bugün

sevsen ya beni,kedi gibiyimdir bakma öyle durduğuma.
Dün gece oraya gittim.
Gitmiştin.
Paylaştığın o fotoğrafa bakıp hangi masada oturduğunu bulmaya çalıştım, buldum da.
Masada boş bir bardak aradı gözlerim, üstüne adının yazıldığı. Yoktu.
Yakınlardaydın, o an hissettim bunu. Daha önce birlikte gitmiş olduğumuz yerlerden birinde, bir başkasıylaydın.
Bak ben hala seninleyim. Senin 1 saat önce oturduğun masada oturuyorum, kolumda bana hediye ettiğin, benim de hiç çıkarmadığım bilekliğin duruyor.
Günler sensiz nasıl geçiyor.
Çok özledim sevgilim.
Tam unutmaya daha doğrusu alışmaya çalışırken neredeyse herkesin sana onu sorarak hatırlatması, bu hayatın 'Bekle, unutursun.' deme şekli midir yani?
zamanında babamın eve çelik kapı yaptırmasına sebep olan hırsız bendim. aslında hırsızlık değil. fena sıkışmıştım, kapı önüne geldiğimde anahtarım olmadığını farkettim , evde de kimse yoktu. vanaların olduğu kapak içerisinde bir tornavida vardı ve ben o tornavidayla kapıyı açtım, içeri girdim. sonra, hiçbir şey olmamış gibi kapı kapatıp çıktım. meğer kapıyı oldukça yıpratmışım. akşam evde konuşurlarken duydum. eve hırsız girmeye çalışmış ama girememiş. ertesi günü çelik kapı yaptırıldı. vesile olduk diyelim. belki de iyi olmuştu.
kadın - erkek fark etmez, her türlü öküz olacaksın. boşuna 4s kuralını koymamışlar.
itiraf ediyorum; bacaklarım ağrıdığında kendimi 'boyum uzuyor galiba' diye avutmaya doyamıyorum.
itiraf etmeliyim ki,
geleceğe, "o" diyebileceğim insana yazılmış mektuplarım var.

umarım evde kalmam. (bkz: swh)
acıma duygumu elimden alsalar keşke... hem kendime acımam hem de başka birine... kıyamamak da neymiş ya? kendine kıyabildiğin şu dünyada başkasına kıyamamak ne kadar saçma bir şeymiş... gerçekten kim olduğumu bilememek acı verici... duygularımla oynayanlarla bile oynayamıyorum ben, sonunda dediğim tek şey "ayy kıyamam"... sana kıyanlara bile kıyamayan bir insansan yaşama amacın nedir lan senin? ne amaçla geldim bu dünyaya sözlük amacım ne benim?
bir ara hilal cebeci'in twitter sayfasini takibe alıp panpiş olmuslugum vardır.
ben leyla olmuşum kimin umrunda, mecnun çoktan gitmişken...
içimde garip bir his var. Ne olduğunu bilmiyorum. Mutluluk değil, hüzün de değil. Sadece biraz durgunum, ellerim uyuşmuş gibi.
Genelde üzgünsem, dibine kadar vuruyorum üzüntünün şarkılarla, sonra yetti deyip eğlenceli şeyler dinliyorum, dans ediyorum. Sonuç olarak o bunalım halinden kısa sürede çıkabiliyorum.

Fakat bu his. Bildiğim hiçbir müzik türü, şarkı, şarkıcı, çalgı bu hissin geçmesine yardımcı olamıyor. Sanki kulaklarımda, zihnimde, içimde ( artık her neyse... ) hiç bilmediğim, duymadığım bambaşka bir şarkı var gibi. Söyleyebilsem rahatlayacağım ama olmuyor. piyanonun başına geçip bir şeyler doğaçlamaya çalışıyorum, tutulmuş gibiyim, onu da beceremiyorum.

Sen her neysen, böyle ara ara yoklamaktan vazgeç. Yoksa delirmem yakındır.
"Sen bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma,ben çok gülerim.ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz..."

cemal süreya.

yazasın gelir ya sebepsiz.
Onu her gördüğümde öfkem de sevdam da bileniyor.
birgün evlenirsem bunun en büyük nedeni tek yatmaktan korkmamdır.

