bugün

Gece ise en ufak tıkırtıda altınıza zıçmanıza sebep olabilir. Yada cesetlerden birine platonik aşık olan bi morg görevlisi olabilir.

Bundan güzel film konusu çıkar yanlız cesede platonik aşk duyup hergün dolaptan çıkarıp onla muhabbet eden morg görevlisi....
kaliteli bir ortama çalışmak demektir. ses yok seda yok. çekememe, laf sokma, başarıyı kıskanma gibi dertler yok. oh mis.
canlıların arasında çalışmaktan iyidir.
(bkz: taciz)
(bkz: mobbing)
artık ölmüş bu dünya ile bağı kalmamış insanlar size zarar veremez.
Bir kere nasip olandır. havalandırmasını yaptık.

hiç unutmam. iş arkadaşım Ercan ölülerin konduğu çekmeceye yattı. beni içeri sok ama aç deyince çıkar. girerken sözler filan alıyor. açacağıma dair. söz verdim soktum bunu içeri. çok değil 10 saniye sonra aç dedi. açar mıyım amk? içeriyi yumrukluyor resmen. sessiz ol yatanlar var dedim. Tabii sesimi kalınlaştırdım. baktım hepten çıldırıyor çektim dışarı. o soğukta nasıl terlemiş adam. üzüldüm ama güldüm de amk.
bi çok kez çeşitli sebeplerden dolayı morga girmişliğim var maalesef; hemen hemen hepsinde ağır kötü, bi koku, bi çooğunda da pis bi ortam vardı... dolayısıyla bırak çalışmak içinde dakika durmak istemem...
finansal olarak bakıldığında para getiren, psikolojik olarak bakıldığında herkesi göründüğü kadar negatif ya da pozitif olarak etkilemeyecek olan ancak fiziksel olarak bakıldığında çok da keyifli olmasa gerek.

hastane morglarında görev alıyorsanız genelde fazla etkileyici cesetler ile karşılaşmazsınız. bir kaç kat üstte daha dün yatan çocuklar, amcalar, teyzeler; belli başlı sebeplerden dolayı iniverirler bir kaç kat aşağı. ya da şaibeli bir ölüme sahip değilseniz cenazeniz defnedilene kadar kalırsınız morgda ki bu da çalışanlar için eksterem etkili bir durum değildir. tek parça halinde bir ölüyü alıyorsun, geri zekalı metal bir sedyeye yatırıyorsun, çekmecenin içine doğru iteliyiveriyorsun. olay bu...

esas sorunlular adli tıp morglarında çalışanlar. kaza sonucu kafası kopup otopsiye gelenler, silah ya da kurşunla delik değiş edilmiş cesetler, bir yerlere atıldıktan uzun zaman sonra bulunan yarı çürük, leş gibi kokan cesetler, tamamiyle yanmış olanları, gözleri yerlerinden çıkarılmış insanlar, baş ve uzuvları bedenden koparılmış olanları, tek başına kesik bir baş, ayrı ayrı uzuvlar ve daha niceleri...

insan bunu ilk başlarda kaldıramıyor, kaldıramaz da... sıcacık bir bebek cesedine dokunduğu anda zihnini yitiren gördüm ben; sadece ailesine teşhiste ailesinin fazla üzülmemesi adına beyni fırlamış bir cesedin kafatasının içine gazete kağıdı doldurup kafanın küre şeklini stabil tutmaya çalışan morg çalışanları, her yeni bir gün yeni bir farklı ölüme tanık olma sebebi ile yaşama sevincini yitirenler... yürek işi azizim...

işin dini yönünü tamamen bir kenara atın; gerçekten her anlamda inanç, irade ve cesaret isteyen bir iştir.
önünüze gelen ceset, lisede aşık olduğunuz kız da olabilir; geçen günlerde mahalle maçı yaparken yanlışlıkla camınızı kırdı diye azarladığınız o küçük komşu çocuğu da.
korkmaya gerek olmayan bir durumdur. zira haftada 3-4 cenaze yıkayan bir birey olarak kasmıyo böyle şeyler ölüden değil diriden korkun sıkıntı yapmayın fazla böyle şeyleri.

edit:din görevlisiyim cenaze yıkama ondan yani.
Hiç girmedim ama ilk gün kafayı yersiniz bir hafta sonra ölülerle sohbet edersiniz.
morgda çalışanlar için sadece bir iştir.
En sevdiğim. Bu yıl fantazi olsub diye otopsi yardımcılığı için basvuru yapacağım.

