bugün

görsel

GERÇEK ACıLARıN KADını ...

Çok ama çok güzeldi…
Üzüm buğusu gözleri ömre bedeldi…
Dolgun vücut hatları erkeklerin başını döndürüyordu…
Kör bir kızı canlandırdığı “Üç Arkadaş” filminde sergilediği oyun…
Yeşilçam Tarihi’ne geçti…
Çok değil, beş yıl içinde…
Tartışmasız Türk Sineması’nın “First Lady”si olmuştu…
Kazanıyor… Harcıyor… Hayatını yaşıyordu…
***
1967 Mart’ında film çevirmek için izmir’deydi…
Ve, tam o günlerde…
Başına inanılmaz bi’şi geldi…
Gençti, tecrübesizdi ve yalnızdı…
istanbul’da bir mobilyacıdan alışveriş yapmış…
Aralarında senet imzalamışlardı…
O istikbal vaat eden güzel oyuncu…
Senetleri vadesinde ödeyememiş…
Faiz binmiş, icralık olmuştu…
O kadar gençti ki…
Mal beyanında bulunmayı bile akıl edememişti…
Suçu buydu…
Ve bu yüzden…
Buca Cezaevinde 15 gün yattı…
Cezası bitti, hürriyetine kavuştu…
Gelin görün ki, 15 günde adeta dünya değişmişti…
Film teklifleri bıçak gibi kesilince…
(Hikayenin burası ibretliktir…)
Kültürpark Göl Gazinosu’nda…
Dansöz olarak sahneye çıkmayı kabul etti…
Sinemada erişilmesi güç bir zirve yakalamış kaç sanatçı vardır ki…
Bir gün gelip “dansöz” olabiliyor…
Artık, siz düşünün…
***
1967 sonbaharıydı…
Göl Gazinosu’nda Kadınlar Matinesi vardı…
Ve, Türkiye’nin bahtsız yıldızı…
Muhterem Nur…
Fiyakalı bir anonsla sahneye çıktı…
Orkestra “Azize”yi çalmaya başladı…
Muhteşem kadın, utangaç bir tavırla…
Tam dans etmeye başlayacaktı ki…
Bir el işaretiyle orkestrayı durdurdu…
Üzerine bir örtü aldı…
Sahneden indi, kadınların arasından geçti, salona doğru yürüdü…
Tir tir titriyordu…
izmirli yakışıklı gazetecinin yanına geldi…
Belli ki, utanıyordu…
Gözlerini dostundan kaçırdı, bir nefeste şöyle dedi:
“Lütfen salondan çıkar mısın? Arkadaşımın önünde dans edemiyorum… Salona çık, beni seyretme… Sonra görüşürüz…”
Genç adam, bir sigara yaktı…
Göl Gazinosu’nun kapısından çıktı, karşıda beklemeye başladı…
O gazeteci…
Muhterem’in, yıllar önce…
Hayatının bir kesitini yazan Tayfur Göçmenoğlu’ndan başkası değildi…
***
Muhterem Nur, neden “Gerçek Acıların Kadını”ydı?
Taaa, 87 yıl önceye gidiyoruz…
1932’nin son günü; 31 Aralık “Yılbaşı Gecesi”…
Eski Yugoslavya, şimdiki Makedonya’nın…
Manastır kentinde dünyaya geldiğinde…
ikinci Dünya Savaşı’nın başlamasına daha yedi yıl vardı…
16 yaşındaki annesi O’nu doğururken öldü; babasını hiç tanımadı…
“Anne” dediği teyzesi O’na “Olga” adını taktı…
Yugoslavya, Müslümanlar’a aşırı baskı yapıyordu…
Bir gece yarısı…
Henüz Olga, 10 yaşında iken…
Anne bildiği teyzesi ile…
ikinci Dünya Savaşı’nın dehşeti içinden sıyrılıp…
Bir kamyon altında ölümle burun buruna seyahat ederek…
istanbul’a gelip, Eyüp’e yerleştiler…
Dünya güzeli kıza yeni nüfus çıkardılar…
Artık adı; Aysel Muhterem Kısa olmuştu…
ilkokulu bitirdi, dokuma fabrikasına işçi girdi…
Artık çok alımlı bir genç kız olmuştu…
Mahalle arkadaşı, Bulgaristan göçmeni Üftade ile…
Beyoğlu’nda gezmeye-tozmaya başladı…
Muhterem’e bir bakan…
Dayanamıyor, bir daha bakıyordu…
Güzelliğine ilk vurulan bir inzibat subayı oldu…
Adı; Ümit Utku’ydu…
O inzibat subayı, daha sonra yönetmen olacaktı…
Fabrikayı bıraktı; günde 5 lira ücretle figüran oldu…
1952'de “Kanun Namına” filmiyle adeta patladı…
Artık afişlerdeki adı…
“Muhterem Nur” olmuştu…
***
Türkiye’nin 1960’larda yaşadığı ve yaşattığı…
Muhterem Nur sevgisi…
Belki ancak sonraki “Türkan Şoray Sevgisi” ile…
Kıyaslanabilecek bir boyuta ulaştı…
Türk Sineması’nın en yetkin uzmanlarından Âgâh Özgüç…
O’nun için şöyle demişti:
“Bugün o mertebeye Türkan bile erişemedi… Sultan oldu ama Muhterem'in gördüğü sevgiyi göremedi…”
***
Çok kadersizdi…
Kısa sürede başrollere yükselmiş…
Leblebi-çekirdek gibi film çevirmiş ama…
Cezaevine girip çıktıktan sonra iş yapamaz olmuştu…
Şöhretini yavaş yavaş kaybetmeye başladı…
Maddi sıkıntılarıyla artık başa çıkamaz hale gelmişti…
Şarkıcılık yapmaya başladı…
Turnelerin abone şarkıcısı oldu…
Her gece uyumadan önce…
“Allahım, benim bu acılarım ne zaman bitecek?” diye…
Dua ediyordu…

