bugün

(bkz: çok komik lan) *
gerçekten okuyanı tebessüm ettiren kısır zihniyetlerin bir gazete köşesinde buluşması oldukça komiktir..'sivilay' ismi hepsinden komik geldi..yani okumadan anlayabiliyorsunuz kendinizi bir komedi dükkanında bulacağınızı..bence bir cümlenin içinde dahi çelişen düşünceleri görmek için,en azndan neşeli bir gün geçirmek için, gülmek için bunu okumalısınız.
ayarmatör. basın tarihinin en iyi, en istihzai ironi(k) yazarı. tanışmak, kahve içmek istediğim zatiye...
zaman gazetesinin pazar ekinde kendisiyle yapılan röportajda kendisini en yaşlı köşe yazarı ilan ederek; 'kendimi bütün memleketin ablası ilan ettim.' diyen taraf gazetesinin fotoğrafını yayınlamayan yazarı.
dünkü yazısında yine döktürmüş; güzin abla'yı kuzineye vermiş süper abla. öyle böyle değil, şöyle; okuyunuz, okutunuz, eğleniniz. hatta bulursanız evleniniz onunla ey akıl ve fikir sahipleri*...
kendi deyimiyle 'toplumsal onarım mütehassısı' olan gündemin yeni eğlence yazarı.
dr. sivilay genç - köşesinde kendini; toplumsal onarım ve siyasal rehabilitasyon ana bilim dalı başkanı, ruh ve sinir hastalıkları mütehassısı şeklinde tanıtan taraf gazetesi yazarı. güzin abla'nın siyasetten anlayan hali.
harika ve çok yerinde ayarlar veren bu kadar güzel ayarlar verince de kendisine özendiren müthiş insan. severek takip ediyoruz.

http://www.gencsiviller.n...artikel.php?artikel_id=36
ismi sevilaydır haliyle. ancak asker karşıtı anlam taşıma bu gazete taifesinde o kadar büyük bir saplantı halini almıştır ki, bu yüzden sivilay diye tanıtmaktadır kendisini.

işin bu noktası gerçekten de pek komiktir.
anayasa mahkemesi uyesi teletubiler ve darbe isteyen tiyatrocu!

http://www.taraf.com.tr/makale/5502.htm
çok zeki olduğunu yazılarıyla gösteren abla. gerçek resmini merak ediyorum.
linkteki ikinci soruya verdiği cevapla beni kendine hayran bırakmıştır

http://www.gencsiviller.n...rtikel.php?artikel_id=272

not: ben uzun metinler giremiyorum yahu. niyedir komplo mu var *

edit: abla mabla değilmiş. erkekmiş yav. hayallerim yıkıldı.kafiyesiz eleman, teşekkürler!
Soru:

Sevgili Sivilay Abla, Türkiye'de çok sık görülen bir insan tipi var. Herkesin kendileri gibi düşünmek zorunda olduğuna inanıyorlar. Farklı düşünen, farklı şeyler söyleyen, yazanlar muhakkak ruhunu düşmana satmıştır. ABD'den ya da en iyi ihtimal AB'en para alıyordur. Ablacım merak ediyorum, ruh ve sivil hastalıkları ilminde kendisinden olmayanı satılmış olarak görme sendromunun açıklaması nedir? (Fahrettin Kerimoğlu)

Cevap:

Sevgili Fahrettin, hoşlanmadıkları fikirlere sahip kişilere satılmış diyenler, esasında ruhlarını çok önceden satılık ruhlar pazarında satışa çıkarmış, alan çıkmayınca fiyatı yarıya düşürmüş, sonra yine düşürmüş ve yine düşürmüş yine de bir alıcı bulamamış, kısacası beş para etmeyen insanlardır. Bu eziklik sözünü ettiğin algı bozukluklarına neden olmaktadır. Akılları fikirleri ruhlar pazarında dönen paradadır. Kendilerinden daha yetenekli insanların pazarda ne kadar edeceğinin hesaplarını yaparak haset ederler. Üç-beş sente tav olmaya hazır oldukları bir serbest pazarda, binlerce dolara para demeyeceklerin kesinlikle bu işe hayır diyemeyeceklerine iman ederler.

