4 Nisan 1928'de St. Louis, Missouri ABD'de dünyaya gelen amerikalı kadın şair, sinema oyuncusu ve senarist.
Şiir kitaplarından "Just Give Me a Cool Drink of Water 'Fore I Die" ile Pulitzer Ödülü'ne aday gösterilmiştir.
--spoiler--
"insanlar söylediklerinizi ya da yaptıklarınızı unutur,
Ama onlara neler hissettirdiğinizi asla unutmaz."
--spoiler--
28.05.2014 itibariyle tarihe karışan büyük yazar, şair, eğitimci, oyun yazarı, tarihçi ve aktivist. belki bir gün hepimiz kafesteki kuşların neden şarkı söylediklerini anlarız.

"The caged bird sings
with a fearful trill
of things unknown
but longed for still
and his tune is heard
on the distant hill
for the caged bird
sings of freedom.''
I've learned that people will forget what you said, people will forget what you did but people will never forget how you made them feel. Demis. Iyi demis hos demis.
--spoiler--
Bir kadın, ne zaman kendi sesini duyurmak için ayağa kalksa,
planlamamış bile olsa, tüm kadınlar için de ayağa kalkmış olur.
--spoiler--

kadınların ne koşulda olursa olsun her zaman birbirini desteklemesi gerektiğine inanan, ayrımcılığa karşı duran ve sivil haklar hareketlerinde aktif olarak yer almış amerikalı yazar, şair, aktrist kadındır.
(Marguerite Ann Johnson, d. 4 Nisan 1928 - ö. 28 Mayıs 2014) Afroamerikan yazar, şair, dansçı, aktris ve şarkıcı. Angelou, yedi tane otobiyografi, üç tane deneme, birkaç tane şiir kitabi yayınlamıştır. Ayrıca Maya Angelou’nun elli yıldan fazla bir süreyi kapsayan kariyerinde birçok oyun, film ve televizyon gösterisi bulunmaktadır. Düzinelerce ödül ve otuzdan fazla onursal doktora derecesi almıştır. Angelou kendi çocukluğunu ve yetişkinlik çağının ilk dönemlerini konu alan otobiyografileri ile tanınmaktadır. Otobiyografilerinden ilki ‘I Know Why the Caged Bird Sing',(1969), 17 yaşına gelene kadarki hayatini anlatmaktadır. Bu otobiyografi Angelou'ya uluslararası tanınırlık ve beğeni getirmiştir.

Angelou, şair ve yazar olmaya genç bir yetişkin olarak yemek yaparak, para karşılığı ilişkiye girerek, gece kulübü dansı ve performansçısı, Porgy ve Bess opera oyunculuğu, Southern Christian Leadership Conference koordinatörlüğü ve sömürgeciliğin sonlandırma günlerinde Mısır ve Gana'da gazetecilik gibi bir seri uğraş sonrası başladı. Ayrıca Angelou aktörlük, yazarlık ve oyun, film, halk televizyonu programlarının yönetmenliğini yaptı. 1982 yılından sonra North Carolina Winston-Salem de bulunan Wake Forest Universitesi'nde eğitim verdi. Burada ilk ömür boyu Amerikan araştırmaları Reynolds profesörlüğünü aldı. Angelou sivil hak mücadelesinde çok aktif bir kişilikti. Martin Luther King Jr. ve Malcolm X ile birlikte çalıştı. 1990 lardan sonra Angelou yaklaşık elli farklı konuşmada bulundu ve konumsularda görünmeye seksenli yaslarına kadar devam etti. 1993 yılında Angelou kendi şiirini "On the Pulse of Morning" başkan Bill Clinton’nın göreve başlama töreninde okudu. Bu şiir okuma 1961 yılında şair Robert Frost'un John F. Kennedy'nin göreve başlama töreninde şiir okumasından sonra bir ilkti.

'I Know Why the Caged Bird Sings' kitabini yayınlanması ile birlikte Angelou kendi hayatini açık olarak tartıştı. Angelou siyahilerin ve kadınların sözcüsü olarak saygınlık kazandı. Angelou yaptığı çalışmalarında siyahilerin kültürlerini savunmayı dikkate aldı. Amerika’daki bazı kütüphanelerin Angelou’nun kitaplarını engelleme girişimine rağmen, çalışmaları okullarda ve üniversitelerde yaygın olarak kullanıldı.

