bugün

erkekler kendilerinden zeki ve kariyerli kızlarla evlenmek istemezler,evlenseler bile gururlarına dokunduğu için çabuk boşanırlar Türkiye'de. 'evimin kadını,çocuklarımın annesi' diye de bir tabir olduğu sürece erkekler genel olarak okumayan ya da az okuyan kızları tercih ederler. tıp okuyan erkek öğrencilerin çoğu 'manyak mıyım bi doktorla evlenicem' görüşüne sahiptir. tüm bu nedenler başlığı doğurur.
okumaktan erkek arkadaş bulmaya vakit ayıramamış olmalarıdır..
(bkz: bunu düşünen insan olamaz)
tad alma organlarının normal insanlarınkinden biraz daha uzun olup havada uçan sineği yakalayabilme donanımına sahip olmalarından kaynaklı olabilir dediğimdir .

edit : hayır lan , sakın aklından bile geçirme .
üniversite okuyup akıllandıktan sonra yurdum insanının rezillik ve abazalıklarını daha net görebilmesi sonucu türk erkeklerinden tiksinmesi
sadece okumuş fekat anlamamış olmalarıdır.
kimseye müdanaları olmadığı için erkekleri alttan almayı bilmezler, sevmezler. erkekler de böyle kızları sevmez...
armudun sapı üzümün cöpü demeleri olmalı.. * *
ders çalışmaktan insanlıktan çıkıp garip organizma haline gelmeleri.
(bkz: çık biraz dolaş kardeşim)
Yemek yapmayı bilmemeleri,hayata gereğinden çok bireysel yaklaşmaları ve hayatı gereğinden fazla ciddiye almaları.
"biz size elbetteki ki okumayazsınız demedik; kadın olamazsınız dedik" diyerek üstten bakan ve küçümseyen bir eda ile ortaya dökülebilecek vaziyet.

kimileri gözlerinde gözlükler, ellerinde elektromanyetik alan teorisi notları derken kadınlığından feragat ediyor.

bu işin hafta sonu var, tatili var be! gidin oynayın, oynaşın. zevk alın hayattan - ki zevk verebilesiniz.
kitap okurken otobüsü kaçırmış kızlardır. ya da;
bir sonraki otobüse binmektense de okumaya devam etmiş olan kızlar olamaz mı yani!?:)
kızların fazla okuması
yükselen kültür seviyesiyle evliliğin gereksizliğni kavrayan aynı zamanda zeki olan ideal kadın örneğini oluşturmak.
ailesi "okul bitene kadar erkek arkadaş yok" diyen kızın tıp okuması.
ince eleyip sik dokuyor olmalari.
(bkz: okumuş kız yoktur az votka vardır).
ilginç bir konu. *

ya şimdi acaba o kız evde mi kalmıştır yoksa "ya ban evlanmayı düşünmüyoğruoam" diye bir felsefeye mi bürünmüştür? çünkü sevgili kadir çöpdemir'in ntv'de sokaklarda dolanıp millete soru sorduğu programın bir bölümünde istiklal caddesi'nde yurdum gençliğinin evlilik ve çocuk sahibi olmakla ilgili fikri sorulmaktaydı. bir diyalog yaşandı ve ben aslında kızların evlenmeye pek de sıcak bakmadıklarını düşünmeye başladım.

+: kadir çöpdemir
-: tikky kız, hem de rayban'li

+ efenim evlenmeyi düşünüyor musunuz?
- ay yok ya bana uzak yanı evlilık falan, ne bilım ben daha çok kariyar yapmayı düşünüyoruom.

+ e o zaman çocuk da istemiyorsunuz yani?
- ay ne alakası var ben çok severim çocuklarııııı. böle cıvıl cıvıl neşe dolular. isterim çocuk.
+ %&^'^$½{
kültürlüyüm, gencim, güzelim, okul okudum boşuna mı, elimi sallasam bilmemkaçı * benden iyisi şamdak ayısı * * gibi hayallere kapılan kızımızın en az kendisi kadar mükemmel(!) birini bulacağım diye eline geçen tanışma fırsatlarını harcaması sonucu gerçekleşebilecek bir durum olabileceği gibi, okul okumaktan balataları sıyırmış, cinsellikten bihaber kızımızın "aman zamanı gelince olur nasılsa" tembelliğiyle içine düşebileceği bir durum olarak da kendini gösterebilen üzücü hadisedir.
bu tür hatunlar genelde kendi ayakları üzerinde durabilme düşüncesiyle dolup taşmışlardır. kimseye muhtaç olmamak adına okurlar, mezun olurlar, işinde yükselmek için kıçlarını yırtarlar. buraya kadar bi lafım yok. takdir edilmesi gereken bi hadise. mevcut dünyada başka seçenek bırakılmıyor biz insanımsı yaratıklara.

ama bir de olayın çok fazla abartılan bir yönü var: bu tipler işleri ve şansı yolunda giderse belli bir zaman içinde kendi evlerini, bağımsız olarak kendi hayatlarını kuruyorlar. bir-iki ciddi ilişki yaşayıp ağızları yandığında daha da bencil olup; sadece kendi ego tatminleri için farklı boyutta ilişki yaşıyorlar. karşı tarafa bağlanmamayı, sadece saniyelerini daha huzurlu geçirmeyi yeğliyorlar. 'olmadı, boşveeeer' mantığıyla hayatlarına devam ediyorlar. nasıl olsa işler yoluna girmiştir. artık ağlayacak, başını yaslayacak bir omuza ihtiyaç duymamaktadırlar. o saf yönü tamamıyla kaybetmişlerdir. kariyeri var, evi var, bi de altına araba çektiyse işlem tamamdır. dilediği gibi tek başına tatiline gider, eğlenmeye vakit ayırır, kendi tarz düşünen bir sürüde bayan arkadaşı eteğinde birikmektedir.

aşk mı nerede? yok, onu ağzına alan bile yok. seçim özgürlüğü işte..

anne olmak mı? yok canım, daha erken. hem spor salonlarına, vücut bakımına onca para harcarken, bir çocuk için o güzel vücüdun şeklini bozmak olur mu hiç? nıç nıç..

evlilik mi? etrafta onca erkek varken, bir ömrü aynı erkekle geçirmek nedendir ki?

işin mantığı kısacası budur ne yazık ki.. canım babannemin bir cümlesi geliyor aklıma bunları yazarken: çok seçme; seçilirsin!!*
çok bilmesi olabilir lakin baba bey söyler durur, " kendinden akıllı kızla evlenirsen mutlu olamazsın". *
kızlar evde kalmış değil evde bırakılmıştır. bu kaba tabir ne kadar hoş olmasa da böyledir. hoş bunun sebebi özellikle erkeklerin kendisi kadar bilgili kadınlarla birlikte olmama isteğidir. vur kafasına, al ekmeğini!
dünyadaki erkek sayısının yüzde 150'sinden fazla kız olduğu verisine bakılınca gayet doğal olduğu ve tartışmanın saçma olduğu durum.tabi piyasada artan gayliğide katarsak bu fark dahada artar.
(bkz: yok öyle bir şey)
eğer bir kadın okuduğu için evde kalmışsa bu onun tercihidir size ne!!
tanım: erkeklerin yanlarında kendilerinden bilgili, kültürlü, oturup kalkmasını bilen ve onunla yarışabilecek hatunları istememeleridir. bunu farkedince türlü şerefsizlikler yapıp hatun kişiyi aşktan ve ilişkilerden soğutmalarıdır. yapana değil, yaptırana bakmak lazım. asıl erkeklerin egolarını aşmaları gerekir.