bugün

iki farklı insanın, iki farklı çağın öyküsüdür. ormanda kaybolan iki arkadaştan birisi dua edip kurtulmak için gaibe yakarırken diğeri yönünü bulmaya çalışır, ateş yakmaya çalışır, besin bulmaya çalışır; yani çare olmaya çalışır. öbürü ise yattığı yerden kaderine teslim olmuştur. çabalayan kişi olan bilimadamı yabani yiyecekleri toplar, ateşini yakar, yaptıklarını din adamı arkadaşıyla paylaştığı zaman da şu yanıtı alır: "şükür allahıma!" işte dincinin oportünistliği buradadır. dünyanın sırtında bir yüktür, buna karşın sırtına bindiğini muhatap bile almaz.
daniel faraday ve john locke gibi olurlar.
nehirde boğuluyorlarsa ''önce hangisini kurtarırsın? '' gibi abuk bir sorunun kişiye yönlendirileceği kesin olan durum.
- bak biliyosan anlatmıyım.
aşağı yukarı aynı yöntemlere başvurarak ormandan çıkmaya çalışacak bu iki insandan din adamı olan -ki bu nasıl bir ifadedir yarabbi, din adamı gibi mantıksız bir kavram var mıdır, yoksa yok mudur, nedir yani. neyse ben bu "din adamı"nı dindar bir müslüman olarak kabul edeyim en iyisi- ekstra olarak allah'a önce dua eder sonra tevekkül eder. allah da kendisine tevekkul edene mutlaka yardım edecektir.
güçlerini birleştirdikleri takdirde "exıt" tabelasını bulurlar.
ama sanırım sözlük tayfası "din adamı" sadece dua eder namaz kılar kılını kıpırdatmaz bilimadamı gayet teknolocik verilerle çalışır iş yapar düşüncesinde.
"tevekkül"ün anlamını bilmeyen bünyeler bakın ne güzel internet diye birşey var. açıyorsun vikipedi falan ne bulursan öğrniyorsun. "din adamı" birşey bilmez sizin gözünüzde ama islamla bilimi birebir yürütenlere de gözünü kulağınızı kapatmayın. gerçi sizide anlıyorum imam-hatip lisesi mezunlarının * önünü kapatan zihniyetlerle çevrilisiniz. dini ve bilimi birlikte düşünemiyorsunuz. *
(bkz: paylasim icin tesekkurler)
insanlarin onyargiyla yaklastigi seydir.

din adami derken, 24 saat ibadet yapan, her seyde yaratandan yardim isteyen anlatilmiyor burada. aslinda tam tersi, bircok dinde "once calis sonra yaratandan iste" gorusu vardir. yani ormanda cokup, "allam kurtar beni kurtar sadsa" demez. o da kurtulmanin yollarini arar, ates yakmaya calisir, besin bulmaya calisir.

bilim adamininda din adamindan pek bir farki yoktur. ha konu comaktan bile oksijen yakitli supersonik ucak yapabilen bilimadamiysa durum farkli olur.

eh sonuc? bilimadami/din adami dogal seleksiyon ve adaptasyon sonrasi yeni bir tur olusturur, herkes mutlu mesut dolasir. ama sunun bilinmesi gerekir, her insan bilime, dine inanir...
(bkz: din adamı ne biliyor)

Not:Ormanda agaç yok mu?
- dua edelim isvecli, allah bizi bu bataktan çıkarsın
+ ağaç üstündeki yosunlara bakarsak kuzey şu taraf, daha hızlı olursak hava kararmadan kampı bulabiliriz.
- kampta cami varmıydı, daha ikindiyi kılmadım? bi teyemmüm yapsaydım bari, insanın içinde allah sevgisi olduktan sonra isvecli, her daim doğru yolu bulursun
+ birazdan yağmur başlıycak, kafamızı sokacak bi yer bulmalıyız
- en güzel ev gönül evidir, herkes gönlünün güzelliğinden bahseder ama bi insanı tanımanın en güzel yanı en dertli anında onunla konuşmaktır. allah sabır versin hepimize.
+ ilerde bir ışık gördüm
- bizim ışık evleri olmasın, allahım biliyordum...
tercihinizi herhangi bir köyde büyümüş, sıradan bir köy imamı ile oxford'da uluslararası strateji üzerine kürsü sahibi bir profesör arasında kullanırsanız, hangisinin ormandan sağsalim kurtulacağı konusunda sarsıcı gerçeklerle karşılaşabilirsiniz.

(bkz: demedi deme)
eğer gerçekçi düşünürsek ikisinin de kurtulma olasılıkları birbirine yakındır. örnekte öyle bir ayrım yapılmış ki sanki din adamı bilimi tamamen reddeder, bilim adamı da dini tamamen reddeder. bu kesinlikle yanlıştır ama ikisini de öyle varsayalım. din adamı inançlı bir insandır ve kurtulacağına da büyük bir inanç beslemesi muhtemeldir. önüne çıkan her tehdide karşı inançlı bir şekilde savaşabilir ve kurtulabilir. bilim adamı ise çevresindeki tehditleri çok iyi algılar, nedenlerini bulur ve çare bulmaya çalışır. fakat hesaplarında küçük bir hata umutsuzluğa neden olabilir ve kurtulma inancını kaybedebilir.

anlayacağınız saçma bir karşılaştırmadır. bu deneyi yapsak gerçekten kurtulma şansları din adamlarının ve bilim adamlarının kişiliğine göre %50 - %50 civarında olur. bu oran elbette ormanın şartlarına göre değişir. ormana göre %30-%30 ya da %80-%80 de olabilir.
Biri imanın gücü, diğeri bilimin gücü ile kendisini kurtarmaya çalışacaktır.*
eğer kayboluyorsa din adamı, olmuş demektir. ermiştir.
haaa bilim adamı kayboluyorsa; bilim adamlığından şüphe duymak lazım. ölmüştür.
işin esasında din bilime,bilimde dine aykırı olmadığı için birbirlerine çok şey öğretebilirler.
ikisi de ormanda yollarını kaybedecek kadar şaşkın olabilirler.
(bkz: ilimsiz din topal dinsiz ilim kördür)
birlik olup oracıkta nirvanaya erebilirler.