bugün

yılların eskitemediği müzik eleştirmeni. milliyet sana, açık radyo, milliyetteki yazılarıyla müzik sevenlere harika, müzisyenlere terleten dakikalar geçirtir. kimi zaman kendisini sahnede görebilriz. alaçatı babylonda bu sene verdiği konser kaçırılmayacak bir konserdi *.
naim dilmener, yapılan her şeyi beğenen müzik eleştirmenidir.. boktan dediğin popçulara bile prim tanımasıyla insanı çileden çıkartır, replikas^a yeni grup der.. eskidi biraz adam..
zamanın gerisinde kalmış olan veya etrafına bakmadan yargı sahibi olan müzik eleştirmeni.
başarılı bulduğum müzik eleştirmenlerimizden biri. benzerleri için; (bkz: hakan eren), (bkz: hakan tok)
başarı anlayışı garip olan müzik eleştirmeni. ismail yk, demet akalın, serdar ortaç gibi albümü çok satmış isimleri başarısız kateorisine sokarken; pek tanınmayan, ismail yk'nın onda biri kadar satmış insanları başarılı kategorisine sokmuştur.**
iyi insan, şimdilerde radikal'de tekrar yazmaya başladı. severiz kendisini ailecek....
nazan öncel'in son teklisi tuttum bırakmam ve nazan öncel hakkında şu satırları döktüren müzik eleştirmeni.

nazan öncel’e tutunmak ve bırak(a)mamak...
"nazan öncel bir yorumcudan, bir müzisyenden, bir şarkı yazarından daha fazlasıdır. herhangi bir şarkısına, gönül rahatlığıyla başınızı yaslayabileceğiniz biridir.

insan ve ruh sarrafıdır da.

siz, atmakta olduğunuz bir adım/atlamakta olduğunuz bir eşikte kalakalmış ya da boylu boyunca yere çakılmışsınızdır ve ne yapacağınızı dahi düşünemez bir haldeyken, nazan öncel gelir ve “kalk” der, “kalk da anlatayım sana.”

kalkarsiniz! kesinlikle kalkarsınız. çünkü şefkatlidir de, çok şefkatli.

ve biz sıradan insanlara/dinleyicilere göre farkı da burdan gelir zaten. her türlü ruh halini yaşamışçasına, o merhalelerden geçmişçesine bilen ve anlayandır.

aslında öngörebilendir. şefkatli olma sebebi de budur. hayatın o zalim yollarından geçip dururken nelerle karşılacağımızı, hangi bela ya da sıkıntılarla yüzleşebileceğimizi öngörüp bizi uyarmaya çalışandır. uyarının işe yaramadığı durumlarda da, hemen yanımıza gelip elini/şarkısını uzatandır.

yeni single/şarkı “tuttum bırakmam”, nazan öncel hasretimizi bir nebze olsun hafifletecek.

hamit ündaş’ın “janti”sini” nazan öncel kalemiyle çok kıymetli kılmış. “tuttum bırakmam”, bu toprakların en yetenekli, aranjörlerinden iskender paydaş’ın yeni düzenlemesi ile, öncel’in aşk ve tutku (aslında, adlı adınca “karasevda”) üzerine söylediklerinin yeni bir zirvesi: “tuttum, bırakmam tuttum…”

bir kere daha biz hayranlarının, sevenlerinin hislerine tercüman oluyor. “aşk” denilen “deliliğe beş kala” (hatta “deliliği beş geçe”) durumunu, olabilecek en yalın, olabilecek en sahici, olabilecek en cesur haliyle tasvir ediyor.

nazan öncel’i tutanlar/ona tutunanalar, onu bırakmayı bir an dahi akıllarına getirmemişlerdir. o ve şarkıları olmadan ayakta kalabilmenin zorluğunu bilir ve denemek dahi istemezler.

gayet de haklılar. tek başına bu son şarkı, bunun böyle olduğunu görmek için yeterli bir örnek. tuttum bırakmam/tuttuk bırakmayız."
çok sevdiğim, doğru insan.
müzik sektörüne veya müziğe ne tür bir katkısı olduğu anlaşılamayan tanınmış bir müzik eleştirmenidir.
vikipedi'deki titrinde hem müzik eleştirmeni, hem albüm danışmanı yazdığını unutarak; twitter'da

--spoiler--

ceylan ertem model, seksendört, emre aydın, gripin gibi isimleri topa tutmuş facebook'ta. çaktırılmadığı sanılmış bir kiskançlik krizi

model filan ben de sevmem, hatta basit bulurum. gripin ise çok severim. bütün bunları bir dinleyici ya da eleştirmen söyler. rakip söylemez