Gelsin cesetler.
huzur verir.
Düşünsenize lan! ses yok seda yok. sakin sakin. ise karışan yok. Ben yerimi beğenmedim aman yerim dar diyen yok.
morg da geçen bir korku filmi izlememeyi gerektiren durum.
morg'un adı bile soğuk adını duyunca bile insanı bir tuhaf ediyor. morgda çalışmak nasıldır bilemem ama cenaze aracının şoförü olmakla birebir gibi bir iştir herhalde. geçen akşamın geceye doğru ilerleyen karanlık saatlerinde kocaeli tarafından geliyorum ıssız karanlık yolda yanımdan cenaze arabası geçti gitti düşünsenize gece arkanızda bir insanın naaşını taşıyorsunuz birde şoför yalnızsa ürpermesi pekte yadırganmaz herhalde. neyse onu bunu bilmem ben şahsen ölüden korkmam diriden korkarım ölmüş insan ne yapabilir, ölmüş kişinin bu saatten sonra istediği tek şey bol bol fatiha olacaktır ama diri insandan korkulmalı canlı olana mevta'dan değil diri olandan zarar gelir. neyse bırakalım bunları bir kenara morg deyince bir iki cümle ekleyeyim şimdi inegöl'de belediye cenaze evi yapmış orada ölüler yıkanıyor kefenleniyor cenaze arabasına konup mezarlığa defnedilmeye götürülüyor bu binanın bir bölümünde morg var. bende açtım morgun kapısını içeriyi biraz inceledim soğuk bir ortam gerçekten ürkütücü ve soğuk. orada dolaplar var ortada tabut vardı sanırım yanda duran başka tabutlarda vardı, biraz baktım içim bir tuhaf oldu kapıyı kapattım kimse görmedi sanırım ama morgun ne kadar soğuk bir yer olduğunu anladım. günahkar kişilerin bence biraz ibret almaları gerekiyor böyle şeylerden allah muhafaza imansız gidersin bu dünyadan. atıp tutması kolay belki kolay da bedenin bir leş gibi soğuk dolaba atılıp az sonrada yıkanıp toprağa girdi mi bir daha geri dönüşün yok, özetle morgda çalışmak nasıldır bilemem ama biraz uzun yazmış olsam da yazdıklarımdan inşallah ders alınır.

birde konuya şu açıdan bakalım şimdi bazı hastanelerde morg kısmı aşağı katlara (bodruma yada zemine) yapılıyor, yanında ise ölülerin incelendiği hatta zaman zaman otopsi nedeniyle kesilip parçalandığı laboratuvar veya ameliyathane benzeri kısımlarda oluyor. morga giden uzun bir koridor oluyor bazı yerlerde cam bile yok küçük bir havalandırma deliği var sadece alabildiğine karanlık ve soğuk işte böyle yerde çalışan morg görevlileri olabiliyor yani gerçekten zor bir iş, belki ölüden korkmazsın ama illaki ürperirsin be kardeşim.

en güzeli allah her şeyin hayırlısını versin diyelim.
normaldir. morgun kapısından geçmeden de bir gün öleceğinin farkında olan insan için.
Ölülerle haşır neşir olmayı saglar.
Psikolojiyi silken bir iştir.*
En soğuk gerçek olan, ölüm ve mevtanın yakınları ile defalarca yüzleştirir.
Nekrofili hastalığına davet çıkarmaktır. Ayrıca morgda çalışan kişilerin ayak fetişisti olması daha muhtemeldir.
bir süre yapıp başaramadığım aktivitedir. zor iş birader.
"benim çok soğuk müşterilerim var" diyebilmektir.
belli bir süre sonra kişiyi fazla soğukkanlı, sakin olmaya iten eylemdir. çünkü orada geçirdiğiniz süre içinde o kadar çok ölüm, feryat duymuşsunuzdur ki artık kendi hayatınızda yaşadığınız olaylar sizi çok da etkilemez. vardı böyle bir abimiz babam hastaneden emekli olmadan görüşürdük yanına gittiğimde, buzdolabı gibi adamdı.
maden ocağında çalışmak kadar zordur. (bkz: mesleğin kaderinde vardır)
göt ister. eğer dini bütün müslümansanız biraz daha fazla göt ister.
otopsi uzmanlarının bir önceki kademeleridir..level atlayınca otopsici olurlar.
hastane çalışanı bir arkadaşımdan duyduklarıma göre insanın fantezi dünyasında devrim yaratan bir durummuş. gıda zehirlenmesi nedeniyle ölen yirmidörtlük sarışını görünce aklına gelen ilk şeyin bir güğüm sıcak suyla morga koşmak olduğunu salyalar eşliğinde anlatan dostum bu vesileyle bir şer ittifakının da tohumlarını ekmişti. o gün bugündür kulağım telefonda, elimde sıcak su dolu güğüm, güzel haberler bekler dururum. şöyle kazasız kansız, gencinden mümkünse.. hayırlısı..

ayrıca (bkz: ahiret nizamiyesi)