Bir kapıcı ve donanma diyetisyeni olan Bailey Johnson ile hemşire ve krupiye olan Vivien (Baxter) Johnson'ın ikinci çocuğu olarak 4 Nisan 1928 tarihinde St. Louis, Missouri'de doğmuştur. Büyük kardeşi Bailey Jr. ona ''Maya'' takma adını veren kişidir. Angelou üç ve büyük kardeşi dört yaşındayken ebeveynlerinin sorunlu evliliği sona erdi, ve babaları onları Stamps, Arkansas'taki babaanneleri Annie Henderson'ın yanına gönderdi. Devrin diğer Afroamerikalılarının yaşadığı zor koşullara nazaran, Büyük Depresyon ve 2. Dünya Savaşı'nın zorlu ekonomik şartlarını büyükannesi, zekice ve dürüst yatırımları sayesinde sıkıntısız, finansal olarak zenginleşerek atlatmıştır. Çünkü sahip olduğu markette insanların ihtiyaç duyduğu temel yaşam ürünleri satıyordu.

Dört yıl sonra babaları habersizce Stamps'a geldi ve onları annelerinin yanına St. Louis'e geri götürdü. 8 yaşında annesiyle birlikte yaşarken, annesinin erkek arkadaşı Freeman tarafından cinsel istismara ve tecavüze uğradı. O, olayı kardeşine kardeşi de bütün aileye anlattı. Freeman suçlu bulundu ve yalnızca bir gün hapis yattı. Salındıktan dört gün sonra, muhtemelen Angelou'nun amcaları tarafından, öldürüldü. Angelou beş yıl kadar suskunlaştı. Belirttiği üzere: ''Sesimin onu öldürdüğünü düşündüm. O adamı ben öldürdüm, çünkü adını söyledim. Tekrardan hiç konuşmamayı, çünkü sesimin birini öldüreceğini düşündüm.'' Angelou hakkında biyografi yazan Marcia Ann Gillespie ve iş arkadaşlarına göre Angelou, bu sessizlik döneminde o fevkalade hafızasını, kitaplara ve edebiyata olan sevgisini, ve çevresindeki dünyayı dinleme ve gözlemleme kabiliyetini geliştirdi.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Maya_Angelou
Afroamerikan yazar, şair, şarkıcı, dansçı ve aktris. ırkçılığın ağır şekilde hissedildiği bir dönemde doğmanın getirisiyle, bu konu üzerine eserler vermiştir. Toplumda tanınır bir yüz olmasını sağlayan hikayelerinde kimi zaman kendi hayatını, küçüklüğünü ele alır.Gerçekte, kendisi henüz 3 yaşındayken ailesinin evliliği sona erer ve bunun üzerine babaları, kardeşi ile birlikte Angelou'yu babaannelerinin yanına, Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeyine gönderir. Burada abisi ile arasındaki bağın sıkılaşması üzerine, onun verdiği takma ad olan "Maya" hayatı boyunca taşıdığı ismi haline gelir. O yıllarda diğer Afroamerikalılar'ın yaşadıkları sıkıntılara rağmen babaannesi onlara iyi bir yaşam sunar. Burada okurken yaşadığı bir olayı "Graduation" (Mezuniyet) isimli hikayesinde anlatır. Abisinin mezuniyet töreninde beyaz adamlar gelerek bütün okula asla sahip olamayacaklarını düşündükleri şeyleri hatırlatır, küçümser ve giderler. Mezuniyetin heyecanıyla hayaller içinde olan çocuklar yıkılmışlardır.Babaannesinin yanında geçen dört yılın ardından babaları onları annelerinin yanına götürür. Angelou 8 yaşındayken burada annesinin erkek arkadaşı tarafından cinsel istismara ve tecavüze uğrar. Durumu abisine, abisi de tüm aileye anlatır. Hapiste yalnızca bir gün yatan annesinin erkek arkadaşı, tahliyenin ardından Angelou'nun dayıları tarafından öldürülür. Bu olaylar yaşanırken henüz küçük bir çocuk olan Angelou, durumu anlatmasının adamın ölümüne neden olduğunu düşünmesi üzerine tam beş yıl konuşmamıştır.
siyahileri oldukça sevimli bulurum. bu hanımefendi de ziyadesiyle tatlı, alımlı ve nevi şahsına münhasır bir afro amerikan yazar,şair. en bilindik eserlerinden biri phenomenal woman'dır.

