bugün

girmesi hayli zor ama içerde güzel hizmet ve rahatlıkla karşılaşılması kuvvetle muhtemel yerdir.
Ordunun dinlenme tesisleridir.Kimi gerizekalıların söylediği gibi zarar eden yerler değildir.Herşey ihale ile yapılır ve en ucuza mal edilir. Maliyeti karşılayacak kadar kar koyulur bu da yeterlidir.Öünkü orduevleri kar amacı güden kurumlar değil,personelinin dinlenme ve eğlenme ihtiyacını karşılayan yerlerdir.Aynı şekilde çocuklarının da.Bir personeli ne kadar kuruma yakın tutarsan onun o kadar yoldan raydan çıkma ihtimali düşüktür. Bir bassa şu kafanız bir bassa..
bu kadar çekilmemesine anlam veremediğim yerler.hayır bu ülkede zaten bir asker kaldı o da olmasa ne bok yiyeceğiz allah kerim.bırakında şuncacık hakkımız olsun.vergi konusuna gelince kimsenin parasından çalınmıyor merak etmeyin ama hala iddia ediyorsanız 'bizim vergilerimizi yiyorlar amına koyim' diye o zaman böyle diyenlere söylüyorum oh sefam olsun.1 liraya bira içiyorum 50 kuruşa tost yiyorum geceleri tesisin diskosuna gidiyorum.gündüzleri tesisin içinde golf(!) oynuyorum.
devletin diğer resmi kurumlarından ( ptt, belediye vs.) cok cok daha tutumlu, gereksiz harcamadan kaçınan ( elektrik su vs.), iş gücü ve kira olayı olmadığı için maliyetin biraz üzerinde kendi personeline hizmet veren kurumlardır.

yedek subaylığını ordu evinde yapmış ve babamın memuriyeti nedeniyle bakanlık sosyal tesislerinde vakit geçirmiş biri olaraktan su kıyasıda yapabilirim;

örümcek kafalı olupta orduevlerine bok atan kişiler, bakanlıklara ait müdürlüklerin ( orman, tarım, su işleri vs.) sosyal tesislerindeki savurganlığı bilmedikleri için bok atmaları normaldir.

subay, astsubay veya yedek subay olamayıp, orduevlerinin iç yüzünü bilemedikleri için; bu mekanlar hakkındaki bilgiyi de, askerliğini orduevinde göt büyüterek er olarak yapmış amca oğlundan ögrenmişlerdir muhtemelen. gidin elinizi yüzünüzü yıkayın bi zahmet.
Verdiği hizmet karşılığında sadece %10 kar eden, ordu evi kartı sahiplerinin faydalandığı orduya ait tesislerdir. Herşey çok ucuzdur çünkü ordu evine giren ürün üzerine sadece %10 kar payı konularak satılır. Daha fazlası hoş görülmez ve belki de yasaktır. istanbul da ki ordu evleri çok güzeldir, başka yerlerde ise önerebileceğim Eğirdir Ordu Evi vardır ki manzarası eminim çok az yerde vardır.
orduevleri cok gerekli kurumlardir. askeri erkanin kendi arasinda görüs alisverisinde bulundugu yerlerdir. döner sermayeyle calisir, ve kar amaci gütmezler. birtakim büyük komutanlarin devamli ugrak yeri olduklari icin son derece bakimli yerlerdir. bütün aletlerin islevselligini yitirmeden calismasi gerekir. menü de yazili bütün yiyeceklerin her an icin hazir bulunmasi gerekir,yemegin basladigi saatte mutfagin herseyini hazirlamis olmasi gerekir, öyle komutan cacik istedigi zaman, yogurdumuz bitti komutanim diyemezsin. yogurdun da olacaktir, salataligin da...

binalar da periyodik kontrol askeri amirler tarafindan cok ciddi bir sekilde yapilir. park yapacak arac sayisi bellidir, gercekten o kadar park yeri varmidir, hepsine araba girebiliyor mudur, hepsini tek tek kontrol ederler. hele büyük komutanlarin yaptiklari "denetlemeler" vardir. bütün havalandirma cihazlari, tüm teknik ve konfor aksami yüzde yüz randiman verecek sekilde hazir tutulur.

komutan-ismi ben de gizli- orduevinde asansöre biner, yukari cikar, asagi inerken yandaki asansöre biner, inerken bindigi asansörde müzik caliyordur, yukari cikarken bindiginde müzik yoktur, alt rütbeye sorar "bu asansörlerin hepsi ayni marka midir ?" diye...onlar "öyledir komutanim" derler. der ki "yandaki asansörde neden müzik calmiyor?" ...iste o asansörün müzik olayi arizalidir. komutanlar genellikle islemeyen alet gördüler mi feci ayar olurlar öyle seylere... o asansörün müzik calmasi gerekirken calmamasinin sorumlulari bellidir, o adamlar bulunur, onlara iyi bir firca atilir, ve bütün asansörlerin her aksami calisir hale getirilir.

orduevleri cok disiplinli kurumlardir. askeri otel diye tabir edilebilirler. oralar da görevli olmak devamli büyük komutanlarla muhatap olmayi gerektirdiginden, son derece stressli bir istir. cünkü o odalardaki bütün tv´lerin calisir durumda olmasi,bütün programlari cekmesi, bütün ampüllerin mütemadiyen degistirilmesi, bütün klima aletlerinin mükemmel calisiyor durumda olmasi, ve her an icin- cok güc bir istir. istenen yemeklerin tamamen standardi olmasi falan... sen mesela bir yemek söylersin, yandaki masaya ayni yemekten daha degisik bir porsiyon gelirse, bu büyük bir stres unsuru olur, o birimden sorumlu subay ya da astsubay icin.

tsk´da süpürge´nin bile 7 maddelik "kullanma talimati" oldugu düsünülürse, bu olayi bir koca orduevi icin düsündügümüzde o isin ne kadar karmasik boyutlari oldugunu tahayyül edebiliriz.
son derece konforlu, ıcınde motel, restorant, kuafor, ınternet cafe, terzi, pastane vb sosyal tesıslerı de kımı zaman barındıran askerı aıle mensuplarının yararlandıkları yerler. memur maasıyla otelde kalmanın ımkansızlıgında buralar ımdada yetısır. fakat yaz aylarında, subat tatıllerınde, tahin donemlerınde orduevı komutanının gıcıklıgı durumlarında cogu zaman boş oda olsa dahi yok dedirtilir.
özellikle doğu illerinde askerlerin sosyal yaşamlarında biraraya gelebilmeleri adına oluşturulmuş güvenli bölgelerdir ancak batıya doğru geldikçe bir keyfiyet yeri olarak görülebilir.ucuz olmasının önemli bir sebebi vatani görevini yapan bizler gibi vatan evlatlarının kiminin aşçı,kiminin garson,kimininde berber olarak boğaz tokluğuna çalışmalarıdır,yani emeğin karşılığı yemek+su+yatacak yer olarak verilir.şehirlerin en güzel,en havadar ve en manzaralı yerlerinde kurulmaları ise bir bakıma iyidir, en azından belediyeler bu yerleri kendinelerine yakın kodamanlara peşkeş çekemezler.
başörtülü kadınların alınmadığı ama oğulları şehit olunca alındığı kurum.
sanki kapıları açılsa başörütlü kadınların hücum edeceği kurum.

(bkz: bana bahane bulma john)
ekmek elden su gölden yaşayan insanlara ayrıcalıklı bir hayat sunan müessese. sonra adam darbe planı yapıyor bir de. (bkz: koyun can derdinde kasap et)
ayrımcılığın dik alasının yapıldığı yerdir. burada temas edilen şey ne ayrıcalık beklemek değildir. sadece ayrımcılığın önüne geçilmesidir. yoksa kimse oraya gitmek için kasmıyor. sadece gitmek istediği takdirde girebilmeli. söylenen bu.
normal şartlarda türbanlı-türbansız herhangi bir kadının işinin düşmeyeceği yerdir. türkiye'de kadınlar askere alınmamaktadır zira.
asker eşlerinin veya asker analarının işinin düştüğü yerdir. işleri düştüğünde başlarındaki örtüyü çıkarmadan girmeleri mümkün değildir. temas edilen şey, kapıları açın başörtülü kadınlar doluşsun içeri, demek değildir. sadece girme durumlarında bir engelle karşılaşmadan girebilmeliler. bunu söylüyoruz.
başörtülü-başörtüsüz insanlar arasında yapılan ayrımcılık yetmezmiş gibi bir de başörtülüler arasında kendilerince ayrımlar yaparlar. lafa baksana: sıkmabaş. nitelerken bile küfür gibi. ulan ben mecbur muyum senin istediğin gibi giyinmeye. oğlu şehit olurken iyi. eline pimi çekilmiş bomba verirken güzel. ama orduevine girerken orada dur! hayırdır? örtünde iğne var! ne yapacaksın o iğneyi? o iğne nerene batıyor? onu bana bir söyle.
islamın ve imanın şartlarına harfiyen uyup bunun dışında her türlü pisliği yapan "sözde" insanların sonsuza kadar alınmayacağı yerdir. insan olmayı başaranlar umarız başörtülü-başörtüsüz ayrımı yapmadan alınır.
1- milletin vergisi ile finanse edilmektedir.
2- içerideki bütün hizmetler erler tarafından yapılmaktadır. bunlar da milletin bağrından çıkan asker evlatları.
3- ülkenin en güzel yerlerinde kuruludur ordu evleri.
4- ürünler maliyet fiyatından daha ucuzdur.
5- rütbeli askerler ve yakınlarının yararlandığı bir mekandır.

