bugün

inebahtı kalesi' nin planlarını yapan ve kaleyi osmanlılar' a karşı savunurken hayatını kaybeden şair. romantizm akımının ünlü isimlerindendir. çok çapkın olduğu söylenir.
genc yasta olen, hayatini dunyevi zevklere adamis, ikinci abdulhamit donemi turk yunan savasina katilmis ve orada olmus romantizm akimi temsilcisi ingiliz sair.
yahya kemal' in bir şiirinde ayar verdiği hödük.

Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;

Her lahza bir alev gibi hasretti duyduğum.

Kalbimde vardı "Byron"u bedbaht eden melal!

Gezdim o yaşta dağları, hülyam içinde lal...

Aldım Rakofça kırlarının hür havasını,

Duydum akıncı cedlerimin ihtirasını,

Her yaz, şimale doğru asırlarca bir koşu...

Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu.

Mağlupken ordu, yaslı dururken bütün vatan,

Rüyama girdi her gece bir fatihane zan.
şair ingiliz. sırf klasik yunan edebiyatına ve sanatına hayran olduğu için yunanistan'a yerleşmiş ve yunanistan bağımısızlık savaşına katılmış bir osmanlı düşmanıdır. zira byron, tüm yunanlıları, o özenerek anlatılan hikayelerdeki gibi ya da o meşhur aphrodite ve ares heykellerinde tasarlanmış kusursuz insanlar olarak düşünüyordu ama yanıldığını ölüm yaklaşınca anlamış olacak ki, hayatının son demlerinde "bana bir daha yunanlılar'dan bahsetmeyin, isimlerini bile duymak istemiyorum" laflarını sarf etmiş
romantik ve gotik şairdir.
yakışıklılığı efsane olan şair. bir italya seyahatinde, ünlü alman filozof arthur schopenauer ve bayan arkadaşının yanından atla geçtiği, kendisini gören bayanın arkasından bakakalmasının filozofu çok sinirlendirdiği söylenir.
yunanistan' da yaşadığı dönemde, kendisine güzel ve daha önce duymadığı sözler söyleyen herkese para verdiği söylenen ünlü şair.
sağ ayağını şiirle basmıştır;

"The thorns which I have reap'd are of the tree/I planted; they have torn me, and I bleed./I should have known what fruit would spring from such a seed."
topaldır.
şiiri müziğe çevirdiği söylenir.
hiciv ve eleştiri yapmaya gönüllü şairdir.
(bkz: kari byron)
romantik donem ingiliz sairlerinden.
genc yasinda olmesine ragmen ingilizlerin en onemli sairlerinden biri sayilir. osmanlilara karsi girisilen yunan bagimsizlik savasi'nda yunanlilari desteklemis, hatta savasa bizzat katilmistir. ancak sonu da bu savaslar neticesinde olmustur.
osmanlılara karşı savaşmış olması zerre umrumda değil. kardeşiyle ensest ilişki yaşamış olması da beni zerre ilgilendirmiyor. tek umrumda olan bu adamın alışılmışın dışında şeyler yapmaya çalışması.
çoğu insan kolpa olduğundan normların dışına çıkamaz ve yine çoğu insan bir kedi yavrusu kadar korkaktır. "elalem ne der, sürüden ayrılırsam halim nice olur?" diye düşünür.
bu adamın arkadaşları da çoğu insana göre onun gibi arızalıdır. benim içinse takdir edilmesi gereken beyinlerdir bunlar. "ormanda yürüyordum, güneş tam tepedeydi...sonra şefik'i gördüm. yağız bir delikanlıydı,oracıkta hemen aşık oldum" gibi anneannemin bile yazabileceği şeyleri okuyarak bir ömrü heba eden hayal gücü yoksunlarının kaçırdığı çok şey var. onlar bilmiyorlar ki kelimelerin gücünden bihaber bir ömür geçiriyorlar. o bildiğiniz frankenstein da byron'un ev partisine çağırdığı 18 yaşındaki mary shelly tarafından yaratılmıştır. ortaya çıkışı da o günkü partide byron'un ortaya attığı korku öyküsü yazma oyunu fikrine dayanır.
ona "türk düşmanı sapık" diyen tırt herifler sanki bütün okudukları şiirleri beğenip beğenmemeye belirli testlerin ardından karar veriyor. bunu yaparken de şairlerin hayatlarını baştan sona inceliyor. adam şiir yazıyor burada odaklanmanız gereken bu. sanki aileye damat alacaksınız adamı!
boksa gerçekten tutkun ingiliz şairi.acaba şiirlerinde yansıttığı gizli kinini atmak için mi bu kadar seviyordu bu sporu diye düşündürtür.
"biseksuelligin efendisi" diye anilan $air, lord..

