bugün

entry'ler (1168)

markette açılmayan poşetin yarattığı gerginlik

zamanla alışılan hatta aynı marketten alışveriş yapıyorsanız kasiyerin de alıştığı hadisedir. yoğunluk yoksa yardım bile eder.

bu poşet konusundaki kabiliyetsizliğim sınır tanımamakta olduğu için poşet açma savaşına gir, parayı öde, arkandaki müşterinin aldıklarıyla karıştırmama gerginliklerinden kurtulmak için poşetlemeyi hemen her markette olan ama ülkemizde nadiren kullanılan poşetleme yerlerinde yapmak en ideal çözümdür. halledilebilir.

ancaaaaak... şöyle bir müşteri portföyü var ki evlere şenlik ve sayıları giderek artmakta. aldıkları ürün kasadan geçerken ne poşetleme yapan ne de ödeyeceği parayı hazırlayan hatta cüzdanını bile cebinden çıkarmayan tipler var. bu tiplerin en büyük taktiği bizim kusurumuzdan yararlanıp 1 poşeti açmaya çalışır gibi yapıp sanki onda da barkod sistemi varmışçasına tüm ürün geçişini çaktırmadan izlemesidir. ürünlerin geçişinin bitmesine 1 veya 2 ürün kala ile kasiyerin fiyat söyleme arasında da yalandan poşetleme işlemine başlarlar. poşet elinde ve daha 1 bilemedin 2 ürün koymuşken cüzdanı çıkarıp ödeme yapar. hele çıkan nakit değil kredi kartıysa iyice sinirlerim artıyor. kartı verip cüzdanı cebine koyan ve kasiyerin işlemi bitirip kartı faturayı uzatmasıyla tekrar aynı işlemleri yapan ve üstüne sizin ürünleriniz geçerken poşetleme işlemini başka yerde yapmadığı gibi poşetleri kendine yakın tutmaya çalışan versiyonlar bile var.

gün geçtikçe artmakta olan bu sinir bozucu, bencil insanlardan tiksiniyorum. haaaa obsesyonel bir durumdur eyvallah amma velakin sayılarının feci artması ve obsesyonun bulaşıcı olmaması tiksintimde yumuşatmaya gitmiyor.

akp seçmenine açık mektup

anketlerin çok kıçı-başı oynadığı için net veriler olmasada %35 ila % 45 arasında olduğunu düşündüğüm kitleye yönelik mektuptur.

ak parti seçmeni ne olur gözünü aç artık. bu seçim genel görünümlü yerel seçimdir. yani liderini devirmeden ültimatom verebileceğin tek yer.

bu son şansın değil şansımız. bunca olup bitene montaj deyip geçilmemeli. çıksın kanıtlasın. eğer bunları yaparsa sen de biliyorsun ben de biliyorum başbakan genel seçimde %60 alır. hepsini değil yarısının montaj olduğunu ispatlasın alır. ben hayatım boyunca dsp'ye oy verdim. yarısını kanıtlasın akp'ye oy vermezsem adiyim.

bi şunu düşünelim. başka bir parti iktidarda bunların çeyreğini yapsa ne olurdu? bence kendi seçmeninin tükürüğüyle boğulurdu. hele sol görüşlü bir parti olsa %10 yeterli kendi seçmeninin onu alaşağı etmesine.

yapmamış olduğunu bunların montaj olduğunu düşünelim ne olurdu? sorumlular kanıtlamak için kendilerini paralarlardı.

bunca olan bitene inanmıyorsunuz veya herkes yapıyor diyorsunuz. demeyin! demeyelim! size x partiye oy verin, tatava yapma bas geç, oy kullanma demem diyemem ama oyunuzun bi yakın limanı vardır muhakkak. bu yerel seçim başbakan'a herkesin başbakanı olmalısın dememiz gereken yerdir. bi kabine yapacaksan egemen bağış gibilerini koymaman gerekli dememiz gereken yerdir.

not= devletin dinlenmesi ve verilerin paylaşılması vatana ihanettir amenna ama son suriye toplantısında çıkan ve kabul edilen tape de ihanet değil mi? hadi ihanet değil etik mi? hadi etiği ahlakı geçtim böyle bir savaş olursa kim ölür? ne için ölür?

not 2= kim olursa olsun iktidarda ki yineliyorum bu seçim yerel seçimdir; devletin telekulaklardan temizlenmesi gerekir.

not 3= kimse korkmasın, inanmasın başörtüme dokunulur, gerçek kürt barışı zedelenir yalanlarına. kimse cürret edemez. 'ederse' ile başlayan bir cümle bile kurmayacağım çünkü edemez. çünkü bu ülke yeterince siz-biz oldu. artık olmayacak.

sevgiyle saygıyla sağlıkla kalın. ayrıyeten ister fikrimi önemseyin ister hafif küfürlendirin ama ne olursa olsun oy kullanın.

beşiktaş

siyahı zindandır beyazı aydınlık.

kolej takımı kimliğine yaklaşıyoruz efenim. bizi biz yapan kadroların çoğunda var olan oluşuma doğru ilerliyoruz. evet kalite olarak rakiplerimizden 1,2 tık aşağıdayız amma velakin takım olma, arkadaşlarla oynama iştahıyla bunun altından kalkıyoruz. zaten bu arkadaşlık olmasaydı çok zaman önce havluyu atardı beşiktaşım.

havluyu atardı çünkü sezon boyunca hem maddi hem manevi hem siyasi başına gelmeyen kalmadı. bu halde hala başarabiliriz inancı yeşilse, ameliyattan dönen arkadaşlarını hava alanında karşılıyorsa bu takım, her maç bu maç ben daha çok koşacağım rekabeti varsa, kafasındaki kanama durmadığı halde-4 forma eskittiği halde ben çıkmayayım diyorsa futbolcusu, sakat olanı ben kendimi iyi hissediyorum bi mr'a gidelim belki oynarım diyorsa kolej ruhumuz gelmiştir stadımızın bitmesiyle taraftarımızın ruhuyla birleşmesiyle tescil olduğunu gösterecektir.

bu endüstriyel futbolda yeterli midir? yetmez ama kimliğinle oynamak her zaman iyidir. he zaman altyapının verimini arttırır. mali kaynaklarımız artacak üstüne kadromuzdaki gereksiz kontenjanını boşaltabilirsek ben önder hocanın bu kadroyu daha özgür şekillendireceğine ve başaracağına inanıyorum.

ne yapmalı?

transfer mevzusuna çok girmeyeceğim ama sağ bek ve kazanmayı bilen yani winner tabirine oturan ofansif oyuncu ihtiyacımız çok bariz.

fikrimce önder özen de bilic de mustafa pektemek'i yeni sezonda düşünmüyorlardı. potansiyeline güvendiklerini biliyorum ama bunu sahada gösteremedi mustafa. tam gösterecek sakatlıklar sakatlıklar sakatlıklar. mustafa ben varım dedi. cenk tosun geldi. almeida kalacak veya yerine bi yabancı forvet alınacak. şişmanoğlu hakikaten tam hamle oyuncusu. forvet balı olan bi adam. enaramo var ama o kendi rızasıyla gidici. bu forvet rotasyonu bu sistem için çok fazla.

oğuzhan-veli-atiba... bu 3ü günündeyse tadından yenmez bir orta sahamız oluyor amma velakin atiba dışında istikrar abidesi yok. veli koşu olarak o istikrarda var ama hiç ofansı düşünmediği maçlarda veya hafif pres gördüğü maçlarda takım çok sıkıntıya giriyor. oyunu kuracak olan oğuzhan topla dağıtım alanında buluşamıyor. kesiciliğine, ritmine diyecek yok. mesala akhisar maçında da gol atmasına rağmen hücumu düşünmedi. düşündüğü zamanlarda beceremedi. ama motta zıpkın gibiydi. benzer zıpkınlıkta sağ bek olursa veli pres görürse kanatlar çalışır. rakip kanatlara müdahale ederse oğuzhan rahatlar ve oyunu açar. oğuzhan oyuna ne kadar müdahil olursa gökhan-olcay verimliliği o kadar artar.

2 banko transfer ve kadrodaki etkisizlerden kurtulma operasyonu ile bu kolej ruhu taraftar ruhuyla buluştuğu zaman tutulması zor, pes etmesi imkansız bi takıma dönüşebilir.

not= kerim'in de franco gibi mecburiyetlerden doğma şansı geldi. çok ümitliyim.

twitter

zenmate ile kolaylıkla giriş yapılan ve bazılarının korkulu rüyası olan site.

zenmate'nin tek sıkıntısı fena yavaşlatıyor makineyi ama çok basit olan aç kapa tuşu sayesinde bu dertte geçilmez değil.

arzu çağlan

Sansürlenmiş, susturulmuş radyocu. başka marifetleri yazarlık, gezginlik.

Kısası= 21 yıl önce best fm onun sesiyle açıldı ve sekreter telefonuyla kovuldu.

Uzunu= Hani son zamanlarda popülaritesi hem siyasal hem mizah yönünden bir hayli artmış olan ‘susan dilsiz şeytandır.’ söylemini baz alırsak bu hanımefendi bu kategoriden ses (jet ama ses) hızıyla yırtar ki mikrofonunun sesini kısmalarıda bu denklemde yer almaktadır.

Bilgilidir, dobradır, empatisi iyidir, kimin yanlışı varsa (onun tabiriyle madilik) şak diye sokar lafı. Aynı paralellikte alkışıda vardır. (Aynı paralellik dediysem reaksiyon olarak yoksa madilikler diyarı oluşumuz malum.) Lafı yiyenin alkışı alanın cinsini partisini rengini dinini kıstas almaz. Belki alkış konusunda hemcinslerine 1 doz fazla alkışı olur ki bu mevzuda benden ona alkışı vardır.

Gezi olaylarında, Berkin olayında çok sesi çıktı. Çünkü içi çok yandı. Bu kadın böyledir. Ne kadar içi yanarsa o kadar yakar mikrofonu. Dinleyicileri onu bilir.

Aynı sağ duyuyu şehit haberlerinde de yapmışlığı vardır. Ağlamışlığı vardır. Hatta bir gün durup dururken neşeli şen şakrak giden program şarkı arasından çıkınca aldığı bir haberden dolayı sinirlenip ağladığına şahit oldum. Anlatmadı ne olduğunu biraz dost kazığı imasını verdi ve sinirinden ağladı.

7 yıldır dinlerim ben bu hanımefendiyi. Bazı zamanlar fikirlerimiz uyuşmaz amma velakin bilinir bu kadın özgür aklıyla özgün empati yeteneğiyle böyle düşünmüş. Konuşturuluyor diyemezsiniz mikrofonunu satmış diyemezsiniz.

Benim onu dinlememin en büyük sebebi şudur. O gerçek insan tepkileri verir. Kahkahaysa kahkahası öfkesiyse öfkesi hep yüksek içten ve oncadır.


Gelelim best fm’e ve eski çalışma arkadaşlarından cem arslan’a. Best fm’e lafım yok. Lafım yok derken sildim frekansını gittim ki bende çok frekans yoktur. Konuşan radyo severim.

Gelelim cem arslan efendiye. Güya best fm’in gerçek muhalif sesi oymuş eğer sansür olsaydı benden başlardı diyor. Ciddi anlamda güldüm. Eğer arzu’nun susturulmasından önce duysaydım kahkaha bile atardım. Sürekli ama’sı olan bi adam benim için. Dahada deşerim ama ama ama ama ama… (anlayana 1 ama daha arttırıyorum).

Hadi bunları geçtim. Kendini muhalefet yapabiliyor sanabilirsin(sen muhalefetsen Arzu ne?). Komik sanabilirsin. Belki bunların hepsisindir ve ben anlamıyorumdur-anlayamıyorumdur. Yalnızca şunu açıklamanı isterdim. Arzu kovulduktan sonra yaptığın retweet’i açıklamanı. Kaç yıllık mesai arkadaşın işinden olmuş sen ‘zaten sürekli radyoda ııııı’lıyordu.’ yazan adamı retweet ediyorsun. Seni çok dinlemem ama bilirimki sen Arzu’ya böyle bir eleştiride bulunsan programında; Arzu seni pembeleşinceye kadar laflardı. Sen büyük ihtimalle ilk nokta gelmeden mor olurdun ama o pespembe yapmadan bırakmazdı. O radyo 21 yıl önce arzu’nun sesiyle açıldı. Kim bilir kendince patronculuk oynayıp kıdemini kutluyorsundur.

içildi mi sabah çayları? Anonsunun kıymetini bilen birileri çıkar nasılsa. Kıymetini bilen çıkar ama yemezse ki muhtemeldir ben o kadına güveniyorum. Bulur bi yolunu.

Arzu’ya not= Hiç hazetmem çaydan ama ilk yayınının şerefine 1 demlik devireceğim.

nba all star 2014

cp3'ün şenlendirdiği bi devre izledik. ayrıyeten bu seneki allstar feci bencil yapmış. mvp olmalıyım mvp olmalıyım cılar kol geziyor.

yakup 2

meyhanedir dışarıya masa atma yasağından etkilenmeyen nadir yerlerdendir çünkü yol boyunda kendi yeri vardır verandalı merandalı. tipik türk meyhanesidir müdavimi çoktur ve müdavim olmazsanız yiyecek konusunda sıkıntı çekersiniz. müdavimseniz sipariş verseniz bile kötü meze sofraya gelmez ama değilseniz klasik meyhaneci taktiğine maruz kalmış günlük olmayan meze gelir. taktikte sarımsaktır. basarlar sarımsağı gönderirler.

müdavim olmuşluğum yoktur mekana ben refikçiyim ama yakup 2 şöyle yakup 2 böyle tezahüratlarıyla gittik tezahüratçılar olmadan hissim pişmanlıktı. en son kalamar söyledik yumurta mı yedim kalamar mı belli değil. dedim bu nedir? istanbul'un en iyi kalamarı dedi saygı değer garson. yok ya diye başladım arkadaşım devreye girip arkadaşım ayvalıktan geliyor pek hassastır deniz mezelerine dedi garsonda tabi ayvalıkla yarışamayız dedi. o an benim için bitti orası.

elbette bu tezahüratçılara 2 kelam ettim inanamadılar. birlikte gittik. yediklerimizin o günle alakası yok. yine geldi aynı garson memnuniyeti sordu dedim aynı garson olduğunu bilmesem başka mekana gittiğimi düşünürdüm. sonra birkaç aynımsı hikaye daha işitince uyandım mevzuya.

velhasıl kelam tipik türk meyhanesidir. şarkısıyla kalabalığın neşesiyle gideri olan meyhane. yine söylerim en büyük artısı dış kısmı.

(bkz: refik)

refik

asmalı'da meyhane gibi meyhanedir. fiyatlar tuzludur. yabancı tursitler çok gelir ama kafada kumkapı vari bi düşünce olmasın. müzik tercihi genellikle taksimlerden oluşur ama istek gelmeden çalmadıkları bir zeki müren cdsi var akıllara zarar. ve ne zaman bu cd çalsa turistlerdeki hayranlığı görmemek elde değil.

ne yenir ne içilir kısmında ne içileceği kısmını pas geçerken yenir kısmında reklam kokan hareketler olmadığına emin olmanızı ister 'her şey' derim. elbette menünün alayını yemişliğim yok ama ne yediysem memnun kalmışlığım var ulan bunun daha iyisini nerede yemiştim demişliğim yok.

yinede biraz örneklendirelim. eğer kırmızı et seviyorsanız her bahar başında kuzu sarma yaparlar ve bu mekan için geleneksel bir lezzettir. sadece bahar başlarında olur. o dönemlerde şehir içi şehir dışı kombineli müdavimleri olur.

işin deniz kısmına geçecek olursak hiç deniz mahsulü ana yemek yemedim çünkü deniz mezeleri müthiştir. elbette hepsini yemişliğim yoktur ama şimdi yazacağım 3 mezeye türkiye çapında kefilim.
1- lakerda... baş tacı mezemdir kendisi ve en iyisini burada yedim.
2- tarama... gördüğünüzde anlarsınız. havyarlar öyle kıyıya köşeye saklı değildir diğer malzemeler havyarın yanında takılır.
3- söğüş jumbo karides... belkide en basit mezedir ama tazelik sembolüdür. boylarını çemkiremez renklerine hayran olursunuz.

ayrıca salatası harikadır. basit gibi görünür salata ama bi rakı sofrasının demirbaşıdır ve belkide istanbul en zayıf ürünüdür rakı masasındaki salata.

tavsiyedir...

not= istanbul'da bi felaket olsa 2. iş bu lakerdayı yapanın başına bi iş gelmiş mi diye kontrol etmek olur.

garsona iyi davranan insan

bu başlıkta ve zıttı olan başlıkta okuduklarımdan anladığım kadarıyla birçok insan sırf garsonlara iyi veya kötü davranmak için lokantada yemek yiyor veya yenildiğine inananlar var.

yoksa siparişi verirsin sipariş gelir yersin ödersin gidersin. bu eylemler arasında çıkan her sıkıntıyıda garsona iletirsin. bardakta leke var diye bulaşıkhaneye inip bulaşıkçıya iyi yıka bardakları demeyiz. garsona bardak lekeli deriz. veya aynı denklemde aşçıya aynı denklemde az personel çalıştıran müessese sahibine? bu sebeplerden garsona yükleniyorsan bu senin kötü değil aptal olduğun anlamına gelir.

garsonun sırf gıcıklığından kötü hizmet verdiğini görmüşlüğüm var sırf garson diye aşağılananı görmüşlüğüm yok. var olabileceğine inancım var.

hem çokta takılacak mevzu değil sonuçta hiyerarşiyi sindirmiş bir ülkeyiz hem makamsal sistemsel olarak hem kapitalizm versiyonu olan karşındakinin kıyafetinin etiketine gösterilen hürmet bakımından. çoğu garson da bu paralellikte hizmet seviyesini, iletişim seviyesini arttır çoğu veznedar çoğu banka müdürü çoğu bakkal kasiyer... yani çoğu insan.

47 kilo olan erkek

yerden bitme kıvamından biraz uzunsa askere almazlar.

25 aralık 2011 okc thunder orlando magic maçı

magic'in tek kurtuluşu howard'ı güzel bi takasta kullanmak.

http://sampiyonlukyuzugu....12/25-aralik-maclari.html

25 aralık 2011 new york knicks boston celtics maçı

knicks taraftarı sezona inanmış ve basketbolu çok özlemişler.

http://sampiyonlukyuzugu....12/25-aralik-maclari.html

25 aralık 2011 la lakers chicago bulls maçı

bizim çocuk deng ve rose kritik zamanlarda aldıkları insiyatifler harikaydı.

http://sampiyonlukyuzugu....12/25-aralik-maclari.html

25 aralık 2011 dallas mavericks miami heat maçı

dallas chandler'ı çok aradı.

http://sampiyonlukyuzugu....12/25-aralik-maclari.html

nba

bugün harikulade fikstür ile başlayacak olan organizasyon.

http://sampiyonlukyuzugu..../nba-acilis-programi.html

kaliteli yerli ürün olmadığını zannetmek

böyle bir zannetme mevcuttur ama marka yaratmaktaki beceriksizliğimiz de doğru bir kanıdır.

gıda sektöründen örnekler.

mesela peynir çeşitliliği ülkemizde çoktur ve her yerelde feci kaliteli mandıralar var ama dünya markası olmaya yaklaşamadık bile. bırak dünya markasını ülke içinde bile markalaşamadık.

iyi adım atanlar ise sınırlıdır. ezine iyi adımdır. van zamanında güzel bir adım attı. erzurum da bi ara heveslendi ama yürüyüşe geçen olmadı. her şehrimiz peyniriyle övünürken bu adımcıklar yeterliliğe ulaşmaz. haa bu arada urfa peyniri mozerallayı alt üst eden bi peynirken onun pazarlamasını italyanlara bırakışımız marka yaratamayışımızın en örneklerinden.

başka bir örneğimiz de zeytinyağı. yunanistan bu işte dünya markası. hatta malı bizden alıp yeni ambalajlamalarla bize fahiş fiyattan satacak kadar dünya markasıdır.

marka yaratmak sanıldığı kadar kolay olmayan bir hadisedir ama ürettiğin şeyi başkasının markalaştırması ve kazıklı haliyle bize satması sığırlığımız matematiğine denk gelir.

kaliteli yerli ürünümüz çokça vardır ama marka sayımız azdır veya çoğu yerel seviyededir. başka bir parantez ise ülkemizde büyümek 'az çeşit çok kalite' den 'çok çeşit normal kalite' ye geçiş sanılmaktadır.

sözlükçülerin blog adresleri

http://sampiyonlukyuzugu.blogspot.com

avrupa basketbol şampiyonası boyunca keyfe keder aktiflikte.

1 eylül 2011 büyük britanya türkiye basketbol maçı

2. tura daha güzel yerlerden girmek için kazanmak zorunda olduğumuz kör kurşun tipi maçlardandır.

http://sampiyonlukyuzugu....miz-avrupa-basketbol.html

31 ağustos 2011 türkiye portekiz basketbol maçı

turnuva başlayınca biz gibi davranmaya başladığımız maç.

http://sampiyonlukyuzugu....miz-avrupa-basketbol.html

kızların her konuda kararsız olması

kızlar biz erkeklerden her zaman daha kararlı, programlı varlıklardır ama A planları tutmayacak gibiyse bokluk orada başlar çünkü b,c,d,e,f..., z23 planları da vardır. biz ise a'ya en yakın olana yapışırız.