bugün

plastik meyve

küçükken abimle birlikte çift kale maç yapmamıza vesile olan nesnelerdir. önce portakalla başladık. sonra malum abi kardeş kavgasından dolayı portakalı babam cart diye kesti. o an patlar sanmıştım ama patlamadı. sonra efendim, armuta geçtik zira armutla oynamak hem çok zor hemde çok eğlenceliydi. armutun nereye gideceğini kestirmek çok zor oluyordu. derken bir gün armutun sapı nasıl geldiyse, salonun kapısının minik camını kırdı. tabı bu sefer devreye annem girdi ve armutu ebedi yolculugu olan çöp kovasına fırlattı. günlerimiz artık futbolsuz geçiyor evde vakit geçmek bilmiyordu. geriye birtek sey kalmıştı oda üzümdü. işte o anda muhendis olacağımı belli etmiştim* ve üzüm tanesini kopararak abimle ellerimizi kullanarak futbol oynamaya başladık. çok mutlu ve mesuttuk. ondan sonraki günlerimiz de böle sürüp gitti.