Sen ki kendini paraya satmış bir mujgansin.
100.yılda ve bestekarda şubesi olan güzeller güzeli cafe&bar.
Nasılda sevmiştim yıllarca ben seni.
Her akşam bekledim yollarını.
Elbet bir gün biz yuva kurarız derken,
duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle.
Zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım.
Param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın.

Bir daha mahalleye gelmedi Müjgan, gelemedi.
“Bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş.” dediler.
“Senede birkaç ay zaten Avrupa’daymış.” dediler.
“Zaman şifalı bir ilaçtır unutursun.” dediler,
Unuttum bende unuttum,
hiç aklıma gelmedi.
Hatırlamıyorum Müjgan’ı
hatırlamıyorum şimdi.
Bu şiiri de ben yazmadım zaten
Unuttum abi, bende unuttum.
Hatırlamıyorum şimdi
Müjgan’ın gözleri ne renkti.
Ah müjgan ah.
"o mahur beste çalar müjgan'la ben ağlaşırız"

attila ilhan'ın, üç yürekli adamın* idamından sonra yazdığı şiirinde yapmış olduğu tevriye yani söz sanatı.
“Bak delikanlı, şu kadına, şu güzelliğe, şu asalete bak. Okyanus dibinde kaybolmuş mücevherler gibi parlayan gözlerine bak. Bir vampirin dudaklarını andıran dudaklarına bak. Birinden diğerine atlarken ayağım takılsa da aşağıya düşsem diyeceğin köprücük kemiklerine bak. Birde gözyaşı olup dolmak isteyeceğin gamzelerine bak. Bir aralık sabahı, elektrik tellerinin üzerinde, göç etmekten vazgeçen bir kuşa benzeyen kaşının üzerindeki benine bir bak. Müjgan’a bir bak delikanlı, Müjgan’ıma bir kere bak.”

http://mbsadam.blogspot.com.tr/2015/12/15-yil.html
Her kadın müjgan olmak zorunda mı? Bencil ve merhametsiz.
Ev sahibim olur kendisi.
Gece gece başlığı görmemle aklıma gelen dedikoducu arkadaş.
Arapça da kirpik anlamına gelmektedir.
“Bak delikanlı, şu kadına, şu güzelliğe, şu asalete bak. Okyanus dibinde kaybolmuş mücevherler gibi parlayan gözlerine bak. Bir vampirin dudaklarını andıran dudaklarına bak. Birinden diğerine atlarken ayağım takılsa da aşağıya düşsem diyeceğin köprücük kemiklerine bak. Birde gözyaşı olup dolmak isteyeceğin gamzelerine bak. Bir aralık sabahı, elektrik tellerinin üzerinde, göç etmekten vazgeçen bir kuşa benzeyen kaşının üzerindeki benine bir bak. Müjgan’a bir bak delikanlı, Müjgan’ıma bir kere bak.”

http://mbsadam.blogspot.c...r/2015/12/15-yil.html?m=1
en ahenkli, en nağmeli, en naif isimlerden biridir.
Ben de geç öğrendim. Müjgan diye bir kadınla ağladığını sanıyordum 2 sene öncesine kadar.
bir ahmet kaya şarkısı ile nemli gözlerle öğrendim müjganın kirpik olduğunu..

--spoiler--
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara,
geceler uzar hazırlık sonbahara...

o mahur beste çalar, müjganla ben ağlaşırız...
--spoiler--

(bkz: mahur)
Sadri Alışık'ın filmi, Ceyhun Yılmaz'ın şiir yorumu. Attila ilhan'ın şiiri, Ahmet Kaya'nın şarkısı. Birlikte ağlaşılan müjganın kirpik olması. Sen nasıl bir şeysin be müjgan. Başka bir isme nasip midir bunca güzellik?
O mağrur beste çalar müjganla ben ağlaşırdık..
atilla ilhan'ın mahur beste şiirindeki,

o mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız dizesinde kirpik manasında kullanılmış gizemli isim.
ilk arabama taktığım isimdi. Bütün arkadaşlarım da arabadan bahsederken Müjgan derlerdi. Bizi duyuyorsa biyerlerden umarım mutludur.
O mahur beste calar,mujganla ben aglasirdik dizelerini aklina getirir.
aklıma hep sadri alışık ın ah müjgan ah filimni getiren isim haliyle iyi şeyler de çağrıştırmıyor .
kızın adı müjgan.
aşık ol da hayatını karartıyım gibi bir adı var resmen.
O mahur beste calar mujganla biz aglasirdik.
--spoiler--
Hatırlamıyorum şimdi
bu şiiri de ben yazmadım zaten.
--spoiler--
Son kısmı yüksek sesle okunursa ağlatabilecek şiirdir.
gözleri dört defa lacivertti.
çocukluk arkadaşım. bitliydi bu kız. annem hep kızardı, çok kafa kafaya verme pierrot, bit bulaşır. bitlenmeden geçirilmiş ilkokulu, anıdan saymam zaten. anne yıkayacak, havluyu serecek, ince tarakla tarayacak saçlarını. sonra o bitleri ayıklayacak, tırnağıyla çıtlatacak sen sürekli kafanı kaşıyacaksın. okulda öğretmen sıraya dizecek, kurşun kalemle tek tek kontrol edecek. bitliler bir kenara... ya müjganla biz? teselli ederdim onu. üzülme müjgan! senin saçların çok güzel, baksana sapsarı derdim, benim saçlar kömür karası tabii. ertesi gün, derse girene dek unuturduk bitleri. bahçeden erik mi çalarsın, öğretmenin için gül mü koparırsın, satmak için papatya mı toplarsın, hepsini yapardık. belki şimdi görüşsek, kafa kafaya vermeyiz ama vardır paylaşacaklarımız. mektuplarım var, onları kurcalardık. zilli derdin bana sonra sarılırdın. ya da değişmişsin derdin kahve bitse de ayrılsak diye içinden bine kadar sayardın. bilemiyorum ama şu an ahmet kaya mahur beste'yi söylüyor. ve seni özlüyorum müjgan.

o mahur beste çalar, müjganla ben ağlaşırız.