bugün
- albay kemal14
- nihavend longa24
- sözlükçülerin albay kemal'e bok atma sendromu8
- anın görüntüsü10
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması11
- okan buruk12
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği13
- neden evlenmiyorsunuz16
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak17
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız18
- sözlüğün en iyi 10 yazarı19
- aleyna tilki11
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı20
- fenerbahçe13
- albay kemal sözlükten atılsın kampanyası12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur16
- sözlükteki islamcılara alınması gereken önlem12
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba24
- 90 lı yıllara dair akılda kalanlar9
- ismet gurbuz 202412
- taksim'e ekran dikip kuran yayınlamak9
- gratis indirim günü kavgaları18
- yaşlılık belirtileri9
- true nickli yazar10
- üstteki yazar tarzında entry gir13
- kova burcu erkeği9
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız22
- jose mourinho68
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi9
- zalbert'in karşısında dans etmek8
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür11
- türkiye de intihar vakalarının artması12
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir27
- şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat10
- neden sevgilim yok10
- insanı zengin hissettiren şeyler19
- barbara palvin'in aldatılması17
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri8
- ismail kartal8
- geldi yine deli11
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
On sekiz yaşında çekilecek çiledir kaç yaşında çekecektiniz 30 yaşındamı?
Sağ çıkabilen varsa ya gazidir, yada torpili hazırdır.
6 saat kaldı ve bende girecegim uyku tutmuyo bakalım hayırlısı.
böyle soru soracağınıza bu adamları direk okul puanıyla alsaydınız ya soru teog dan çalmışlar resmen, bir ay çalışanda bir sene çalışanda aynı şeyi yaptıktan sonra sıkeyım böyle sınavı.
görsel
üniversite sınavına hazırlıkta gençlerin geleceğe yön vermesine imkan tanıyan onları destekleyen eğitim anlayışı. keşke herkes şöyle maltepe belediyesi gibi güzel şeyler yapabilse.
üniversite sınavına hazırlıkta gençlerin geleceğe yön vermesine imkan tanıyan onları destekleyen eğitim anlayışı. keşke herkes şöyle maltepe belediyesi gibi güzel şeyler yapabilse.
Cahil insanlar, "okumak" fiilini yalnızca "okul bitirmek" şeklinde algılarlar. Ders dışında her türlü kitap da kafa karıştırır, fakat en başta göz sağlığına zararlıdır. Dolayısıyla, çocuğun ders dışı okuması hep engellenmek istenir. Ya roman okur da derslerinden kalırsa?
Okul bitirmekten anladıkları da, ya doktor, ya avukat, ya da mühendis "çıkmaktır". Hepi topu bu üç mesleği icra edenleri "okumuş" sayarlar. Konservatuvar mezunu "çalgıcıdır" alt tarafı, arkeolog da hababam taşı toprağı kazar ama müteahhit bile olamamıştır!
geçmişte "çocuğa derslerinde lazım olur" diye gazetelerden kupon kesip evine her türlü abur cubur çarçuru dolduranlar, "ulan bize de lazım olabilir" diye bir kerecik açıp bakmazlardı onlara... Kendilerinden geçmiştir, onlar okuyamamışlardır ama "çocuk okuyacaktır hayırlısıyla" amcası, değil mi?...
O çocuklar da genellikle "çok zeki ama çok tembel" çıkarlar amcası... merhum Çetin Altan'ın vakti zamanında bir kitabında yazdığı gibi, "bizim oğlan çok aptal ama çok çalışkan" diyen ana baba bugüne kadar görülmemiştir.
Haaa, bir de "atom mühendisliği" vardır tabii, mühendisliğin en ileri ucu kabul edilir.
Tıpkı, yarı aydın yarı cahil bunalımlı kızların popolarından uydurdukları "pozitif eneeerji-negatif eneeeerji" türlerini fizik biliminin henüz kaydetmemiş olduğu gibi, atom mühendisliği diye bir meslek dalı da henüz icat edilmemiştir. Ama cahil kulaklara hoş gelir.
Canım, çocuk atom mühendisi çıkınca "Amerikalara falan" gidecek, hepsinden önemlisi, maaşı dolar üzerinden alacaktır!
Ki sonra teyzeme "bilet göndersin" de o da pastırmasını sucuğunu alıp oğlunun yanına gidebilsin... Hem de bir baksın bakalım, oğlanın oralardan bir "gavur kızı" alıp getirme tehlikesi var mı? Varsa engel olalım, bir an önce komşu Hayriye Hanım'ın kızı Şengül'le başını bağlayalım! .
Okumaktan amaç, bilgiye ulaşmak değil, bilgiyi kendisi üretmek hiç değil, para kazanmaktır. Daha doğrusu, sınıf değiştirme yolunun açılmasıdır.
Cahil insanlar kendileri sınıf değiştirme trenini kaçırmışlardır, çocukları okuyacaklar ve değiştireceklerdir.
Değiştiremeyince de mutsuz olurlar. "Biz okuduk da ne oldu?" cümlesi ülkemizde kurulan en yaygın cümlelerden biridir.
şu eski adıyla "öss", şimdiki adıyla "lys" her sene yapılıyor mesela...
Matbuat esnafı elbette üzerine balıklama atlar ve "ne olacak bu eğitimin hali" edebiyatına girişir vakit geldiğinde... Bana bu tür ösese, öyese, öseyese, mekeyeke, imefe, abeceçe konularından gına geldiği için, pek takmam, takipte etmem.
Çünkü her yılın leyesesi-meyesesi, yalnızca sınava o yıl girenleri ve onların analarını babalarını ilgilendirir, üst yanı ırgalanmaz.
Dolayısıyla, gazetelerin ertesi gün çarşaf çarşaf yayınladıkları soru-yanıt sayfaları da küfür edilerek çevirilir geçilir.
