bugün

yaklaşık 2 yıldır din kavramına inanmıyorum. öncede pek umrumda değildi ya neyse. şayet varsa yukarda biryerde tahmin edilemeyecek bir güç,böcek anatomisinden çok daha fazlasına zaman ayırması gerekiyordu. herneyse bu sorun değil. konuya girersem sözlük database'i sorun yaşayabilir. laf giydirmeye çalışanıda evire çevire siker, giydirmeye çalıştıklarıyla üzerine dantelli don yaparım. gelelim itirafımıza. o dönemlerde beraber olduğum sevgilime bu konuyu açtığımda "ben inancı olmayan bir adamla beraber olamam" dedi ve beni terkedeceğini söyledi.gülümsedim " inançların arasında sikimi emmek var mıydı" diye sordum."benim inancım aşk, ve bu senin bana verebileceğin bir şey değil" dedim. o saniyede ruhuna boşaldım kısacası. evet sertti ve beklemiyordu böyle bir tepkiyi. ayağa kalktım, tekrar gülümsedim ve gittim. muhtemelen hala o cafede oturuyor.
yürüyen merdivenden metroya inerken tam o sırada da metronun sesi geliyorsa, hangi yönden geldiğini tahmin etmeye çalışıyorum. çoğunlukla yön tahminim doğru oluyor ve çok mutlu oluyorum ama sonra nasıl götüm kalkıyor hiç sormayın, sanki metroyu ben icat ettim amooğoyum.

eğer metroyu direk sarı çizgilerin arkasında bekliyorsam, metro geldiğinde kendimi öyle kasarak ayarlamaya çalışıyorum ki metro durduğunda tam kapı benim önüme düşsün. gel gelelim bedeviliğim sağolsun, 2 kere üst üste kapıyı karşıma almışlığım yok. varsa yoksa iki kapının tam ortası. çok hüzünleniyorum sözlük, sanki metroyu ben icat ettim de patentini çaldırıp başkası üzerine aldı, o derece yani.

metroda yürüyen merdivenlerden yürürken sol şeritte duran bi insan evladı varsa kafa göz dalasım geliyor, nasıl sinirleniyorum anlatamam. ulan rencide etmiyim diyorum adamı/kadını, yüzüne imalı imalı "yarraaam bi kenara çekilir misin" şeklinde bakıyorum, tık yok. üstüne üstelik bi de bana "ne bakıyosun yarraaam" şeklinde bakmıyorlar mı... heyallaaam yaa..

yine metroda, şimdi bilenler bilir metrocity metrodan karafırın'ın hemen sağından yürüyen merdivene inerken mühendis abilerim oraya bi kolon koymuşlar, büyükcene bişey. arkadaş ben göte yumurta gelmesi gücüyle harekete geçen bi adamım, hızlı yürürüm. inanın hızlı hızlı yürüyerek o kolondan sağa kıvrılırken götümden gelen teri kettle'a koysam bi bardak 3ü 1 arada için gerekli su çıkar. ya benim gibi virajı dar dönen biriyle kafa kafaya çarpışırım diye çok feci korkuyorum

bi de mesela metroda oturuyorum. ineceğim duraktan bir önceki durakta metroya yaşlı, çocuklu ve türevlerinden bi insan gelince paranoyaklaşıyorum. şimdi kalksam da atıyorum teyze otursa, 1 durak sonra incem zaten; bunlar arkamdan "vay yavşak zaten inekmiş öbür durakta, yer vermesi nezaketten değilmiş." diye düşüncek sanıyorum. yer vermesem bu sefer de kendimi kötü hissediyorum, bi de karşımda oturan orta yaşlılar(ne yer verir, ne yer verilir yaşları) sanki bana bakıp "vay yavşak, teyzeye yer vermiyor, hadi ben orta yaşım istesem de veremem ama aaah bu yeni nesil yok mu.." diye düşündüğünü sanıyorum. o son 2 durak arasındaki işgence dolu süreyi ifade etmem mümkün değil amk. marketten 2 sakız alır 25 kuruş uzatırsın kasiyere, kasiyerin parayı kasaya koyup sana 5 kuruşu verme süresiyle aynıdır bu metrodaki süre. 5 kuruşu alsam pinti, almazsam sanki 5 kuruş bahşiş bırakmış hissediyorum; yine elalem ne dicek diye paranoyaklaşıyorum. öyle işte...

metroyu seviyorum.... (klimalı falan ohh mis)
viskiyi seviyordum. şimdi maden suyu içiyorum. hem de şu an. ayrıca ketçaplı mayonezli makarna yiyorum. gündüz 2'de yatıp gece 11'de uyandığım için daha uykum yok. sevgilim geldiğinde evi bayağı değişmiş bulacak. çünkü tadilata başlıyorum yarın. nefis bir sürpriz olacak ona da.
çaylak olcak gibiyim hadi hayırlısı.
bu editi çaylakken veriyorum:
lan ben şimdi çaylağım ya, başka forumlarda da kendimi çaylak sanıyorum. nasıl bir yerse artık burası?
"yaralısın ve yaralı kalacaksın... geceleri yatağında yarana sarılacaksın!" diye mırıldanarak uyandım bu sabah. neymiş demek ki, yatarken böyle acıtan şarkılar dinlemeyecekmişsin...
tuna kiremitçi ile aynı gün doğmuşum. o da benim gibi sahtekar romantik mi acaba ?
bana dadanan şeytanı bir an evvel bulup, evire çevire sikmem gerekiyor. sonrada yıllardır kullanmama sebebiyet vermiş tüyünü götüne sokucam.
özel mesajla tarafıma ulaşan kadın, erkek ve ibnelerden oluşan topluluğun sadece dördüne olumlu yanıt verebildim. belki başka bir zaman başka bir yerde dostlar. vasıflarınız gizli tutulacaktır.
bugün çalışmıyorum. wallahi.
sensiz sevgilim.. sensiz olacaksa cenneti bile istemiyorum... olan herşey, ters giden herşey, yanlış anlamalarımız, yanlış anlaşılmalarımız, herşeye rağmen seni çok seviyorum.. her ne kadar bizden vazgeçsende.. ben senden vazgeçemiyorum... seni sevmeme sen bile engel olamazsın, olamayacaksın...
zavallı ve ezik diye başlayıp be sözlük diye biten entryleri beğensem bile eksiliyorum. bu üç sözlük klişesinden tiksindim artık.
sanırım duygusal yönümü kaybettim, mantıkla örülü yalnız hayatımda duygusallık bitti. hayatımın ikinci yarısına mantık böcüğü olarak başlıyorum ve aşk benden çok uzak bu durumda. aşkla mantık bir arada olamıyor çünkü eminim artık aşk aslında yok sözlük. varsın da benden saklanıyorsan aşk senin anunakoyiim e mi?
bugun girdigim sinavda okuma parcalarindan birinde internet bagimlilarindan bahsediyorlardi bi an kendimi sozluk formatina kaptirdim altina direk (bkz: aa bu benim lan) yazmak gecti aklimdan. sonra bu sacmaligima guldum tabiki, kafami kaldirdigimda hocayla goz goze geldik. killandi galiba gelip pasaportumu kontrol etti, sonra beni iyice bi suzup uzaklasti.
18 yaşıma girmeden kimliğimi kaybettim. dağınık geldim dağınık gidicem .
bu da mı şuku almadı aq
(bkz: adam haklı beyler)
ütü masasını yine kapatamadım.Ama bu sefer gogıla sormadım.
bugün öğrendim ki: kuşkularla daha çekilir olurmuş hayat,gerçeklerle değil.
televizyonda adımı duyduğumda hapşuruyorum.
geçenlerde mozilla'nın adını doğru telaffuz edemediğim gibi doğru da yazamadığım, internette en çok vakit geçirdiğin siteleri sıralayan bir eklentisini indirdim. ulan xhamster.com 4. boxer.com 7. redtube.com 9. sırada çıktı.

(bkz: abaza mıyım sözlük)
- nabucco projesinin anlasmalarinin imzalandigi gun dogan yegenime o gunun anisina nabukko isminin konulmasini onerdim fakat reddedildim.. uzun geldiyse nabuk olsun dedim.. tartaklandim.. acikcasi kirildim.. hala kirginim.

- t-shirt katlamayi ogrenemedim.. ogrenemiyorum.. internette bir video gosterdiler bunu tarif eden.. 6 aydir izliyorum.. bi bok anlamadim.

- gunes gozlugu takinca kendimi cok karizmatik hissediyorum.. hic cikarmiyim hatta onunla uyuyayim isitiyorum.

- en sevdigim yemek soruldugunda fajita ya da köri soslu tavuk diye cevap veriyorum.. aslinda bulgur pilavi lan benim en sevdigim yemek.
işerken sidiğime tükürüyorum ve o tükürük tam ortadan geçsin istiyorum.
bu işin ehli oldum ki hiç karavana yapmıyorum.
iğrenç de değilim ayrıca.
sırf ardından pokemon başlayacak diye teletubies izlerdim.
senin ta yedi ceddini... yalnız senin değil... hayatımın her safhasında beni takip edip de rahatsız edebileceğini zannediyorsan sana şunu söyleyeyim kıçımla gülerim buna. çünkü arızalı değil artık. rahatça gülerim hem de. kendi kendime aynaya bakıp iğneler yapardım anımsadın mı?
sevmek bana haram olmalı, sadece hoşlanmalıyım. aşk adamı eritirmiş derlerdi de, inanmazdım. inanıyorum işte... acısını da çekiyorum...
küsen sevgilime yıllar evvel çiçek alıp caddeden saklaya saklaya koşarak götürmüştüm. ilk ve son çiçek alışımdı bu. asıl hikaye bundan sonra başlamıştı. çiçeği alan sevgilim nasıl yumuşadı bilemezsiniz, ama benden o an gelen cümle şuydu; 'ne anlıyorsanız şundan'. der demez kafama yedim çiçeği.