temel programcılığı öğretsenize. yazılım çerçevesi içersinde programcılık olurmu. sıfır ve birin anlamını öğretin sonra transistorlü hesapmakinası nasıl yapılır onu ögretin. sonra kendi dilinde program nasıl yapılır onu öğretin. almanyadaki okullarda en eski aletlerle ders veriyorlar. siz o aletleri görseniz müzedenmi getirmişler zannedersiniz.

amerikalı bir bilim adamı vardı 60 yıl önceki bir konuyu yılları tecrübe ederek daha yeni anladı.

1990 yıllarında meslek lisesi kitaplarına bakın okunacak kitaplar değil. birde 1969 yılındaki almanca elektronik kitaplarını okuyun arada dağlarca fark var.

evvel zaman içinde milli eğitim bakanlıgı işletme bilgisi kitabı çıkarmış anlayan yok bakanlıktakilerde anlamadı yıllar sonra o kitap kaldırıldı. daha doğrusu toplatıldı.

siz o toplatılan işletme bilgisi kitabını okusanıza.

yalnız kurt birşey yapamaz.

Biz hem kurtların doymasını, hem de koyunların sağ kalmasını istiyoruz.
üniversitelerde kültür yokki. güzel sanatlar fakültesi adı var, kendi yok. birde profesör maaş bağlanıyor. ay sonu geliyor maaşlarını alıyorlar.

bir şirkette proje 6 ay içinde sonlandı. yabancılar sayesinde. ressamlar lazım ama doğuştan perspektif yapmasını bilen bulamıyoruz. kendin oturup yapsan 3 yıl da proje sonlanır.

herneyse proje bitti. ekonomik krizler derken güzel sanatlar akademi sınavlarına girelim. hiç olmassa kültürün içinde oluruz. bölümlerde yedeklerde kaldık endüstri ürünleri tasarımı buna dahil. ama çok enteresan marmara güzel sanatlar fakültesinde iç mimarlıkta 3. oldum mülakatta 39. sıraya aldılar. aslında tavla zarı obje kullanmasaydım birinci olmuştum. 40 kişi almaları gerekirken bu sene 20 kişi alınacagı açıklandı. meger okulun böyle puştça davranışları varmış öğrenciye on üzerinden sekiz verdikten sonra rakkamı silip yedi yapıyorlarmış. sınavda mecbur gidişat öyle olduğu için tavla zarı kullanmak zorunda kaldım. başka obje kullanmak nerdeyse imkansızdı, zamanda kısıtlı idi.

güzelsanatlar fakültesi sınavlarına girmeden önce bir şirkette mobil telefonlar üzerinde çalışıyorduk. nokia markası daha ortada yok. benofon markası var. sonradan süper nokia mobil telefon oldu.

biz daha mecazi anlamda kartondan koni yapabilecek adam bulamıyorduk. bir türk mühendis yarı iletkende katman oluştururken gözlerini hesaba katmamış nerdeyse kör oluyordu. sonra o kişiyi işten çıkardılar. zaten alt seviyede mühendisti deneme yapmak istemişti. işçi mühendis.

bir mühendis vardı almanyada okumuş babası Siemenste çalışmış. o mühendis şu an ev kirasıyla yaşamını idame ediyor, evlide değil.

o zamanlar alan adı alalım dedik şirket sirkülerini istediler kanunen şirket yok dedik olmaz dediler şirket olmalı. şimdi ise sadece tc kimlik numaranla hemen alan adı alabiliyorsun.

teknoloji geliştiren insanlara kamyoncu, arabanın arka tekerleği, altı yemiş, sucugu yemiş gibi mecazi anlamda hakaretler ettiler. hele hele aselsandaki çalışanlara mobbing uyguladılar adamları öldürdüler.

http://galeri.uludagsozluk.com/r/935130/+

koreli samsung firmasını takdir ediyorum, çok küçük boyutlarda yarı iletken üretiyor.
google takdir ediyorum. çünkü mecazi anlamda süpermenden daha iyi görüyorum.

ya sosyotrend biz neler yaşadık.

akademi sınavlarında araba maketleri yapan bir arkadaş vardı. koç holding şirketi olan ford otosandaki fabrika müdürü görmüş araba maketlerini. o arkadaşı çağırmış bu maketleri yapan kim görmek istemiş. çok iyi maketler yapıyordu. fabrika müdürü ya ben seni küçük bir çocuk sanıyordum sen kocaman adamsın demiş. fabrikada çalışmak istiyorsan marmara güzel sanatlar okulunu göstermiş endüstüri ürünleri tasarımını okuman lazım demiş. o arkadaş kazana kazana türk el sanatlarını kazandı.

siz şu zamanda silikon vadisi elektrikli arabalardan bahsederken biz geçmişte yaşadığımız puştça davranışlarla karşılaştık. ford otosan fabrika müdürüne küfür eden mühendislerin sayısı çok fazla.

temel programcılığı öğretsenize. yazılım çerçevesi içersinde programcılık olurmu. sıfır ve birin anlamını öğretin sonra transistorlü hesapmakinası nasıl yapılır onu ögretin. sonra kendi dilinde program nasıl yapılır onu öğretin. almanyadaki okullarda en eski aletlerle ders veriyorlar. siz o aletleri görseniz müzedenmi getirmişler zannedersiniz.

amerikalı bir bilim adamı vardı 60 yıl önceki bir konuyu yılları tecrübe ederek daha yeni anladı.

