*
psikolojik yönleri bulunan bir durumdur. zira, geçmişte yaşanılan olumsuz, yıkıcı durumlar kişide ilerki yaşamına yönelik onu etkileyecek sonuçlara sebebiyet verebilirler. misal; kişi geçmişnide çok sevmiş, değer vermiştir. sonuç hüsrandır. bu yüzden kişi içten içe birini sevmekten korkar, birine bağlanmak düşüncesinden rahatsızlık duyar. çünkü, sevmiş ve acı çekmiştir.
sevginin boşa gideceğini zannetmenin bir sonucudur.
tabii sevmek de öyle beleş olmuyor; bedeli ödeniyor genelde, ama değmez mi acaba?
''insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.''
w.shakespeare
içerisinde bulunduğum durum.

(bkz: yanlızca hayatı seyredenler)
sevmekten kim usanır, tadına doyum olmaz.

bilindik şarkının en güzel bölümü. gerçekten sevmenin tadına doyum olmaz, korkulmaz. şarkının devamında çekilen acı ve pişmanlık anlatılır. onca acıya rağmen yine de son gaz devam.
en korkulacak şey'lerden korkmayıp, sevmekten korkmak ancak şaşkınlıktır. kişi, ancak sevgi ile ayakta kalabilir.
(bkz: sevmekten korkmaktan korkmak)
sevdiği zaman acı çeken, umduğunu bulamayan, çoğu kes hüsrana uğramış bir kişinin aslında tekrar acı çekmekten korkmasıdır.
sütten ağzı yananın,ilelebet süt ve süt ürünlerine tövbe etmesi...
tanıştığın anda seni ona çeken birşey vardır.
biraz tanıdığında ortak birçok şey bulursun.
konuştukça daha çok konuşmak istersin.
konuştukça daha çok ortak şey bulursun.
etkileşim arttıkça ilişkinin başlaması kaçınılmazlaşır...

sonunda başlamıştır ilişki.
"bu sefer hata yapmıcam. mükemmel bir ilişki olucak. mantık üzerine kurucam" diye düşünürsün. *
fakat birşeyler eksik gelir.
mantık la gitmeye çalıştıkça farkedersin.
sevmekten, bağlanmaktan, yine aynı acıyı yaşamaktan korktuğunu farkedersin.
"ama sevmekde lazım ilişkinin güzel olması için herşey mantık değilki" diye düşünmeye başlayıp kendini biraz rahat bıraktığında farkedersinki aslında özel bir yere koymuşsun bile onu, değer vermeye başlamışsın.
dahada korkutur bu seni ama zincir kırılmıştır bir kere.
satranç oyunu bitmiştir. artık mantık hamleleri yoktur ve oyun belirsizleşir.
tekrar içine düşersin ilişki oyununun.

özetle sevmekten korkmak hem zararlı hem yararlıdır.
incinmekten koruyabilir belki insanı ama etrafına duvar örüp bekleyerek neler kaçırdığını nerden bilebilirsinki?
Karşı cinsin, anlının köşelerinde iki adet uzuv bırakması* sonucu ortaya çıkan fobi.
Geçmişte yaşanan olayların etkisiyle ön yargılı davranmaktır. Korkarak başlanan herşey gibi sonu olan duygu yoğunluğudur.
korkulan sevmek olgusu değildir, karşındakidir aslında. herkes sevmek sevilmek ister ama birde aması vardır işte. sebepsiz değildir hiçbiri, ne yaşadığını bilmeden yargılamakta yanlıştır. o güveni veren insana denk gelirse eğer neden olmasın, yeniden sevecektir belkide.
yanlıştır. bazen insan hayattaki tüm olumsuz şartlara ve olaylara siktir çekebilmeli ve iç huzura kavuşmak için sevmelidir. insan olduğunu hatırlamanın ve teorilerden kurtulup gerçek yaşama dönmenin ilk kuralıdır sevmek.
bencilliktir. kendine güvensizliktir. bu korku sadece sizin sevginize değil karşınızdakinin de sevgisine zarar verir. ona nasıl açıklayacağım buna nasıl açıklayacağım, bunu ne yapacağız, şunu ne yapacağız derken karşınızdaki insan maymuna döner. sanki bir tek sizin istekleriniz önemliymiş gibi davranıp sevdiğinizi söylediğiniz insanın da ağzına sıçarsınız. bir de üzerine trip yapma hakkınız varmış gibi trip yaparsınız.

(bkz: cep telefonu)
(bkz: )
(bkz: aile)
(bkz: arkadaş)
(bkz: erkek arkadaş)
(bkz: uzak mesafe)
(bkz: yüzük takma korkusu)
ve
* (bkz: aşk)
bencil insanın içine düşeceği durum. hayatında kendisinden başka birine yer vermekten çekinmekten ileri gelir.
(bkz: kaçan kovalanır)

tanım: korkulan başa gelir.
sevilmemekten, sevememekten, terk edilmekten, acı cekip dibe vurmaktan korkmak riske girmeye deger mi ulan diye dusunmek, belki alakalı olabilir;
(bkz: sutten agzi yanan yogurdu ufleyerek yermis).
artık sevginin sadece dilde olmasından ötürü,bazen istemli bazen de istemsiz olarak ortaya çıkan eylemdir.
sevmek kimi zaman insanın ayaklarını yerden keserken kimi zamanda yukardan alır dibe vurur. korkarsın biliyorsundur, yaşamamışsındır anlatmışlardır ve sen onu bir gulyani gibi canlandırırsın görmesende ister istemez korkarsın. ama başarabilirsin bu sevgiden korkanlarda olur ve bu tezi dibe vurdurursun.

(bkz: tecavuz kacinilmazsa zevk almaya bak)
her şeyin bir sonu oldugunu düşünerek, önce mutlulugu sonra ardından geleceğini bildiği aciyi tepmektir.
kol gibi giren bir kazıktan sonra her insan sevmekten korkar. eskilerde yasanan onca acı onca ızdıraptan sonra yine sevince yine o olayların yasanmasından korkan kişidir. ama korkununda ecele faydasının olmadıgını bilmek gerekir.
küçükken köpek tarafından ısırılan kişinin ömür boyu köpeklerden korkması gibidir. sürekli şüphe ve zihinsel enrtrikal sayesinde güven duygusunun verdiği huzuru bulamamaya yol açar.
sevipte husrana ugramıs olan bunyelerin zaman zaman yasadığı korku. kimisi cabuk atlatıp yeni sevgilere yelken acarken,
bir kısmı guven sorunu veya tekrar acı cekmeyi ıstemediğinden daha temkinli davranır. milyon kez dusunur kalbini acarken. tekrar yasamak istemez can kırıklıgını, korkularının onune gecemez uzun bi sure.
"korkunun ecele faydası yok" un ne demek olduğunu yaşayarak anlayacak kişinin haklı olarak yaptığı.
zamanında birçok acı olayın yaşanmışlığının kanıtıdır. belki ölüm, belki kazık...
(bkz: bağlanmaktan korkmak); hayatım boyunca,tek kişiyle nasıl idare ederim?
(bkz: sorumluluktan korkmak); şimdi bir sürü iş, dert. olacak şey mi? vaktim mi var ki? tahammülüm mü var ki?
(bkz: götü yememek); benden daha iyilerine layık. biz zaten ayrı dünyaların insanlarıyız vb gibi...

oldu mu? yeter mi?

sevmene, sevmeğe nasıl engel olabilirsin ki?