bugün

kaliteli kol saatleri üreten, bilinen bir isviçreli saat üreticisi.

http://www.mauricelacroix.com
Saatleri 8000-15000 TL arasında değişmektedir. Bu saatlerden biri kola takıldığı zaman "Ben burdayım" der.
Geleceğin klasiği mottosuyla pazarlanan, geçmişi olmayan, yeni nesil isviçre saatlerinden biri.

Diver serisi, klasik-spor alaşımı sevenlere tavsiye edilir.
saat sitelerinde gezerken karşılacağınız, fakat uzun vadede sahip olabiliceğiniz saatlerdendir.

kendimce ilerideki eşimi düşünüp; "ona bir saat almak istesem ne alabilirim?" diye bir araştırma yapmaya karar verdim. birkaç site gezdikten sonra; çok acayip, über güzel, efsanevi saatlerden ziyade, sade bir şeyler olsun istedim.

daha sonra bu saat dikkatimi çekti. güzelce dönen kalpler filan var. https://www.youtube.com/watch?v=XTpKwNjTvNI

Başladım saatin fiyatını sorgulamaya. ancak saatin fiyatı yazmıyor, sadece bulunabileceği mağazalar listesi yazıyor. ufak incelemeler sonucunda armada'da olduğunu buldum. telefonla soracaktım, aradım. hoş sesli bir hanımefendi firmasını tanıtarak açtı telefonu. formaliteleri geçtikten sonra "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrenebilir miyim?" dedim. sonra küt diye bir ses geldi. "alo" dedim, ses yok, telefona bakıyorum hat kesilmemiş. bir iki defa daha seslendikten sonra birisi "buyrun" dedi. bu sefer başka bir hanımefendi vardı. formaliteden haberi olduğu için direkt olarak soruyu yönelttim "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrene..." küt!

anlaşılan para kazanmak istemiyorlar dedim içimden. tekrar seslenmelere başladım ben. bu sefer diğerinden daha kısa bir sürede beyefendi geldi telefona. ne istediğimi sordu; "mauris lakrokys pavır of lav marka saatin fiyatını öğrenebilir miyim?" dedim. hani mikrofona üfleyince karşı tarafa "hııırşşşşttttt!!!" diye bir ses gider ya, işte adam aynen böyle bir şey yaptı. sonra "öhö öhö" diyerek sesini insani seviyelere düşürdü ve "beyefendi telefondan fiyat veremiyoruz, mağazamızda görüşelim." dedi. "tamam, ama bahsettiğim marka var, değil mi?" dedim. olduğunu belirtti ve telefonu kapattı.

birkaç gün sonra mağazalarına gittim. geçen gün telefonda konuştuğumuzu ve saat fiyatı öğrenmek istediğimi söyledim. hemen çay ikram edip sırtıma yastık verdiler. bakım iyiydi yani. sonra hangi markayla ilgilendiğimi sordular. "mauris lakroys pavır of lav" dedim. adam bir şey demeden içeri gitti. saati getirecek herhalde diye düşünürken iki hanımefendi ile birlikte geldi. "hangi saatti efendim?" diye tekrar sordu; "mauris lakroys pavır of lav" dedim. dedim ama demez olaydım. kadınlar başladı hihihihihi gülmeye, adam da dayanamadı hahauhauhuahuah diye gülüyor. "ne oldu beyfendi?" dedim. biraz daha güldükten sonra adam kadınları içeri yolladı ve "beyefendi öyle bir saat markası yok. demek istediğiniz buysa (burada kenardan çıkardığı saat kutusunun üzerindeki "maurice lacroix" yazısını gösteriyor.) 'mouis lequa' diye telaffuz ediliyor. çok merak ettiğiniz saatte bu ve fiyatı da (kendi kendine euro/tl hesabı yaparak) 33 bin türk lirası."

hayatımda bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. kıpkırmızı olmuş, "teşekkürler" deyip çıkışa yönelmiştim. adam arkamdan gelip "uzanamayacağın ciğere seslenmeye çalışma" dedi. "ne diyon lan sen!" deyip adama yumruk atmayı çok isterdim ama, o anın ezilmişliğini bozmak istemedim.
ayrıca söylediği söz de b*k gibiydi.
Orta ve luks sinifta konumlandirilmaya calisilan ama hem malzeme hem de icindeki mekanizma bakimindan tirt olan marka. Swiss made ibaresini hak etmiyor. Bu paralara saglam bir tissot alinip yola devam edilmelidir.