bugün

kendi blog sayfasında çeşitli yazılar yazan üniversite öğrencisinin yazılarına alınan rte nin dava açması durumudur.

http://www.haberinyeri.ne...ciye-dava-acti-91143h.htm

http://www.odatv.com/n.ph...gu-hedef-aldi--0502111200
artık şaşırılmayan olaydır.

haber linkindeki resmi gördükten sonra, uzun zamandır girmediğim blogumu bile kapattım.
olağandır. sözlüğe de sıra gelir mi diye düşündürmektedir.
benim twitter'da gül aracılığıyla söylediklerime nazaran bu gayet seviyeli söze niye bu kadar takıldığına akıl sır erdiremediğim olay..
yahu işte ben böyle söyleyince akp yanlısı oluyorum.

değilim.

akpci filan değilim, zaten siyaseti sevmem ama kardeşim allah demiş ki doğruyu söyle;

''erdoğan da öcalan ile ruh ikizi oldu ''

e hangi demokrasi insana terörist dedirtebilir gözünüzü sevim.

hem istese o başbakandır ,

hiç dava mava açmaz, onu ortadan kaybeder kimseninde haberi olmaz.

dava açması demokratik tarafını gösterir.

bakın rte ye vuracaksanız , bu tür ucuz numaraları bırakın.

senin rte dediğin ne büyük numaralar çevirirde haberin yok yahu.

siz hala kalkmış nelerle uğraşıyorsunuz.
(bkz: padişahım çok yaşa)

şimdi mevzu nedir? "erdoğan la öcalan ile ruh ikizi oldu" eee ne var bunda? padişahımız rte'de zamanında kemal kılıçdaroğlu için "ssk'da çalışırken işe hep pkk'lıları aldı" demedi mi? adama aleni bir şekilde pkk'lı dedi. şimdi bir başkasıda ona diyince mi gücüne gidiyor? sikeyim böyle işi.
iyi yapmıştır. yok öyle sayın başbakanımızı orada burada eleştirmek, 22 yaşında çocuk bu işlerden ne anlar ya? helal olsun başbakanım.
doğru bir iştir. hukuki olarak suç işlenişse dava açılır. bu kadar basit.
kılıçdaroğlu'nun avukatlığını yapan adam kendi avukatlığını da gayet güzel becerir.

suçu yoksa ceza da almaz.

bunlar işin boş tarafı. dolu olan kısmıysa haberin cumhuriyet gazetesinin postal yalayıcılarından birinin kaleminden çıkmış olması. emin olun mesele "abdullah öcalan'la ruh ikizi" demiş olması değildir. emin olun. dikkate alınacak bir hakaret yoksa sözlüğü bırakırım.

siz ne kadar samanyolu tv'nin haberlerine yalan diyorsanız ben de cumhuriyet gazetesin hiçbir lafına inanmam.
demokrasi, evet evet o.
bekleyiniz.
başkanlık sistemine geçilir ise o zaman göreceğiz, anyayı-konyayı. demokratik özgürlük ve haklar açısından toplum olarak hangi bakış açısında olduğumuzu görün. liderlerde bu toplum içinden çıktığına göre normal bir yaklaşım.

küfür ve hakaret içermeyen eleştirileri seçmeliyiz ve seviyeli olmalıyız. sözlükte toplumun dini inanışına hakaret eden yazılar yok mu?

toplum barışına ve insanları etnik kökene iterek faşizm yapanlar yokmu?

oto kontrol olmayan ve özgürlükleri ve denetimsizliği seviyesizlik olarak algılayan cahil ve sorumsuz insanlar, bu sözlükte yazdığı paylaşımları bir insana söylese cinayet sebebi sayılacak ifadeler kullanmıyor mu?

başbakan'ı eleştireceğiz, yaptığı anti-demokratik yaklaşımları kınayacağız, türkiyede tek kendisinin yaşamadığını hatırlatacağız, hitlerin iktidara gelmek için yaptığı ayak oyunları tarzı yaklaşımları, başkanlık sistemi yolunda kullanmasını eleştireceğiz.

lakin, içimizde otokontrol mekanizmalarını kurarak, 3-5 cahil (okuduğunu anlamayan-kendini geliştiremeyen) yeni yetme ergen insanın, fikir beyan ediyorum diyerek, düşünen varlık olarak insanlığa sığmayan yaklaşımlarını da engellemeliyiz.

çünkü; empati yapacak olursak, bazı yaklaşımlar en sağduyulu ve mülayim insana yapılsa katil olur cinsten. örn: özgürlük isteyen bir insan gidip yemek yiyen insanın masasına sıçsa ve bunu özgürlük adına yapıyorum dese, birileride özgürlüğü yasaklasa, yasakçı zihniyet haklı olur.

kendimizi geliştirmeli ve alternatif çözüm önerileri ve bakış açıları ile bu despotizme kayan demokratik yapılanmayı engellemeliyiz. ama dava konusu olacak seviyesizlikler ile bu despotizmi yapan insanları haklı çıkarmamalıyız.
insanların beyinlerini uyuşturmayı amaçlayan bir örgütlenmenin özgürce düşünebilmenin ve düşüncelerini ifade edebilmenin platformu olan internetin sanal sokaklarına sızdığının kanıtıdır.
bu sokaklarda da korka korka yürüyeceğiz.
düşünemeyecek, düşündüklerimizi ifade edemeyeceğiz.
bizim, biz olma çabamızın sınırı olmadığı gibi, bizi, biz olmaktan alıkoymanın da sınırı yok anlaşılan.
valla şaşırmadım.
yakında bu sözlüğüde kapatır.aha şuraya yazıyorum, demedi demeyin.
ipin ucundayız, hanımlar/beyler.
saçmalıktır. nerede kaldı insaların eleştirme özgürlüğü diye sorulası durumdur.
bu kadar çok oy aldığı halde bu kadar hakarete eleştiriye küfüre maruz kalan tek başbakan olduğundandır.

diğer başbakanların değil aleylerinde yazı yazmak konuşamazdık bile.konuşturmazlardı adamı.

şimdi konuşturuyorlar ama bi şartla

küfür ve hakaret olmadan..

eğer olursa o da her vatandaş gibi demokratik hakkını söke söke alacaktır.

helal olsun..durmak yok..mücadeleye devam bu habdilmezlerle.
keşke sevdiğimiz insana hakaret ediyor diye dava açma hakkı bizde de olsa dediğim olay.
demokratik bir birey gibi davranmaya çalışan ucube sahtekarlığıdır. **
(bkz: götü yemedi)
(bkz: helal olsun)
başbakanımızı destekleyen yorumları okuyunca; anlaşılan sözlük yeni yetme kaynıyor denilesi yorumlar var.

askeri iktidarlar-darbeler hariç hiç bir iktidar bu kadar hoş görülü eleştiri ve yaklaşım almamış tır.
bunun nedenini olarak dillendirilen vergi afları, basının patronlarına yapılan bazı kıyak enerji anlaşmaları ( örn; çevrim satralleri-petrol ofisi ihalesi?) iş adamlarına özelleştirmelerden ballı şirket-işletme-arazi parçalari, ucuz krediler, geri dönüşümü sorulmayan teşvikler, vergi afları,

hele, ayrı bir başlık olarak işlenebilecek iş hukuku-taşeronlaşma ile çalışanların, işverenlerin insafına terk edilmesi, grev hakkı verdik diye ortaya çıkanlar, sendikalı olan işçiyi işten çıkaran patronun önünü açması ve işsizlik maaşını adeta patronun izinine bağlayan yasal düzenlemelerin olması vs. vs. vs. savlar var.

sizler, avrupa basınını okuyormusunuz? fransanın azınlıklar konusunda, danimarka-avusturya-hollanda'nın vatandaşlık konusunda, ispanya-abd-ingiltere'nin körfez savaşında ki tutumuna karşı basında yönetime-siyasi iktidara yaptığı eleştiriyi-yazıları ve karikatürleri biliyormusunuz?

geçmiş iktidarları ve siyasi kadroların maruz kaldığı eleştiriyi biliyormusunuz? eminim ne demek istediğimi ve nelerden bahsettiğimi bile bilmiyorsunuz. balık hafızalılar sizi. yensende yenilsende tarzı taraftarvari siyasi görüşünüz, kendinizi geliştirmediniz ve dünyayı izlemediğiniz için, biraz da gözlerinizi yeni açtığınızdan olacak.

aynı zamanda başbakanımızı eleştirdiğini sanarak insanlığa sığmayan tanımlamalar ile hakaret eden insanlar da buna dahil dir.
(bkz: ruh öküzü)
(bkz: lanet olsun dostum ben hemen buradan gidiyorum)
bir de demet akalın vardı böyle birşey yapan. he bizim eve dinleme cihazı takılsa ailecek darağacını boylarız gibi görünüyor.

edit: imla
Gerçek anlamda hakaret, küfür, aşağılayıcı bir ibare varsa şayet; en doğal hakkıdır. Ama yok eğer eleştiri hudutları dahilinde, üslubuyla gediğine oturtulmuş taşlardan örülü bir fikir beyanı ise, vay halimize derim ben.
şaşırmadığım olaydır. bi aralar bu adamın maaşını mizah dergileri veriyor sanmama neden olmuştu. her hafta tazminat davası açılır mı lan?