bugün

Tribünlerinin sosyalist olduğu takımlardır. En büyük örneği livorno'dur. Klasik tribün ve che guevara solcuğunun ötesinde stalinistlerdir ve işçi sınıfını savunurlar.
türkiye den fenerbahçe ve galatasaray, değil tabiki.. (bkz: beşiktaş)
(bkz: cosenza)
(bkz: cadiz)
ve halkın takımı; (bkz: boca juniors)
Beşiktaş'ın kesinlikle içerisine giremeyeceği takımlardır. Yönetimden bedava bilet temin edip o biletlerin büyük bölümünü karaborsa ile kendi taraftarına iteleyen, deplasman masraflarını yönetimin karşıladığı, yönetimin isteği ile istenilen kişiye küfür eden, muhalefet olmayı sadece popüler olma adına açılan bir kaç pankarttan ibaret zanneden, karaborsacı bir tribün "sosyalist" değildir. Asla da olmayacaktır. Türkiye'de böyle bir tribün kültürü yok malesef ki...

Zorunuza gitmesin canlar "gerçekler" bunlar malesef ki. Sadece Çarşı için geçerli değil yukarıda saydıklarım. gfb ve ua'nın da farkı yok.* Galatasaray taraftarı olmama rağmen aynı şeyi ultraslan için de söylüyorum.
canımız ciğerimiz, sırf bu sebepten bile olsa gidip görmek farz olan kentlerin takımlarıdır.
nasıl olur da en önemlisi unutulur?

(bkz: AC MiLAN)
ağırlık olarak işçi kentlerinin takımlarıdır.
(bkz: inter)
ss lazio taraftarları bunların tam zıttıdır. mussolini pankartı açtıkları olmuştur.
sosyalistten ziyade içinde bulundukları sisteme her biri ayrı kitap konusu hikayelere sahip, bir isyan bir başkaldırı özelliği barındıran kulüplerin ttibünleridir.
takımların ortaya çıkışları, kuruluşlarındaki protest yaklaşım dolayısı ile tribünleri de etkilemiştir.
misal ingiltere de mavi ağırlıklı forma giyerek sahaya çıkan takımlar monarşi yanlısı takımlar olup(chelsea, everton, manchester city gibi...) kırmızı formalı takımlar genelde halkın takımı pozisyonundadır.(liverpool, manchester utd, v.b).
keza ispanya'da kulüp adından önce "real" ön adı kullanan takımlar kral yanlısı, barcelona, sociedad, bilbao gibi kulüpler de bulundukları etnik populasyonun spor sahalarındaki temsilcileri, sesleri durumundadır.
futbolun bir oyundan ziyade bir kültürel etkinlik sayıldığı diğer ülkelerde de(arjantin, brezilya, hollanda, portekiz, fransa v.b) kulüpler arası bu tip ayrımlar gözlemlenebilmektedir ki bu da futbolu daha bir seyir zevki veren bir spor haline getirmiştir.
ülkemizde ise az da olsa bu tarz tarihsel rekabetlere dönem dönem rastlanmıştır.
günümüzde tribün niteliği olarak sadece beşiktaş'ta gözlemleyebildiğimiz bu özellik, adana demirspor, eskişehirspor, ankaragücü, karşıyaka ve hatta trabzonspor'un da sahip olduğu lakin üstte de bahsettiğimiz üzre malesef türkiyemizde futbolun kültürel gelişim eksikliği sebebi ile unutulan, hatırlanamayan tarihi gerçeklerdir...
as roma tribünleri neredeyse bütün sosyalist özelliğini kaybetmiştir. Zamanında ac milan ile birlikte italya'nın önemli sosyalist tribünlerindendi ancak fedayn başta olmak üzere önemli sosyalist gruplar kendilerini fesh etmişler, tribünleri bırakmışlardır. olaya türkiye gözünden bakarsa as roma, chp olmuştur. Ayrıca Lazio, italya'da başkenti Roma olan bölgenin adı. Lazio taraftarları genellikle başkent Roma dışındaki banliyölerde yaşayan italyanlardan oluşuyor ve Laziolular kendilerini Roma'nın asıl yerlileri ve gerçek Romalılar olarak görüyorlar. Lazio ve Roma arasındaki rekabetin temel çıkış noktası da aslında buradan gelmektedir.
turkiyedeki en guzel ornegi elbette ki, haklarini savunmak icin 100.000 kisiyle baskente yuruyen, kara elmas diyarinin takimi zonguldakspor taraftaridir.
beşiktaş trübülerinin kesinlikle içinde olucağı gruptur,yönetimden bilet alan kesim çarşının hepsi değildir,zaten bilen çarşının kombine bilet aldığınıda bilir,ayrıca beşiktaş ın içinde "radikal sol" diye tabir edebilceğimiz gruplar vardır,ülkücü de vardır o ayrı mesele.

