bugün

Fransız dergisinin general kış başlıklı kapağı

görsel
şehitlerimizin kabri nur olsun.
Eksileyen orospu çocuklarının da ta amk.
https://youtu.be/S70EZEvJx0E

mekanları cennet olsun.
Sarıkamış’ı konuşmak, anlamak milletçe görevimiz. 105 senenin sonunda artık propagandadan arınmış, günümüzdeki bazı şahısların çıkar, gelir kapısı belledikleri Sarıkamış muharebesi ile ilgili gerçekleri araştırmak öğrenmek ve insanların şahsi çıkarlarına alet olmamak bizlerin görevidir. Bu süreçte tarihsel devamlılık, genel bakış açısı, kişisel düşüncelerden arınmak çok önemlidir. Unutmayın hiçbir şeyin tek ve kolay bir cevabı yok.

1-Savaşa neden girdik? 2-Rusların durumu? 3-Savaş öncesi anlaşma çabaları? 4-Neden Ruslar? 5- Almanlar. 6-Son denemeler. 7-Rusların güç kazanması nasıl engellenir? 8-Neden baharda değil? 9-Sarıkamış öncesi Köprüköy Savaşları 10- Harekat Planı 11-90.000 kişi? 12-Nereden çıktı bu rakamlar? 13-Hasan izzet Paşa ile aralarında geçenler. 14-Askerler yalın ayak mıydı? 15-Erzak durumu? 16-Hava durumu? 17-2 Metrelik kar? 18- Video görüntüleri. 19-Şahıslar. 20- Kimi okumalı, hangi kitaplar 21-Yerine şu olsaydı? 22-Sorumluluk. 23-Amaç. 24- Son olarak...

1- Paramız, daha önemlisi üretimimiz yok. Senelerdir borç alıp bunu yatırıma harcayamıyoruz, Önce 93 Harbi sonrası döküntü silahlar aldık. Sonrasında ise borcu borçla kapatmak ve faiz ödemek için. ilk borç %6 faiz ile 5.000.000 Sterlin 1854 senesinde alındı. Madenlerimiz, tarlalarımızı teminat olarak verdik. Sonunda iş öyle bir çıkmaza girdi ki Düyun-ı Umumiye kuruldu. Özel bir şirket olup maliyeden çok çalışanı vardı. işin kısası “battık” ve bütün dünya bunun farkındaydı. Aynı durumda olan birileri daha vardı: Emperyal Rusya...

2- O dönem ki asıl düşmanımız Rus Emperyalizmi idi. (Bu kısmı çok gözden kaçırıyoruz ne yazık ki.) Neden? Bizimle neredeyse aynı durumdalar da ondan. Girişimleri bir parça üretimleri olsa da ticaret yolları kapalı. Sağda Japonlar, Solda Almanlar, Altta ise bizler varız. Önce sağdan Japonları denediler. 1905 yılında Rus-Japon savaşında Japonlar neredeyse “dalga geçerek” Rus donanmasını yok etti. Kalan tek mantıklı seçenekleri, Balkan savaşlarında darmadağın olmuş Osmanlı’nın elinde olan istanbul’u almak veyahut iskenderun’a inmek. ingilizler Ruslar ile savaşa girmeleri karşılığında istanbul’un Rusların olması üzerine Reval görüşmelerinde anlaştı. (Sovyet Rusları açıkladı) istanbul’un ismi dahi belli idi. "Çargrad" Alman tehdidi yok edildikten sonra Osmanlı paylaşılacaktı.

3- Hepinizin bildiği üzere Rus-ingiliz-Fransız tarafları ile savaş öncesi anlaşma yoluna gitmeye çalıştık. En önemli isteğimiz ise toprak bütünlüğümüzün tanınması. Bu şekilde savaşa girmemeyi taahhüt ediyoruz, ingilizler ve Ruslar geçiştiriyor. Fransızlar ise “bunlara (bizden bahsederek” verilecek sözün değeri yok” diyorlar. Sonunda bizi kafasız yerine koyup antat olarak kabul ederiz diyorlar. Burada dikkat edilmesi gereken konu şu savaş bitip antat dağılınca bu anlaşma ülkeleri bağlamaz. Yani istediklerini yapmış olursunuz. Farkındaysanız kimse bizi istemiyor ama savaşa da girmemizi özellikle istemiyorlar.

