bugün

neredeyse her şeyin anlamsızlaştığı dakikadır...mutluluğun yerini boş bakışlar alır..en son olarak da elde bir sigara belirir yakılmak üzere..
muhtemelen; boğazında bir düğüm, kalbinde bir sancı, nefes alamama durumu.*
önce rahatlama, sonrasında ise pişmanlıktır.
önce hiçbir şey düşünmemek istersin ama kafanda tilkiler yarış koparır sevgilinle yaşadıkların film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer sevgilini unutmak istersin ama unutamazsın bir hafta salak gibi gezinirsin etraf da ardından unutulur gider.
hayatını onsuz yaşamaya başladığının ilk dakikasıdır. Gerçekten seven birinin yüreğinden koparılan büyük bir parçadır o an. büyük bir boşluğa düşüşün ilk habercisidir bu dakika. kederin, hüznün ve tükenmişliğin bir özetidir bu bir dakika. Boğazının acımaya başladığı, kalbinin hızlı çarpıp seni sıkıştırdığı, dünyanın sana küçük gelmeye başladığı o lanet dakikadır o. Yaptığın ve yapacağın bütün fedakarlıkların karşılığını adeta bir tokat gibi aldığın, yavaşça kendi köşene çekilmeye başladığın bir yelkovan adımıdır o. Allah herkes için hayırlısını nasip etsin.
bir kezbandan daha kurtulmanın hazzıyla gidip 1.5 iskender kebap yenmeli,eve geçip ölümüne multiplayer codmwf2 oynanmalıdır. gerçekten ayrılamayacağın birini buluncaya kadar böyle gitmelidir bu. ovaareyyy.
vucut ates atar, beyın dumurlasır.
oh my god! shet! hassss noluyoz lan vs vs laflarının dolu dolu dendiği dakikadır.
bakmak fakat görmemektir.

dinlemek fakat duymamaktır.

+ ..... değil mi?
- hıhı evet.
-bi çay koyim bari.
hiçbir şeyin farkında olmadığınız, şok halidir.
sonraki dakikalarda, geçen her saniyede daha çok içinize işler ayrılık.
ve sonuç olarak karşı konulamayan, inim inim inleten bir yara halini alır.
artık bir parçanızı gömmüşsünüzdür zorla söküp içinizden, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır artık.
o gülüşüyle gününüzü aydınlatan yariniz, belki de sizi gördüğünde selamsızca çekip gidecektir önünüzden bundan böyle. hiç var olmamışçasına...
hissizleşilen zaman dilimidir. fırtına öncesi sessizlik e denebilir.
eğer bir anlık sinirle alınmış kararsa pişmanlığı çok fena yaşatan dakikadır.
ayrılma kararının doğruluğundan en çok şüpheye düşülen andır.
(bkz: boşluk)
hiç bir şey anlamadığın bir dakikadır. saatler, günler, haftalar geçsin tekrar konuşalım.
ikinci dakikada akla gelen soruların başladığı yerdir.

neden gitti?
ne yaptım?
ne yapmadım?

daha ne kadar yakabilir ki canımı?
eğer zaten hiç alışamamış, benimseyememiş, sevgili gibi davranamamışsanız ve kırılmasın, üzülmesin biraz daha deneyebilirim demişseniz hep, ayrıldıktan sonraki o ilk dakika, rahatlamış hissedersiniz..
ama sevdiyseniz, alışmış, günaydınları olmadan bomboş sabahlara uyanacağınızı artık biliyorsanız, 'geçici' işkencenin tam da başındasınız demektir. geçer, geçiyor ama o ilk dakikanın acısını o geçecek olan sürede milim milim hissettiriyor. iz bırakıp geçiyor.. deliyor.. acıtıyor.. geçiyor..
Çok sessiz geçen bir dakikada istem dışı yanakların titremesi ve göz yaşlarının hızlı hızlı elmacıklara temas uygulaması.
Kendini kuş gibi hissettiğin ilk dakikadır.

Yanlış olanı yapan, ağır bir bunalımın en dibine gün be gün düşerken bulur kendini. Bununla başetmenin tek yolu da başka birine deli gibi, hunharca aşık olmaktır.

Doğru olanı yapmışsan zaten sorun yoktur. Üstünden ağır yükünü atmış, daha güzel günlere yelken açmışındır. Sıradaki sarışın fıstık onu bekler.
sms geldimi diye telefona bakmak.
iyiki geçiyorsun zaman. Ya acının en derinime işlediği bir anda donsaydın...
Yıllar sonra bile bize bu cümleyi söyleten olaydır....
derin nefes almakla alamamak arasında, etrafın kanının kılcal damarlardan yüzüne doğru hücum ederken çıkarttığı sesi duyabileceğin kadar sessizleştiği an.
60 saniye değildir.
Etrafa aptalca bakmakla gecen suredir.