***
1982’nin ilk baharıydı…
Muhterem Nur ile Müslüm Gürses ilk kez karşılaştılar…
Ve, daha o gün…
“Sahneye ilk kim çıkacak?” diye kavga ettiler…
Kuliste kıyamet koptu…
Ama, ne derler; bilirsiniz?
“En büyük dostluklar kavgayla başlar!”
Nitekim öyle oldu…
Bir daha hiç ayrılmadılar…
***
Şu tesadüfe bakın ki…
Aslında…
Müslüm Gürses, müthiş bir Muhterem Nur hayranıydı…
Çocukluğundan beri…
Güzel yıldızın hiçbir filmini kaçırmamış…
“Esrarlı Gözler” filmini ise, O’nun için bestelemişti…
Müslüm Baba…
Büyük aşkından 21 yaş küçüktü ama bu hiç önemli değildi…
1986’da evlendiler ve…
Bi’daha hiç ayrılmadılar…
Taaa ki…
Müslüm Gürses, yedi yıl önce bu dünyaya veda edinceye kadar…
***
Önceki gün, 87 yaşında…
Sevenlerine veda eden Muhterem Nur…
Başından mutsuzlukla sonuçlanan iki evliliğe rağmen…
55 yaşında aşık olduğu o adam için…
O kadar özel bi’şi söylemişti ki; unutulacak gibi değil:
“Müslüm’den önce yaşamıyordum... Mutlu olmayı, huzuru anladım… Eğer bir gün gözlerim görmez, ayaklarım tutmaz, kollarım da yukarıya kalkıp ona yardım etmezse, o zaman Müslüm'ü yalnız bırakırım…”
***
Şimdi, yine buluştular…
Mekanları Cennet olsun…
ikisini de özleyeceğiz…

