bugün

point guard (pg) oyun kurucudur. takımını sahada organize eden,genelde onlara asist yapan oyuncudur.
basketbolda oyun kurucular.takımı ateşleyen,hücum setini kontrol eden,maça yaptığı assistlerle ve çaldığı toplarla heyecan getiren,gerektiğinde seyirciyi büyüleyen ve sağlam bir kişisel şov ortaya koyabilen oyuncular.
(bkz: steve nash)
(bkz: allen iverson)
topu rakip sahaya getirmekle görevlidir. takımı organize eder,oyunu kurar.bunlar cogu zamanda sahada bulunan en kısa oyunculardır.
kesinlikle en onemli mevki yarattıgı farklar içiçn son sampiyonadaki yunanistan macımızı dikkatle izlemek gerekir. spanoulis,diamantidis ve papaloukas a sahip yunanistan hem farklı ikilileri cok denemesiyle hem de baskıyla bizi sasırtıp macın basında kontrolü ele almıstır. amerika macında da boyle olmus chris paul kimi savunacagını sasırmıstır. ayrıca topa baskıyı en cok yapan mevkii point guard tır cunku eslestigi kisi rakibin topla en cok oynayan adamıdır kısacası bi sonraki sampiyonda daha yetenekli 1 numaralara ihtiyac duyacagız.
(bkz: oyun kurucu)
point guardlar takımın beynidirler. takım lideri kim olursa olsun, saha içindeki koç kesinlikle point guardlardır. hücumu organize ederler. atılan her basketde dolaylıda olsa katkıları vardır. topu rakip sahaya taşıyarak, pas trafiğini düzenlerler.
(bkz: jason kidd)
(bkz: steve nash)
(bkz: john stockton)
adı üstüne.1 numaralar zaten.genel olarak uzunlara sahanın her alanında top taşırlar.top,set hücuma geçerken,ilk onların ellerine değer."guard oyunu" denen olay (bkz: steve nash) en takoz pivotları bile skorer yapar,oyuna hız katar.hızlı ve boylarının kısa olmaları guardlara çabuk ve alttan top sürme olanağı sağlar.kısacası point guard'sız oyun olmaz