bugün

mevsimi gelince tepesinde sürekli savaş uçaklarının gezdiği üniversite şehri.iç anadolunun incisi.
hiç bir şehre benzemeyen, bağımlılık yaratan, hiç gitmeyenlerin nevşehirle aynı kefeye koyabildikleri, gittikten sonrada "oha türkiyemi lan burası" dedikleri yaşanabilirliği en üst seviyedeki kent gibi kent.
memleketim.. soğuğu bile özlenen şehir.
(bkz: eskişehirspor)
porsuk çayında kürek çekmenin tadına doyunulamadığı günlerin yaşandığı şehirlerin şehri. durur mu hala sami kaptan bilmem ki.
porsuk çayında artık belediye'ye ait motorlu gezi teknelerininin dolandığı. istiklal caddesinin imitasyonu olan doktorlar caddesine sahip öğrenci şehri. rahatlık ve medeniyet açısından bursadan çok çok iyi seviyededir.(ikisinde de yaşıyorum ordan biliyorum)
memleketim. kuru ayazıyla, çiğ böreğiyle, tepesinde uçan pek gürültülü uçaklarıyla, okullarıyla, porsuğuyla, insanlarıyla, kalabak suyuyla, köprübaşıyla, ve şu an aklıma gelmeyen pek çok şeyiyle 17 yılımı geçirdiğim güzel şehir.
iki büyük üniversiteyi bünyesinde bulunduran güzel bir üniversite şehri.
öğrencilerin şehir nüfusunun %33'ünü oluşturduğu ama öğrencinin fazla olması ve iki üniversite bulunmasından başka hiçbir şekilde öğrenci şehri olarak nitelenemeyecek şehir. eskişehirde kiralar uçuk fiyatlardadır, yurtlar inanılmaz kazıktır, gecenin 12 sinde karnınız acıktığında dışarı çıkıp yiyebileceğiniz pek fazla birşey yoktur. havası inanılmaz soğuk insanları son derece kibirlidir. istanbul kompleksi vardır. kendilerini dünyanın merkezinde görürler ama esasen bir bok değillerdir. şöyledir. böyledir...

ilave: yalan lan yalan, güzel şehir vallahi.
doktorlar caddesi ile bana taksim-istiklal caddesini andıran tamamen öğrenciye odaklı,düzenli,en uzak mekana yürüyerek yirmi dakikada gidilebilen bir double üniversiteli şehir.sosyal imkanlar açısından bence çoğu ilden de öndedir.
türkiye cumhuriyeti'ne faydalı, zeki ve kültürlü insanlar sunmuştur.
adalardaki mekanlarıyla öğrencilerin başkenti
ilçeleri; alpu, beylikova, çifteler, günyüzü, han, inönü, mahmudiye, mihalgazi, mihallicik, sarıcakaya, seyitgazi, sivrihisar.
cafelerinden öte beni küçüklüğü, sevimliligi, kitapcılarıyla etkileyen sehir. ulasım ayrı bir etkileyicidir.porsukta köprünün altından porsuk tasıtımız*gecerken, aynı zamanda üstten tramvay gecebilir. bu arada gokyuzunde f-16 mız süzülüyordur.
öğrenci olmanın ne demek olduğunu, ne olması gerektiğini öğretmek için canla başla çalışan şehir...
cıvıl cıvıldır her yer, hemen sevilir. ama gariptir ki, hemen sevilen bu yerden bir süre sonra bıkılır, ayrı kalınca hemen özlenir, tekrar kavuşunca yine bıkılır. ve bu böyle gider...
adı ile içeriği konusunda çatışma yaşayan şehir.
hem nufüsuyla hemde görüntüsüyle hiç eski gibi görünmeyen öğrenci şehri.
es es es ki ki ki es ki es ki es sloganının orjinal olduğunu iddia eden insanların yaşadığı şehir...

(bkz: kaf sin kaf)
şehir milliyetçiliginin had safhada oldugu sehir..
sanatsal etkinlikleriyle, her köşebaşında bulunan heykelleriye , genç ve çağdaş nufusuyla bir avrupa şehrini hiç mi hiç aratmayan şahane anadolu şehri.* * * *
kışın az kayıp düşmedigim, su aralar soguna bile hasret kaldıgım, daha en azından 4 senemi geçirecegim, porsuguyla meşhur biricik eskişehir.
şehir küçük, şehir çok büyük, eve kız getirmek yasak, eve erkek getirmek yasak, eve topoş getirmek yasak, geceyarısı kızlar gezemio, şehir ölüo, tekel bulunamıo(benzinliktemi olmaz be kardeşim), insanları yoz, yaşamak zor, ulaşım zor, çok pahalı..vb. öğrenci sorunlarının memnuniyetsiz kişilikler dışında asla yaşanmadığı, biran evvel okul bitsin diye sıkılınıp eve dönüldüğünde aslında sıkıcı olan derslermiş ben eskişehirden sıkıldım sanmıştım die dank eden, insanın lale devri gibi öğrenciliğini geçirebileceği bir şehir eskişehir.
bir zamanlar camuruna az batip cikmadigim, donmus porsuk uzerinde yurudugum, her gun hamamyolu, doktorlar ve kizilcikli'sini tavaf ettigim, simdilerde pek bir modern goruntuye kavusmus, guzel anilarimin oldugu ogrencisi bol sehir.
Eskişehir, tarihi dönemler içinde Anadolu'daki ünlü merkezlerden biri olmuştur. Kentin ilk kuruluş yerinin neresi olduğu tartışmalı olmakla birlikte birçok Anadolu şehrinden farklı olarak ilk kuruluş yerini büyük ölçüde değiştirmeden gelişmiştir. Milli mücadele yıllarında şehrin Anadolu'daki tarihsel olarak sahip olduğu stratejik konumu belirleyici olmuş düşman işgalinden kurtarılması zorunluluk haline gelmiş, Türk birlikleri şehri kurtarmış ve Batı Cephesi Komutanlığı'nın karargah yeri Eskişehir olarak seçilmiştir. Şehir çevresinde inönü, Sakarya, Kütahya gibi Kurtuluş Savaşı'nın önemli çarpışmaları gerçekleşmiş, ancak kent içinde bir çarpışma olmamıştır.

Bir yıldan fazla Yunan işgali altına giren kent 2 Eylül 1922 tarihinde karşı taarruzla tekrar ele geçirilmiştir. Yunanlılar geri çekilirken Çarşı ve Hıristiyan mahallelerini ateşe vermiş, Tuz Pazarı, Taşbaşı, Reşadiye Camii'nin bulunduğu yerler, istasyon caddesi ve Bağlar caddesi tamamen yanmıştır.

Cumhuriyet döneminde 1925 yılında il olan Eskişehir hızlı bir kentleşme yaşayarak çok yönlü bir kent haline gelmiştir.
adını ilk kez duyduğumda oraya giden arkadaşımı yadırgadığım, eski bir yere gitmesine anlamayışıma sebep olan şehirdir.*