bugün

büyük bir kavga sebebi.
-sevgilim senin doğum günün ne zamandı?
+hmmm ... unuttum ya..
gayet de normal bir olaydır, abartmaya gerek yoktur.
şu gibi diyalogların yaşanmasına sebep oluyorsa, cinnet geçirme, akabinde sevgiliyi öldürme sebebidir:

- aşkım bugün ne var?
+ ne var bi tanem?
- bugün benim doğumgünüm.
+ aa, evet bugün senin doğumgünün, biliyorum.
- hadi lan, biliyorum ayaklarına yatma şimdi. kutlamadın bile.
+ kapitalist işi bi tanem, uğraştırma beni bunlarla.
- ezberden konuşma lan, sevgililer günü için diyordun onu.
+ hediye alınmayacak mı en nihayetinde?
- sktir git nazlıcan, gözüm görmesin.
hatırlanmayan sevgili hatun kişi ise eyvahtır. erkek kişi ise yazıktır.
üzer sizi.
doğum gününüzde bekler durursunuz ses seda çıkmaz, arada telefonda konuşursunuz hatırladığını ifade eden nokta yoktur. gün onun için sıradandır çünkü.
sonra, öğleden sonra bir msj atarsınız; "bugün benim doğum günüm" diye.
hemen arar sizi, özür diler vs. ama ne önemi kalır ki şimdi özrün.
yine kıyamazsınız, sakin olup bir derin nefesle yeni bir msj atarsınız; " biraz üzüldüm hatırlamamana ama boşver başka bir gün birlikte kutlarız" dersiniz.
ben yoldayım geliyorum der, tutuşmuş bir şekilde.. elinde çiçek bile yoktur geldiğinde. bir biblo almıştır size üzerinde doğum günün kutlu olsun aşkım yazan...
üzülürsünüz ama belli etmezsiniz. neden? çünkü onu deli gibi seversiniz...

yine de önemseyen sevgilisi olanlar için tavsiye şu olabilir; unutmayın, hatırlamanız için bir yerlere not falan yazın ama hatırlatın kendinize o günü. sonra hediyesi de önemsizdir, sadece gidip sarılın ve iyiki varsın deyin, hepsi bu *
ömür boyunca unutulmaz.
Bugün başıma gelen şeydir. Her ne kadar birazcık hayal kırıklığına uğrasam da onun zaten fazlasıyla unutkan biri olduğunu bildiğimden ve bu yüzden çok kötü hissettiğini anladığım ve niyetini bildiğim için kızmadım, kızamadım. Çünkü bunu bilerek yapmadığını biliyorum, onun beni sevdiğini biliyorum. Bu bana yeter. Her şeye rağmen bugün onunla çok güzeldi. En kötü günümüz böyle olsun sevgilim!
En az bir ay trip yemeyi hak eden olaydır.
insanın içine taş gibi oturur.
Bir cümle bile yeterdir, buna rağmen, muhtemelen bir aydır ufak ufak hatırlatıyor olmanıza rağmen hatırlamadıysa, içinize taş oturur, daha da kalkmaz.
Tabii ki dokunan ve insanı üzen bir durumdur ancak sevginin buna göre ölçülmesi saçmalıktan başka bir şey değildir hatta o zaman aşk diye bir şey de yoktur ki abartılıp da iki ay konuşmamak gibi bi durum söz konusu bile olamaz. Ayrıca yazarın başlığı gündeme getirme sebebi de takmak değil buna rağmen sevdiğinden ve sevildiğinden emin olduğundan ve bunu yazmak istemesindendir.
insanlık hali olabilir. ama asıl trajedi altında art niyet aranmasıdır. bu da güven eksikliği demektir. vay halinize.

diğer yandan, kendi doğum gününü hatırlamayan kişi için nedense sıkıntı yoktur.
dünyanın sonu değildir. hatta yeni ve daha güzel bir dünyanın başlangıcı bile olabilir.

keşke herkes unutsa şu saçma sapan günleri, kimse kutlamasa, kutlanmasını da beklemese.

koca koca insanlar doğduğu günü kutluyor utanmadan, saçmalığa gel.
hicrî yılbaşını hatırlamamaktan iyidir.
mutlu olmaya bahane aradığımız şu günlerdeki iyi bir yatırım olan bu günü değerlendirmemiş sevgilinin yaptığı eylemdir. evet dünyanın sonu değildir hatta belki biraz da olur böyle şeylerdir ancak ne gerek vardır bu tür savunmalarla geçiştirmeye o günü. hediye sadece maddiyatı yüksek olan bir nesne demek değildir. ilişkinin rutininden çıkılarak yapılmış bir mekana gitme fikri bile en azından karşınızdaki kişiye birilerinin onu önemsediğini düşündürecektir. hatta her gün yaptığınız şeyleri bile bugün seni çok mutlu etmek istiyorum düşüncesinden hareketle güzelleştirebilecekken, ne gerek vardır yani...