bugün

80'li ve 90'lı yıllarda her evin salonunda bulunan, bir tabağın içindeki, gerçek görünümlü meyve kopyalarıdır. o kadar gerçekçilerdir ki, çocuklar kimi kez plastik üzümleri ağızlarına atarlar ve boğulma tehlikesi yaşarlar.
tadı gercek meyve ile uzaktan yakından alakalı olmayan meyvedir. *

(bkz: 90larda cocuk olmak)
küçükken abimin ağzına atıp dakikalarca çiğnediği şeydir. hala plastik üzümün üzerindeki diş izlerine bakıp bakıp hatırlarım.
saçma bir süs eşyasıdır.yok yani bir evin salonun da ki meyveler nasıl bir konsept oluşturmaktadır?günümüz modasının ne kadar ilerlediğini anlamamıza neden olmuş yer kaplayıcı.
küçükken evde gördüğümde annem tarafından keklendiğim meyvelerdir.

efendim meyve tabağı masanın üstünde duruyor, o zamana kadar öyle çeşitli ve dolu dolu bir meyve tabağı görmeyen ben bir hışımla "aaa anneee babam mı aldı ne güzellll" nidaları arasında mor üzümü elime aldım, aldım almasına da bu işte bir gariplik vardı ama neydi ? * üzümü bastırdığımda elastiki yapısı yüzünden tekrar yuvarlak halini alıyordu sonra elime muzu aldım evet evet muzda da bir gariplik vardı ardından portakal, elma, armut... *

"anne bunlar sahte yaaa" dedim, annem tabi bulmuş benim gibi safı kahkahayı bastı o çekyat senin bu çek yat benim vuruyor kendini. "gülme yaaa" diyorum inadına gülüyor.

gariptir o zamandan bu yana artık tik mi oldu nedir ne zaman üzüm yemeye kalkışsam illa bir üzüm tanesine bastırıyorum, gerçek mi değil mi diye *
küçükken abimle birlikte çift kale maç yapmamıza vesile olan nesnelerdir. önce portakalla başladık. sonra malum abi kardeş kavgasından dolayı portakalı babam cart diye kesti. o an patlar sanmıştım ama patlamadı. sonra efendim, armuta geçtik zira armutla oynamak hem çok zor hemde çok eğlenceliydi. armutun nereye gideceğini kestirmek çok zor oluyordu. derken bir gün armutun sapı nasıl geldiyse, salonun kapısının minik camını kırdı. tabı bu sefer devreye annem girdi ve armutu ebedi yolculugu olan çöp kovasına fırlattı. günlerimiz artık futbolsuz geçiyor evde vakit geçmek bilmiyordu. geriye birtek sey kalmıştı oda üzümdü. işte o anda muhendis olacağımı belli etmiştim* ve üzüm tanesini kopararak abimle ellerimizi kullanarak futbol oynamaya başladık. çok mutlu ve mesuttuk. ondan sonraki günlerimiz de böle sürüp gitti.
vitamini atomunda.
plastikten yapılıp meyve görünümü verilen süs eşyasıdır. bir keresinde gerçek sanıp ağzıma attım. bu kadar da gerçekçi yapılmaz ki kardeşim. tadı hiç iyi değildir sakın tatmayın.
güncel Önemli Başlıklar