bugün
- kurtlar vadisi pusu rezaleti11
- sophie dee'nin memeleri10
- çok fazla çirkin erkek olması12
- yigitzsche13
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği22
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak14
- anın görüntüsü15
- aleyna tilki nin annesi12
- cengiz ünder'in bıyığı12
- icardi19058
- ölmeye karar vermek19
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması10
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- sexting haram mıdır23
- assembly kodu11
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur20
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe13
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu9
- yazarların en rum özelliği20
- erdoğan'dan sonraki başkan16
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı8
- sadece sennn9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti11
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim8
1975 doğumlu Avusturalya'lı yazardır. Türkiye'de yalnızca iki kitabı satılıyor. Biri ''hiç kimse sıradan değildir'' diğeri de ''kitap hırsızı'' adlı kitaplarıdır.
hiç kimse sıradan değildir kitabıyla beni kendine hayran bırakmış avusturalya'lı yazardır. söz konusu kitap bir solukta okunan, kendine bağlayan, gün içinde diğer işlerle ilgilenirken bile okuma isteğinizin devamlı aklınızda durduğu kitaplardan.
--spoiler--
"Ed?" Bana vurdu. "Orada mısın?"
"iyiyim, Marv," dedim. "Sadece düşünüyordum."
"Bu seni öldürür," diye uyardı. "Hiçbir şey düşünmezsen daha iyi olursun."
--spoiler--
(bkz: hiç kimse sıradan değildir)
"Ed?" Bana vurdu. "Orada mısın?"
"iyiyim, Marv," dedim. "Sadece düşünüyordum."
"Bu seni öldürür," diye uyardı. "Hiçbir şey düşünmezsen daha iyi olursun."
--spoiler--
(bkz: hiç kimse sıradan değildir)
"Neden ben?" diye sordum, Tanrı'ya bir şey söylemedi güldüm ve yıldızları seyrettim yaşamak güzeldi.
hayatımda kayda değer bir etki darbesi oluşturan nadir insanlardan biridir bu adam. bana anlattıkları çok yoğun, gösterdikleri çok boyutlu, hissettirdiği şeyler çok derindi. hakkında ne söylersem söyleyeyim üzerimdeki etkisini tasvir edemem.
kitap hırsızı. abi o nasıl bir anlatımdır. o kadar güçlü bir hikayeyi, öylesine güçlü imgelerle örüp, öylesine sarsıcı, vurucu bir anlatımla anlatmak nasıl bir kombodur. bu kitap, bazı insanlar için nakavt vuruşu. izlerini hayatım boyunca taşıyacağım, bunu kitabı okurken, çeyreğini bitirdiğimde anlamıştım ve çok haklı bir kanıymış. okuyalı 1 sene oldu ve kitap hakkında bazı sahneleri ve cümleleri hatırladığımda ve bazı yazılanları okuduğumda hala içim titriyor, gözlerim sızlıyor resmen. bu kitap bu yazarın ustalık eseri. bunu okuduktan sonra diğer kitaplarını da yalayıp yutma kararı almıştım.
wolfe serisi. birinci kitabı olan köpek düşleri nden itibaren ustalık seviyesinin kademe kademe nasıl yükseldiğine tanık oldum. her kitap, bir öncekinden daha iyi olaylarla kurgulanmış ve daha etkili anlatılmış. wolfe kardeşlerin hayatları, sorunları, maceraları, yazarın kendine has mizahı ve anlatımıyla bütünleşince etkisi büyük bir eser oluyor. seriye ilk başladığımda "demek ki kitap hırsızı nın yazarı gibi bir yazar bile, böyle basit kitaplar yazabiliyormuş." dedim, "genç bir yazarın ergenlik hikayeleri" dedim. ama devam ettikçe kitapta kendimden de bir şeyler buldum, karakterime etki edecek dersler de çıkardım, yüreğime dokunan yerlere de rastladım, okumaktan zevk de aldım. özellikle serinin son kitabı olan when dogs cry, hem ismiyle hem de işlerin artık daha ilerlemesi, yazarın anlatımının artık daha da güçlü olması ve daha etkili olaylarla kurgulanması neticesinde beni derinden etkilemeyi başardı. bilmiyorum, içimde bir yerlerde cameron wolf tan, ruben dan, steven dan ve hatta sarah dan parçalar var ve bu hikayeyi okumak onlarla yüzleşmemi sağladı. ve özellikle, tabii ki cameron... aşağılık hissinin ne demek olduğunu bazı zamanlar iyi bilirim. ve burada güzelce anlatmış bunu marcus zusak.
