bugün

(bkz: durduk yere adamın amına koyan şarkılar)
Sende başını alıp gitme cümlesindeki gizli laf sokma durumudur.
bugünün şarkısıdır.
eskilere götüren cem karaca şarkısı. sözleriyle, müziğiyle, herşeyiyle farklıdır.
babam evde yokken annemden duyduğum laftır. özellikle:

"baban evde yok sen de başını alıp gitme, perdeler asılacak." versiyonunu çok duyarım. eylem kısmı, bakkala gitmek, konu komşudan bir şeyler istemek şeklinde değişkenlik gösterebilir.
--spoiler--
Sende başını alıp gitme ne olur. ne olur tut ellerimi.
Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar,
Hiçbir şeyi
--spoiler--

istemedim seni istediğim kadar
müziğin kürk mantolu madonnası.
der ki "alkışı duydum ihaneti gördüm", iç çektirir derinden.
Hayatta hiçbirşeyim az olmadı senin kadar ve hiçbirşeyi istemedim seni istediğim kadar.
başını alıp gidersen, başına alıp dönersin. sa.

saygılar.
Emmanuel levinas'ın heidegger'e tepki olarak ortaya koyduğu eserdir.

Heidegger "kendi ölümüm" derken levinas "ötekinin ölümü" diyerek "sen de (yani öteki) başını alıp gitme" eserini yazmıştır.
Nedense "Mihribanım" diye tamamladığım şarkıdır. Tuhaf.
Ahh ulan

Bırak gitsiiin, hayat buysa vur kendini kefire.
şu dizeleri yazan insanı ve şu sözleri yazdıran Değerli insanı Nasıl kıskanıyorum belli değil.
Bir de Sabahattin ali nin aliyesi var şu ara bu kadar kıskandığım ama o bu entryinin konusu değil.

sen de başını alıp gitme ne olur
ne olur tut ellerimi
hayatta hiç bir şeyim az olmadı senin kadar
ve hiçbir şeyi istemedim
seni istediğim kadar
sen de başını alıp gitme ne olur
ne olur tut ellerimi
(bkz: uğruna şiirler yazılmış kadınlar)
sözleri cem karaca'ya, bestesi ise nil burak'a ait olan eser. anlattıldığı kadarıyla, kadarıyla cem karaca o dönemde yaptığı iki şarkıyı sentezleyerek bu şarkıyı ortaya koymuş.
bu şarkıda hayatta duyarsız kalamadığım çok az şeyden biri var: erkeğin acziyeti. cem karaca'nın bir sevgili olarak acziyeti var, bir vatandaş olarak acziyeti var, biz eş olarak ve hatta bir baba olarak acziyeti var. tanıdığım en duyarsız insanım, ancak bu şarkıya ne zaman denk gelsem iki rekat gözlerimin dolması da boynumun borcudur. insan şu sözleri yazacak kadar ne yaşar, nasıl bu denli yoğun hisseder?

Ben suyumu kazandım da içtim
Ekmeğimi böldüm de yedim
Alkışı duydum, ihaneti gördüm
Sesim de oldu, sessizliğimde
Seviştiğim de oldu benim
Sen de başını alıp gitme ne olur
ne olur tut ellerimi
Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar
Hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar
Sen de başını alıp gitme ne olur
ne olur tut ellerimi
Ne olur
--spoiler--

hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar
hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar
sen de başını alıp gitme ne olur

ne olur tut ellerimi.

--spoiler--

ulan yine hüzünlendim bak.
ilk dinlediğimde sanki haluk bilginer söylüyormuş hissine kapıldım.
cem karacanın ciğerleri kül tablasına çeviren yorumudur.
hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar
hiçbi şeyi istemedim seni istediğim kadar

adam sevmiş be. ben tam efkarlanayım diyorum, gitme diyecek biri yok ki. ben gideyim en iyisi başımı alıp.
Başını alıp gitmenin tehlikelerine isaret eden bi uyari cumlesi.
(bkz: başını almak)
Genel de gider...
Ne olur tut ellerimi.
Her zaman aynı duyguyla dinleyebildiğim , üstad cem'in şarkısı.
Rahmetle ve sevgi ile anıyoruz.
Hiç sevmediğim bir şarkı allah affetsin...
Giden gitsin amk ne çıkar?
Zincir mi vuracaksın ulan zorla güzellik mi olur?
Seven saygı duyar, kaybetmek için bahaneler sıralamaz...anla ki gitmeyi tercih etmişse sana değer ver-miş gibi yaşamıştır bencilliğinin tüm coşkusu ile.
Bu sevgi değildir...bu saygı hiç değildir...erkek kadın farketmez. Aşk değildir uzun ve mutlu/huzurlu bir ilişkiyi ayakta tutan...tutkudur sevgidir yer yer deliliktir...anlayıştır vs.
Ne istediğini bilmeyen siktirsin gitsin...
"hayatta hiç bir şeyim az olmadı senin kadar
ve hiçbir şeyi istemedim
seni istediğim kadar"

var mı daha ötesi.