bugün

Merak ediyorum, şu et parçasına hapsedilmek için ne suç işledim diye.

Duyulmak için tüm hiçliğimi feda edebilirdim oysa ki.
bir şeylere karşı beslenilen sinir ile yapılan ifşalar, ifşayı yapan karakterlerin ne denli karaktersiz olduğunun en büyük ispatı gibi geliyor bana. bir kadın veya bir erkek, eğer size güvenip sizinle sanal veya gerçek hayatta bir şeyler yaşamışsa, bunu herkesle paylaşmaya zerre hakkınız yok.
Kocaman bir şiir buldum ama sahibine iletemedim. Belli ki sessizlik istiyor. Oradan buradan yazıp da kafasını şişirmek istemediğim için buraya bırakıyorum. Hem güzel şiir. Hepiniz okuyun.

http://www.siir.gen.tr/si...nimla_guz_konusmalari.htm
görsel
Öyle dertli dertli bakma, gören olmaz.
kedi sahiplenmek istiyorum.
iki gram aklım var onu da lafın başını söyleyip ardını söylemeyenler yiyecek.
içimde fırtınalar kopuyor ve nedenini bilmiyorum..

Sadece birkaç gün yalnızlaşmak ve
Düşünmek istiyorum..

Sessizleşmek ,her cümlemi anlamak belki de sonlanmak ..

Beynimin duvarlarında yıkılmak,
susuzluğumun yanında kıvranmak..

Sadece düşünmek istiyorum birkaç gün,
düşlerimi kayıp giden umutlarımı ..

Suskunluğumu, mutluluğumu ve hüznümü..
Bir şey de istediğimiz gibi gitse ne olur yani!
asla bir domuzla güreşmeyin. eğer güreşirseniz, ikiniz de pisliğe bulanırsınız, ancak domuz bundan zevk alacaktır.
(img:#1530183)
Bir gün ben de gideceğim buradan.
Daha 3 gün önce Hayatımdaki şeylerle ilgili 2 önemli karar aldım. Ne olduğunu buraya yazmayacağım.
Birini bu akşam deldim. 3 gündür ne güzel gidiyordu olay, akşam ne olduysa pat diye yaptım yine. Halbuki ne gerek vardı işte. Ama bu sefer kesin kararlıyım. Bunun acısını çıkaracağım. inadım inat.

2. Önemli kararıma inatla, ısrarla devam ediyorum. Bazı şeyler gördüm, hayalimde canlandırdım, bildiğin ergen gibi isyana bağladım. O da bana motive oldu bir nevii. Hani derler ya " sahici bir sarsıntı, sahte bir dengeden iyidir " diye. işte o gördüğüm şey bana sarsıntı oldu. Şu 3-4 ayı da bu şekilde devam ettirirsem ondan sonrası şukela olacak.

Aldığım 2 karar da birbirinden zor kararlar. Bu kararları aynı anda uygulamak için sadece yürek yetmez. Azim, sabır, nefis, cesaret, mantık gerekli.
Eğer bunlarda sürekliliği sağlarsam işte o zaman beni kimse tutamaz. Sanki hediye gibi, bir nevii ödül gibi bunlara paralel gelişmeler oldu bu 3 günde.
Yuh ya dedim yuh ya. Bunca zaman olmadın olmadın şimdi mi oldun? Bir şeyler kendiliğinden kolaylaştı ve oldu. Sanki aldığın kararlardan vazgeç der gibi. Bu sefer Vay be dedim kendi kendime. iyice gaza geldim. Ulan madem bu şekilde hemen olacaktın niye yıllarca ben uğraştım.
Giden zamana mı yanarsın, yıllarca uğraşıp olacak işin olmama sebebinin aldığın karardan sonra pat diye çözülmesine mi yanarsın.

Sözün özü, eğer istediğim gibi geçerse şu 2 ay, 2018de beni kimse tutamaz.
Nasıl olur da bu kadar olmaz.
ben hayalini kuruyorum onlar yaşıyor.
Yapmamak ve yapmak arasında kalırsanız yapıp pişman olun sonra ahlar vahlar içinde kalırsınız bunu dememe rağmen aksini bir kere yaptım hala cekiyorum sıkıntıyı.
Biz de sevince, WhatsAppta sohbeti başa tutturmalı seviyoruz.
https://m.youtube.com/watch?v=q1Ynky_Esz8

bahtim saçlarımdan karadır

ne buseyle avuttu beni
ne koynunda uyuttu beni
gecti ardindan uzun yillar
o kadında unuttu beni...
Katharsis, Aristoteles' in ethica' sında tanımladığı kavramdır. Kısaca şunu der: tiyatro izlemek insanları korktuğundan emin kılar. Tiyatro izleyerek karakterlerle özdeşleşir ve ağlanır, Başa gelebilecek üzüntülere aşina olunur ve sıyrılmaya meyil kazanılır.

Ben bu kavramla porno - aşk ilişkisini bağdaştırdım, aşk arınılması gereken bir duygudur.

Not: Biraz freud kafalı olduğum doğrudur.
Konuşacak bahsedecek çok şeyim var lakin Anlatacak ve anlamanızı bekleyecek ne mecalim ne de kudretim var. Kafamın içinde karanlık kilitler var Ruhumu kirletiyor ve ağırlaştırıyor bir gün erkek veya dişi bir kişinin gelip o kilitleri kırmasını arzu ediyorum tüm kalbimle.
https://www.youtube.com/watch?v=igJJWKqVWrY

dünyaya ve sana tüm mesajım bu şarkının adı ve kemancı şahin dayının bakışlarıdır.
merhaba ben lilja'nın zihinden silinmeyen yüz ifadesiyim. esasen taro misaki ve genzo wakabayashi nankatsu takımından ayrıldığından beri sinirlerim bozuk. bir bakıma en son mutlu uyandığımda ikiz kuleler ayaktaydı.

https://youtu.be/BGnsUaYWozY
ikinci şansı verin sıkıntı yok ama üçüncü şansı verirseniz bu sizin aptallığınız. neyse konumuz bu değil, 3-4 saat önce kıymalı makarna yedim. sonra üçlü koltuğun yanında ki sehpaya koydum. otururken sorun yok ama yatınca kokusu buram buram bana geliyor ama rahatsız olmama rağmen kaldırmıyorum. ki en az 15-20 kere ayağa kalktım ama yok kaldırmıyorum. niye yapıyorum bende bilmiyorum. başka bir konu üniversiteyi bir sene bilerek uzattım, okuduğum yerde müzisyenim ve türkiye şartlarına göre iyi para kazanıyorum ancak hata yaptım gibi geliyor. yani bu bir senenin bana katkısı olacak mı emin değilim. sadece alttan ders bıraktığım için devam zorunluluğum yok. sadece sınavlara git gel yapabilirim. ha birde 4 yıllık ev arkadaşım okulu bıraktı. onun moral bozukluğu var. hey sen, bu yazıyı sonuna kadar okuyan hoşçakal. iğrenç bir sonla bitirmek istedim, evet.
anlatabileceğim kadar çok kelimem var içinde cümlelere dönüp sayfalarca anlatabileceğim. lakin bir söz vardır: "biri için sen ancak o kişinin seni anlayabildiği kadar sensin" diye. bu sebepten ötürü anlatabilsem bile neden yorayım ki kendimi.

çünkü bir diğer söz der ki: " bir aptala dert anlatmaya kalkarsan dışarıda ki bir kişi iki aptalın konuştuğunu sanar." diye. işte bu sebepledir ki; detaylarda yaşamak isteyen ben bunları anlatmıyorum bile.
içimde telaşa veremeyeceğim bir günah, bir bakış var savaş sebebi. geri dönülmez, o saçlar yüzüne düştüğünde, ay batar sen doğar.
ben güneşe yakın, ben yanmaya teslim. geriye yürüyemeyeceğim, fakat kalanlar ile dost sohbeti vereceğim, hep eksik yanımı anlatacağım, eksik parçamı vuracağım rüyalarımda, tamam olmayacak, seni unutmayacak bir sokak arasında, bu yaşanmamışlık.

müstakil anılarım ve beton soğuğu bir boşluğum var, dolmayacak bir bahar, olmayacak bir şarkıda...

sen sizli gecelerde doğmayacak bir ay.