bugün

demokrasilerinin olgunluğunun sorgulanması akla ziyan sayılabilecek AB ülkelerinde ETA terör örgütüyle bağlantısı tspit edilen bir parti hariç, ayrılıkçı partiler de dahil hiçbir partinin kapatılmamış olmasını bilmeyen cahillerin komik gerekçelerle çürütmeye çalıştıkları gerçektir.
parti zıvanadan cıkıyorsa haddini bildirmek demokrasinin işidir.
is isten gectikten sonra ne ayıbı ?
demokrasi ayıbı nedir sorusunun cevabı gibi görünen ifade: parti, parti kapatmak, demokrasi, ayıp, demokrasi ayıbı, parti kapatmak demokrasi ayıbıdır, kelime ve ifadelerinden oluşur. tek tek inceleyelim:

parti: kanunlara uygun olarak kurulan, ve kanunlara uygun olarak ülkeyi yöneteceğini vaat eden siyasi topluluk.

parti kapatmak: kanunlara uygun olarak kurulan, ama daha sonra kanunlara uygun olarak işlemeyen partinin kapatılması.

demokrasi: kanunları, dolayısıyla mahkemeleri olan rejim.

ayıp: üç anlamı var: Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum veya davranış; Kusur, eksiklik; Utanç veren

demokrasi ayıbı: ?

demokrasi ayıbı, pek anlamlı bir ifade değil. bu yüzden, başlığın içeriği de anlamsız, saçma.
demokrasinin nimetlerinden yararlanıp, laik cumhuriyetin temellerini sabote etmekte insanlık ayıbıdır. halkın fakirleşmişken buna çözüm bulmak yerine türbanla uğraşır, sana muhalefet yapan gazeteciyi işinden kovdurur hatta gazeteyi kendi yakınlarına satın aldırır, bütün sivil kurumların başına kendi adamlarını ve yakınlarını geçirmeye çalışırsan, birileride, bir şekilde senin karşına çıkar ondan sonra demokrasiden bahsetmen komik kaçar.
parti kapatmak demokratik olarak örnek alınan ne kadar ülke varsa hepsinde hukuk çerçevesinde mümkün olan bir uygulamadır. popüler söylemlerden etkilenerek bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunan bir cümle olmuş.
anayasalar açısından olayın tarihsel gelişimine bakarsak, ikinci dünya savaşı'ndan sonra özellikle avrupa bu konuya çok daha fazla eğilmiştir. Nitekim adolf hitler de bir parti başkanıydı, müthiş bir desteği arkasına almıştı ama dünyanın 4 yıl boyunca acı çekmesine neden oldu, savaşa giren ülkeler savaş nedeniyle, girmeyenler kıtlık vb. sorunlarla acı çektiler. Bu olaylardan ders alan avrupalı anayasa hukukçuları da partilerin kuruluşlarını ve anayasa açısından durumlarını,uygulamalarını daha ayrıntılı olarak belli kanunlara bağlamıştır. Her yerde parti kapatma olayları mevcuttur, fakat hiçbir yerde Türkiye'deki kadar çok örneği görülmez, bunun nedeni de hiçbir ülkede ülkenin yasalarına muhalefet oluşturacak uygulamalar türkiye'deki kadar çok yapılmamaktadır.
Yüksek oy alan bir partinin başında olmak, iktidarda olmak herşeyi yapabilme hakkını kendine görme manasına gelmemeli. Genel duruma baktığımızda ise Türkiye'de iktidarlar belli noktaya geldiklerinde çizgilerinden ve kendilerine verilen yetkilerden saparlar, en güçlü olarak kendilerini görürler ve herşeyi yapabileceklerini hissederler. Bunu hissettikleri anda ülke meseleleri için gerekli çabayı göstermeyi bırakırlar, ülkede yaşayan her vatandaşın kendi vatandaşları olduğunu ve a'dan z'ye hepsine eşit davranmaları gerektiğini unuturlar. Bunu unuttukları anda da hatalar yapmaya başlarlar, aslında iktidarda olan bir gücün ya da daha bireysel açıdan bakacak olursak en güçlü olduğunu düşünen bir insanın, herşeyi yapabilirim dediği an, gücünü kaybetmeye başladığı andır. çünkü hem hayatta hem de siyasi yaşamda düz bir yol yoktur, pedal çevirdiğin sürece yukarı çıkarsın bunu bırakıp kendi çıkarlarına çalıştığın anda yokuş aşağı iniş başlar. Akp iktidarını ele alacak olursak ilk iktidar döneminde bugün kendisine laiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olmak suçlamasını getiren maddelerin çoğunu yapmamış olduğunu istikrar yanlısı uzlaşmacı olduğunu görürürüz en azından bugünkü duruma göre. işte bu istikrar ve uzlaşmacı tavır ikinci defa seçilmelerini sağladı belki ama bu mesajı yanlış algıladılar. ikinci defa seçildikleri tarihten itibaren talihsiz açıklamalar, ülkede karmaşa yaratacak sorunlar, türkiye'nin hedefi olan konularda bir boşlama görülmeye başladı. ilk döneminde avrupa birliği'nin en ateşli savunucusu olan akp, avrupa birliği fikrini adeta rafa kaldırdı bu yararlı mı zararlı mı tartışılır tabi ki ayrı bir konu olarak, ekonomideki göstergeler de ikinci iktidar döneminde negatif seyretmeye başladı, ekonomik hedeflerden sapmalar meydana geldi. Bu konuda da belki Ali Babacan'ı ilk iktidar döneminde nispeten başarılı olduğu koltukta tutmak çok daha mantıklı olacaktı. Dışişleri bakanı olarak dış politika ve diplomaside bu kadar kritik süreçler yaşadığımız dönemde daha aktif rol almalıydı. ikinci dönemdeki hükümette en büyük negatif etki yaratacak durum bence buydu. Hem rayında giden ekonomi rayından saptı, hem de diplomaside yeterli çıkışları göremedik.
Son olarak bütün iktidarların yavuz sultan selim'i örnek almalarını dilerim, en güçlü olduğu anda bile yeniçerilere söylettiği bir cümle var, Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var.
demokrasi'nin olmadığı durumlarda, demokrasi ayıbı da olmaz..
(bkz: ayıbın yolu kayıp)
(bkz: ayıp yorgan altında olur)
son kapatma davasını baz alırsak demokrasi ayıbıdır doğru.
ama bir önceki dtp kapatma davasını baz alırsak zorunlu bir kurumdur.
(bkz: Ayıp yatakta olur)
edit: Demek ki yatakta kötü şeyler olmuş .Neyse geçmiş olsun eksileyen kardeşimize.
demokrasilerde parti kapatmanın tek geçerli nedeninin siyasi emellerine ulaşmak için şiddete başvurmak veya başvuran organizasyonları desteklemek olduğu gerçeğinden bihaber kitlelerin tepki verdiği ifadedir.