şimdi yararlansınlar. afiyet olsun. ama bu rütbeli askerlerin eşleri ve yakınlarının başlarındaki örtüye karışmasınlar. bu ayrımcılık akıl kari değildir.
(bkz: genç siviller kaşınıyor)

ehe ehe ehe,

kulaktan dolma bilgiler, önyargılar, ordu için hep sözkonusu olmuştur. Ancak bir süreç var ki, orduevlerine başörtülü bacılarımız alınsa hani, ama laiklik savunusuna devam edilse bu nadide kurum tarafından, bakalım o zaman ne denilecek.

BEnim anlamadığım bir süreç daha siz başörtüsünü siyasallaştırırken, dini siyasallaştırırken sorun yok da, adamlara ne bok atıyorsunuz onu anlayamıyorum.

bu konularla can yakmayalım bence.
başörtüsü siyasallaştırılıyor, diyerek savunulması tek kelime angutluktur. eğer siz ayrımcılık yapmazsanız zaten kimse bu konuyu gündemine taşımayacak. siz, insanlar arasında kayafetine göre ayrım yaparken sorun yok; ama bunu dile getirince başörtüsü siyasallaştırılıyor, diyerek yaygara... ulan ne pişkin adamlarsınız.
(bkz: haftasonlarını orduevinde geçiren asker çocuğu)
yemekleri güzel olan mekan. *

ve içeri alınmayan insan profiline dair basit bir örnek; dakika başı izmir insanlarına başları açık diye bel altı laflar sokan ucubeleri temizleyin kendi aranızda, sonra size her kapı açılır. onları temizleyecek kadar samimi misiniz? bu önemli.. yoksa bütün suçu karşı tarafa atmak düpedüz iki yüzlülüktür, pişkinliktir. daha kendi hatalarını kabul edemeyen insanların bu kavramlardan bahsetmeleri de ilginçtir. çünkü paragrafın başında bahsettiğimiz bu çapsızlar başörtü kavramının arkasına saklanarak hem dine hem devlete zarar veren davranışlar yapıyorlar. o yüzden kendini sütten çıkma ak kaşık sanmak kimseye düşmez, kimse iddia etmesin.

son bir not; orduevine başörtülü insanların alınması konusunda dediğim aynen geçerlidir. alınmamaları için bir sebep görmüyorum. açık ve net, altında kendi paranoyanızın gölgesini bulursanız bu sizin kendi beceriniz.
bir türbanlılarla hacı hocaların eksik oldugu evlermiş onlarda olsa tam olacaktı. her gün okunur üflenir kötüde olmazdı zira.
sadece türbanlı/türbansız ayrımı yapılan yer değildir kanımca. subay astsubay ayrımıda yapılır buralarda. hadi onu geçelim ailelerine, çoluk çocuklarına bile ayrımcılık yapılır böyle yerlerde.
içindeki silahlı nöbetçilerin oradan çıkıp halkın arasına karışması gereken müessese. kapalıçarşı'da falan gezsinler, mahmut amca'dan ekmek arası kaşar alsınlar. hatta eğitim yapan askerler sokaklarda devam etsin eğitimine, halkın içine karışsınlar onlar da, gelin la durmayın uzakta yabancı mıyız?

anlamayana not; bu entry bütünlük içinde "asker halkın arasına karışsın geyiği" ne adanmıştır.
sakallı olarak içeri girmenin yasak olduğu kurum. hatta aile dostumuzun oğlunun düğünü için maslak orduevine gittiğimizde torpilde araya girse yinede o sakalı kestirdiler. he bıyıklı alıyorlar orası ayrı tabi.