bugün

metalaşan insanlardan ve yabancılaşmadan söz eder ama insanı da malları ortak paylaşması gereken bir metadan öte görmez derinliklerine nüfuz ettiğinizde.

her şey mal paylaşımından ibaret. çirkin kızla güzel kızı, engelliyle engelli olmayanı falan nasıl eşitleyeceğiz.

bir yere gelmediğinden dolayı mücadele birlikteliği ve edebiyatıyla yoldaşlık pskolojisini yaşayanlar (ki onlarda bölünerek azalıyorlar) koca bir topluma hakim kılınan eşitlik içerisinde kardeşliği maddeci varoluşla mı sağlayacaklar.

devlet baskısıyla dayatacağın eşitlikten muzdarip insanlar kabusun olmayacak mı?

3 yaşında çocukla 35 yaşındaki adama ekmeği yarı yarıya paylaştırırsan orada maddede eşitlik olur. insan için bu adalet olmaz.

sevdiğim için yazıyorum. sosyal demokrasiye evrilin de bari az gerçekçi olun!
imla.
marksizm insanları mal olarak görmediğinden dolayı ilk önerme patlamıştır.

devlet baskısıyla değil sosyalizm'i veya komünizm'i halklar getireceği için devlet baskısı diye bir şey söz konusu değildir olmamıştırda.

kardeşlik maddeci varoluşla sağlanabilir zira kapitalizm insanlarını rekabetçi, bencil, çıkarcı gibi terimlerle tanımlarken maddeci varoluşla kardeşliğin gelmesi daha uygun görünüyor.
Öncelikle Karl Marx ve Marxiszmin ayrımını yapmak gerek. Marx bir marxist değildi doğal olarak ve bunun için onun görüşlerini marxizm olarak görmek çok saçma. Ayrıca hem marxizmi hem de Karl Marx'ı tekrar gözden geçirmekte fayda var. Çelişkili olmaz zaten insanın doğasında var.
şimdi bu marx efendi demiyor mu ki güç elinde olanlar bundan vazgeçmek istemeyeceğinden devrimle ancak bu iş olur ki doğru diyor.
illa bu iş için birilerini devireceksin.
bu arada sen tüm tarihi sınıflar arası mücadeleden ibaret göreceksin de sınıfların haklarından kolayca vazgeçeceğini düşüneceksin, zaten bu saçma olur.
eskinin zengini bilmem neyi sana kin duyacak, hak iddia edecek içten içe.
devlet baskısı olmadan yürütemezsin o işi. hem ne yapacaksın? din yoluyla yayılmaya çalışanları baskılayacaksın, menfaati için sistemi istemeyenlerin eleştirileri olacak mecburen bastıracaksın. yani sovyetler gibi bir süper gücün bu işi yapamaması sadece kişilere bağlı değil.

eşit gelire ulaşsa da mutlu olmayan er kişi hemen sisteme bağlayacak bunu. ötede zevk-ü sefa yapan kapitalistler var. tükettikçe yüceltilen. burada dengeli tüketen biri olacaksın, fazla tüketimci olman hoş karşılanmayacak. bunu bir de 60-70 yıllık dünya hayatında fedakarca yapacaksın. ölünce de zerresin zaten.

sosyalizm hadi az ütopik(ütopik sonuçta) de komünizm ne arkadaş?
olmaz o işler! en iyisi toplumu evirmeye çalışın diyeceğim de sovyetler falan kötü örnekle ve dinler afyondur söylemiyle yayılım da bulmaz halk arasında.
kapitalizm'in çelişkilerinin yanında bırak cüce kalmayı gözükmez bile.

not: marksizm bir bilim olduğu için çelişmekten korkacak hiç bir yanı yoktur. eğer ki bir şeylerle çelişiyorsa, bu marksizmin lehinedir. geliştiğini, ilerlediğini, çağına ayak uydurduğunu, dogmatik olmadığını gösterir. tıpkı bilimler gibi.

not 2: ki bu bile şuan böyle değildir. ileride belki.
(bkz: evrim teorisini tek soruyla çürüten adam)
kendi içinde kapalı bir sistemdir. çatışmadan, çıkıp eylem yapmaktan farklı bir şey anlaşılmaz. çatışarak gelişmek falan pek olmamış sanırım.
oturup kendi aranızda konuşurken sadece halkın cahilliğine ve uyutulmasına mı bağlıyorsunuz hocalar marksizm'in topluma yayılamayan bir görüş olmasını. düz mantıkla eleştiriyorum evet, daha derin de eleştiri yaparım da ne gerek var! işte hal böyle. kuantum fiziğiyle diyalektik materyalizm bağlantısına da bir bakın ayrıca.
mahalle ağzıyla marksizmi çökertme girişimlerimize devam ediyoruz. marksizm ayaklandıda mı çökertmeye çalışıyorsun mahallenin delisi diyenleri duyar gibiyim. olsun!

zemine bir sofra gibi kurulan çatışarak gelişme üzerine maddeci düşünce pek manidardır. yalnız, marksizm çatışarak gelişmeyi varlığın doğasında görür ve fakat çatışarak gelişme için fırsat eşitliği sağlayan ortamı yadsır. çatışmanın olmadığı tekdüze bir eşit dağıtımdan söz eder. toplumsal dikey iniş çıkışların insanların gelişim ve değişimine, durağan olmamasına katkılarını görmez. takıntılı bir şekilde sadece her şeyi sermaye paylaşımında görür. evrilerek gelin! sosyal demokratlara selam olsun!
mahalle ağzıyla din eleştirisi yapanlara özeniyorum, affedin! slogan: dinler afyondur.
güncel Önemli Başlıklar