4- Balkan savaşlarında başta “Büyük kabine” vardır, ittihad Terakki yoktur. Eski tarz askeri stratejiler savaş alanında uygulanmaya çalışılmış bu sebepten herkesin kolayca kazanacağımızı zannettiği bir savaştan yenik ayrılmıştık. Teknolojinin yeni savaş alanındaki üstünlüğü burada yüzümüze vuruldu. Öyle ki ingiliz bu savaş ertesi ingilizler bize “siz bizim Ortadoğu da ki çıkarlarımızı korumaya yeterli bir devlet değilsiniz biz kendi işimizi kendimiz yapacağız” diyerek Mısır’a el koydular. Almanlara karşı kara gücü olarak Osmanlı’nın yerine Rusların seçilmesi en önemli nedeni bu Balkan Savaşlarında ki durumumuzdur.

5- Almanlar da başta bizi reddediyorlar. Bunlar bize ayak bağı olur diyorlar, Ta ki batı cephesi kilitlenene kadar. Anlaşma yapmak için bu sefer onlar bizim kapımızda yatıyor. Sultan Reşad’dan anlaşma yapmaktan izin alındıktan sonra anlaşma yapılıyor. “Gemi olayları ve savaşa girme emrini burada yazmıyorum bir bu kadar daha uzar yazı” Önemli olan şu biz hiçbir zaman sadece Alman için bir şey yapmadık. Ülkedeki Almanlar, Abdulhamid Han döneminde gelmişlerdi ve Alman Genelkurmayına bağlı idiler. Enver Paşa bunları “ya bana bağlayın, ya da geri alın” demesi üzerine hepsi Harbiye Nezaretine bağlandılar. Burada ki Almanların hepsi Enver Paşa’nın emri altında idi hatta yakında arşiv belgeleri ile “Almanların emirlerini benden teyit almadan uygulamayın” sözlerini kanıtlayacağız. Enver Paşa, Almanya’da Ataşe iken yazmış “Bunlar sadece kendilerini düşünüyor.” Şeklinde mektupları verdik hepsi yayınlandı. Ona inanmayan ismet inönü’den istediği Alman komutana kadar okuyabilir, sonuç aynı olacak.

6- Almanların gemileri boğazdan zorlaması ise Almanların bizi savaşa daha hızlı sokmak için bir manevrası. Bu gemiler, 3.5 ay boyunca Marmara’da beklediler. Rusya’yı bombalama yazısı başka zaman olacak. Bu esnada daha savaşa girmemiş olmamıza rağmen ingilizler, Çanakkale’yi ablukaya almış hatta bombalamıştır. Bu açık bir savaş sebebidir. Seferberlik başlayıp Alman desteği geldikten dahi sonra bile Enver Paşa birkaç defa “siz kendi başınıza sınırlarımızı güvenceye alın Almanları eve göndereyim.” Teklifini yapmıştır, kabul görmemiştir. Bu esnada işi çok uzattığımızı düşünen Almanlar, Ruslar ile ittifak arayışına girmişlerdir. Bu yazdıklarımın hepsini yazacağım ya belge numaralarına kadar paylaşacağım.

Çok uzun tutmamak adına şimdilik kesiyorum, devamı gelecek.
105 yıl önce 90 bin askerimizin donarak şehit düştüğü harekattır.
90 bin askerimizi şehit vermişizdir. saygıyla anıyoruz.
Sarıkamış mecburi bi harekattı. Harekat öncesi Müslüman Türk halka Ermeni çetecilerce yaptırılan zulüm artık dayanılacak bi hal değildi. Ayrıca Sarıkamış 38 yıldır Rus toprağıydı, savunmada değildik zaten, aksine karşı taarruz yaptık. Ruslar, Köprüköy üzerinden saldırıp savaş ilanını harekete geçirmişlerdi, e savaştan da kaçamazdık. Enver paşa bölgeye sonradan gitti. Planına sadık kalınmadı, zaman kaybı da mağlubiyet getirdi.

Ruslar tüm Anadolu'yu işgal etme harekatı yapmaya başlamak üzereydiler. Baharı bekleyecek vakit yoktu. Mecbur saldırıya geçmemiz gerekiyordu. Yani bu Sarıkamış harekatı sonuçta mecburi bir harekattı, yapmasaydık Ruslar belki Şubat'ta hatta belki de Ocak'ta Ankara'daydılar.
doksan bin şehidin verildiği bir yanımız gurur bir yanımız acı ile feveran etmesine sebep olanların hesabını kim nasıl vermiştir biz hala içimize sığdıramadığımız halde onlar nasıl vermiştir bunun hesabını.
Kanal cephesinden yorgun bitkin ve donanimsiz gelen askerlerin bu halde dogu cephesine gonderilmesinden sonra meydana gelen felakettir. Bazilari yok 90 bin degil bir kac bin asker donarak sehit olmustur falan diye guya enver'i aklmaya kalkar sanki oyle olsa bu kabul edilebilirmis gibi anlatirlar. O savunduklari enver erzurum'dan niye oteye gitmemis ve kacarak istanbul'a dönmüştür aciklayamazlar ama. Neticede buyuk bir askeri ihanettir ve bedelini gariban anadolu insani odemistir.
Bir adet beyinsizin yüzünden boş yere 60 bin askerimizin şehit olmasına sebep olan harekat. hem askeri hayatı hem siyaseti facia.

allah'tan atatürk gibi adamlar geldi de cumhuriyeti kurdular. yoksa böyle salaklar yüzünden ne halde olurduk kim bilir.
enver paşa ve avanesinin boşluğunu bugün, şam'da cuma namazı kılacak iken kendi toprağından olan, bölgede tutunabilmek için ışid, el- nusra ve öso teröristlerine bel bağlayan tayyip erdoğan hükümeti ve şürekası doldurmakta.

enver paşa, bu harekatla ilgili olarak basına sansür uygulamış gerçekleri gizlemiştir. tayyip erdoğan yani ak parti hükümetinin donarak ölen, yemekten zehirlenen, ranzasında havaya uçan askerlerimizle ilgili önergeleri reddetmesi hatta alaya alması sadece tarihin acı bir tekerrürüdür. gel gör ki, enver paşa denen hıyara bunlardan başka sahip çıkanda yoktur.
Merak ettiğim bu adam yargılandımı mahkeme edildimi edildiyse ceza aldımı?bana göre kurşuna dizilmeliydi.askerde bir er silah kaybetse hayatı kayar,bu adam bukadar büyük bir hata yapmış yada kasıtlı..
Merak ettiğim bu adam yargılandımı mahkeme edildimi edildiyse ceza aldımı?bana göre kurşuna dizilmeliydi.askerde bir er silah kaybetse hayatı kayar,bu adam bukadar büyük bir hata yapmış yada kasıtlı..
DOĞU CEPHESi (SARIKAMIŞ HAREKATI) (*)

1878 Berlin Kongresi kararıyla Kars'ın Rusya'ya kalmasından sonra, Ruslar burada askeri amaçlı yollar yaptılar, demiryolunu Sarıkamış'a kadar getirdiler. Buna karşılık Türk demiryolu Ankara'nın ancak 100 km. doğusuna kadar ulaşmakta idi. Bağdat Demiryolu Projesi'nin uygulanmasını, Doğu Anadolu'ya demiryolu yapılmamak şartıyla kabul eden Rusların niyeti açık bir şekilde ortaya çıkmıştı. Rusya daha savaşın başında ulaşım üstünlüğüne sahipti. Osmanlı Devleti için en kolay yol Trabzon Limanı aracılığı ile ulaşımı sağlamak idi. Kaldı ki askeri denge açısından Rusya, Osmanlı Devleti'nden çok üstün durumda idi. Osmanlı Devleti lehine olan tek şey ise, Rusya'nın Almanya ve Avusturya ile savaş durumunda olmasıydı.

