entry'ler (75)

dünya müzikleri

yer yer etnik müzik olarakta adlandırılabilen tür.

(bkz: amel mathlouthi).
(bkz: etnik müzik).

yerli otomobile marka önerileri

destur.

frank sinatra

otomatik portakal filmindeki singin in the rain şarkısıyla tanıdığım ve sesinin bir benzerini duymadığım şarkıcı. çok geç tanıştım ve üzülüyorum.

recep tayyip erdoğan ın yargılanacağı gün

21 nisan 1998'dir.

ziya gökalp'in bir şiirini okuduğu için (milli eğitimin önerdiği bir şiir) 10 ay mahkumiyet cezası aldı. tabi, o eski "müthiş adaletiyle" insanları yargılayan mahkemeler ve yargı mensuplarına, işlerine geldiği için bazıları öylesine alıştı ki, değişmeye çalışan yargı sisteminin yaptığı doğrular o insanlara batıyor. yargının elbetteki hatalı kararları olacaktır ama bazıları eskiden yargı doğru karar versin umuduyla beklerken, şimdi ise yargının yanlış karar vermesini dört gözle bekleyen leş yiyiciler var. ülkesinin, yüzde elli oy alan başbakanının yargılanmasını umut ederek yaşayan insanların nasıl bir zihniyete sahip olduğu aşikardır. ama artık eski yargı yok. artık iyi giden şeyleri bozmak için bazılarının kullandığı yargı yok. şimdi bağırın durun.

19 mayıs 1919 tarihinin unutturulmak istenmesi

yanlış bir söylemdir. tam tersi coşku arttırmak amacıyla yapılan bir eylemdir. okullarda törenler zorunlu kılınmıştır. böylece stada gitmeme hürriyeti olan öğrencilere okula gidip törene katılma zarureti getirilmiştir. tabi milli bilinç elden gidiyor diye söylenenler bundan sonrada insanlar zorla okullarda törenlerde tutuluyor diye inleyerek bu ülkeyi farkında veya değil yıpratma cüretinden vazgeçmeyeceklerdir.

bir evde olması gerekenler

huzur olsunda televizyonda varsın olmasın.

her yazılanı silen moderatörler

daha fazlasını yapıp daha etkin olmalarını beklediğim moderatörlerdir.

bitki fotoğrafı çekip kendini fotoğrafçı sanmak

en azından fotoğrafçı oldum sanrısını elde etmiş insanın durumudur. başlık açıp entrygirince yazar olduğunu zannetmekten iyidir.

atatürk ün hz muhammed den daha faydalı olması

müslümanlığı ve islamiyeti içine sindiremeyen yazarın, beynini kullanmadan yazdığı yazıdır sadece. harflerin yanyana gelerek oluşturduğu resimden başka hiçbirşey olmayan bir söylemdir. zira, aklı ergin olan, yok yok aklı olan bir "insan"ın bu şekilde bir yazıyı burda dillendirmesi insanlar arasında tartışma çıkarmaktan başka nasıl bir amaç güder. allah bu yazıyı yazan zihniyete fikir versin.

mazoşist

uludağ sözlük yazarları.

olsa da yesek denilen yemekler

kaburga dolması,yanında da haydari.

hastası olunan sözler

hamamböceğinin gözüne su kaçmaz.

natalie portman

her filminde güzelliğiyle ve güzelliğininde önünegeçen zarafetiyle kendini hayran bırakan, her filmini heyecanla beklediğim şahsiyet.

yıl olmuş 2012 hala insan diye gezenler var

üzücü bir durumdur. milyonlarca insanın inançlarına, zihninde ve kalbinde taşıdığı en özel varlıklara hakaret edebilen, o düşüncelerle, kişilerle, olgularla sadece bir laf söyleyeyimde kızsınlar mantığıyla yaklaşan yaratıkların insan diye sınıflandırılmasına üzülüyorum gerçekten.

600 yıl dünyaya hüküm sürdüğünü zannetmek

zan değildir, bilakis gerçekliktir. 600 yıl sahip olmuşuz nice topraklara ama o topraklara birgün bile sömürü olarak bakmadığımız için insanlığımızdan hiç şüphe etmemiş kimseyede insanlığımızdan şüphe ettirmemişiz. yüzyıllarca hükmetmekten güzel olan o topraklarda yaşayan insanların aklında, bizim insanlığımıza dair zan bırakmamışız.

bdp nin ilker başbuğ a sahip çıkması

it yavrusuna sahip çıkarmış, diye bir cümleyi zihnimden geçiren olaydır. kim kime sahip çıkıyor bilinmez tabi.

sünnetsiz

islam dini açısından sakınca gösteren ve sağlık açısından da iyi olmadığı bilinen durumdur.

örnek gösterilecek bir müslümanın olmaması

yanlıştır. okumayı, araştırmayı göze alanlar için örnekleri o kadar fazladır ki. o insanların hayatlarını, yaptıklarını öğrenerek hem iyi bir müslüman hem iyi bir insan görürsün. kainata gelmiş en güzel insandan yani hz.muhammed (sav) den iyi bir örnek aranır mı?

iktidar el değiştirince yaşanabilecek olaylar

bu hükümetten bahsediyorsak eğer, bilinmez ama istikrarın devam etmeyeceği çok büyük ihtimaldir.

korku imparatorluğu

5-6 yıl öncesine kadar asker sayesinde ülkemize verebileceğimiz sıfattır. bunların temizlenme sürecinde "istedikleri herkesi içeri alıyorlar" diye bir düşünce içerisine girenler, bu zamanlara kadar oluşturulan askerin korku imparatorluğuna aidiyet hissediyor veyahut askerin bu ülkede attığı temellerin yapıtaşları olanların peşinden koşturuyordur. lakin; bu kanıdan vazgeçmek için ülkenin biraz daha zamana ihtiyacı vardır. o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler ama geri gelecekler umarım.