Sonsöz:
“Ne demişiz biz; bugün batarsa güneş yarın yeniden doğar! / Müslüm Gürses…”

Sn.Mehmet Karabel den.
Mekanı cennet olsun.
Allah, rahmet eylesin.
Allah rahmet eylesin. 1 Haftalık tedavi süreci işe yaramamış ne yazık ki.
Bu sefer kesin öldü arkadaşlar.
Acil šifalar.
böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği iddia edilmişti. iddialar yalanlanmış, tedavisi devam ediyormuş.
Sevdiğinin yanına gitmiştir..
ölmemiştir. yoğun bakımdaki tedavisi sürmektedir.

ben bu sosyal medyanın amk. kanser dedikleri kanser değil, öldü dedikleri yaşıyor.
muhterem nur ölmemiş bitkisel hayattadır. aspargas haberlere itibar etmeyin.
Bu kadın ile anlamadığım şey şu. Müslüm gürses kendinden bu kadar yaş büyük bir kadın ile nasıl oldu da beraber oldu.
Müslüm babalı yılları hariç bütün ömrü ızdıraplı geçmiş. Zaten Müslüm babadan sonra da çok acı çekti. Bir nevi ölüm ona kavuşma oldu.
allah rahmet eylesin müslüm baba özlemiştir seni sonunda sevenler kavuştu.
allah rahmet eylesin .

https://www.dha.com.tr/ma...ni-kaybetti/haber-1761679
Geçenlerde kaybettiğimiz Rahşan ecevit ile aynı sebeplerden (böbrek yetmezliği ve solunum yolları enfeksiyonu) yaşamını yitirmiş, müslüm gürsesin 20 yaş büyük hayat arkadaşı.
Allah rahmet eylesin, mütevazi bir oyuncuydu.
Gençliğinde elizabeth tayloru andıran bir yüzü varmış, fotoğrafına bakınca ne kadar duru bir güzellikmiş dedim.

Müslüm baba ile ortak noktaları ise her ikisinin de azıcı, üzücü bir çocukluk gençlik yaşamaları imiş hem de aynı sebep yüzünden. (Annesizlikten.)
Vefat etmiş ışıklar içinde uyu.
"Muhterem Nur; gerçek adı Aysel Muhterem Kısa'dır. 31 Aralık 1932 de Eski Yugoslavya şimdi ise Makedonya sınırları içinde olan Manastır şehrinde dünyaya gelmiştir. 16 yaşındaki annesini doğum esnasında kaybetti, babasını hiç tanımadı. "Anne" dediği teyzesi büyüttü onu. Ona olga adını verdiler. Yugoslav hükümetinin müslümanlara yaptığı aşırı baskıları altında kalan Manastır Türkleri arasında başlayan göçle birlikte oda çok küçük yaşlarında ailesinin geri kalanıyla Türkiye'ye göç etti. Diğer göçmenlerle birlikte önce Tekirdağ'a yerleştirildiler. Fakat tüm servetini Manastır'da bırakan ailesi yaşadığı zor şartlara daha fazla dayanamayıp 1942'deistanbul Eyüp'te küçücük bir eve sığındılar. Yeni nüfus cüzdanıyla adı Aysel Muhterem, soyadı da Kısa oldu. Çocukluğu istanbul - Eyüp'te geçti. ilköğrenimini Eyüp 36. ilkokulunda yapar."

Annesi rahmetli kızcağız okuldaki öğretmeni ile yasak ilişki yaşamış ve muhterem nur yani olga dünyaya gelirken de anne vefat etmiştir. Olga 12 yaşında bir inşaatta tecavüze uğramıştır. Daha sonra da eniştesinin tacizlerine maruz kalmıştır.

Zor bir hayatı olmuş anlayacağınız.
Müslüm gürses çocukken onun oynadığı filmleri izliyormuş ne garip. Ne kadar değişik bir aşk hikayesi aslında.
görsel
bugün doğum günü. 86 yaşına girmiş.
gençken çok güzelmiş. göksel arsoy ile filmlerde, müslüm baba ile de gerçekte iyi ikiliydi.
ALLAH uzun ömürler versin.
müslüm gürses'in bataklıktan çekip çıkardığı kadın.
Müslüm gürses'ten 21 yaş büyük olduğunu duyunca şok olduğum kadın.

Çok sevmiştir.
Müslüm gürsenin ölümünün ardından neredeyse 1,5 sene geçmişken zırvalayan kişi.

--spoiler--

MUHTEREM Nur, Müslüm Gürsesin bağlı olduğu yaşam destek ünitesinin fişinin kendisine haber verilmeden çekildiğini ve eşinin ölümünün 4 gün boyunca kendisinden gizlendiğini öne sürdü.

Biz hastaneye gülerek gitmiştik. Ameliyat olması gerektiğini söylediklerinde o ameliyat olmak istemedi, Beni eve götür dedi. Nasıl olduysa, kafamın karışık olduğu bir anda bir kağıt imzalattılar. Daha sonra Müslümü apar topar ameliyata aldılar. Kâbusum böyle başladı diyen Muhterem Nur, şöyle konuştu Müslümün komaya girecek bir durumu yoktu. Ne olduysa yoğun bakımda oldu, mikrop kaptı. Yılbaşı öncesi saz grupları mı dersiniz, temizlikçiler mi, yoğun bakım ünitesine herkesi aldılar. Böyle bir ortamda tabii ki mikrop kapar. Hemşireler bile başı açık, ayakkabıyla dolaşıyordu orada. Onu ilgisizlik, dikkatsizlik ve ihmal öldürdü. Bana da öldüğünü 4 gün sonra söylediler. Sakladılar, çünkü suçlu olduklarını biliyorlardı. Öldüğünü söyledikten sonra bir başka kağıt daha imzalattılar. O da defin işlemleri içinmiş. Ben Müslümün hastanede olduğunu zannediyordum, meğer mezarlığa gasilhaneye götürmüşler. Oraya gidip Müslümü gördüm. Ağzına koydukları beyaz bez artık siyaha yakın bir hâl almıştı. Belli ki ölümü günler öncesinden olmuştu, bundan iyice emin oldum. Onun ölümü, bana haber verilmeden fişi çekilerek oldu.

--spoiler--



Muhterem Nur, şikayetçi olup olmayacağı sorusuna şöyle yanıt verdi: Zaten hastanede her tarafını delik deşik ettiler, bir de otopsi için mezarında rahatsız edilmesini istemiyorum. Benim önceliğim, kocamın mezarında rahat uyuması.
muhterem hanımla neden evlendiniz?

müslüm baba: ııı şimdi.

1 dakika.. 5 dakikaa.

eşek şeyi gibi sırıtan muhabirler.

ahahah, ühühühüh, hohoho

müslüm baba: şimdi.

neden evlendiğinizi bilmiyormusunuz?

müslüm baba: çok muhterem ve nuru yüzüne yansımış bir hanımefendi olduğu için "muhterem nur" hanımefendiyle evlendim.
görsel
müslüm gürses'den 23 yas büyük oldugunu mutlu tönbekici'nin yazisindan ögrendigim sinema oyuncusu.

http://haber.gazetevatan.com/Haber/519180/1/Gundem

--spoiler--

"Tanıştıklarında Muhterem Nur 48, Müslüm Gürses 27 yaşındaymış..."

dedikten sonra,

"Yaş farkını (23 yıl) TERSiNE çevirmenin ne kadar “hayırlı” olduğunu gösteren bir örnektiler ayrıca (“Aralarındaki yaş farkına rağmen” lafını da protesto ediyorum yeri gelmişken. “Rağmen” değil belki de “bu sayede”..)"--spoiler--

diyerek, matematikten çakmadigini da göstermistir, o ayri tabii.