"sanat anlayi$im, begenmemektir" lafiyla hayran birakmi$tir.
Yolu olmayan ormanlarda mutluluk vardır.
Yalnız yürünen deniz kıyısında sevinç.
Topluluklar vardır kimsenin zorla girmediği derin denizlerde, sesinde de müzik.
insanı az seviyorum diyemem,
ama doğayı daha fazla...

dizeleriyle into the wild filminin başlangıcında yer almıştır.
hangi ayağının sakat* olduğu kimse tarafından bilinmez.
Bugün doğum günü olan* ingiliz romantik şair.

(bkz: George Gordon Byron)
Faust'un Helena'dan olan çocuğudur.
Anglo-iskoç şiir, oyun, roman ve gezi yazarı. (1788-1824)

üst düzey bir aileden gelen lord byron, yakışıklı ve kibirli bir adamdı. topal olması aşk hayatının renkli olmasının önüne geçemedi. üvey kız kardeşine aşık olduğu sansasyonu yayıldıktan sonra 1816'da ingiltere'den ayrılmak durumunda kaldı ve bir daha dönmedi. ülkesinden bu zorunlu ayrılışı ülke ülke gezmesine ve şiirlerine, oyunlarına ve gezi yazılarına ilham almasına neden oldu. romantik akımın romantik bir yazarıydı ve dolayısıyla en çok doğadan ilham aldı. manfred isimli eseri romantik bir yazar oluşunun en önemli göstergelerindendir. zira alp dağlarının eteklerinde yazdığı ve intihar konulu olan bu eserde byron tam da bir romantik dönem yazarına yakışır şekilde doğadan feyz almış, benzetmelerini dahi hep doğadan yapmıştır. ünlü bir yazar ve şair olan lord byron 19 nisan 1824'te ateşli bir hastalığa yakalanarak erken yaşta hayatını kaybetmiştir. fakat bu kısa ömre kıtaları aşan bir ün sığdırmayı başarmıştır. **
ölmeden 'her şey bitti, artık çok geç' diyen ünlü ingiliz şair.
babasını görememiştir.
(bkz: Into the wild)** filminin başında harika sözlerle filmin büyüsüne iyice insanı adapte eden yazar.

Ücra ormanlarda bir haz vardır,
Issız kıyılarda mest olurum.
Kimsenin rahatsız etmediği;
Bir çevre vardır,
Derin denizlerde,
Ve uğultusunda bir şarkı vardır:
insanı daha az sevmem ama
Doğayı ondan çok severim...
kendine hayran bıraktıran mükemmel şair.
ey, yıldızlar!
göğün şiirisiniz siz!
romantik dönem içinde olmasına rağmen kendini bir romantik şair olarak kabul etmeyen, augustin dönemi şairlerinin şiir düzeni ve içeriğine daha yakın romantik dönem içi ingiliz neoklasik şairdir.

önemli şiirlerinden bazıları:

ozymandias
she walks in beauty
stanzas for music
sadri şener'in 2006'Da bodrum'da el koyulan yatının adı.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar