bugün

Re4 serinin son çıkan versiyonlarındandır.Tüm resident evil serisinde olduğu gibi yine tek başımıza oynamakta zorluk çekeceğimiz bir atmosfer var.Sisli bir hava, etrafta bağıran zombiler, tempo yükseldikçe ayar veren müzik bizi tırstırmaya yetiyor da artıyor. Kahramanımız Leon Kennedy ile oynuyoruz.Görevimiz amerikan başkanının kızı Ashley'i bulup kurtarmak ama bu o kadar da kolay değil. Herşeyden önce alışmamız gereken değişik bir kamera açımız var third person shooter. Sağ analog tuşuyla kamerayı çevirebiliyoruz bu açıya alışana kadar biraz zorluk çekiyoruz ama sonra o zombi gelsin bu bu zombi gitsin ortalığı mermilerimiz yettiğince dağıtıyoruz. Oyunun ana sorunlarından biri cephane problemi.Öldürdüğümüz düşmanlardan mermi alabiliyoruz.Resident evil 4 serinin diğer versiyonlarına göre daha action dolu ve puzzle sayısı oldukça azaltılmış.Vöödee diye ortaya çıkan zombiler biraz hoplatıyor ama oyunun ana temasını bu oluşturuyor.
Silah çeşidimiz oldukça fazla.Tabancalar, pompalı tüfekler, makinalılar ve bunların upgradeleri oyunu oldukça eğlenceli hale getiriyor.Etraftaki torbacı kılıklı adamdan herşeyi alabilmek mümkün (tabiki parası ile).Oyun içersinde topladığımız alet edevat ve taşlar bize geriye silah upgrade'i olarak geri dönüyor.Tüm seride olduğu gibi bu versiyonda da daktilo kullanarak oyunumuzu kaydedebiliyoruz.
Oyunu tüm bölümlerini anlatıp oyun zevkinizi kaçırmak istemem. Oyunu bitirdikten sonra değişik karakterlerle yeni modlarda oynayabiliyoruz. Son dönemde ortay çıkan en iyi survival horror oyunlarından biri, şiddetle tavsiye ederim. (bkz: Capcom) ellerine sağlık..
pc icin sayili gunleri kalmis efsane serinin super oyunu.
süper oyun. fakat elimdeki versiyonunda, oyun içinde geçen ingilizce konuşmalar arapçaya çevrilmiş ve eleman öldükten sonra sela okunuyor. şaka değil gayet ciddiyim.
büyük bir heyecanla alınan fakat ekran kartının problem çıkarması nedeniyle oynanamayan oyun.*
resident evil 3 ile kıyaslanacak olursa oldukça başarısız olan gerilimden ve korkudan uzak oyun. tam bir hayal kırıklığı denebilir. zira resident evil 3 gibi bir başyapıtı oynadıktan sonra insanın beklentileri ister istemez artıyor.
http://www.youtube.com/watch?v=QKXWAE8YYxY videosu bile 1.5 milyon kişi tarafından izlenen süper ama keşke fps olsaydı dedirten oyun.
çıktığından beri 3 kez playstation'da 1 kezde bilgisayarda bitirdiğim tadından yenmez süper aksiyon oyunu. eski oyunlara oranla korkutuculuğu yitirsede serinin bugune kadar çıkan en güzel ve akıcı oyunu olmakla beraber getirdiği akıllı zombi kavramının serinin devamındada (bkz: resident evil 5) kullanılacağını öğrenmek pek bi güzel olmuştur.

eğer oyunu bitirdikten sonra daha önceki oyununuz üzerinden devam ederseniz son bölümde bıraktığınız gibi aynen sıfırdan başlamak mümkün. tabii bunu yapmamızın amacı herşeyimizi satarak yanlış hatırlamıyorsam 1.000.000 altın karşılığı satılan sınırsız rocket launcher ı kullanabilmek. eğer extralarda ada isimli hatunla separate ways ide bitirirseniz (ki oda oyunun bütünlüğünü sağlayan güzel bir extra olmuş) bu seferde merchant kardeşimizde yine 1.000.000 altın karşılığı satılan chicago typewriter isimli mermisi, şarjörü hiç bitmeyen bir taramalı tüfek ortaya çıkıyor. tabii anlaşıldığı gibi cebinizde bu iki silah varken sırtınız yere gelmiyor ortamdan ortama akıyor en sonundada saddler ı adeta dalga geçerek tokatlıyorsunuz. fakat son bölümde hatunun saddler ı öldürmek için verdiği special rocket launcher ı kullanmassanız oyun takılıp kalıyor. burdan capcom u kınıyorum.
bilgisayar portu oynanılamayacak derecede kötü olan oyun. mouse bir defa desteklemiyor. gamepad olmazsa oyunu oynamanın mümkünatı yok. yok sol shift e basılı tutacaksın da, w,a,s,d ile nişangahı üzerine hurra diye gelen 3-4 adama sırasıyla isabet ettirip bir de ayrıetten e tuşunu basarak silahı ateşleyeceksin de, ohooooo. yok ya. tps oyunu olup, oyunu karakterin sağ omzunun üzerinden görüyor olmamız da cabası. grafikler de oldukça eski. komple bir ps oyunu kısaca.
wii versiyonu gerçekten çok zevkli olan oyundur, wiinin kontrollerinin tüm özelliklerini güzel bir şekilde kullanmıştır.
oyun başlıyor ve seni sürekli bir kilisye yönlendirmeye çalışıyor. oynadık, oynadık ve oynadık. bir süre sonra kilisenin kapısına varmayı başarabildikten sonra arkadaşıma "işte oyunun sonuna geldik" dedim. ama nerdee, bunu dememin üzerinden en az 40 saat daha oynadık oyunu. ne bitmez oyunmuş kardeşim. bir de tırsıyorsun ilerledikçe. ama sonunda bitirdik ve şöyle dedik; "bir efsanenin daha sonuna geldik." gerçekten efsaneydi...
oyunun sonlarına doğru yaklaştıkça ashly hanımyavrukızceğizimiz, esas oğlanımız leon a vericek mi? yoksa kezbanlık yapıp pis abaza diyerek siktir mi çekicek sorularının cevaplarını merak ettiğim oyun. arada ufak firikikler de vermiyor değil hani. eleman zaten yok kızın yanında artislik yapmalar zombilerin beyinlerinin pekmezlerini akıtmalar yok waitler kam hiyırlar falan filan... du bakalım görücez.
Efenim, bir kere şu ayrımı yapmak gerekir, pc de oynamak daha zor. Yuvarlanan taşlar mı diyim, denizden çıkan balinacanavar mi diyim, trolla benzer mal bir yaratık mı deyim. Bilemedim ilk olarak bir kere heyecan 1500, neden çünkü aksiyon sahnelerinde press 3 + 5 diyor. ee tabi ps den uyarlandıgı için klavyedeki 3,5 degil ee napcaz? allah ne verdiyse bas gitsin.
Her aksiyon sahnesini geçmek için en az 10 kere ölüyorsun tabi , hangi tuşa basayım derken. Testerecileri unutmamak gerekir, vallahi sen ne guzel kafa kesiyosun öle, saw daki emmi gelse yanında cücük kalır.1 metreden fazla yaklaştırmayın bir ara 3-5 tane saldırıyor orda zaten yapcak bişi yok roketatarla vuracaksın. Unutmadan kafa kopardım diyip sevinmeyin ilerde kafadan böle dal t.şşak bişi fışkırıyo uzaktan attırıyor. Bu arada ispanyolcanızda gelişir heralde. (bkz: basta hijo de perra)
Edit:
An itibari ile oyunu bitirdim, ama bende bittim oyun da bitti. Önceki chapterda ön savaş yaptıgımız eski dostumuz, komando mu dur nedir, onu öldürecek gücü bulamadım. Lakin ne mermi kaldı, ne de ot. Dolayısıyla trainera muhtaç kaldım. Bir diger sahne ise son sahne, 50 kere öldükten sonra traineri yeniden açtım. Unutmadan bir hatırlatma yapayım, canavarı öldürünce oyun bitmiyor(saddler), aptal bir jet ski sürmeniz lazim. Düşen kayalar, arkadan gelen tsunami, şelale falan derken 30. denememde adadan jet skiyle kaçtım. Benim için büyük bir zevkti .
bugün çalıştığım playstation salonunda, 23. kez * bitirmiş olduğum oyun. şimdi de seperate ways ve assigment ada bölümlerini oynuyorum, henüz 1,000,000 yapıp chicago typewriter'ı ve special rocket launcher'ı alabilmiş değilim.. bu sefer olacak galiba (:
Külüstür bilgisayarımın kaldırmadığı oyun.
(bkz: eat shit you bastard)
serinin en boktan oyunu.
Resident Evil ile alakası olmayan, serinin korku yerine macera sunan sikko bir oyunu.

eğer tuşlar keyfe göre ayarlanmamışsa, refleks sayı kombinasyonları şu tuşlara denk gelir:

5 = sol shift
6 = sağ sihft
3 = enter
1 = sağ ctrl

(bkz: resident evil 5)
seriyi aksiyona taşıyan oyun. 3teki 2deki 1 deki havayı hiçbir zaman yakalayamamıştır ama Aksiyon konusunda güzel bir oyundur. Third person aksiyonlardan nefret eden kişi olarak 3-4 kere bitirmişimdir oyunu ki bir oyun birden fazla oynanıyorsa ki oynanış tarzını sevmeyenler tarafından bu başarıdır.

ha bir de eski oyunlarını oynayan çocuklar artık eşek kadar adam oldu, korkutmanın zorluğunu onlar da biliyor.
(bkz: silent hill)
--spoiler--
-baayooohazırdğ fooo-

-morides bi birr.
-muharrem muharrem.
-agaaarelo.
-unfoles malabi daasaa.
-basta hierro pija.
--spoiler--

gibi söylemleri bünyesinde barındıran, hayvanlar gibi atmosferi olan, yeri geldiğinde inim inim inleten, altımızı pislettiren oyun.

hele regenerators diye bir monster sınıfı var ki, allah belasını versin onların. cins cins sesler çıkararak yavaşça üzerine gelir insanın. mermiler yağdırırsın, ortası delinir. yine de ölmez, ilerlemeye devam eder. boşaltacaksın illa butterfly'ı üzerlerine. na bu ibne;
görsel

dipnot: bahsi geçen söylemlerin yazımı kişisel tecrübelerime dayanmaktadır.
serinin en iyi oyunu bence. Resident evil atmosferi pek yok ama en azından aksiyon var. Mesela eski oyunlarda nişan alma tuşuna basıldığında karakter kendisi doğrultuyordu silahı, bunda biz nişan alıyoruz. Böylece zombi öldürmek oyunun angaryasından ziyade bir keyif oluyor.

blacktail diye bir handgun var mesela, favorim.

Yalnız bir ara oyunun on farklı sonu olduğu söyleniyordu. Kaç defa bitirdim, hep aynı hep aynı...
başrollerinde milla jojovich ve prison break dizisinden tanıdığımız wentworth miller'in oynadığı, 10 eylül 2010'da gösterime girecek olan film. the last airbender'a gittiğimde gösterilen fragmana hayran kaldığımı söyleyebilirim. Her ne kadar the last airbender'da 3 boyutlu olsa da, kesinlikle resident evil'in yerini tutmadığını söyleyebilirim. fragmanda milla jojovich'in attığı metal yıldızlar başımızın üzerinden uçuyordu. uzattığı silah, burnumuzun dibide gibiydi, arka üstü düşerken uçurumdan aşağı bakıyormuş gibi hissettim. eğer bu fragman, sadece filmin en süper 3 boyutlu sahneleri değilse ve, filmin tamamı bu derinlikteyse, izlemenin muhteşem bir deneyim olacağını şimdiden söyleyebilirim.
alice, virüs salgınından zombiye dönüşmüş insanların arasında sağ kalanları bulup onları kurtarma umuduyla maceraya devam ediyor.
arkadaşları ona yardım etseler de koca bir şirket olan umbrellanın tuzağına düşeceklerdir.

ilk filmindeki kadar haz vermese de efektleri ile izleyeni koltuğa bağlamayı başarıyor

milla jovovich, ventworth miller ve ali lerter üçlüsünün süslediği filmin son serisinde üç boyutlu çekimleri muhteşem hazırlanmış.
lig tv nin yeni slow motion kameralarını ödünç alarak çekmişler zannedersem. kusasım geldi artık slow motion görmek istemiyorum.
o nasıl filmdir;her anı gümbür gümbür.nefis izlenesi film.
filmide pek güzel olmuş.