarım her zaman önemini korur. yapmam düşünmem gereken o kadar şey varken benim umurumda tek bir şey var. zorluklar beni bekliyor hem de çoğunuzun asla anlayamayacağı kadar büyük zorluklar. umarım abartıyorumdur ama şu sıralar hayalperest olmak en güzeli. ya büyük mutluluklar ya da büyük hayal kırıklıkları beni bekliyor. 3 yıl sonra yazarım. (bunu yazdığımı unutmuştum yazmaya devam etmem tamamen tesadüf)
yazar 1986 yılın da erzincan'da dünyaya geldi.ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans ve doktora eğitimini doğduğu kent olan erzincan'da tamamladı *.yazarın ilk yazı deneyimi ilk okul 3. sınıfta katıldığı okul genelinde ki bir kompozisyon yarışmasıdır. yazar söz konusu yarışmada derceye girememiş ancak mansiyon ödülüne layık görülmüştür *.o dönem de yazarın türkçe öğretmeni bu çocuğu takip edin diyerek yazara dikkat çekmişdir *.yazarın sözlük macerası ise sözlüklerin ilk açılmaya başladığı döneme denk gelir. yazar 2001 yılın da ekşi sözlük'te okur olarak göreve başlamıştır ve bu sözlükte okur olmasına rağmen yazdığı eleştirilerle dikkat çekmiştir mamafih ekşi sözlükte okur olarak 4 yıl gibi uzun bir süre geçirmesine rağmen yazarlığı kabul edilmeyince bu sözlükten istifa ederek * zamane sözlük'e geçmiştir ve kısa bir çaylaklık döneminin ardından yazar olarak kabul edilmiştir * .yazar bu sözlükte geçirdiği iki yılın ardından ağustos 2007'de uludağ sözlük ile tanışmış ve yaptığı başvuru kabul edilince uludağ sözlük'te de yazmaya başlamıştır klavyesi kıvrak ve esprili tanımlar girmeyi seven yazar * bekar ve aşka inanan biridir.*
hal eki olan de/da'yi ayri yazmamayi ögrendim.

anladiniz degil mi?

edit: bazilari entrysini silince bu entry de anlamsizlasti tabii. ama ben silmiyorum ibret olsun diye.

egleniyorduk be niye kactin? -ahaha-
hayatımı yazsam çizgi roman olur.
Sakatlığımdan dolayı, futbolculuk kariyerime son vermek zorunda kaldım. *
(bkz: topun inşaata kaçması)
Ölçüsüz uyaksız bir serbest şiirdim yaşamın manzum fablında... Bu yüzden sırıttım o kadar, bu yüzden adamdan sayılmadım hiç! Hani bazen düşünceler gelir düğümlenir boğazında... Ağzını açarsın da tek kelime çıkmaz onun yerine yaşlar boşalır gözlerinden... Kimse seni anlamaz aslında sen hep yalnızsındır... Sevgilin, dostun, ailen vardır... Ama sen yalnızsındır... Herkes gibi.. öLmedi zaman... öLesi zamanLarın öLmediği diriLip de geri döndüğü inatLaşarak insana hayatı zehir ettiği beLLi beLirsiz bir vaktin kan ağLayan damLaLarında yüzen bir çocuk feryadında, yüreğimin, bitip tükentiği, işte o an, öLdü zaman!...

Arada birinin dürtüp de beni uyandırması iyi oluyor sonra tekrar uykuma dönüyorum... Ee, hayata herkes gözü kapalı gelmez; bazıları gözlerini kendi elleriyle kaparlar... Benim gibi... Yumuyorum gözlerimi ve ölüyor dünya...
(bkz: #2232735)
2003 yilinda eksisozluk'te dunyaya gelen isla morada ilk ve orta ogrenimimi itusozluk'te tamamladi. halen uludagsozluk'te yuksek ogrenimine devam ediyor. evsiz olan morada java ve c++ dillerini biliyor.
doğdum büyüyorum ölücem.
(bkz: hayatımı yazsam senaryo olur)
roman olur...
1985. soguk bir kiş ayında gozlerimi acmisim dunyaya. ilk aglamasi, bebekligince cok ciglik atacaginin gostergesiymis.