ama çarşı bilindiği gibi tak bir vücut yada tek bir kurum değildir,bir çok grubun bir araya getirdiği topluluktur.
dolasıyla beşiktaş ın kurum olarak sosyalist olmadığı göz önüne alnırsa çarşıdan da bunu beklemek haksızlık olur.

türkiye de bu tür işler yapılan eylem ve prostestolarla belirlenir,örneğin bir mayıs a çıkmak devrimci bir nitelik taşır yada tribünde che pankartı açmak,yönetim itibari ile o pankartı oraya sokmak yürek ister başka bir trübün grubu soksunda görelim boylarının ölçüsünü.

beşiktaş a ülkü ocağı açılırken yürüş yapıp beşiktaş ta ülkü ocağı istemiyoruz diyen yine çarşı grubudur,içlerinden bazıları cezaevi yatmış ölüm oruçlarına katıldıkları söylenmiştir.

bu tribüne kafadan sosyalist değil demek kanımca haksızlık olur.
tabiki eskişehirspor'un kızılcıklı grubu.
ama kendimin es es'li olmasından kaynaklı bir olay degildir.
kızılcıklı ilk kuruldugu yıllardan bu günlere yani yaklaşık 25 yıllık biz mazisi boyunca sosyalist çizgide ilerlemiştir.
ilk yıllarda italya'da ki sosyalist grupların atkıları tribünlerde açılıyordu.
daha sonraki yıllarda ise tribünün yarısından çuğunun solcu olmasından dolayı istiklal marşlarında atkı ile birlikte zafer işaretleri başgöstermeye başlamıştır.
marşların bir çoğu grup yorum ve ahmet kaya'nın parçalarından oluşmaktadır.
hatta geçen yıllarda es es'le alakası olmadıgı halde tribünlere gelerek bozkurt işaretleri yapan gruba çok sert bir şekilde tepki gösterilmiştir. bunun sonucunda da polisin biber gazına maruz kalmışlardır. eskişehir'de ki diger tribünlere göre sürekli olarak polisin sıkı denetimine tabi tutulmuşlardır. çünkü onlar solcuydu ve "başları ufakken ezilmeliydi". ama istanbul medyasının endüstriyel futboldayatmalarına karşı direnmişler ve bunun sonucunda da medyada yer bulamaz ve dışlanmışlardır. zamanla es es'in süper lige çıkışı ile de kapitalizmin dayattıgı para hırsı tribünleri ikiye bölmüştür. dönekler çogalmış 3 kuruş, iki bilet için davalarını satmışlardır. bunu içine sindiremeyen tribübün agır abilerininde terk etmesi ile "liberal" yani "endüstriyel futbol" çizgisine kaymıştır.
tabiki adana demirspor'u unutmak olmaz. onlarda yıllarca sol çizgide tribün kültürünü yansıtmışlardır.
kesinlikle ankaraspor. o kadar sosyalist ki yoktur... şaka bir yana gençlerbirliğini ankarada tek geçerim.
(bkz: club esportiu jupiter)*
vamos bien i ınutmayalım.
yazılan tribünlerin yarısından fazlası sağ görüşe mensuptur. diğer yarısınında adam gibi bir tribünü yoktur.
eskişehirspor'un da içinde bulunduğu kızıl tribündür.

rivayete göre bir maç çıkışında hiç gereği yokken çevik kuvvetin eskişehirspor'lu taraftarlara saldırmasını eseslilerimiz şöyle kınamıştır.

dev sol gelecek ananızı sikecek.
bu konudada türkiyede beşiktaşın öncülüğünü yaptığı gösterilmemesi beşiktaş tribünlerine haksızlık olur.
eskişehirspor tribününün solcu olduğunuda görmüş olduk bu vesile ile. bir de bunu yazan arkadaşlar eskişehir'li. nefer diye bir grup var haberiniz yok mu yiğitler ? yoksa, abilerinize sorun. size uzun uzadıya anlatırlar.
beşiktaş için geçerli olabilmesi için fenerbahçe ve galatasarayında içinde bulunması gereklidir.yoksa beşiktaşın onların gece uykuya daldıklarında gördükleri yada kıçlarından uydurdukları gibi olmadığını kabul etmek zorunda kalacak birçok zavallıyı yine ezmiş olmasıdır.
(bkz: dersim spor)
st. pauli taraftarları anarşist olup bu tanımlamaya girmez. ayrıca galatasaray'ın da tek yumruk adlı sosyalist taraftar grubu vardır.