1914 Ocak başından beri "Başkumandan Vekili " olarak bütün Türk ordularının komutanı olan Enver Paşa ittihat ve Terakki'nin Merkez-i Umumisi"nin de (genel merkez) en güçlü adamı idi. Enver Paşa Kafkasya'da Rusya'ya karşı sağlanacak askeri bir üstünlükle "Turancı" ülküyü gerçekleştirebileceğini düşünüyordu. Alman cephesinde meşgul olan Rusya'nın Kafkaslarda ancak 100.000 piyade ve 15.000 süvarisi 256 topu bulunuyordu. Ayrıca Ermenilerden 4.000 ve Gürcülerden 2.000 kişilik kuvvetleri vardı. Enver Paşa, Ruslara karşı iki kat kuvvetle saldırıp yenmeyi düşünüyordu. 6 Aralık 1914 tarihinde Trabzon'a oradan da Erzurum'a gelen Enver Paşa'nın kış ortasında, askerin yazlık giysi ile ve bütün yollar karla kaplı iken yapmak istediği saldırıyı kabul etmeyen 3. Ordu Komutanı Hasan izzet Paşa istifa etti. IX. ve X. Kolordu Komutanları da Enver Paşa'nın düşüncesini paylaşmadıkları için istifa ettiler. Fevzi Paşa da (Çakmak) kış saldırısına karşı idi. 3. Ordu'nun komutasını doğrudan üzerine alan Enver Paşa, kış ortasında, 1,5 metre kar altında, -25 derecede ve 2-3 bin metre yükseklikte, arazinin dağlık ve ancak patika yollarından yararlanılabildiği bir yerde, Liman von Sanders'in de karşı koymasına rağmen 19 Aralık 1914 tarihinde orduya saldırı emrini verdi. 90.000 kişilik mükemmel disiplinli bir ordu "Sarıkamış Saldısı"na başladı. Yiyecek ve ısınma için hiç bir hazırlık yapılmamış olan bu saldırıda Türk askerinin 60.000'den çoğu soğuktan donarak öldü. Bütün olanaksızlıklara rağmen asker, dayanıklılık, itaat, direniş ve mücadele azminin üstünlüğü bakımından büyük bir örnek gösterdi. 27 Aralık'ta yapılan Türk saldırısı Ruslar tarafından durduruldu. 28-29 Aralık'ta da Sarıkamış kuşatıldı. Fakat ordunun 2/3'ü soğuktan donarak öldüğü için kuşatma başarısız oldu. 1 Ocak 1915'te, planın başarısızlığını gören Enver Paşa yine de saldırıyı devam ettirdi. 2 Ocak günü ise cepheden ayrıldı. Rus ordusunun ileri harekatı ile Ardahan ve Oltu yeniden Rusların eline geçti. Türk askeri çekilirken yine soğuk,açlık ve hastalıktan büyük kayıplar verdi. 90.000 kişilik ordudan 12.000 kişi geriye dönebildi, geriye dönenler de hastalıklı idi. Rus tarafının, 16.000 ölü, 12.000 yaralı ve hasta olmak üzere 28.000-30.000 kayıpları vardı.Enver Paşa, Sarıkamış Harekatı ile ilgili haberlere sansür koydurttuğu için, bu başarısızlık istanbul ve diğer yerlerde yeterince duyulmadı ve Enver Paşa'nın başarısızlığı sonradan etkisini gösterdi. Kafkas Cephesi'nde üstünlüğü ele geçiren Ruslar, bir süre sonra hemen hemen tüm Doğu Anadolu'yu ele geçirdiler.

* Ergün AYBARS,Türkiye Cumhuriyeti Tarihi 1, Ege Ün. Basımevi, izmir, 1986, ss 70-71

http://www.kurtulussavasi.org/dunyasavasi5.php
Harekat neticesi şehit olan askerimizin akıbeti zamanın basın yayın kuruluşlarında sansürlenmiştir. Hatta aileleri yetkili makamlara sorduğunda verdikleri cevap; "bu konuda bilgi veremeyiz" kabilinden bir cevapla karşılaşılıyor. Pek çok aile neticeyi dış basından yada esaretten kurtulan ve geri dönen askerlerden ve bir de halk ozanlarından öğreniyor.

--spoiler--
Enver Paşa’ya kim, neden kızıyordu?

Belki de bunu en iyi Hafız Hakkı Paşa’nın hatıratından bir alıntı anlatabilir... Günlüğüne 16 Ocak 1915’te şöyle yazmıştı: “Ah Enver, ah! Bu kış seferini ta’cil etmek (acele ettirmek), sonra da bu parlak taarruzda 9. Kolordu’yu dörtnala kaldırmakla, 100 bin masumun kanına girdin! Allah seni affetsin...” Kayıplarımız konusunda hayret edilecek bu bilgiyi bize Murat Bardakçı uzun bir emek sonucu Sarıkamış literatürüne kazandırdığı ‘Hafız Hakkı Paşa’nın Anıları’ kitabında veriyor. Artık bu bilgiden sonra Sarıkamış şehitlerinin sayısının tartışılmasına gerek kalmamıştır.

http://www.hurriyet.com.t...n-5-onemli-cevap-40707949
--spoiler--

görsel
karşı görüş için:

http://www.gazetevatan.co...ecek-iddia--599815-yasam/
enver yalayıcılarının uğramadığı başlıklar
enver paşa'nın hataları yüzünden kaybedilmiştir.
kazansaydı enver paşa kahraman ilan edilecekti diyenler... acaba yazlık elbiseler ile aç susuz -30 derecede o savaşı nasıl kazanacağımızı düşündüler ?

ayrıca sarıkamış'taki o askerlerimiz en donanımlı osmanlı ordusu değildi. şu an nasıl doğuda şehit düşen askerlerimiz fakir aile çocukları ise, o zamanda da tüyü bitmemiş yetimleri gönderdiler bu harekata. hayatları boyunca evlenme şansı bile olmayacak garibanlar.
bu felakette enver paşa kadar; saray'ın damadı hafız hakkı paşa'nın da payı büyüktür. ''sarıkamış'a ilk giren'' olma hayalleriyle kendi başlarına iş yaptılar. ama onun kaderi şehit düşen askerlerimizin bir çoğu gibi tifüs'ten oldu 1915'te.
enver'in kendine aşırı güveni ve kibri yüzünden olan türk tarihindeki en büyük dram ve hezimetlerden birisidir.

enverin bu kibri ittihatçıları tarihten silmiştir.
Enver denen cücenin türkleri öldürme politikasının halkalarından biridir. Lan adamın fotolarına bakınca bile ezikliği anlaşılıyor bi de bu serseriyi komutan yapmışlar. Koca ülkede Bi tane pehlivan çıkıp da bunu osmanlı tokadıyla halletmemiş.
Enver Paşa'nın torunu: Sarıkamış'ta 90 bin askerimiz ölmedi

En acıklı olan nokta ise temcit pilavı gibi pişirilip sürekli karşımıza çıkarılan '90 bin askerimiz donarak öldü' yalanıdır. Bunun mimarı ise kendi beceriksizliğini örtmek için 9. Kolordu Kurmay Başkanı Şerif Bey'in 1922 senesinde yayınladığı ve tamamen bir uydurma olan hatıratıdır" dedi.

"SARIKAMIŞ TAMAMEN BiR 'VATAN MÜDAFAASIDIR' VE KAÇINILMAZDIR"

Mayatepek şöyle devam etti: "Özet olarak, Harbiye Nazırı Enver Paşa ve Erkanı Harbiye Başkanı General Bronsart Schellendorf tarafından, Noel dönemine rastlayacak ve Rusları sürpriz bir karşı hücum ile mağlup etmeye yönelik bir teşebbüstür. Maalesef basının bir bölümü bile, genel olarak, ciddi araştırmalar yapmadan veya 'magazin' havasında bazı şahıslar gibi tarihi çarpıtıp gazete sayfalarını süsleme çabası içindedir. 98 sene geçmiş olmasına rağmen Sarıkamış hâlâ gerektiği gibi değerlendirilmemiştir.

Bilhassa 1920'den itibaren siyasi çekişme malzemesi olmuştur. Amaç nettir: Rus orduları Batı cephesinde Almanlar ile harp içindedir. Bizim cephede ise çok az sayıda (100 bin civarı) asker kalmıştır. Rus ordusunun bir kısmı Sarıkamış civarındadır ve yanlış cephelenmiştir.

ilk Rus saldırıları Kasım'da (1914) Köprüköy ve Azap muhabereleriyle başlamıştır. Burada 3. Ordu komutanı Hasan izzet Paşa büyük bir hata yapıyor ve Rusları yenmesine rağmen takip edip son darbeyi vurmak yerine, orduyu 15 km geriye çekiyor. Yani savaşı kazanan taraf kaçan düşmanı kovalayamıyor, geri çekiliyor. Hatta Rusları takip etse Sarıkamış'a ihtiyaç olmazdı. Ruslar Erzurum'a gelmişler, sen onlarla Köprüköy ve Azap'da savaşıp yenmişsin ve Sarıkamış'a çekilmeye zorlamışsın ama taarruz edip tamamen mağlup etmek yerine geri çekiliyorsun."

"ENVER PAŞA'NIN EMiRLERiNi YERiNE GETiRSEYDi SARIKAMIŞ ZAFERLE BiTERDi"

"Enver Paşa'nın emirleri yerine getirilseydi Sarıkamış zaferle biterdi" diyen Mayatepek, "Bir de hep iklim şartlarından bahsetmeye bayılırlar. Hava soğuktu falan. Bu bir savaş ve nerede, ne zaman ve hangi şartlar altında gerekiyorsa savaşacaksın. Şayet komutanlar Enver Paşa'nın emirlerini yerine getirseydi Sarıkamış zafer ile biterdi" diye konuştu.

"BU HATA SARIKAMIŞ FELAKETiNE SEBEP OLAN EN BÜYÜK NEDENDiR"

Mayatepek şöyle devam etti; "1- 9. Kolordu Rus cephesini arkadan çevirecekti. 2- 10. Kolordu ise 24 Aralık'ta Bardız bölgesinde olup, 9. Kolordu ile birleşip Rusları çevirecekti.

Maalesef gerçekleşen ise çok farklıydı: 1- 10. Kolordu Hafız Hakkı Paşa komutasında Bardıza gitmesi gerekirken, Rus birliklerinin peşine takılıp Koşur istikametine yöneldi (30 ve 31. Tümenler). Yalnız 32. Tümen Bardız'a ilerledi. 25 Aralık'ta ve Sarıkamış'ın batısında Rus Ordusu'nun arkasına düşmesi gereken 10. Kolordu, tamamen Haffız Hakkı'nın 'zafer kazanma ihtirası ile yolu 75 km uzattığı yetmezmiş gibi, Allahuekber dağlarını geçmeye mecbur kalmış ve fırtına ve tipiye yakalanıp çok büyük zayiat vermiştir ve zamanında Sarıkamış'a intikal etmemiştir.

2- 9. Kolordu ise 3. Ordu ile 24 Aralık'ta Bardız'da birleşir. Cephe arkasındaki Rus birliklerine taarruz etmek için Kötek yönüne gitmesi ve Rus ihtiyat kuvvetlerine taarruz edip Sarıkamış'a iltihak etmesi gerekiyordu.

Maalesef yine evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Bu sapmanın başlıca sebebi Hafız Hakkı (10. Kolordu) Paşa'nın 25 Aralık tarihinde Sarıkamış'da olacağı varsayımı ile Enver Paşa'nın, 10. Kolordu yalnız kalmasın diye yönünü Kötek'ten, Sarıkamış'a çevirmesi olmuştur. Netice olarak 10. Kolordu yüzde 80 zayiatla bitkin bir şekilde ancak 29 Aralık'da Sarıkamış'a gelebilmiştir.

Bütün bu hataların ve Enver Paşa'nın emrine uymamanın neticesi olarak: 9. Kolordu'nun kuzeybatıdan, 10. Kolordu'nun kuzeydoğudan taarruz etmesi gereken (25/26 Aralık geceleri) Sarıkamış, bu taarruz gerçekleşmeyince Rus takviye kuvvetleri tarafından güçlendirilmiş ve maalesef savunma yapmakta bile zorlanacak olan Ruslar demiryolu ile nakliye avantajıyla 31 Aralık'ta taarruz edecek duruma gelmiştir.

Netice: Sarıkamış Harekatı son derece iyi hazırlanmış bir plandı. Kış aylarında yapılması hatadır masalına gelince; baskın niteliği taşıyan her askeri harekatın düşmanın beklemediği yerde ve zamanda olması zaruridir. Bizim akıl hocaları bugün ne kadar böyle bir mevsimde harekat yapılmazdı diyorsa, emin olun Ruslar da o zaman aynı şeyi düşünüyordu.

Alternatif olarak Ruslara herhalde, 'yahu şu kara kışta harp etmeyelim, bahar gelsin, çiçekler açsın, bir mangal ziyafeti yapıp, bir güzel savaşalım' diye bir alternatif düşünmek ancak Charlie Chaplin filmlerinde olabilirdi."

RUS GENERALiN iTiRAFI

Mayatepek, "Rus General Maslovski, (Türkler 23 bin şehit vermiştir diyen) Türk Ordusu, Enver Paşa'nın emirleri doğrultusunda hareket etseydi Sarıkamış düşerdi diye itiraf etmiştir. Hatta General Michaelevski harekatın bir kuşatma planı olduğunu anlayınca geri çekilme emri vermiştir.

Şayet başarılı olunsaydı Kafkaslara kadar önümüz açılıyordu. Azerbaycan ile birleştiğin andan itibaren ikmal derdi kalmıyor ve tabii ki petrol kaynaklarına sahip oluyorsun.

Genel değerlendirmeyi Sayın Nevzat Kösoğlu (Şehit Enver Paşa) çok güzel yapmıştır: "Komutanlar Enver Paşa'ya ayak uyduramadılar. Plana uymayan bu komutanlar da Enver Paşa hakkında olumsuz propagandayı yapan komutanlardır. Sarıkamış bir vatan müdafaasıdır. Şehit sayısı ile siyaset yapmak alçaklıktır. Çanakkale'de 250 bin şehit verdik. Hiç kimse hesap soruyor mu? Yok." Herhalde bir savaş kazanılınca 'şehit', kaybedilince 'ölü' olunuyor diye bitiriyor Nevzat bey.

Rakamlar ise tam bir palavra. En şiddetli dönemde 3. Ordu'nun toplamı 118.000 kişi iken ve bunun ancak 75 bin kişisi muharip sınıfında olan bir ordu nasıl olur da 90 bin şehit verir? Şerif Bey'in kendi beceriksizliğini ört bas etmek için ortaya attığı, '90 bin askerimiz Allahuekber dağlarında donarak öldü' bir karalama kampanyasından başka bir şey değildir. Ciddi kaynaklar ve Genelkurmay arşivleri hastalıktan ve savaştan ölenler dahil kayıp sayısını 35 bin civarında olarak veriyor.

Kazım Karabekir 1921 yılında Enver Paşa'nın yurda dönmesini engellemek için basın yoluyla bir kampanya başlamasını istemiştir. Savaştan sonra bu iftirayı ortaya atanların amacı Enver Paşa'yı küçük düşürüp halk nezdindeki itibarını ve etkisini yok etmektir. Mustafa Kemal Paşa da günün siyasi-askeri hususları nedeniyle bir telgrafla Kazım Karabekir'e olumlu cevap vermiştir.

Dolayısı ile düzmece haberler ve yorumlar uçmaya başlamış ve Enver Paşa'nın Bolşevik, dinsiz (Kuran'ı yanından hiç ayırmayan ve her bulduğu fırsatta namaz kılan bir komutan) kadınlara olan zaafı yazılmıştır. Belki de zaman şartları için de gerekliydi.

Kazım Karabekir itiraf etmiştir ki Enver Paşa dönerse olumsuz sonuçlar, iç çatışma gibi riskler olabilirdi. Aynı Kazım Karabekir Balkan Harbi sırasında 'ordudan atılıp, memleketten ihracı' divanı harp tarafından verilen kararı Enver Paşa'nın yırtıp atması sayesinde hem kariyerinin, hem de hayatının devam ettiğini itiraf etmiş, Enver Paşa'ya karşı büyük bir sevgi ve hürmetini muhafaza ettiğini belirtmiş ve bütün bunları Paşa'nın geri gelmesi ile, 'Milli Mücadele'nin akamete uğrama ihtimalini engellemek için yaptığını' mertçe itiraf etmiştir.

Mareşal Fevzi Çakmak Sarıkamış planının doğru ve zamanlı olduğunu açıkça ifade etmiştir. ismet Paşa (inönü) 'Enver Paşa, cemiyetimizin kusur saydığı şeylerden aklın almayacağı kadar uzak yaşamış bir insandı' demiştir" diye konuştu.

"RUS ORDUSU SARIKAMIŞ SAYESiNDE DURDURULDU"

Mayatepek sözlerini şöyle tamamladı; "Aradan 100 yıla yakın zaman geçti, temcit pilavı gibi ısıtıp hâlâ aynı tepsi içinde sunuyorlar. Ve bunun adı tarih oluyor! Tabii ki bazı kimseler, 'Enver Paşa'nın torunu objektif olamaz ve Paşa'yı korumak içgüdüsü ile subjektif bir analiz yapıyor' diyecektir.

Önerim, ciddi olan kaynaklardan araştırmak ve okumaktır. Hakikat eninde sonunda kaçınılmazdır. Bir kesin hakikat ise Rus Ordusu Sarıkamış sayesinde durdurulmuş, ciddi bir zayiat vermiş ve 1916 senesinin sonlarına kadar bölgede bir daha hareket edememiştir.

Bazılarına göre Sarıkamış'da herkes donarak öldüğüne göre, Rus zayiatları ve 1,5 sene boyunca doğuda kıpırdayamayacak duruma gelmelerinin tek sebebi, safsatacı tarihçilerimize göre, muhtemelen, 'Türklere ayıp olmasın diye' toplu intiharlara karar verip 25 bin kadar Rus askerinin bunu gerçekleştirmesidir. Daha ne diyebiliriz." (Tahsin GÜNER/DHA)
görsel
Ruhlarınız şad olsun...
bu vatan kimin ?

bu vatan, toprağın kara bağrında
sıradağlar gibi duranlarındır;
bir tarih boyunca, onun uğrunda
kendini tarihe verenlerindir...

tutuşup: kül olan ocaklarından,
şahlanıp: köpüren ırmaklarından,
hudutlarda gaza bayraklarından,
alnına ışıklar vuranlarındır...

ardına bakmadan yollara düşen,
şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
huduttan hududa yol bulup koşan,
cepheden cepheyi soranlarındır...

ileri atılıp sellercesine,
göğsünden vurulup tam ercesine,
bir gül bahçesine girercesine,
şu kara toprağa girenlerindir...

tarihin dilinden düşmez bu destan:
nehirler gazidir, dağlar kahraman,
her taşı bir yakut olan bu vatan,
can verme sırrına erenlerindir...

gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
bu sevgi bir kuru ifade değil,
sencileyin hasmı rüyada değil,
topun namlısında görenlerindir...

orhan şaik gökyay

allah'ım sizlere rahmet eylesin
Allahtan şehitlerimize rahmet, envere lanet diliyorum.
savaş değil vahşettir.binlerce asker savaşamadan donarak şehit olmuştur.

görsel