Pretty women wonder where my secret lies.
I’m not cute or built to suit a fashion model’s size
But when I start to tell them,
They think I’m telling lies.
I say,
It’s in the reach of my arms,
The span of my hips,
The stride of my step,
The curl of my lips.
I’m a woman
Phenomenally.
Phenomenal woman,
That’s me.

I walk into a room
Just as cool as you please,
And to a man,
The fellows stand or
Fall down on their knees.
Then they swarm around me,
A hive of honey bees.
I say,
It’s the fire in my eyes,
And the flash of my teeth,
The swing in my waist,
And the joy in my feet.
I’m a woman
Phenomenally.

Phenomenal woman,
That’s me.

Men themselves have wondered
What they see in me.
They try so much
But they can’t touch
My inner mystery.
When I try to show them,
They say they still can’t see.
I say,
It’s in the arch of my back,
The sun of my smile,
The ride of my breasts,
The grace of my style.
I’m a woman
Phenomenally.
Phenomenal woman,
That’s me.

Now you understand
Just why my head’s not bowed.
I don’t shout or jump about
Or have to talk real loud.
When you see me passing,
It ought to make you proud.
I say,
It’s in the click of my heels,
The bend of my hair,
the palm of my hand,
The need for my care.
’Cause I’m a woman
Phenomenally.
Phenomenal woman,
That’s me.
amerikalı kadın, oyuncu, sanatcı, yazar, aktivist.

ben hic kitabını okumadım, ama yıllardır pek cok alıntısını, pek cok sozunu okudum, paylastım. bana cok akıllı bir kadın olarak gelir. ve sesi hep o kadar pasifist, o kadar yumus yumus ki..

simcik maya hanım amerika da zenci bir ailenin cocugu olarak dunyaya geliyor. sonra cocukken bir adam ona tecavuz ediyor. bir gun bu olayı abisine anlatıyor. aradan kısa bir vakit geciyor, tecavuz eden adamın olum haberi geliyor, adamı birileri oldurmus. bunun uzerine maya hanım birinin vefatından kendini sorumlu tutuyor, cok vicdan yapıyor, ve senelerce konusmayı bırakıyor. agzını bıcak acmıyor, tek kelime etmiyor yıllarca. gel zaman git zaman bir hocayla tanısıyor. hoca maya yı edebiyat dunyasındaki buyuk isimlerle tanıstiriyor. maya yeniden konusmaya, dahası yazmaya baslıyor. gel zaman git zaman bir zencileri koruyan kollayan dernekte aktif yol almaya baslıyor ve aktivist oluyor. martin luther king in cevresinde yer alıyor. o olduruldugunde hayatının sonuna kadar dogumgununu kutlamayı bırakıyor.
bill clinton 1993 te secildiginde acılıs konusmasında maya angelou nun siirini kullanıyor ve tarihte ilk siiri baskanca kullanılan amerikalı siyahi kadın olarak tarihe geciyor. 2010 da obama dan onur madalyası alıyor katkıda bulundugu barıs ve durusu sebebiyle. 2014 yılında 1930 larda dogmus maya hanım melek oluyor.

7 ciltlik kendi otobiyografisi olan bir kitap serisi var.
bu kitaplardan zenci bir kızın sorunlarını anlatan cocukluk ve genclik kısmı "kafeste hapis kuş neden şarkı soyler" adıyla yayınlanıyor. hala dunyada en cok satan kitaplardan biri. hala yasaklandıgı yerler var.

maya benim gozumde siyahi mucadelenin, kardesligin, barısın sembollerinden bir isim..