--spoiler--

şeklinde esip gürlediğini ve dahi ayar verdiğini zannederek, aslında müzik sektörünün neden bu halde olduğunu en iyi anlatandır kanımca...
sektörün eleştirmeni buysa... şeklinde devam etmek isterdim ama o da başka bir densizliğe kısmet olur inşallah...

ayrıca suya sabuna dokunmayanlar her alanda ülkeyi bu hale getirmişken konuşanları da bir eleştirmenin susturmaya çalışmasının dayanılmaz ironisini geçtim, müzikle uğraşanların aynı zamanda dinleyici olamadıklarını öğrenmenin şoku içerisindeyim.
üstelik güncel olan rakiplerini!!! dinlemeden, dinlediklerini de eleştirmeden kendini müziğini geliştiremeyenlerin sayısı bu kadar da çokken lütfen sayın dilmener, hiç olmazsa konuşanları susturmaya çalışmayın.

üstelik ünlü bir eleştirmen olarak hepimizden iyi bildiğinizi düşünmek istediğim eleştirinin ilk kuralı; herkes beğenilerini sunma hakkına sahip olduğu kadar beğenmediklerini sunma hakkına da sahiptir, karşı tarafın kişisel haklarına saygı gösterdiği sürece bu sizin rakibiniz olsa bile!!

ki öyle olmasa zaten başta siz bir albüme danışmanlık yaparken, rakibi! başka bir albümü eleştiremez ve müzik eleştirmenliği yapamazdınız değil mi?
bir müzik eleştirmeninde en olması gereken düstur tarafsız olmasıdır kanımca. gelgelelim naim beyde bundan eser yok. siyasi görüşü kendisine yakın olan isimleri bulursunuz hep listelerinde. kendisini kısa bir süre twitterda takibe almışlığım vardır. yavuz bingöl'ün rte lehine sözlerinin ardından nasıl senelerce dinlemişim seni yazık benzeri cümleler yazıvermiş kendileri. ne yani tam tersini söyleseydi herşey güllük gülistanlıkmı olacaktı. yavuzda seste şahane albümde müzikalitede. pes! seni müzik eleştirmeni yapan tek gözü kör ekibe selamlar cınım.
bir yazısında şöyle der:
cem karaca, barış manço gibi sanatçıları baba olarak değerleyenleri bir yana koyuyorum. baba deyince orhan gencebay ve müslüm gürses nazarımda tam babalardır. ferdi ise yarım babadır. ibrahim tatlıses çeyrek baba olacakken kaymıştır.
toplam 2,5 babamız var yani. unutmadım.
son zamanlarda sinan akçılın hedefi haline gelen mardinli süryani asıllı müzik yazarı, dj. sinan akçıl naim dilmener`e instagram hesabı üzerinden birkaç soru sormuş. sorulardan biri de şu şekildeydi sanırım "irem derici, mustafa ceceli gibi sanatçı arkadaşlarımız ve ben yerin dibine soktuğunuz halde zirvede iken övdüğünüz kişiler neden geri plandadır..." buna benzer bir soruydu tam hatırlamıyorum. naim dilmenerin bu kıl herife cevap verip vermediğini bilmiyorum ancak ben bu antipatik, gıcık herife buradan sorduğu sorular üzerinden bir laf söyleyeceğim: "lan sinan, kıl herif. senin zirvede olman ve irem derici, mustafa ceceli gibi arkadaşlarının zirvede olmasının en büyük nedeni müzik sektörünün b.ktan olması, radyo kanallarının ve televizyon kanallarının yaptığınız şarkıları 24 saat çalarak insanlara zorla dayatmasıdır. radyolar, televizyonlar, plak şirketlerinin çoğu milletin genel zevkine göre hareket etmiyor. naim dilmenerin övdüğü kişilerin zirvede olmamasının nedeni de radyoların, tv kanallarının vs bu kişileri desteklememesidir. türkiyedeki pop müzik lübnan, mısır, yunanistan vb. ülkelerdeki gibi olsaydı naim dilmener sanırım bu şekilde olumsuz eleştiriler yapmazdı. naim dilmener, bir de amr diab, mohamed mounir, ragheb alama, fares karam, nancy ajram, elissa, feyruz, majida el roumi, antonis remos, despina vandi gibi isimlerin şarkılarını dinlerse onlar hakkında sen, mustafa ceceli, irem derici hakkında yaptığı yorumun aynısını yapmayacaktır büyük ihtimalle; onlar hakkında daha olumlu şeyler söyleyecektir. adama sırf seni ve diğer arkadaşlarını beğenmiyor diye laf söyleyeceğine aynada bir kendine bak ego manyağı kıl herif, geri zekalı mal herif."