bugün

tanımak,bilmek anlamına gelen arapça kelime..

(bkz: tasavvuf)'da Allah'ı tanımak bilmek sevmek yakınlaşmak manasında kullanılır ve tasavvuftaki vechelerden,aşamalardan biraz daha özenelleştirirsen (bkz: ferudiddin attar)'ın çöllerinden birisidir..uzun uğraşlar (çok uzun uğraşlar) sonucu varılabilecek bir noktadır..

(bkz: muhyiddin ibni arabi)'nin bu konuyla ilgili (bkz: hikmet ve marifet) adlı bir eseri vardır.. (bkz: sadrettin konevi) ve (bkz: william chittick) kitabın şerhlerini yapmıştır..
bir konuda ya da bir alanda gösterilen beceri, ustalık, yetkin olma durumu.
yenen bir tür bok.
marifete ilimle değil amelle ulaşılır.*
(bkz: ilim)
(bkz: amel)
marifet iltifata tabidir demiş büyüklerimiz.
yerinde bir bedri rahmi eyüboğlu şiiri...

Marifet hiç ezilmemek bu dünyada
Ama biçimine getirip ezerlerse
Güzel kokmak
Kekik misali
Lavanta çiçeği misali
Fesleğen misali
Itır misali
isâ misali
Yunus misali
Tonguç misali
Nâzım misali.
erzurum ili, köprüköy ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: köprüköy/#8987291)
taşlara bakan gözlerin, çicekleri görmesidir... *
osmanlıca anlamı, arapça'dan farklı olarak 'beceri, ustalık, uzmanlık' sözcüklerini betimler.
Marifet, can için sevgili aramak değil; sevgili için can taşımaktır...

Hz. Mevlana.
marifet?!...
azrail'e tebesssüm...

salih mirzabeyoğlu.
güzel bir ido tatlıses şarkısıdır.
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet.

can yücel.
vuslat istikametinde bir vadi.

Ondan sonra gözüne, başı sonu olmayan marifet vadisi görünür.

Hiç kimse yoktur ki, yolun uzunluğu yüzünden gönlü karışmasın, acayip bir hale düşmesin! (Çoklarının, yolun uzunluğu yüzünden gönlü karışır yolunu kaybeder)

O vadinin hiçbir yolu, öbürüne benzemez. Ten yolcusu başkadır (onun), can yolcusu başka!

Yine de can ve ten, noksan ve kendi yüzünden daima geri kalıp zeval bulmada, ilerleyip kemale ulaşmadadır.

Hulâsa (özet) o vadide görünen bir çok yol var ama, her bir yol, yolcusuna göre! (O vadinin bir çok yolu vardır ama her yol yolcusuna göredir.)

Bu ulu yolsa nasıl olur da dertlere düşen örümcek, fille beraber yürür, aynı yola yollanır. (Bu ulu yolda dertlere düşen örümcek fille beraber yürümez, ayrı yola yollanır)

Herkesin yürüyüşü kemalincedir; herkesin yakınlığı halli halincedir.

Sivrisinek istediği kadar uçsun; kasırga süratini ve kasırga kuvvetini elde edebilir mi hiç?

Hâsılı (ortaya çıkmak, belirmek) herkesin yürüyüşü başka başkadır; hiçbir kuş öbür kuş gibi gidemez.

işte bilgi(marifet) bu yüzden ayrı ayrıdır. Birisi mihrabı(kabeyi) bilmiş, bulmuştur, öbürü putu!

Bu kadri yüce yolun önünde bilgi(marifet) güneşi doğup parladı mı

Herkes kadrince bir öngörüye sahip olur; herkes hakikat âlemindeki durağını, bucağını bulur.

Yolcuya bu yol aydınlandı mı, dünya külhanı gözüne gül bahçesi görünür.

içindeki sırrı görür o, deriyi değil. Artık sevgiliden başka bir zerre bile göremez zaten.

Ne görürse, hep onun yüzüdür; daima onu seyreder. Birlikte bütün sırları tamamlar, tam ve kâmil bir er olur, birliğe erer.

Nikap (peçe) altındaki yüz binlerce sır, güneş gibi parlar, ona yüz gösterir.

Tek bir kişi bütün sırları görsün de kemale ersin diye, yüz binlerce kişi bu yolda kaybolur gider!

Bu ucu bucağı, dibi kıyısı olmayan denize dalmak, bu denizde dalgıçlık etmek için, iç âlemine dalmış bir kâmil er gerek!

Sana sırlar âleminden bir zevk hâsıl olsa, her an aşkın, şevkın tazelenir durur!

Adamakıllı susuzluk işte buradadır. Yüz binlerce kan işte burada helâl olur, dökülür gider.

Arşa bile el atsan, “daha yok mu” sözünü bir an bile bırakma!

Arşı bile irfan denizinde gark et. Buna imkân bulamazsan, bari başına yolda toprakları saç!

A gaflet uykusuna dalmış kişi, kutlanacak bir halin yoksa, neden kendine yas tutmuyor, neden kendine ağlamıyorsun?

Sevgilinin vuslatına erişemedin, o vuslattan neşelenmediysen, bari kalk da ayrılık yasını tut!

Sevgilinin yüzünü görmüyorsan, hiç olmazsa şaşkın bir halde oturma da, sırlara mahrem olmayı dile!

Bulamıyorsan, bari utan da aramaya koyul. Eşek gibi ne vakte kadar başıboş, yularsız dolaşıp duracaksın?

Mantık'ut Tayr (Kuşça)
iyi ve ya kötü yapılan her şeyin ustalıkla yapılmasıdır.
görsel
marifet bir şeyi yapabilecekken yapmamakta...körün kadına bakmamasında ne sevap var!?

necip fazıl kısakürek - parmaksız salih
görsel