1986. hayata dair bazı seyler ogrenmeye baslamısım. Cisini soyleme,vs.

1987. bir nevi hayat kurallarini yavas yavas ogretmeye basliyor. once aileden nezaket, vs ,vs.

1988. cocuk karsidakini anlar, kendi isteklerini sadece kelimelerle soyler, cumleleri pek kullanmaz. Bunu farkeden aile bu yılın basında doktora gotururler; doktor IQ testine tabii tutar beni. Sonuc bu cocuk cok zeki cikar. Aile ile konusulur, anne-baba calistigindan dolayı bebek bakıcısına bırakılan cocukla daha sevkatli biri ilgilenmesini onerilir.

1989. ailenin cabaları mukemmel sonuc verir. Kız bulbul olur sakır.

1990. ailenin sınırlarını olcer.

1991. ilk okula basladım. O Pazar gecesini unutamam heyecandan biraz gec dalmıstım uykuya.

1992. artık arabayla giderken vitrinlerdeki yazıyı,tabelaları sesli bir sekilde okur, cevreye olan merakını okuyup anlayarak gidermeye calısır.

1993. dısarıya cıkar evinin onunde basket oynar, arada yuzmeye gider kendi arkadas cevremden kimse kolluksuz yuzemiyorken ben ve kardesim yuzeriz.

1994. once babayı sonra hem anneyi ve babayı bir huzun sarar. Bu huzunun sebebini ancak ben 13 yasında ogrenecektim. Bu arada duzenlenen 7-12 yas grubu yuzme yarısmasında bolgesinde ikinci geldim. Kendi semtimden birinden hoslanmaya baslarım, o da benden.

1995. artık 5. sınıf olmustum, ogretmenim sınıfımızı Anadolu liseleri sınavına hazırlıyordur. Dersane, ozel ders de cabası. yan sınıfındaki esmer kisiye ilgi duyarım o da bana, biz beraber vakit gecirmeye baslarız. anne ve baba sık sık ankaraya gidip gelmeye devam ediyorlar, bu sefer gitmeler uzun suruyor. Babamın is icin seyahatlerine alısıgımdır ama hic bize gelip de anneannem bakmamıstır.

1996. evet sonunda haziran ayı gelmistir ve Anadolu lisesi sınavlarına girilmistir kazananlar gezetededir. (nerdeee internet) gazeteyi alırız o gun anneannem bizi dayımlara goturur. Bir bakmısımki en iyisinden bir Anadolu lisesi kazanmısım, sevgilim yok listede. O gun yine anne-baba ankaradadır ama nihayet onlarında hic gitmek istemedigi hastanede tamamen annem kanserden kurtulmak icin son operasyona girmeden once dayım basta olmak uzere tum aile arattırıyor bana annemi ve konusuyor Anadolu lisesini kazandıgımı dayım tarafından bana soylettiriliyor(cunki ben bilmiyorum tam olarak iyi bir okulmuymus neymis) ve kapatıyoruz.

1997. bulug cagına yavas yavas giriyoruz.

1998. okul basketbol takımıyla ilgileniyorum gerci beden hocamız benle ilgileniyor.

1999. takımdan ayrılıyorum. okulumuzun muzik grubundaki gitarist bir arkadasla yakınlasmamız oluyor ben asik olmuyorum ama benim arkadas grubumdan birinin ilgisini cektigi icin kafamdan turk filmi ceviriyor ona o kızla ilgili tavsiyelerde bulunuyorum. Titanic de o zamanlarda gosterime girmisti sanırsam.

2000. Hııı bu arada sınavlar eksik kalmıyor tabii fen lisesi midir nedir onun sınavına giriyorum ve yedekten giriyoruz istedigim fen lisesine.

2001. lay lay lom hayat toz pembe gidiyor. Lisede tam cılgınlıların yasandigi zamanlar.

2002. hayatıma farklı kisilikler girip cıkıyor, hem arkadas hem sevgili bakımından.

2003. lay lay lom hersey iyiydi noluyoruz? Ossye girmek istemeyen ben, iknalar sonucu girmeye karar veriyorum ve bu yıl bir universiteye yerlesiyoruz.

2004. lisede asklar iliksiler bakımından lise cevresinden cok havai hayat yasayan ben universitede akıllı biri olu veriyor sosyal aktivitelerde bulunuyor, arkadas takımıyla bardaki eglence sınırlarını ayarlayabiliyor.

2005. istanbulda hayat guzel gidiyor evde bir arkadasımla kalmaya baslıyorum, istanbulun pahalı kiralarına inat. Eglenceler yine dorukta

2006. 5 yıllık okulun hazırlıgını gecip 4 e indirmistim ama alttan dersler kalıyor.

2007. ders calısmaya baslıyorum; orta 3ten(8.sınıf yoktu benim zamanında) sonra ilk defa derse oturdum ve universiteyi bitirdim, prensin uzun motivasyonları sonunda.

simdi kendi isimi kurmaya calısıyorum en gec 1 yıla kadar is yeri sahibi olacagım.
bir şubat sabahı doğduğu andan itibaren bir yandan da ölmeye başladı kemal. hiç bilemezdi onu beklediklerini ve hayatın ne anlama geldiğini. sene 2007 ve hala öğrenmekte çocuk...
1974 yılında ilk defa dünyaya gelmiştir.
1974-1979 yılları arasında sokaklarda haytalık yapmıştır.

Eğitimi
1979 yılında du bakalim nolcek diyerek başladığı eğitimini, şuan itibari ile 2003 yılında tamamlamış,* lakin şartlar oluşursa 2008'de devamını düşünmektedir.

1989 da ilk defa başlayıp bitirdiği bir okula, liseye, başlamıştır.

1993 yılında milet okumak için abd'ye, ingilterey'ye ( mersine) giderken, o okumak için azerbeycan'a (tersine) gitmiştir.

1997 yılında "ulan lisansını okuyamadım bari yükseğini okurum" diyerek müzik bilimleri yüksek lisansına birincilikle girmiştir.

2008 (ocak)4 yıldır çalıştığı kitabı çıkmış olacaktır.

aşkları

kendini bildi bileli en az bir kadına aşk ile karıştırdığı şeyler beslemiş,ama 2003 yılında ise hergün yeniden aşık olduğu şuan ki eşini bulmuştur.

işdeneyimleri

1978 abisi ile pazarda, şeker ve su karışımından olşuan şerbeti pazarda satmak istemiş, bir tek rahmetli dayısı o şerbeten almıştır.

1983 yine abisi ile sokaklarda sakız satmış, bu sakızları çoğunlukla hem öğretmen olan hem de halde arzuhalecilik yapan babası ve arkadaşlarına satmıştır.

1984 1 gün kuaförde çalışmış, bugünükü düşüncesinin aksine, kadınların olduğu yerde çalışmak istemeyip, 1,5 ay kadar bisitlketçi tamirciliği yapmıştır. Sevdiği bisikletçi ustasını 2006 yılında kaybetmiştir.

1990 yine abisi ile girdiği sıva imalathanesinde, aynı gün üzerine demir yıkılması sonuc 1 gün çalışabilmiştir.

1995 bursa görükle'de bulunan barbarda 1 ay garson olaak çalıştı.

1996 izmir 4.sanayi sitesinde çalıştığı lokantada 3. gün kovulmuştur. *
2001 dokuz eylül üniversitesinde bursiyer öğrenci olmuş, en kıyak okul zamanını yaşamıştır.

2002-2003 bir ilköğretim okulunda ücret karşılığı ingilizce öğretmenliği yapmıştır.

kazaları

1978(olabilir) sabah kahvaltısında televizyon izlerken elini sıcak tarhana çorbasının içine sokmuştur.

1984 yılında izlediği filmlerinde etkisi ile demir somyeye bir karete darbesi yapmış ama somyeden adi bir tepki görüp hastaneye gitmiştir.

1984 nar ağacından nar düşürülmesi sırasında haber veremeyen bir orospu çocuğunun alttığı yarım biriket kafasına düşmüştür.

1984 çelik çomak oynarken çomak gözüne girmiştir.

1983-1988 arası çeşitli bisiklet kazaları geçirmiştir.

2005 1 yangın atlatmıştır.

hala yaşamaktadır.
sıcak bir ağustos sabahı doğdum
büyük ihtimalle hastanede karıştım
ev ahalisine büyük işkenceler yaşattım *
5-6 yaşlarımda zıkkımın kökünü içtim
her yola çıkışımızda geldik mi sorusunu sordum
ve ilkokul kabusum başladı
annem saçlarımı ördü ben bozdum... *
sık sık bitlendim
ortaokula kadar kopya çekmenin tadına varamadım *
lise sınavlarını kazanamadım *
sıkı dostlar edindim
öğretmenlerle dalaşmanın zevkine vardım
hayatın anlamını öğrendim
ve 2007 ot gibi yaşadığımın farkına vardım...
edit büdüt: farkına vardım vardım da noldu
değişim lazım dedim cici kız olmaya karar verdim
metroda yer vardim ama teşekkür alamadım.
yeni bir ders çıkardım ot gibi yaşamaya devam etmek güzel şey...
anlatılmaz yaşanır.
doğma büyüme kayserili iskoç yahudisi. gönlü zengindir ama. redhead takıntısı olup, gördüğü her kırmızı nesneye yavşama potansiyeli vardır. (bkz: kırmızı tuborg) allah ıslah etsin.
sanırım en küçüğü benim buranın diye başlayacağım otobiyografi...
-normalde 18 ağustos 1992'de doğmam gerekiyormuş ama fetüslüğe bayılmışım herhalde ki 20 ağustos 1992'de bursa'da doğmuşum.
- 1993'te görev itibariyle hakkari'ye gitmişiz bebekliğim askerlerle geçmiş. babamı görmez etmezmişim.
- 1994'te babamı ilk gördüğümde korkup evin anahtarını suratına atmışım. ondan olsa gerek yanağında bir iz durur hala..
- 1996'da tayin çıkmış ıspartaya yollanmışım. yaş 4.32 yolun 8'de 1'i...
- 1997'de kreş anaokulu evresi başlamış vs. anaokulunun bizi ankara'ya götürmesi sebebiyle süleyman demirel babamıza şiir okumuşum.
- 1998'de ilkokula başlamışım ama ilk gün okuldan kaçmışım. evin yolunu biliyormuşum allahtan...
- aynı sene bir arkadaşımın evine gidip akşama kadar dönmememden dolayı annemden yılın dayağını yemişim.
- 1999'da bisiklet yarışında düşüp 3 dişimi düşürmüşüm allah belamı vermesin.
- 2000'de tayin çıkmış yol erzincana düşmüş hayatımın en güzel yıllarını yaşamışım.
- aynı sene il 1.si olmuşum annemlerin başının etinin bilmem neresini yiyerek bilgisayar aldırmışım.
- 2001'de tutmayan deney diye adlandırdığım 9 yaş küçüğüm doğmuş.
- aynı sene kardeşimi boğarken yakalanmışım babam bana ev hapsi vermiş.
- 2004'te salağın birinden i love you diye bir kağıt almışım şahsa yapmadığım iğrençlik kalmamış.
- 2005'te tayin orduya çıkmış sıradışı bir şevkle oks'ye hazırlanmaya başlamışım.
- 2006'da anadolu öğretmen lisesi'ne yerleşmişim.
- 2007'de hayatımın ilk teşekkürünü almışım.
- etraftan aldığım duyumlarla sözlüğe girmişim an itibariyle de bu otobiyografiyi yazmışım.
not: miş'li geçmiş kullanmamın sebebi bunları yaşayanın ben olup olmadığımdan hala emin olmamamdandır.