şimdi sıra i'm the messanger da. nasıl bir şeyle karşılaşacağımı heyecanla bekliyorum. aşağılık duygusunu anlattıktan sonra, "hiç kimse sıradan değildir" gibi bir kitap çıkararak bu durumları aştığını hikayelemiş gibi geliyor. okuyup editlerim onun hakkındaki izlenimlerimi de.
bu arada, yazarın 8 yıldan uzun bir süre üzerinde çalıştığı yeni bir romanı da varmış. tamamladı mı, tamamlayacak mı, ne zaman çıkacak bir bilgim yok. istanbul'a geldiği zaman verdiği röportajdan öğrenmiştim bunu da.
kitap hırsızı. abi o nasıl bir anlatımdır. o kadar güçlü bir hikayeyi, öylesine güçlü imgelerle örüp, öylesine sarsıcı, vurucu bir anlatımla anlatmak nasıl bir kombodur. bu kitap, bazı insanlar için nakavt vuruşu. izlerini hayatım boyunca taşıyacağım, bunu kitabı okurken, çeyreğini bitirdiğimde anlamıştım ve çok haklı bir kanıymış. okuyalı 1 sene oldu ve kitap hakkında bazı sahneleri ve cümleleri hatırladığımda ve bazı yazılanları okuduğumda hala içim titriyor, gözlerim sızlıyor resmen. bu kitap bu yazarın ustalık eseri. bunu okuduktan sonra diğer kitaplarını da yalayıp yutma kararı almıştım.
wolfe serisi. birinci kitabı olan köpek düşleri nden itibaren ustalık seviyesinin kademe kademe nasıl yükseldiğine tanık oldum. her kitap, bir öncekinden daha iyi olaylarla kurgulanmış ve daha etkili anlatılmış. wolfe kardeşlerin hayatları, sorunları, maceraları, yazarın kendine has mizahı ve anlatımıyla bütünleşince etkisi büyük bir eser oluyor. seriye ilk başladığımda "demek ki kitap hırsızı nın yazarı gibi bir yazar bile, böyle basit kitaplar yazabiliyormuş." dedim, "genç bir yazarın ergenlik hikayeleri" dedim. ama devam ettikçe kitapta kendimden de bir şeyler buldum, karakterime etki edecek dersler de çıkardım, yüreğime dokunan yerlere de rastladım, okumaktan zevk de aldım. özellikle serinin son kitabı olan when dogs cry, hem ismiyle hem de işlerin artık daha ilerlemesi, yazarın anlatımının artık daha da güçlü olması ve daha etkili olaylarla kurgulanması neticesinde beni derinden etkilemeyi başardı. bilmiyorum, içimde bir yerlerde cameron wolf tan, ruben dan, steven dan ve hatta sarah dan parçalar var ve bu hikayeyi okumak onlarla yüzleşmemi sağladı. ve özellikle, tabii ki cameron... aşağılık hissinin ne demek olduğunu bazı zamanlar iyi bilirim. ve burada güzelce anlatmış bunu marcus zusak.
şimdi sıra i'm the messanger da. nasıl bir şeyle karşılaşacağımı heyecanla bekliyorum. aşağılık duygusunu anlattıktan sonra, "hiç kimse sıradan değildir" gibi bir kitap çıkararak bu durumları aştığını hikayelemiş gibi geliyor. okuyup editlerim onun hakkındaki izlenimlerimi de.
bu arada, yazarın 8 yıldan uzun bir süre üzerinde çalıştığı yeni bir romanı da varmış. tamamladı mı, tamamlayacak mı, ne zaman çıkacak bir bilgim yok. istanbul'a geldiği zaman verdiği röportajdan öğrenmiştim bunu da.
köpek düşleri adlı kitabın yazarı,gidişat iyiydi ama sonucu pek beğenmemiştim.
Stefan Zweig gibi markus zusak da okurun önüne sade, açık ve anlaşılır betimlemeler sunuyor.
güncel Önemli Başlıklar