bugün

yeşim taşıdır anlamı.
uludağ sözlük'ü duymuştum. öyle bi nasıl üye olunuyo ki bakayım dedim. nasıl olsa beni üye yapmazlar diye düşündüm. o yüzden de nick olarak aklıma ilk gelen saçma bir kelimeyi seçtim: teoremsel !

yoksa... ne ki lan teoremsel? ya işte böyle be sözlük. çay koyayım mı?
bu nickin hotmailine iki tane 6 haneli icq kayıtlı idi fiii tarihinde, tabi genç arkadaşlar hatırlamaz şimdi icq falan ne de olsa msn eline verdi icqnun.neyse işte bizim de delikanlı çağımız hackerlıktan yıkılıyoruz anlıycağınız attık 2 fake mail, elin amerikalısının haberi yok tabi türkün icatlarından falan direkman atladı fake in üzerine e bize de icqların tadını çıkartmak ve bir de bu nick kaldı.normalde küçük olan "o" ların nie sıfır"0" la yazıldığını ise hiç bir zaman anlayamamışımdır.hayır ben alıştım da kimse yazmayı becerip ekleyemiyor listesine, çok yalnızım çok öff.
çok acıklıdır. anlatsam ağlarsın o derece.
''birgün yine böyle arkadaşlarla sevişiyoruz''
diye devam eden bir hikayesi var.arkadaşlardan biri erken boşalınca nickin hikayesi oldu s.kin hikayesi. biz de boy boylayıp soy soylayıp koyuverdik nickimizi.
nickimin kendisi bir hikayedir. küçükken kendi kendime ilk okuduğum, nostaljik büyük kasetlerden çizgi filmini izlediğim ve çok sevdiğim; zaman, mekan kavramlarının olmadığı günlerimi hatırlatan eski bir hikaye...
bir gün istiklal'de yürürken her daim sırtında dolu çanta taşıyan gotik başlığında da anlattığım üzere bir gotik arkadaşla karşılaştım.
'kafam bok gibi, götüm girsin'' yazıyordu çantada.
aslansın dedim, kaplansın.
smyrnote: smyrna'nin izmir'in eski adi oldugunu biliyordum. ancak smyrnote hakkinda bir bilgim yoktu. (nasil bir dogma buyume izmir'liysem!!!)
bir gun igrenc fransizca'mla dokture dokture bir marsilya'liyla konusuyorum. soyle bir konusma gecti bir ara:

s: smyrnote
m: marsilya'li kendini bilmez

s- est-tu Français ou Belge? (demeye calisiyorum ki* "fransiz misiniz belcikali mi?")
m- oui, marseille. et vous? (evet bebek. hem de marsilya'dan. en yakisikli fransizlar'in mekani. ya sen tatlim?)
s- je suis turquie. (ben evli barkli bir masum turkum.)
m- oh la la! vraiment? j'ai beaucoup d'amis turcs. quelle ville? istanbul?(aa cidden mi? benim cok turk arkadasim var. yemege cikalim mi yavrum? hangi sehirdensin?)
s- izmir. Côte opposée de la Grèce. (izmir'den geldim ben. yemege filan gelmem seninle. manyak miyim?)
m- tu est smyrnote! belle ville! (aa simdi anladim guzelliginizi. sen smyrnote'sun.)
s- pardonnez-moi?!?! (kufur mu ettin sen? mahmut, osman, hayri, hamit, abdullah; bu turkler'e kufrediyor!!!)
m- smyrnote/smyrne/smyrna. (ya dur ne kufru. izmirlisin iste. guzelsin. ne inkar ediyon bre zindik!)
ossuruktan tayyare..
(bkz: rocky)
(bkz: rocky 2)
(bkz: rocky 3)
(bkz: rocky 4)
(bkz: rocky 5)
(bkz: rocky 6)
bir gün hadi yazar olayım dedim..nickim ne olsun ne olsun derken evet bu olsun dedim.
tamara de lempicka adında parfüm frması olan bir adamın kızı. aynı zamanda aynı isimli parfüm.
boy ile tezat yaratmak adına dwarf hatta bir adım ileri giderek dwarfest yazmaya çalışan alkollu bünyenin D ile S tuşlarının klavyede yan yana olmasından dolayı bulduğu nicktir.
+ abi şey yaz sen de, şey.. bi gün bi kuzgun vardı.. s.ktim öldü yaz.. ühehehe..
- böğrüne diz atmak istiyorum şu an!
bir gün şu takvim arkasında bulunan hadisi şerifleri okurken bir hadisi şerif gördüm. hadisi şerif aynen şu idi. pirincin içindeki siyah taşlardan değil beyaz taşlardan korkunuz.
işte bu aslında insan ilişkilerinde en önemli sayfayı aydınlatan bir cümle idi. aradığımın bu olduğuna karar verdim. bulmam gereken pirincin içindeki beyaz taşlardı. iş bu nick sahibine büyük sorumluluk yükler.
internet ortamlarının ilk başladığı 1995 yılından beri nickim, annihilator'ın aynı adı taşıyan ikinci albümlerinin parça dizilişinde beşinci ve benim en sevdiğim parçası.
dinlemek isteyenler için :
http://www.youtube.com/watch?v=hau2Ov8DuJY
ille de bir mantığı olması beklenen hikayelerdir. bir hikayesi yok dendiğinde inanılmaz, bir hikayesi olmadığı için sallama bir hikaye anlatıldığında da inanılmaz. çok karışığım sözlük çook.
larker : loser dan türemiştir.
babam: "izmarit olsun" demiş; annem tutturmuş illa ki rahmetli babamın nicki "esselam olacak" diye... dayıma sormuşlar "ne olsun?" diye, "ne olsun" demiş; allahtan abim akıllıymış: "vivendi koyun gitsin!"
aşka aşık olunca, karşılıksız sevmeleri aradım. karşıma bir kitapta, bir kadın çıktı. kötüye aşık olan, onun için kör olan bir kadın. adını aldım, kendime nick yaptım.

(#3293567)
bir yaz günü, sabah saat 10 civarlarında zaten aksamdan kalma olan ben birayla günü açar ve öğlen saat 1'e kadar birayla devam ederim. daha sonra sevgilisinden ayrılan bi arkadaşım yanıma gelir ve moralinin ne kadar bozuk olduğunu içmek istediğini söyler. eve gideriz ve 1 şişe tekilayı içeriz. daha sonra akşam 6 civarı bir arkadaşım yazlığa geldiğini haber verir, "gelde 2 bira çakalım" der. onunlada bikaç bira içtikten sonra siteye dönülür ve kanka kırılamaz onlada içmeye devam edilir. kendimi iyice şaşırmış, aptal saptal konuşuyoken arka masadan gelen sesten rahatsız olur ve susmalarını rica ederim(ya da rica ettiğimi sanırım). susmazlar bide tam tersine diklenirler(artık ne dediysem çocuklara o kafayla). zaten kafası güzel olan ben iyice gaza gelir kalkar çocuklara girişirim. benim tekme tokat giriştiğim çocuğun kız arkadaşıysa "ayyash maghanda" sevgilimi dövüyo yardım edin diye bagırmak suretiyle koşmaya başlar. tabi ki ertesi gün bu olayı herkes duymuştur ve babam dahil herkes bana ayyash maghanda diye hitap etmeye başlamışlardır. o gün bugündür de nickim ayyash maghandadır.

edit: imla
pek bi sikindirik hikaye benimkisi. okuma bence değmez yani...

şimdi şöyle: uzun zamandır takılırım ben bu uludağ da, ekşi de felan. o bakımdan hala öss ye hazırlanıyorum zaten. ekşi de üyeliğim var epeydir. çaylak olarak yani... büllük kafalılar altı aydan beri almadılar beni. bu arada uludağ da okuyorum tabii. ama üşengeç bi insan olarak, üye olmaya üşendim. şimdi o formu doldur, msn i aç aktivasyon yap felan gerek duymadım. zaten böyle okuyabiliyorum işte, niye yapıyım dedim ve nitekim yapmadım.

geçen yine, ekşi açtım uludağ açtım, lan didim; bu ekşi yalan oldu ben bi uludağ a üye oluyum, ekşi zaten çok geyik olmuştu, uludağ daha bi kültürlü gelmeye başlamıştı son zamanlarda. ev de boş, iki arkadaş var yanımda hayatı çözmüşçesine muhabbet ediyoruz, siyasi tartışmalara felan girdik. ben o arada bilgisayar başında üyeliğimi gerçekleştirmek için oturuyorum ama tartışma bi türlü bitmiyo... bişe söylüyorum, başka bi şey demicem diyip susuyorum sonra dayanamayıp yine konuşuyorum yine başka da bi şey demicem diyip susuyorum sonra yine aynı üç beş kere tekrarlnandı bu böyle o sinirle de nickimi baskadabiseydemicem yazıvermişim. (hay mına koyim) sonra dedim: bunlar zaten almaz beni, aldırmadım yazmaya başladım. 1 mayıs gerginliği var zaten, sinirli sinirli coptu, polisti, kenan evren di bişeyler karaladım. on entry girip sıçmaya gittim...

sıçtımmıda uzun sıçarım ben. leman felan okurum. neyse tuvalete girdim, yine ayı soru geldi aklıma: şu tuvaletleri niye bay-bayan diye ayırırlar ki, keşke herkez hepbiirlikte tek yürek, tek büzzük sıçabilseydi diye düşündüm. bi yandan sıçıyorum hala. lemanda bomba tam, gül gül altıma sıçtım yani. doğanın bi kuralıydı zaten, hep ye hep ye olmazdı. bazen de sıçmak gerekiyodu. neyse zıçtıııım zıçtııım... son rütuşları da bıyp bıyp diye yaptıktan sonra çıktım.

bizim malların bitanesi, elinde gitar anforgivinın başını çıkartmay çalışıyo, diğeri eli sikinde cnbce de bi dizi izliyo. bende sözlüğe girdim tekrar. bi baktım 5. nesil yazar hoşgeldin felan bi şeyler diyor. önce bi sevindim, sonra nickime baktım başıma kalmıştı artık. kısmet * dedim devam ettim yazmaya. diğer malında dizisi bitmiş bu arada, baktım ikisi gitara üşüşmüş, natingelsmedersı çıkarmaya çalışıyolar... hay mına koyim kafamı sikmişlerdi artık; gatranı gaynatmakla olur mu şeker...cinsini ziktiğim cinsine çeker... diye boşuna dememişlerdi zaten... neyse bunları neden anlattım bilmiyorum. ama şu an seninde anladığın gibi, uzun konuşma problemim var. işte bak kısmet nickimle uyumlu bi çift olduk...
baba'm dedı sen gereksız adamsın.
ben de fuzulii oldum.
1. sınıftaydık,çok çişim vardı,öğretmenim tuvalete gitmeme izin vermediöhü ühühühü.
-bugün delgado çok deli oynuyo.
-dur olum nick düşünüyorum.