(bkz: bavyera partisi)
ben yaptım oldu diyen bir partinin en son söyleyeceği söz. demokrasi sadece partinizin tabanına veya size oy verenlere değil halkın tüm kesimlerine hitap etmektir. siz bir devlet düzenini kendi istediğiniz yere eğip bükerseniz birileride sizi bükmeye çalışır. saygı görmek için saygılı davranmayı bilmelisiniz.

(bkz: anani da al git buradan)
seçimlerden önce: yemişim demokrasiyi
seçimlerden sonra: parti kapatmak demokrasi ayıbı lan
demokrasi havarilerinin tutundukları son daldır.

"ayıptır ulan yaptığınız ne demek bu çağda parti kapatmak!..." ayıptır evet çünkü demokrasiyi götünden algılamak ayıp olmamıştır bugüne kadar. ama parti kapatmak kakadır, ayıptır.

bugüne kadar milli görüşçü çizgiden yana tutum alan tüm partiler aynı gerekçelerle kapatıldı. insaf be canlar bu partileri kapatanlar demokrasiden hiç mi anlamıyorlar, hukuk hiç mi yanlarından geçmemiş bu adamların? biri ikisi değil, hepsi aynı fiilden kapanmış bu partilerin. sizce de bu siyasi çizgiyi benimseyenlerin başka yere tezgah açmaları gerek miyor mu? sistemin kendini koruma refkeksini hala mı algılayamadılar bunca yıldır?