Çocuklar, istedikleri okula giremiyorlar ve mutsuz oluyorlar. televizyonlarda ve gazetelerde bazı über-dangalak tipler, hele sosyal-demokrat geçiniyorsa, bir de sittirici çadır dikme meralısıysa, "bu ne biçim hükümet" diye "giydirme" fırsatı çıkar.
Sanki "bu çarpık sınav sistemine karşıyım" diye atıp tutanların somut olarak daha iyi bir sınav sistemi önerdikleri görülmüş gibi...
Çocukların bir meslek edinmeleri de ana babaların hiç umurlarında değil. "Ben sualtı kaynakçılığı öğrenmek istiyorum" ya da "ben fermantasyon teknikeri olacağım" diyen çocuk bir güzel sopa yer, biz senin için saçımızı fermantasyon teknikeri olasın diye mi süpürge ettik?
Oysa dün bir yerde gözüme ilişti, bir "at eğitmeni" ayda yedi bin lira kazanıyormuş...
Su altına boru döşeyen de ayda beş bin dolar alıyormuş.
içinizde ebeveyn olan bacılar-amcalar, ne dersiniz, sizin oğlan okusun mu okumasın mı?
Okul bitirmekten anladıkları da, ya doktor, ya avukat, ya da mühendis "çıkmaktır". Hepi topu bu üç mesleği icra edenleri "okumuş" sayarlar. Konservatuvar mezunu "çalgıcıdır" alt tarafı, arkeolog da hababam taşı toprağı kazar ama müteahhit bile olamamıştır!
geçmişte "çocuğa derslerinde lazım olur" diye gazetelerden kupon kesip evine her türlü abur cubur çarçuru dolduranlar, "ulan bize de lazım olabilir" diye bir kerecik açıp bakmazlardı onlara... Kendilerinden geçmiştir, onlar okuyamamışlardır ama "çocuk okuyacaktır hayırlısıyla" amcası, değil mi?...
O çocuklar da genellikle "çok zeki ama çok tembel" çıkarlar amcası... merhum Çetin Altan'ın vakti zamanında bir kitabında yazdığı gibi, "bizim oğlan çok aptal ama çok çalışkan" diyen ana baba bugüne kadar görülmemiştir.
Haaa, bir de "atom mühendisliği" vardır tabii, mühendisliğin en ileri ucu kabul edilir.
Tıpkı, yarı aydın yarı cahil bunalımlı kızların popolarından uydurdukları "pozitif eneeerji-negatif eneeeerji" türlerini fizik biliminin henüz kaydetmemiş olduğu gibi, atom mühendisliği diye bir meslek dalı da henüz icat edilmemiştir. Ama cahil kulaklara hoş gelir.
Canım, çocuk atom mühendisi çıkınca "Amerikalara falan" gidecek, hepsinden önemlisi, maaşı dolar üzerinden alacaktır!
Ki sonra teyzeme "bilet göndersin" de o da pastırmasını sucuğunu alıp oğlunun yanına gidebilsin... Hem de bir baksın bakalım, oğlanın oralardan bir "gavur kızı" alıp getirme tehlikesi var mı? Varsa engel olalım, bir an önce komşu Hayriye Hanım'ın kızı Şengül'le başını bağlayalım! .
Okumaktan amaç, bilgiye ulaşmak değil, bilgiyi kendisi üretmek hiç değil, para kazanmaktır. Daha doğrusu, sınıf değiştirme yolunun açılmasıdır.
Cahil insanlar kendileri sınıf değiştirme trenini kaçırmışlardır, çocukları okuyacaklar ve değiştireceklerdir.
Değiştiremeyince de mutsuz olurlar. "Biz okuduk da ne oldu?" cümlesi ülkemizde kurulan en yaygın cümlelerden biridir.
şu eski adıyla "öss", şimdiki adıyla "lys" her sene yapılıyor mesela...
Matbuat esnafı elbette üzerine balıklama atlar ve "ne olacak bu eğitimin hali" edebiyatına girişir vakit geldiğinde... Bana bu tür ösese, öyese, öseyese, mekeyeke, imefe, abeceçe konularından gına geldiği için, pek takmam, takipte etmem.
Çünkü her yılın leyesesi-meyesesi, yalnızca sınava o yıl girenleri ve onların analarını babalarını ilgilendirir, üst yanı ırgalanmaz.
Dolayısıyla, gazetelerin ertesi gün çarşaf çarşaf yayınladıkları soru-yanıt sayfaları da küfür edilerek çevirilir geçilir.
Çocuklar, istedikleri okula giremiyorlar ve mutsuz oluyorlar. televizyonlarda ve gazetelerde bazı über-dangalak tipler, hele sosyal-demokrat geçiniyorsa, bir de sittirici çadır dikme meralısıysa, "bu ne biçim hükümet" diye "giydirme" fırsatı çıkar.
Sanki "bu çarpık sınav sistemine karşıyım" diye atıp tutanların somut olarak daha iyi bir sınav sistemi önerdikleri görülmüş gibi...
Çocukların bir meslek edinmeleri de ana babaların hiç umurlarında değil. "Ben sualtı kaynakçılığı öğrenmek istiyorum" ya da "ben fermantasyon teknikeri olacağım" diyen çocuk bir güzel sopa yer, biz senin için saçımızı fermantasyon teknikeri olasın diye mi süpürge ettik?
Oysa dün bir yerde gözüme ilişti, bir "at eğitmeni" ayda yedi bin lira kazanıyormuş...
Su altına boru döşeyen de ayda beş bin dolar alıyormuş.
içinizde ebeveyn olan bacılar-amcalar, ne dersiniz, sizin oğlan okusun mu okumasın mı?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar