bugün

bir kibritlik iştir.

(bkz: yak bütün fotoğrafları)
yapmak isteyip de, onu değil; kendimi öldürdüğüm her gündür aslında.
(bkz: herkes öldürür sevdiğini) *
(bkz: feri cansel)'in sevgilisi tarafından yapılan olay.
(bkz: sid vicious ve nancy spungen)
Senin kimin neyi olup bir hayata kıyabiliyosun diyebileceğimiz gereksiz yaratıkların yapabileceği bir iş.
son çare de olsa bazen en yapılması gerekendir.
bazen tercih edilebilir. ölmekten beter olduğumuz zamanlarda aşkın içinde ...
yapmayı çok istesem de bunun zararını yine kendim göreceğim için yapmadığım eylemdir.
(bkz: sağ eli kesmek)
eski sevgili öldürmek denirse daha bi yerinde olacak kelimelerdir.

eski sevgiliyi öldürünce ele ne geçecek? çok basit, artık düşünecek pek birşey kalmayacak. örneğin;

şimdi kiminle?
hayatında biri var mı?
kimseyle yatıyor mu?
evlendi mi?

gibi gibi sorulara artık cevap arama gereği kalmaz. çünkü; öldürmüşüzdür. oh ne güzel be nasılsa birkaç on yıl sonra bende öleceğim. sonra sonsuz cennet yada cehennem.

edit: eski veya yeni kimseyi öldürme niyetim olmadığını belirteyim. bi köşede ölür kalır. delil sayarlar mazallah.
yüreklilerin kılıç darbeleriyle korkakların öpücükle işlediği cinayettir. ama herkes öldürür sevdiğini.
(bkz: die die die my darling)
fantezilerimden birisi.
tehdit ederdim, dalga geçerdim, bir kez nerdeyse kendi kendisine yapmaya ikna ettim ama hiç bu kadar yaklaşmamıştım. sanırım içimde bir canavarla yaşıyorum kendimi fareler ve insanlardaki lennie gibi hissettim. artık tedavi olmam gerektiğine ben de inandım. "canım sıkkın kalmışım kırsaldan" dedi. "gel içelim" dedim. 11 gibi geldi. masaya oturduk karşılıklı. kafasını kaldırışıyla adem elmasında gördüğüm iz... %99.9 tıraş olurken kesmiş ama 0.03'ü ihmal edip 40 puanlık sorunun 30 puanını alabildiğim günden beri değerlidir küçük olasılıklar benim için. "ne oldu" diyorum, "yaa şimdi adem elmasından konu açıldı." diyor, "ee" diyorum "ısırabilir miyim dedi, ısır dedim ben de"yi eklerken yüzünde piç bir gülüş... ısrar ediyorum ki gerçeği söylesin, hikayeyi daha da ballandıra ballandıra daha da gerçekçi anlatmaya başlıyor. sinirlenip ayağa kalkıyorum ve show time. üzerimdeki cekedi çıkarıp çıkarıp sol kolunu önce 2 kez sağ elime, sonrasında sol elime, akabinde de boynuna; tam adem elmasına dayayıp başlayarak doluyor ve sıkıca çekiyorum. "önce boğuk bir nefes alamıyorum" hemen peşinden "hıgggıkk gıkkk" sesleri, derken hareketsiz kalıyor bizimki. ne tepki versem beğenirsiniz "yiğit çok kötü bir oyuncusun." diyor ve çözmeye başlıyorum, yetmezmiş gibi ikinciye doladığım ceket kolunu. hala hareketsiz ve tepkisiz oluşu sinirlendiriyor beni. derken yere düşüyor "yiğit komikleşme." diyerek yanına çöküyorum, içimde bir kaygı beliriyor o an. "yiğit hadi uzatma artık" dedikten sonra durumun vehametini idrak edebiliyor ve korkuyla dürtüyorum ama yine de bir yanım şakayı abarttığına emin malum daha önce birazdan intihar edeceğim diyen bi adam karşımda yatan. sara krizine benzer bi titreme geçirirken masaya bi tekme atıyor ve deviriyor. o masa ki üzerinde bir kadeh smirnoff bulunduruyor, "bunu yapabilmesi için cidden delirmiş olması gerek" diye düşünüp gerçek olduğunu fark ediyor ve basıyorum çığlığı "yiğiit!". sonra ev arkadaşıma bağırıyorum, korkuyla giriyorlar içeri, bizimki iki seksen yerde. gayri ihtiyari bir tokat patlatıyorum ve kendine gelmeye başlıyor. sanırım hayatımın en büyük oh'larından biriydi o sözlük. katil oluyordum nerdeyse. ki bu yaptığımın kıskançlıkla bir alakası da yok ayıldıktan bir saat sonra dediği ve en baştan bildiğim gibi tıraş olurken attığı minik bir kesikti o ısırıkla ilgisi olmayan. bilincindeydim de. neydi o salaklığı yapmaya iten beni? ölseydi ne yapardım? hala atlatamadım şoku sözlük.
(bkz: sultanı öldürmek)
(bkz: serbest çağrışım)
sevmek varken neden öldürmek?

http://www.mynet.com/habe...tm_campaign=haberwallpost