bugün

osmanlı devleti'nde savaşta en önden giden cesur askerlere verilen isim..
bu birliğe deliler de denir ayrıca..
(bkz: osman yüksel serdengeçti)
fedai anlamına da gelir.
düşman kalesine ordunun en önünde yalınkılıç dalan şehit olmaktan gayri bir şey düşünmeyen kahramanlar. güneydoğuda pkk buna benzer bir grup oluşturmaya niyetlenmiş, bunu ancak ve ancak uyuşturucu haplarla kısmen başarabilmiştir.
hocalarin yil sonlarinda kullandigi, o igrenc esprinin bir parcasi olmus magdur kelimedir.
(bkz: serdengecer ama benden gecemez!)
http://www.serdengecti.org/
avrupalı ressamlar tarafından kanatlı şekilde, bazen de korkunç bir şekilde tasvir edilmişlerdir.
Canını esirgemeyen cesur insanlar.

(bkz: fedai)
yalınkılıç ya da dalkılıç ta denir.
ser kelimesi baş anlamına geldiğinden, başından vazgeçen, ölüme giden gibi bir anlamı vardır.
Zırh yerine ayı, kurt, kaplan gibi yabani hayvanların postunu örtünen. Kafa derilerine yırtıcı kuşların tüylerini iliştirmiş Osmanlı askeri.

Serdengeçtiler Savaşın en kanlı yerlerinde cezbe halinde kendilerini zamandan ve mekândan soyutlamışçasına savaşırlardı. Yaralandıkça Aşka gelirlerdi. Sineleri kolları ve baldırları envai çeşit Kılıç, Mızrak, ok ve hançer yAralarıyla doluydu.

Gaziliği ar sayan serdengeçtiler ÇOĞU zaman sakallarına ak düşmeden şehit olurlardı. Savaş ortamında mezarlarına kitabe dikilemediğinden mütevellit bilinen bir serdengeçti Mezarı yoktur.
Yaralandıkça aşka mı gelirdi. Ne lan bu binbir gece masalı mı? Kim inanıyor hala bu safsatalara. Sizin parmağınızı hiç kağıt kesmedi herhalde. Nasıl acıyor. Bir de kılıç kesmesi. Offf içim bi hoş oldu lan kusacam galiba.
Başlıkta güzel güzel tanımları bulunan tanımına destek verecek bilgimin olmadığı, anlamayan dallamalarin ahkam kesmesine yanıt vermek istediğim kavramdır. Anlatılan his bende de var ondan.

Bazı insanlar, kavgaya girdiği zaman ortalığı yıkıp geçmek ister. Sakin kalmayı ve huzuru tercih ederken birisi onu kızdırmıştır. Bak yapma etme diye de karşıdakini uyarmıştır halbuki. Kızınca dünyayı yakmak ister, göze almıştır çünkü huzurlu kalma isteği kabul edilmemiştir.

O yüzden yakar, yıkar, keser. Kafası huzurlu olsun diye. Huzurlu olma ihtimali yoksa, varsın savaş meydanında ölsün ne olur ki? Saklanma ile, taktikle kim uğraşacak? Düşmansa açıktan dalarım, bu kadar. Beklemeye ne gerek var?

Anlattığım hissiyat içindeki insan türüdür. Kesikten midesi bulunan yumuşaklar sağ kalabilir ve uzun yaşayabilir. Esas mesele, hayatının bir bölümü ya da tamamında solucan gibi yerlerde sürünmüş olmayı kendine yedirebilmek, bununla yaşayabilmektir.
(bkz: ölüm eri)
sedat peker'in görünmeyen ordusu...
Fantezi edebiyatı karakterleri gibi anlatıldığına bakmayın bu adamlar genelde ağır uzun zırhlar giyer topuz, tokmak gibi silahların yanında çelik kalkan ve atışa hazır birkaç küçük ateşli silah taşırlardı.

Genelde kuşatma savaşlarında sur ya da tahkimatlı bir duvar/mevzi aşılacaksa gönüllü birlik olarak görev alırlar ve adları üstünde (ser:baş) çoğu kelleyi kaybederdi.

Tarih hepimize fantezi edebiyatı gibi öğretildiği için gerçeklerden uzak bir algı oluşabiliyor ancak böyle birlikler genelde fazla maaş alır, yükselme şansı yüksektir vs vs.

Yani no pain, no gain ya da hızlı yaşa hızlı öl, ya da büyük oynayan büyük kazanır/kaybeder.

Alman ve fransızlarda forlorn hope vardır. Suçlular, mahkumlar, kaçaklar gibi adamlara zırh giydirip uzun kılıçlar vererek dönemin mızrak duvarı piyade taktiklerine karşı önden salınırlardı. Tabiki kayıp oranları yüksekti ama kalanlar hele ki o gün zafer kazanılmışsa özgürlüklerini kazanabiliyorlar ya da asker olarak orduya alınabiliyorlardı. Bu bir nevi onure edilmek diyebiliriz.

Yine alman paralı askerlerden doppelsoldner isminde küçük birlikler vardı. Bu adamların isimleri komik çünkü anlamı "çift mayış alanlar" * ama en azından aldıkları riski ne karşılığında aldıkları gayet açık.

O dönem ateşli silahlar yaygın kullanıldığı için yakın dövüşe giren piyade birlikleri tektipleşmiş ve hemen hemen hepsi uzun mızrak kullanan savunma tipi askere evrilmişti. Bu çift mayış alan arkadaşlar ise uzun kılıç kullanan, gerekirse taarruza kalkan adamlardı.

Pek çok örneği verilebilir, tarihin pek çok döneminde pek çok kültürde, pek çok orduda ama sonuç aynıdır. Risk alan, karşılığında muhakkak bir şey alırdı.

En sebepsiz risk alan birlik için (bkz: berserkers).

Bunların isimleri farklı farklı da olabilir ama yöntem aynı: "iç şarabı, döv arabı" şeklinde. Bu tip birlikler uyuşturucu madde, alkol kombosu yapıp üstüne üstlük dal taşak düşmana dalıyorlarmış.

Sizin ben beyninizi sikeyim.
osman yüksel serdengeçti... ciltler dolusu kitap yapar anlatılsa...
üstad necip fazıl'ın hapishane arkadaşı... 1965-1969 dönemi antalya milletvekili... türkçülük davası ve türk islam sentezi hakkında onlarca yazı şiir ve sözleriyle bilinir.
vefatı 10 kasım 1983.

kal'a gibi dik başın bulutlarla yarışsın,
dalga dalga saçların rüzgarlarla karışsın!

adını nakşedelim,eski-kadim surlara
sesini haykıralım asırdan asırlara...

savletinle titresin yeniden doğu-batı,
ve kurulsun allah'ın ebedi saltanatı...

ufukları kaplasın bayraklarımız al,al,
göklere zaferimizi çizsin vahşi bir kartal! ..

kahramanlar büyüsün masalda dev misali,
eğilsin öpsün gökler,canım nazlı hilali...

ordularım yeniden Tuna'ya akın etsin!
bir Yıldırım çaksın da uzağı yakın etsin!

selam dursun karşısında bütün şerefler,şanlar!
namını tebcil etsin,yıldızlar kehkeşanlar...

içimde hiç sönmeyen bir fetih sevdası var.
yavuz gibi diyorum:Bu dünya insana dar!

bir sada duymak için sahralara düşeyim.
helal olsun bu yolda,varım yoğum herşeyim! ..

volkan gibi lav atmış,ne susmuş ne sönmüşüm.
ben bu iman uğruna çılgınlara dönmüşüm.

bir deha bekliyoruz,gençliğe mihrap olsun,
ruhları tutuşturan bir ateş mihrak olsun.

sinesinde birleşsin sağa sola sapanlar,
kahrolsun Hak dururken zorbalara tapanlar!

çık,nerdesin,zuhur et! Biz seni bekliyoruz.
yıllardır yollarında yorgun emekliyoruz..

musa ol! Hakka yüksel! tecelli et de tura.
zulmet yıkılsın gitsin! cihan garkolsun nura!

istiyorum yeniden bir hilkat istiyorum,
ne hayal,ne kuruntu hakikat istiyorum.

hakikat,hakikat,hakikat istiyorum! ..
güncel Önemli Başlıklar