her gece elimde yastık, suratımda küçük emrah bakışlarıyla ev ahalisinden gözüme kestirdiğime "azcık kaysana" demekten bıktım lan.sırf rahatsız olup da yataktan kovmasınlar diye istediğim tarzda yatamıyorum.ender bulunan uyku stilim tehlikede sözlük.
yalnız yaşıyorum, yaşadığım yer geceleri gereğinden fazla bir sessizliğe sahip, düşünmemek için tv yi açıyorum, sesi en düşük seviyeye getiriyorum, ne dediklerini anlamıyorum tam olarak, sadece aradan bazı kelimeler seçiyorum ve kafam istemsiz olarak odaklandığı için, düşünemiyorum. böylece uyuyorum. fırsat buldukça içiyorum. yalnızlık üzerine mastır yapıyorum istemsiz olarak, çok bunaldığımda dışarı kaçıp, fazla kalabalık olmayan, ufak arkadaş gruplarının takıldığı yerlere gidiyorum. muhabbetlerini dinliyorum ufak ufak. kafamı meşgul ediyorum. kendi dünyamda yaşıyorum. yalnız olmak keşke bir seçim olsaydı ama o zamanda yalnızlık olmazdı. yalnızım. kafamın içi çok çirkin, çöplük gibi. geceleri çok yorulup uyuya kaldığım zaman kötü rüyalar görüp uyanıyorum, korkuyorum biraz. bütün ışıkları açıp tv yi açıp bir sigara içiyorum. sonra tekrar yatıp, enteresan bir şekilde hemen uyuyabiliyorum. çok ağır uyuyorum. sadece kendime sakladığım, kimseye anlatamayacağım şeylerin olmasından nefret ediyorum, kendimi özel hissediyorum. acıma duygusunun kötü bir versiyonunu hissediyorum çoğunlukla, bu duygunun fazlalığının ego dan dolayı oluştuğunu düşünüyorum. dışarıda yürürken, bir iş yaparken mümkün olduğu kadar yere, önüme bakıyorum. bazen de kendimi iyi hissettiğim zamanlarda insanların özellikle gözlerine bakıyorum. çoğunlukla yaşadığım anları bir film gibi görüyorum, sanki dışarıdan bakarmış gibi, kamerayı tutar gibi. ama "an" ların kıymetini biliyorum ve tadını fazlasıyla çıkartıyorum, yüzüme güneş vuruyor, önemde harika bir yeşillik, sert rüzgar esiyor, sigara içiyorum, klip çekiyorum kendi kendime. ne yapıcağımı bilmiyorum. bir gece gelip hagrid in beni almasını yada tyler durden ı görmeyi yada follow the white rabbit mesajını almayı, kırmızı hapı yutmayı istiyorum. üzülüyorum.
sevgili istiyorum ! yaşlandık karşılıklı sevebileceğim kimseyi bulamadım bu ne....
lan sözük kafaya takmaya deymez hiç biliyorum ama kafam çok bozuk lan çokk...
hep entrylerim kara deliğe düşmüş gibi kayboluyor, görünmüyor sevgili sözlük yazarlarına arkadaş. ayrıca bizim burda neden bu saatte horoz ötüyor ayrıca burda nerde horoz var allaşkına bana biri söylesin artı daha uyumadan evvel yapacaklarım var ama fena uykum geldi kıpırdamak istemiyorum, üçünsüü (diğerlerini dedim mi bilmiyorum ama olsun bu 3) ne diyeceğimi unuttum işte of hı hatırladım, burayı neden günlük gibi kullanıyorum anlamıyorum dicektim, evet hatırladım, oy nokta bitti.
bazen hakikaten mallaşıyorum.
cevabını bildiğim sorular sormaktan bıktım.
o çok güzel güler. dakikalarca bakılabilecek kadar güzel.
bugün gülüyordu yine, karşısındaki adını bilmediğim kıza. demek mutluydu. bende ise mutluluk her zaman olduğu gibi yarınlara kaldı.
uzun zamandır yalnızım ama henüz bir sevgili istemiyorum. artık nasıl tiksinmişsem bu yalan dolanlardan...
eskiden fener israil takımıyla oynasa rakibi desteklerdim.
bir süredir fenerin maçlarını izleyip destekliyorum.
bu gece iki turk takımının çeyrek finale çıkmasina cok sevindim.
'sen benimsin' diyebilen adamları seviyorum. kolumdan tutup oturtacak yanına. bunu da ülkücüleri çekici kılan detaylar başlığını görünce yazmak istedim. aslında sadece ülkücü erkeklerde yok bu durum onlarla şimdiye kadar pek anlaşamadık zaten. ama bu sert tavırlar genelinde var bu güzel bir şey. bir de yazmayı özlemişim sözlük.
ben kimseye doğru düzgün dertlerimi anlatamıyorum sözlük. bir gün boğulacağımı hissediyorum. biri çıkıyor karşıma mesela. her şey iyi hoş gidiyor. ama yetmiyor işte bazı şeyler. güven vermiyor. belki de yanlış kişi olduğu içindir. arkadaşa gelince, arkadaşım olduğunu da düşünmüyorum. olsa bile yargılayacaklarını düşünüyorum. belki fazla önyargılı davranıyorum. bilmiyorum. ama olmuyor işte. belki de benden kaynaklanıyordur. ağlamayı sevmiyorum kimsenin önünde. bu da yanlış, biliyorum. sadece şimdilik anın tadını çıkartmaya, hiçbir şeyi düşünmemeye çalışıyorum. kendimi kandırıyorum bir nevi. neyse be sözlük her şey olacağına varırmış. ben yine umursamaz, mutlu halime geri döneyim. öylesi daha basit. he bir gün boğulursam da, dediğim gibi her şey olacağına varırmış.
güncel Önemli Başlıklar