1990 yıllarında meslek lisesi kitaplarına bakın okunacak kitaplar değil. birde 1969 yılındaki almanca elektronik kitaplarını okuyun arada dağlarca fark var.

evvel zaman içinde milli eğitim bakanlıgı işletme bilgisi kitabı çıkarmış anlayan yok bakanlıktakilerde anlamadı yıllar sonra o kitap kaldırıldı. daha doğrusu toplatıldı.

siz o toplatılan işletme bilgisi kitabını okusanıza.

yalnız kurt birşey yapamaz.

Biz hem kurtların doymasını, hem de koyunların sağ kalmasını istiyoruz.
başarılı bir program. keşke canlı yayında bağlanıp soru sorabilsek. evet.
Bir program.

Kafa açıcı konulara değinildiği söyleniyor ama biz inanmıyoruz tabiki, teşekkürler.
eskiden izleyemiyorduk bu programı. olay tv çekmeyadı köyde. anten çeviriyodu benim karı. oldu mu? oldu mu? diye bağırırken bi bakmışım ben saklanmışım. saklambaç oynuyoruz sanıyordum. kafa gidip geliya arada. öyle bi anısı vardır bu programın.
kafamızın açıla açıla "açık hava sahası"na dönmesine sebep olan programdır.
Bir programdır.
Hiç izlemedim lan hiç merak da etmedim. ismail'i severim ama serkanı sevmem.
her zamanki gibi gene kaliteli bir bölümü yayınlanmış olan program. evet.
arkasında çok büyük güçler var bu programın. arkalarında koca holdingler bulunan televizyonlarda bile tutmayan diziyi yayından kaldırırlarken, olay tv'de böyle bir programın kaldırılmaması çok şaşırtıcı.
en sevdiğim programdır.
keşke saatlerce program sürse denilir.
serkan inci ve ismail alpen hiç susmadan konuşsalar sıkılmam.
Gülmek için başka program bulamıyorum. Hele de zall beyefendi konuşunca afasdasasa.
Kafa açıcı konular var ama burası müslüman bi ülke, başi açık gezmeyi istemeyecek kızlarımız var zill ifindi ..
Arkadaşlarla izliyoruz. Zall her tıkandığında birer shot atıyoruz. Program bitene kadar herkes kafayı buluyor.
Gelişmeler kısmına sürekli gelen program. izlemedim, izlemiyorum, izlemeyeceğim.
özet geçiyorum,

sokakta birbirini doğrayan 20 yıl alırken
hekırlık yapan 300 yıl ceza alıyor.

sonuç,
sözlük kuracağına hukukçu olaydın bro.
köpeğim tıfıl'ın bile müdavimi olduğu program.

zall konuştuğu zaman gözünü ekrandan almıyo kerata '' ne diyo bu tipini siktimin'' der gibi dinliyor hep,

görsel
canlı yayın olsa daha çok izlenecek olan program. evet.
canlı yayın olursa zallın götü başı dağıtacağı program olur. adam bant kaydında konuşamıyor canlı yayında inme iner amk.
Her geçen gün üzerine biraz daha koyan program.
Tebrikler.
izlemeyeceğimiz program.

zorlama artık.
Sık sık takip ettiğimiz muhteşem program. Boş boş şeyler izleyeceğinize az çok insana farklı birikimler sunan programlar izlemek daha mantikli.
Son bolumu az once bitirdim. Bizim zall bu bolumde konusurken cok fazla takildi. Garip oldu bi. Sanki ilk defa cikmis gibi. Ama gene harika bir konusma oldu. Bu programi izlemeye basladigimdan beri ufkum artti bilisimle yazilimla ilgini. Ve simdi keske gecen sene cabaladigim kostugum internet sitesi isine daha cok caba sarfedip atilsaymisim. Iyi bir yere gelebilirdim.
Sevip,takip ettiğim programdır.
Serkan inci favorimdir.
(Kafa açar)
Yeni bölümü daha youtube a neden yüklenmedi dedigim video. Cumartesi gunleri mi geliyordu la.
bugün 22:30'da olay tv'de. bu haftanın konusu "passat'a mı bineyim belediye başkanının dramı". bilen bilir vw adlı alman şirketinin markalarına düşmanlığımız devam ediyor. bu belediye başkanı da bu sebeple tam bizim alanımıza giriyor. haddini bildirdik programda. izleyin: http://www.olaytv.com.tr/canli-yayin.html