Tek çözüm bir hayırseverin çıkıp bunlara toptan bir fiyat vermesi, kimseye zarar veremeyecekleri bir yerlerde istihdam etmesidir. Yoksa bunlardan rahat yok.
(#6136648)
taraf gazetesinde yayımlanan 20 soru köşesinde; - hangi mesleği yapmak istemezsiniz sorusuna, + '' izmir'de kürtçe kur'an-ı kerim meali satmak '' şeklinde güzel cevap vermiş kişidir.
Ramazana yaklaşırken tadından yenmeyecek bir yazı.

hoşgörünün beşiği anadolu’da alenen oruç tutmamak hâlâ tercih edilen bir davranış değildir. ancak oruç namaz gibi değildir, ortalıkta yemek yemeseniz bile, oruç tutmuyorsanız bunu saklayamazsınız. dilinizin üzerinde beyaz bir tabaka olmamasından oruç yerine kaşığın sapını tuttuğunuz şıp diye anlaşılır. bu yüzden halk arasında başvurulan mazeretler vardır.

seferiyim: yaşadığı şehirden 90 km uzağa gidenler seferi sayılır ve oruç tutmayabilirler. en ünlü seferimiz kenan evren’dir. bildiğimiz gibi darbeci kenan paşa, 12 eylül darbesini yaptıktan sonra il il dolaşıp yediği halt için toplumdan destek toplamaya çalışıyor. en çok destek bulmayı umut ettiği yerlerden biri olan erzurum’da düzenlediği miting ramazan’a denk geliyor. konuşması sırasında ağızı kuruyunca önündeki suyu içiyor. kenan paşayı alkışlamak için meydanı dolduran dadaşlar, ıslıklamaya başlıyorlar. kenan paşa da tarihi cümlesini sarfediyor: ‘ben seferiyim’

antibiyotik alıyorum: bu mazeret günahkârlarla müminlerin ortak kullandığı mazeretlerdendir. çalıştığı devlet kurumunun kokteylinde kendisine uzatılan içki bardağını şeriatçı damgasını yemeden geri çevirmek isteyen dindarların da sıkça başvurdukları bir mazerettir. antibiyotik ortalama sekiz saatte bir alınması gerektiği için pekala oruç tutmaya da engel olabilir. ancak oruçlu kalınan sürenin çok kısaldığı kış günlerine denk gelen ramazanlarda başvurulmaması tavsiye olunur. çünkü bu kısa günlerde bir sahurda, bir iftarda bir de ikisinin ortasında ilaç almak mümkündür.

çalışmak da ibadettir: özellikle protestan müslümanların mazeret olarak değil, gerçekten inanarak başvurdukları bir mazerettir. yaptıkları işin ne olduğunu sormayın. otomobil lastiği satış temsilcisi de olabilirler, bir bankada kredi kartı uzmanı da. bu gruba giren insanlar hafta içi oruç tutmazlar. haftasonu da iftara kadar uyurlar yani orucu uykuya tuttururlar.

benim kalbim temiz: ‘dini yükümlülükler bana çok angarya geliyor ama bir taraftan cehennemin gerçekten varolması ihtimalinden de tırsıyorum’ diyenlerin her şart ve koşulda başvurdukları en popüler mazerettir.

aç olunca sinirli oluyorum, etrafımı kırıp geçiriyorum, daha çok günaha giriyorum: tanrı, bu ibadeti kulları aç insanlarla empati kurabilsin, merhamet duyguları gelişsin, nefislerini, arzularını kontrol altında tutabilsinler diye emretmiş. buradan bakınca; oruç halinin sinir yaptığı insanlar üretim hatası olan kullar olsa gerek ki, tezahürleri yaratıcının öngörülerinden farklı olabiliyor.

ülserden gastrite bilimum mide hastalıkları: en geçerlilerinden biri olsa da ramazan süresince gerçekten ülserli gibi tatsız tuzsuz haşlanmış gıdalar tüketmek; kızartmadan, gazlı içeceklerden uzak durmak gibi ağır bedelleri olan bir mazeret.
http://www.twitter.com/sivilayabla sitesinde takip edilebilir.
gubidik bir taraf zımbırtısıdır.

sözde demokrasi naraları çekerek mesaj verir birilerine. önce yazdığı gazetenin kimlerden pay aldıklarını açıklasın bu sivilay.