bugün

hayatın en acı deneyimlerinden biri arasında yer alabilecek hadisedir. böyle hallerde ev sahibinin uyarısı genellikle iş bitirildikten sonra gelmektedir. durum farkedildikten sonra öncelikle iyice terlenir, kızarılır ve buna takiben morarılır. etrafta kova, kupa benzeri bir nesne aranıp deliller giderilmeye çalışılır. benzeri araç gereçin olmadığı tuvaletlerde tek çözüm avuçla su taşıyarak musluk ve tuvalet arasında mekik dokumaktır. bu da sonuç vermezse klozet kapağı kapatılır, temiz bir yere oturulup ağlanır. misafirliğin kalan süresi oracıkta kırmızıca veyahut salonda morca geçirilir.
böyle bir durumda eğer işi yapmış bulunmaktaysanız en iyi çözüm bir yakınını tuvalete çağırıp onu oraya kilitleyip olay yerini terketmektir
çok boktan bi olaydır.
salak ile avanakta gayet başarılı işlenmiş hadise. ki yıllar geçmiştir, hala bellektedir ve işlem öncesi sifon kontrolü mutlak suretle yapılmaktadır.
hırsızın hiç mi suçu yok ,besle kargayı oysun gözünü, bu da mı ofsayt hakim amca atasözlerimizin yakışacağı olay....
bi boka battık temizlemeyi de bilecez artık dedirten, cidden boka batılabilinecek durumdur.
bir kere deneyimlendiğinde girilen her yeni tuvalette ilk önce sifonu kontrol etmeyi ilke edindiren öğretici hadise. gelin görün ki bu deneyim çok meşakkatli de olabilir; hele de tuvaletin içinde yer alması olası lavaboda da su bulamazsanız, yani külliyen sular kesikse, allah muhafaza salınan cumhuriyet sucuğunu gerekirse delikanlı gibi bırakılan yerden alabilir ve sakince saklayabilecek bir yer arayışına girebilirsiniz. kaldı ki sular akıyor olsa dahi yüklü bir suyu o tuvalete boşaltmadıkça yediğiniz* bok ile öylece mahsur kalırsınız tuvalette, maşrapa ya da bir kova yoksa ortalıkta, yine bittiniz. zordur kardeşler..zor..evlerden ırak..yaşasın alaturka hela..yaşasın kara delik!
korkmaya gerek yoktur. çünkü ev sahipleri daha önceden olayı yaşadıklarından tedbirini almışlardır. pratik bir şekilde etrafa bakmak ve kullanılacak materyalleri belirlemek içeride az kalmanıza olanak sağlayacaktır. asıl kötü olan;
(bkz: misafirlikte sıçtıktan sonra tuvalet kağıdı bakınmak) tır
yaptığın şeye göre değişebilecek durum.
(bkz: başlığın demek isteneni tam anlatamaması)
misafirin evi giriş katlardan birindeyse tuvalet penceresinden kaçılır ve bir daha o eve misafirliğe gidilmez. ilişki koparılır.
(bkz: hedefi tutturamama korkusu)
genellikle bozuk sifon nesnesi söz konusu eylemden sonra anlaşılacağı için düşülmesi kolay bir tuzaktır. ne yapmak gerekir ? sular kesikse o boku yemek* değilse de orada bulunan tas, kova vb. dolusu su ile itinalı bir çalışma yapılmalıdır, bedenden çıkarılmış o pisliğin üstüne.
(bkz: misafirlikte cırcır olmak)
etrafta uygun bir poşet varsa usulce çıkartılan ürünler toplanır. sonra o ürünler tuvalet penceresinden atılır. ha eğer böyle bir pencere yoksa poşetle birlikte tuvaletten çıkılarak direkt sokak kapısına yönelinir. evsahibinin seslenmesine aldırış etmeden ev terkedilir. bir daha da o eve misafirliğe gidilmeyip ilişki koparılır.
rezil bir durumdur. hatta bir sonraki kullanıcı aile anne ya da babaysa eve gidildiği vakit şöyle bir diyalog geçer:
-kaç kere diyeceğim sana misafirlikte sıçma evde yap oyle çık diye
*baba kötü olduğu için mi yoksa sende sıçamadığın için mi kızıyorsun bana?
''sıçsammı sıçmasammı yoksa sadece çiş yapıp çıksam ,su kovası nerde ,aha gitmedi orda bana bakıo suyun üstünde yüzüyo''gibi iç çekişmelerin yaşandığı yer.
bundan dahada kötüsü var tuvalet kağıdının olmadığını sıçtıktan sonra görmek.
çıktıktan sonra "geç olmuş ben gideyim" denilerek kaçılması gereken talihsizlik.
gidilen evin halkından küfür yeme sebebidir.
yakında banyo gözüküyorsa ve özellikle de tas varsa ortada abartılacak bir durum yoktur . Kolaylıkla temizlenir . Misafirlikte sadece siz yoksanızda rahatsınızdır çünkü kimin yaptığı bilinmez .
öyle bir eve hak ettiğini bırakıp çıkacaksınız. sıçın gitsin. evet.
keşke sifonun bozuk olduğunu önceden söyleyeydiniz dediğimdir.
Geçmiş olsun durumudur. Evet.
hem gerçek hem de mecazi anlamda sıçtığının görüntüsüdür.
içinizde kopya çekerken yakalandığınızda oluşan bir duygu oluşur.