bugün
- sözlük kızından gelin olmaz8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim15
- cumaya gidenlerin çok azalması22
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- vatandaşlık farkı alan otel19
- anın görüntüsü16
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız10
- aleyna tilki'nin en seksi fotoğrafı8
- alınan en güzel iltifat11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim8
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- integralin müfredettan kaldırılması15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı22
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş8
vuslat istikametinde bir vadi.
Ondan sonra gözüne, başı sonu olmayan marifet vadisi görünür.
Hiç kimse yoktur ki, yolun uzunluğu yüzünden gönlü karışmasın, acayip bir hale düşmesin! (Çoklarının, yolun uzunluğu yüzünden gönlü karışır yolunu kaybeder)
O vadinin hiçbir yolu, öbürüne benzemez. Ten yolcusu başkadır (onun), can yolcusu başka!
Yine de can ve ten, noksan ve kendi yüzünden daima geri kalıp zeval bulmada, ilerleyip kemale ulaşmadadır.
Hulâsa (özet) o vadide görünen bir çok yol var ama, her bir yol, yolcusuna göre! (O vadinin bir çok yolu vardır ama her yol yolcusuna göredir.)
Bu ulu yolsa nasıl olur da dertlere düşen örümcek, fille beraber yürür, aynı yola yollanır. (Bu ulu yolda dertlere düşen örümcek fille beraber yürümez, ayrı yola yollanır)
Herkesin yürüyüşü kemalincedir; herkesin yakınlığı halli halincedir.
Sivrisinek istediği kadar uçsun; kasırga süratini ve kasırga kuvvetini elde edebilir mi hiç?
Hâsılı (ortaya çıkmak, belirmek) herkesin yürüyüşü başka başkadır; hiçbir kuş öbür kuş gibi gidemez.
işte bilgi(marifet) bu yüzden ayrı ayrıdır. Birisi mihrabı(kabeyi) bilmiş, bulmuştur, öbürü putu!
Bu kadri yüce yolun önünde bilgi(marifet) güneşi doğup parladı mı
Herkes kadrince bir öngörüye sahip olur; herkes hakikat âlemindeki durağını, bucağını bulur.
Yolcuya bu yol aydınlandı mı, dünya külhanı gözüne gül bahçesi görünür.
içindeki sırrı görür o, deriyi değil. Artık sevgiliden başka bir zerre bile göremez zaten.
Ne görürse, hep onun yüzüdür; daima onu seyreder. Birlikte bütün sırları tamamlar, tam ve kâmil bir er olur, birliğe erer.
Nikap (peçe) altındaki yüz binlerce sır, güneş gibi parlar, ona yüz gösterir.
Tek bir kişi bütün sırları görsün de kemale ersin diye, yüz binlerce kişi bu yolda kaybolur gider!
Bu ucu bucağı, dibi kıyısı olmayan denize dalmak, bu denizde dalgıçlık etmek için, iç âlemine dalmış bir kâmil er gerek!
Sana sırlar âleminden bir zevk hâsıl olsa, her an aşkın, şevkın tazelenir durur!
Adamakıllı susuzluk işte buradadır. Yüz binlerce kan işte burada helâl olur, dökülür gider.
Arşa bile el atsan, “daha yok mu” sözünü bir an bile bırakma!
Arşı bile irfan denizinde gark et. Buna imkân bulamazsan, bari başına yolda toprakları saç!
A gaflet uykusuna dalmış kişi, kutlanacak bir halin yoksa, neden kendine yas tutmuyor, neden kendine ağlamıyorsun?
Sevgilinin vuslatına erişemedin, o vuslattan neşelenmediysen, bari kalk da ayrılık yasını tut!
Sevgilinin yüzünü görmüyorsan, hiç olmazsa şaşkın bir halde oturma da, sırlara mahrem olmayı dile!
Bulamıyorsan, bari utan da aramaya koyul. Eşek gibi ne vakte kadar başıboş, yularsız dolaşıp duracaksın?
Mantık'ut Tayr (Kuşça)
Ondan sonra gözüne, başı sonu olmayan marifet vadisi görünür.
Hiç kimse yoktur ki, yolun uzunluğu yüzünden gönlü karışmasın, acayip bir hale düşmesin! (Çoklarının, yolun uzunluğu yüzünden gönlü karışır yolunu kaybeder)
O vadinin hiçbir yolu, öbürüne benzemez. Ten yolcusu başkadır (onun), can yolcusu başka!
Yine de can ve ten, noksan ve kendi yüzünden daima geri kalıp zeval bulmada, ilerleyip kemale ulaşmadadır.
Hulâsa (özet) o vadide görünen bir çok yol var ama, her bir yol, yolcusuna göre! (O vadinin bir çok yolu vardır ama her yol yolcusuna göredir.)
Bu ulu yolsa nasıl olur da dertlere düşen örümcek, fille beraber yürür, aynı yola yollanır. (Bu ulu yolda dertlere düşen örümcek fille beraber yürümez, ayrı yola yollanır)
Herkesin yürüyüşü kemalincedir; herkesin yakınlığı halli halincedir.
Sivrisinek istediği kadar uçsun; kasırga süratini ve kasırga kuvvetini elde edebilir mi hiç?
Hâsılı (ortaya çıkmak, belirmek) herkesin yürüyüşü başka başkadır; hiçbir kuş öbür kuş gibi gidemez.
işte bilgi(marifet) bu yüzden ayrı ayrıdır. Birisi mihrabı(kabeyi) bilmiş, bulmuştur, öbürü putu!
Bu kadri yüce yolun önünde bilgi(marifet) güneşi doğup parladı mı
Herkes kadrince bir öngörüye sahip olur; herkes hakikat âlemindeki durağını, bucağını bulur.
Yolcuya bu yol aydınlandı mı, dünya külhanı gözüne gül bahçesi görünür.
içindeki sırrı görür o, deriyi değil. Artık sevgiliden başka bir zerre bile göremez zaten.
Ne görürse, hep onun yüzüdür; daima onu seyreder. Birlikte bütün sırları tamamlar, tam ve kâmil bir er olur, birliğe erer.
Nikap (peçe) altındaki yüz binlerce sır, güneş gibi parlar, ona yüz gösterir.
Tek bir kişi bütün sırları görsün de kemale ersin diye, yüz binlerce kişi bu yolda kaybolur gider!
Bu ucu bucağı, dibi kıyısı olmayan denize dalmak, bu denizde dalgıçlık etmek için, iç âlemine dalmış bir kâmil er gerek!
Sana sırlar âleminden bir zevk hâsıl olsa, her an aşkın, şevkın tazelenir durur!
Adamakıllı susuzluk işte buradadır. Yüz binlerce kan işte burada helâl olur, dökülür gider.
Arşa bile el atsan, “daha yok mu” sözünü bir an bile bırakma!
Arşı bile irfan denizinde gark et. Buna imkân bulamazsan, bari başına yolda toprakları saç!
A gaflet uykusuna dalmış kişi, kutlanacak bir halin yoksa, neden kendine yas tutmuyor, neden kendine ağlamıyorsun?
Sevgilinin vuslatına erişemedin, o vuslattan neşelenmediysen, bari kalk da ayrılık yasını tut!
Sevgilinin yüzünü görmüyorsan, hiç olmazsa şaşkın bir halde oturma da, sırlara mahrem olmayı dile!
Bulamıyorsan, bari utan da aramaya koyul. Eşek gibi ne vakte kadar başıboş, yularsız dolaşıp duracaksın?
Mantık'ut Tayr (Kuşça)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar