bugün

kainatta her varlık bir işe yarar. bundan ötürü allah c.c. yaratmıştır. bazı hayvanların ne işe yaradıkları bilinir, halk ağzında sakız olmuştur.

işte efendim kediler olmasa fareden geçilmezdi. yılan da aynı şekilde fareleri yer. tavuk, inek, at gibi hayvanlar zaten en çok bilinenlerdir.

velhasıl bir de ne işe yaradığını merak ettiğimiz hayvanlar var.

örneğin; " yarasa " ne işe yarar acaba, merak ediyorum ? araştırır öğrenirdim elbette. ama burada bir sinerji yaratmak ve gelecek soruları, görüşleri merak ettim.

edit: " Yarasalar çok miktarda böcek tükettikleri için, dünyanın dengesi açısından büyük önem taşırlar. " imiş. *
ne işe yaradığı bilinmeyen insanların yanında azınlıkta kalanlardır.
işe yaramayan hayvan yoktur. hepsi bir zincirlemenin parçasıdır.

tarladaki anızların yakılmasıyla yılanlar ölür böylece fareler tarlayı istila ederler.
fareleri ilaçlayan çiftçi ise tilkilerin hayatıyla oynamaya başlar. yani hepsi bir zincirlemenin içerisindedir. doğa bunu gerektirir.
bir karıncayiyen değildir. Çünkü karıncayiyen'nin ne işe yaradığını bilmemek ağır travma gerektirir.
ornitorenk. o ne la öyle hayvan mı olur? hayvan dediğin ayı olur aslan olur kaplan olur.
sivrisinek. insanlarla sürekli savaş halindeler. terör gibi.
(bkz: kuala)
napar ki bu tembel tembel takılmaktan başka.*
bizim işimize yaramıyor olsa da ekosistemin sürekliliği ve dengesi için gereklilerdir.
tavuzkuşu. ne yapar ne eder hiç bilmiyorum. adını doğru yazdım mı onu bile bilmiyorum.
(bkz: osuruk bocegi)
zamanın birinde alim geçinen bir zat varmış. bir gün bu zat bir ağacın altında derin düşüncelere dalmışken bir tane bok böceğinin pisliği yuvarlayarak ittiğini görmüş. "allahım demiş her şeyi yarattında bunu neden yarattın"diye içinden geçirir. gel zaman git zaman bu adam hastalanır. ne yapsalar kar etmez, ölmek üzeredir. hekimin biri der ki " aslında bunun bir çaresi var. bu bok böceği pisliği yuvarlak hale getirmek ve dağılmasını önlemek için üzerine bir salgı bırakır. eğer o pisliklerden 3-4 tane bulurda yedirirsek adam şıp diye iyileşir" der. herkes ormana dağılır ve 4 tane bok böceğinin yuvarladığı boklardan bulup adama hap gibi içirirler. adam gerçekten iyileşir. derken bu alim geçinen zat bir gün bir gemiyle yolculuğa çıkar. gemi yolda fırtınaya yakalanır. herkes can havliyle "allahım neden bizim başımıza geldi bunlar hepimiz öleceğiz" diye bağırmaktadır. fakat bizim adamda tık yok. biri gelir sorar "yahu adam sende bişey söylesene, neden susuyorsun". bizim ki diğerine döner ve " ben vaktiyle allahın işine bir kez karıştım bana bok yedirdi. şimdi hiç karışmaya niyetim yok" yani hülasa kelam karışmayın allahın işine arkadaşım. her şeyin bir hikmeti var. sonra sizede bişey yedirmesin mazallah.